• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 168749

English Turkish Film Name Film Year Details
Now it wouldn't be a bribe if I charged you. Değer biçsem rüşvet olmazdı yani, değil mi? The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
It's on the house. No ammo. İkramım olsun. Mermisi yok. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Things get crazy around here, I wouldn't want you killing yourself. Burada işler sıkıntıya girerse kendini öldürmeni istemem. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
That's not my style. O taraklarda bezim yok benim. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I drink and chase nurses. Ben içip hemşirelere takılırım. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Why just give me the pistol? Neden silahı öylece veriyorsun bana? The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I mean, you must have gone through a lot to bring it here. Yani buraya getirmek için başından bir sürü şey geçmiş. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Why just give it away? Niçin öylece vazgeçiyorsun? The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I'm rested, I'm fit... I want to return to my unit Dinlendim, kendime geldim. Bölüğüme ve arkadaşlarıma geri dönmek istiyorum. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Sign the papers, doc. İmzala şu kağıtları doktor. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Hey, Gib? Hey Gib! The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I wanted to give you these before I take off. Gitmeden önce bunları sana vermek istedim. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
They letting you out? Gitmene izin veriyorlar mı? The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I volunteered to leave, actually. Aslında kendim gönüllü oldum. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Why'd you do that? Neden öyle yaptın? The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I sure ain't asking. Sormama bile gerek yok. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
you just need a rest. ...sen dinlen, yeter. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Just a break from it all. Her şeyi bir kenara bırak. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
You'll be all right. O zaman toparlanırsın. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
On guadalcanal, Guadalcanal'da... The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I was coming back from the airfield ...istihkâm bölüğüyle havaalanından dönüyordum. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
dropping 500 lb'ers while we were out in the open. ...etrafımız bomboşken 500'lükler bıraktı. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
All we could do is jump into a slit trench and cover up. Tek yapabildiğimiz bir uyku çukuruna sığınmak oldu. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
There was this guy... Bir adam vardı. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I didn't know him... Kim olduğunu bilmiyordum. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
He was tucked in behind me. Hemen arkama çömelmişti. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I could feel hiheart beating, Kalp atışlarını hissedebiliyordum... The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
his lungs fighting for air... ...ciğerlerinin nefes alıp verme mücadelesini. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
And his lips on my back as he prayed to god to keep him alive. Tam arkamda dudakları, ölmemek için Tanrı'ya yalvarıyordu. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
He believed god would save him. Tanrı'nın kendisini kurtaracağına inanıyordu. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Jesus, I envied him. Tanrım! Onu kıskanmıştım. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Thanks for the smokes. Sigaralar için sağ ol. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
There's nothing to do in here but smoke. Burada sigara içmekten başka yapacak bir şey yok. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
I hope it's quick and easy for you, Leckie. Umarım senin için hızlı ve kolay olur, Leckie. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
Jap sniper, maybe. Keskin nişancı ile belki. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
You get nailed in the first two minutes. İki dakikada nalları dikersin. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
No worries about ending up like me. Sonunun benim gibi olma endişesi olmadan. The Pacific Gloucester/Pavuvu/Banika-2 2010 info-icon
