Search
English Turkish Sentence Translations Page 166602
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Go. | Yap. Yap hadi. Yap hadi. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Were you telling porky pies? | Yalan mı söylüyordun sen bakayım? Çişim var diye yalan mı söyledin? Yoksa çişim var diye yalan mı söyledin? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Bring the hammer, Daddy. | Çekici getir, baba. Çekici getir baba. Çekici getir baba. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I killed your dog with this. | Köpeğini bununla öldürdüm... Köpeğini bununla öldürdüm. Köpeğini bununla öldürdüm. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
(Lola) And a nail. | ...ve birde çivi. Tabii bir tane de çivi. Tabii bir tane de çivi. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You've got 10 seconds to go or Daddy's going to nail it to the chair. | Başlamak için 10 saniyen var ya da babacık onu çiviyle sandalyeye çakacak. 10 saniye içinde işedin işedin, yoksa babam aletini sandalyeye çivileyecek. 10 saniye içinde işedin işedin, yoksa babam aletini sandalyeye çivileyecek. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
It's crying. | Ağlıyor. Aletin ağlıyor! Aletin ağlıyor! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I bet I kiss it better. | Bahse varım onu öpsem iyi gelir. Öpsem iyi olur belki. Öpsem iyi gelir belki. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Or maybe I'll bite it off so she can never kiss it again. | Ya da onun bir daha asla öpememesi için ısırıp koparabilirim. Ya da ısırıp kopartayım da sevgilin bir daha asla onu öpemesin. Ya da ısırıp kopartayım da sevgilin bir daha asla onu öpemesin. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Oh! What happened? Where's Bright Eyes? | Ne oldu? Parlak Göz nerede? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
She's in her room so she can't get out. | Odasında, dışarı çıkamaz. Odasında, yani dışarı çıkamaz. Odasında, yani dışarı çıkamaz. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Keep it on him. | İndirelim onu. Işığı üstüne tut. Işığı üstüne tut. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Here, let me have a go. | Al şunu, bırak ben atayım. Sen tut, ben atayım. Sen tut, ben atayım. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Boys shouldn't hit girls. | Erkeklerin kızlara vurmaması gerekir. Erkekler asla kızlara vurmamalı. Erkekler asla kızlara vurmamalı. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Cry! | Ağla! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
This one's for the Kingswood. | Bu da arabam için. Bu da arabamı çökerttiğin için. Bu da arabamı çökerttiğin için. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Here you are. | Al bakalım. Buyurun. Buyurun. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Thanks, Holly. | Sağ ol, Holly. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
He thinks I blame him. | Babasının ölümü için onu suçladığımı düşünüyor. Onu suçladığımı sanıyor. Onu suçladığımı sanıyor. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Do you? | Suçluyor musun? Suçluyor musunuz? Suçluyor musunuz? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
(Lola) That's me. | Bu benim. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
He was such a baby. | Tam bir bebek gibiydi. Bir bebek gibiydi. Bir bebek gibiydi. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
That's me again. | Yine ben. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Duncan Fletcher. | KAYIP Duncan Fletcher. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
He wet himself. | Altına işedi. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
It was so funny. | O kadar komikti ki. Çok komikti. Çok komikti. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
See? | Görüyor musun? Gördün mü bak? Gördün mü bak? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
He wet his pants. | O ve ıslak pantolonu. Altına işemiş. Altına işemiş. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Rhys Agnew. | KAYIP Rhys Agnew. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Boring! | Sıkıcı! Sıkıcıydı! Sıkıcıydı! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Here's the one that got away. | Buradan kaçabilen tek kişi bu... Bu da tek kaçmayı başarabilen. Bu da tek kaçmayı başarabilen. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Timmy Valentine. | ...Timmy Valentine. Timmy Valentine. Timmy Valentine. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
He's probably dead by now. | Şimdiye kadar muhtemelen ölmüştür. Muhtemelen şimdiye kadar o da ölmüştür. Muhtemelen şimdiye kadar o da ölmüştür. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
And lucky last... | Ve son şanslı kişi... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I'm ready to draw on him now. | Artık onu çizmeye hazırım. Artık üzerine çizmeye hazırım. Artık üzerine çizmeye hazırım. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Shall we go in after this? | Bunu içtikten sonra gidelim mi? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Sick of me already? | Şimdiden benden bıktın mı? Benden sıkıldın mı? Benden bıktın mı yoksa? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
No. No, I just thought... | Hayır. Hayır, ben sadece... Hayır. Hayır. Bir şeyler yeriz diye düşünmüştüm. Hayır. Hayır. Bir şeyler yeriz diye düşünmüştüm. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
...you know, maybe we should eat something. | ...bir şeyler yemeliyiz diye düşünmüştüm. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I'll feed you. | Ben seni beslerim. Ben seni doyururum. Ben seni doyururum. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Your drawing gets better every time. | Çizimlerin her seferinde daha iyiye gidiyor. Çizimin her seferinde daha da güzelleşiyor. Çizimin her seferinde daha da güzelleşiyor. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Throw it. | At. Dök hadi. Dök hadi. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Not too much. It's supposed to be bad for you. | Çok fazla değil. Senin için kötü olması gerek. O kadar çok dökülmedi. Canının çok yanması gerek. O kadar çok dökülmedi ki. Canının çok yanması gerek. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
We can't hear you! We can't hear you! | Seni duyamıyoruz! Seni duyamıyoruz! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Maybe... Maybe we should go in. | Belki... Artık içeri girmeliyiz. Belki... Belki de içeri girmeliyiz. Belki... Belki de içeri girmeliyiz. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Oh, here! You all right? | Sen iyi misin? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
(Eric) And this year's Queen of the Dance is... | Ve bu yılın Dans Kraliçesi... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
...Lola Stone! | ...Lola Stone! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Blow your whistle, King. | Düdüğünü çal Kralım. Öttür düdüğünü Kralım. Öttür düdüğünü Kralım. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Daddy! | Babacım! Babacığım! Baba! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Crown me. | Tacımı tak. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I've been tried and then tempted | Önce sınandım sonra baştan çıkarıldım | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
But now I'm leaving today | Ama bugün gidiyorum artık | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
All we had, baby's over | Bütün yaşadıklarımız bitti bebeğim | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
So I be on my way | Ben yoluma koyulayım | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Go onto another | Başka birini bul kendine | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
And don't you pay me no mind | Ve beni kafana takayım deme | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You're yet to discover | Hâlâ keşfedilmeyi bekliyorsun | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Loving something you'll find | Sevdiğin bir şeyi bulacaksın | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Oh, my head in my hands, it is sinking | Kafam ellerimde, batıyor | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
And my heart inside me is torn | Ve kalbim içimde paramparça | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Are you sitting true... | Düzgünce oturuyor musun? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
What the fuck are you looking at? | Ne sikime bakıyorsun be? Neye bakıyorsunuz siz öyle? Neye bakıyorsunuz siz öyle? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
... we were through | Bunu atlatıyorduk | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
But I'll be oh, so lonesome... | Ama ben yapayalnız olacağım | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
If you want to do that sort of thing I suggest you go somewhere else. | Böyle şeyler yapacaksanız başka bir yere gitmenizi öneririm. Niyetiniz az önce yaptığınız gibi bir şeyse başka bir yere gitmenizi öneririm. Niyetiniz az önce yaptığınız gibi bir şeyse başka bir yere gitmenizi öneririm. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Am I not pretty enough? | Yeterince güzel değil miyim? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Why do you see... | Beni neden bir türlü... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
When I find my Prince, | Prensimi bulduğumda... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
this is