We interrupt this program to bring you a special news bulletin. Programımızı özel bir haber için yarıda kesiyoruz. Programimizi sizlere ozel bir haber sunmak icin yarida kesiyoruz. Programımızı sizlere özel bir haber sunmak için yarıda kesiyoruz. Programimizi sizlere özel bir haber sunmak için yarida kesiyoruz. Programımızı özel bir haber için yarıda kesiyoruz. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The Japanese have attacked Pearl Harbour, Hawaii by air, president Roosevelt has just announced. Başkan Roosevelt, az önceki duyurusunda... Baskan Roosevelt'in az onceki duyurusu... Başkan Roosevelt'in az önceki duyurusu... Baºkan Roosevelt'in az önceki duyurusu... Başkan Roosevelt, az önceki duyurusunda... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The details are not available. The White House is now giving out a statement. Detaylar henüz elimize geçmedi. Beyaz Saray'dan bir demeç veriliyor. Detaylar henuz elimize gecmedi. Beyaz Saray'dan bir demec veriliyor. Detaylar henüz elimize geçmedi. Beyaz Saray'dan bir demeç veriliyor. Detaylar henüz elimize geçmedi. Beyaz Saray'dan bir demeç veriliyor. Detaylar henüz elimize geçmedi. Beyaz Saray'dan bir demeç veriliyor. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Yesterday, December 7th Dün, 7 Aralık... Dun, 7 Aralik... Dün, 7 Aralık... Dün, 7 Aralik... Dün, 7 Aralık... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
1941, a date that will live in infamy, ...1941 günü, utanç verici bir gün olmuştur. ...1941 gunu, utanc verici bir gun olmustur. ...1941 günü, utanç verici bir gün olmuştur. ...1941 günü, utanç verici bir gün olmuºtur. ...1941 günü, utanç verici bir gün olmuştur. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
United States of America was suddenly and deliberately attacked. Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve istemli olarak saldırıya uğramıştır. Amerika Birlesik Devletleri, aniden ve kasten saldiriya ugramistir. Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve kasten saldırıya uğramıştır. Amerika Birleºik Devletleri, aniden ve kasten saldiriya ugramiºtir. Amerika Birleşik Devletleri, aniden ve istemli olarak saldırıya uğramıştır. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
December 7th, 1941 7 Aralık 1941. 7 Aralik 1941. 7 Aralık 1941. 7 Aralik 1941. 7 Aralık 1941. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
It was America's greatest military disaster. Amerika'nın en büyük askeri felaketiydi. Amerika'nin en buyuk askeri felaketiydi. Amerika'nın en büyük askeri felaketiydi. Amerika'nin en büyük askeri felaketiydi. Amerika'nın en büyük askeri felaketiydi. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
It marcked the entrance in the World War II. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. Ikinci Dunya Savasi'na girisinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. ikinci Dünya Savaºi'na giriºinin anahtari oldu. İkinci Dünya Savaşı'na girişinin anahtarı oldu. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
There would be followed by 6 months of consecutive defeats.. Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca, ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. Bunu da alti ay boyunca, ardi ardina gelen yenilgiler takip etti. Bunu da altı ay boyunca ardı ardına gelen yenilgiler takip etti. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Wake fell to the enemy. Guam was quickly indulged by the Japanese. Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. Wake Adasi kaybedildi. Guam bir cirpida Japonlara boyun egdi. Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. Wake Adasi kaybedildi. Guam bir çirpida Japonlara boyun egdi. Wake Adası kaybedildi. Guam bir çırpıda Japonlara boyun eğdi. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Japanese troops captured most of *** Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin cogunu ele gecirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasinin çogunu ele geçirdi... Japon askerleri Lausanne Adasının çoğunu ele geçirdi... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
and were pressing the assault in the rest of the Phillipinnes. ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalani icin de saldirmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalani için de saldirmaya devam ediyor. ...ve Filipinler'in kalanı için de saldırmaya devam ediyor. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Within half a year of Pearl Harbour, Pearl Harbor'dan yarım sene kadar sonra... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yilda... Pearl Harbor'u takip eden bir bucuk yilda... Pearl Harbor'u takip eden bir buçuk yılda... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The Japanese controlled one of the largest teritorial empires in human history. ...Japonlar insanlık tarihi boyunca kurulmuş imparatorlukların... ...Japonlar insanlık tarihindeki en büyük karayı kontrol altında tutuyorlardı. ...Japonlar insanlık tarihindeki en büyük karayı kontrol altında tutuyorlardı. ...Japonlar insanlik tarihindeki en büyük karayi kontrol altinda tutuyorlardi. ...Japonlar insanlik tarihindeki en buyuk karayi kontrol altinda tutuyorlardi. ...Japonlar insanlık tarihindeki en büyük karayı kontrol altında tutuyorlardı. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
By the summer of 1942 they were at Australia's doorstep.. 1942 yazında, Avusturalya'nın eşiğine kadar geldiler. 1942 yazında, Avustralya eşiklerine dayanmışlardı. 1942 yazında, Avustralya eşiklerine dayanmışlardı. 1942 yazinda, Avusturalya eºiklerine dayanmiºlardi. 1942 yazinda, Avustralya esiklerine dayanmislardi. 1942 yazında, Avustralya eşiklerine dayanmışlardı. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Their reach extending all the way down to a small remote island in the South Pacific Güney Pasifik'in uzağındaki küçük bir adaya kadar ilerlediler. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. Geniºlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmiºti. Genislemeleri Guney Pasifik'teki kucuk bir adaya kadar gelmisti. Genişlemeleri Güney Pasifik'teki küçük bir adaya kadar gelmişti. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Here, the Japanese were rapidly building an air field.. İşte, Japonlar hızlıca bir hava sahası yapmaya çalışıyorlar... Burada, Japonlar hızlıca bir havaalanı inşa ediyorlar. Burada, Japonlar hızlıca bir hava alanı inşa ediyorlar. Burada, Japonlar hizlica bir hava alani inºa ediyorlar. Burada, Japonlar hizlica bir hava alani insa ediyorlar. Burada, Japonlar hızlıca bir havaalanı inşa ediyorlar. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
If they completed that airfield, Eğer tamamlayabilirlerse... Bu havaalanını bitirebilselerdi... Bu hava alanını bitirebilselerdi... Bu hava alanini bitirebilselerdi... Bu hava alanini bitirebilselerdi... Bu havaalanını bitirebilselerdi... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
They could effectively chocke off US supply lines to Australia. ...Amerika'nın Avusturalya'daki olan erzak yollarını kesebilirler. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avusturalya'daki ikmal hatlarini etkili bir biçimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarini etkili bir bicimde tikayabilirlerdi. ...ABD'nin, Avustralya’daki ikmal hatlarını etkili bir biçimde tıkayabilirlerdi. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Denying the United States a base from which they wedged the rest of the war in the Pacific. Amerika'yı savaşın geri kalan bölümünde... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... Birleºik Devletler'i, Pasifik'teki bu savaºin... Birlesik Devletler’i, Pasifik'teki bu savasin... Birleşik Devletler’i, Pasifik'teki bu savaşın... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
In August of 1942, almost 9 months after the attack on Pearl Harbour, Ağustos 1942'de, Pearl Harbor saldırısından dokuz ay kadar sonra... 1942 Ağustosu'nda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... 1942 Ağustos'unda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... 1942 Agustos'unda, Pearl Harbor Saldirisi'nin... 1942 Agustos'unda, Pearl Harbor Saldirisi'nin... 1942 Ağustosu'nda, Pearl Harbor Saldırısı'nın... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The first marine division shipped out from New Zealand. ...Yeni Zelanda'ya ilk piyade birliği indirildi... ...1 Denizci Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... ...ilk denizci tümeni, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... ...ilk denizci tümeni, ikinci Dünya Savaºi'ndaki... ...ilk denizci tumeni, Ikinci Dunya Savasi'ndaki... ...1 Denizci Birliği, İkinci Dünya Savaşı'ndaki... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Headed for the first American offensive of World War II. ...ve Amerika'nın İkinci Dünya Savaşındaki ilk taarruz savaşı başladı. ...ilk Amerikan saldırısına doğru Yeni Zelanda'dan demir aldı. ...ilk Amerikan saldırısına doğru Yeni Zelanda'dan demir aldı. ...ilk Amerikan saldirisina dogru Yeni Zelanda'dan demir aldi. ...ilk Amerikan saldirisina dogru Yeni Zelanda'dan demir aldi. ...ilk Amerikan saldırısına doğru Yeni Zelanda'dan demir aldı. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
We were never told we were going into combat. Bize savaşa gideceğimiz hiç söylenmemişti. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. Kimse bize çarpiºmaya gittigimizi söylemedi. Kimse bize carpismaya gittigimizi soylemedi. Kimse bize çarpışmaya gittiğimizi söylemedi. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
They told us that we were going to a Bize Japonların elinde bulunan... Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. Bize Japonya hakimiyetindeki, Guadalcanal adinda bir adaya gittigimiz söylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adinda bir adaya gittigimiz soylendi. Bize Japonya hâkimiyetindeki, Guadalcanal adında bir adaya gittiğimiz söylendi. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
they didn't even know how to spell the name. ...adını nasıl telaffuz edeceklerini bilmiyorlardı. ...adini nasil telaffuz edeceklerini bilmiyorlardi. ...adını nasıl telaffuz edeceklerini bilmiyorlardı. ...adini nasil telafuz edeceklerini bilmiyorlardi. ...adını nasıl telaffuz edeceklerini bilmiyorlardı. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
That was a nasty war, man. Çok kötü bir savaştı, dostum. Çok pis bir savaştı dostum. Çok pis bir savaştı dostum. Çok pis bir savaºti dostum. cok pis bir savasti dostum. Çok pis bir savaştı dostum. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I'll tell what, it scares me today and it has been 60 or 70 years ago. Üzerinden 60 70 yıl geçse dahi hala beni korkutuyor. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyecegim, 60 70 yil geçmesine ragmen, bugün bile korkutuyor beni. Bak ne diyecegim, 60 70 yil gecmesine ragmen, bugun bile korkutuyor beni. Bak ne diyeceğim, 60 70 yıl geçmesine rağmen, bugün bile korkutuyor beni. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
We have no concept that it was an pull land event. Oraya çıkarma yapacağımız konusunda hiçbir bilgimiz yoktu. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. Karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti bize. Karaya çikacagimiza dair hiçbir bilgi verilmemiºti bize. Karaya cikacagimiza dair hicbir bilgi verilmemisti bize. Bize karaya çıkacağımıza dair hiçbir bilgi verilmemişti. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
We have no idea that we went the forefront of all of this. Oraya gidip görene kadar bunların hiçbirinden haberimiz yoktu. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. Tüm savaºin ön safinda olacagimizi hiç bilmiyorduk. Tum savasin on safinda olacagimizi hic bilmiyorduk. Tüm savaşın ön safında olacağımızı hiç bilmiyorduk. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The maintain was sustained alive. Bir süre de böyle devam etti. Amacımız hayatta kalmaktı. Amacımız hayatta kalmaktı. Amacimiz hayatta kalmakti. Amacimiz hayatta kalmakti. Amacımız hayatta kalmaktı. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The Pacific Part I PASİFİK BÖLÜM 1 Pasifik, 1. Bölüm "Guadalcanal/Leckie" "Pasifik" Birinci Bölüm The Pacific Birinci Bölüm "Pasifik" Birinci Bolum Pasifik, 1. Bölüm "Guadalcanal/Leckie" The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Vera? Bob leckie. Vera? Bob Leckie. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I'm your neighbor from across the street. Komşunum, yolun karşısında oturuyorum. Sokağın karşısındaki komşunum. Sokağın karşısındaki komşunum. Sokagin karºisindaki komºunum. Sokagin karsisindaki komsunum. Sokağın karşısındaki komşunum. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I know who you are, bob. Kim olduğunu biliyorum, Bob. Kim olduğunu biliyorum Bob. Kim olduğunu biliyorum Bob. Kim oldugunu biliyorum Bob. Kim oldugunu biliyorum Bob. Kim olduğunu biliyorum Bob. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I thought I was going shopping, but then I passed saint mary's Alışverişe gitmeyi düşünüyordum ama Azize Mary'nin yanından geçince... Alışveriş yapacağım sanıyordum, ama Saint Mary'i geçince... Alışveriş yapacağım sanıyordum, ama Saint Mary'i geçince... Aliºveriº yapacagim saniyordum, ama Saint Mary'i geçince... Alisveris yapacagim saniyordum, ama Saint Mary'i gecince... Alışveriş yapacağım sanıyordum, ama Saint Mary'i geçince... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
And thought I'd pray instead. ...bir dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. ...onun yerine dua edeyim dedim. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I joined the marines. Orduya katıldım. Deniz Kuvvetlerine katıldım. Deniz Kuvvetlerine katıldım. Deniz Kuvvetlerine katildim. Deniz Kuvvetlerine katildim. Deniz Kuvvetlerine katıldım. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Thought I'd do my bit. Üzerime düşeni yapayım dedim. Kendi kısmımı yapayım dedim. Kendi kısmımı yapayım dedim. Kendi kismimi yapayim dedim. Kendi kismimi yapayim dedim. Kendi kısmımı yapayım dedim. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Fifth in line. Beşinci sıradayım. Sırada beşinci var. Sırada beşinci var. Sirada beºinci var. Sirada besinci var. Sırada beşinci var. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Well, if I don't see you before you go... Eğer gitmeden önce seni bir daha göremezsem... Gitmeden önce görüşemezsek diye... Gitmeden önce görüşemezsek diye... Gitmeden önce görüºemezsek diye... Gitmeden once gorusemezsek diye... Gitmeden önce görüşemezsek diye... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Take care of yourself. ...kendine iyi bak. ...kendine dikkat et. ...kendine dikkat et. ...kendine dikkat et. ...kendine dikkat et. ...kendine dikkat et. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Um, wait, vera, let me get that for you. Dur, Vera, ben açayım. Bekle Vera, kapıyı açayım sana. Bekle Vera, kapıyı açayım sana. Bekle Vera, kapiyi açayim sana. Bekle Vera, kapiyi acayim sana. Bekle Vera, kapıyı açayım sana. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Oh, thank you. Teşekkürler. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. Teºekkür ederim. Tesekkur ederim. Teşekkür ederim. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Maybe I'll write you. Belki sana yazarım. Belki yazarım sana. Belki yazarım sana. Belki yazarim sana. Belki yazarim sana. Belki yazarım sana. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
All right. Tamam. Olur. Olur. Olur. Olur. Olur. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Basilone! Over here. Basilon! Bu tarafa. Basilone! Buraya! Basilone! Buraya! Basilone! Buraya! Basilone! Buraya! Basilone! Buraya! The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Excuse me, folks. Affedersiniz arkadaşlar. İzninizle beyler. İzninizle beyler. izninizle beyler. Izninizle beyler. İzninizle beyler. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
I miss anything? Nah. Bir şey kaçırdım mı? Hayır. Bir şey kaçırdım mı? Yok. Bir şey kaçırdım mı? Yok. Bir ºey kaçirdim mi? Yok. Bir sey kacirdim mi? Yok. Bir şey kaçırdım mı? Yok. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The movie hasn't started yet. Film daha başlamadı. Film başlamadı daha. Film başlamadı daha. Film baºlamadi daha. Film baslamadi daha. Film başlamadı daha. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Don't tell me I ssed this thing. Sakın bana bunu kaçırdığımı söylemeyin. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Chesty's come and gone. Yeah, just missed him. Chesty geldi gitti. Evet, az evvel kaçırdın. Chesty geldi ve gitti. Evet, daha yeni gitti. Chesty geldi ve gitti. Evet, daha yeni gitti. Chesty geldi ve gitti. Evet, daha yeni gitti. Chesty geldi ve gitti. Evet, daha yeni gitti. Chesty geldi ve gitti. Evet, daha yeni gitti. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Come on, did I fuck this up or what? Söyleyin haydi, sıçtım mı yani? Hadi ama, sıçtım mı sıçmadım mı? Hadi ama, sıçtım mı sıçmadım mı? Hadi ama, siçtim mi siçmadim mi? Hadi ama, sictim mi sicmadim mi? Hadi ama, sıçtım mı sıçmadım mı? The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Oh, yeah. Man: Attention on deck! Aynen. Dikkat! Hem de nasıl! Hazır ol! Hem de nasıl! Dikkat! Hem de nasil! Hazir ol! Hem de nasil! Dikkat! Hem de nasıl! Hazır ol! The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Carry on. Rahat. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Fuck you. İbneler. Şerefsizler! Siktiklerim. Siktiklerim. Siktiklerim. Şerefsizler! The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
The uniform that youear Giydiğiniz üniforma... Giydiğiniz o üniforma... Giydiğiniz o üniforma... Giydiginiz o üniforma... Giydiginiz o uniforma... Giydiğiniz o üniforma... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
And the globe and anchor emblem that you have earned ...kazandığınız o çapa ve dünya arması... ...kazandığınız o küre ve kartal amblemi... ...kazandığınız o küre ve kartal amblemi... ...kazandiginiz o küre ve kartal amblemi... ...kazandiginiz o kure ve kartal amblemi... ...kazandığınız o küre ve kartal amblemi... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
Will make the difference between the freedom of the world ...Dünya'nın özgürlüğü ve köleleştirilmesi arasında... ...dünya barışı ve onun köleleştirdikleri arasında bir fark yaratacak. ...dünya barışı ve onun köleleştirdikleri arasında bir fark yaratacak. ...dünya bariºi ve onun köleleºtirdikleri arasinda bir fark yaratacak. ...dunya barisi ve onun kolelestirdikleri arasinda bir fark yaratacak. ...dünya barışı ve onun köleleştirdikleri arasında bir fark yaratacak. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
And its enslavement. ...bir fark yaratacak. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
December 7th was quite a day 7 Aralık günü, Pearl Harbor Hawaii'de facia yaşadığımız gün olarak bilinir... 7 Aralık feci bir gündü... 7 Aralık feci bir gündü... 7 Aralik feci bir gündü... 7 Aralik feci bir gundu... 7 Aralık feci bir gündü... The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
In pearl harbor, hawaii. Hawaii, Pearl Harbor'da. The Pacific Guadalcanal/Leckie-1 2010 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 168744
  • 168745
  • 168746
  • 168747
  • 168748
  • 168749
  • 168750
  • 168751
  • 168752
  • 168753
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact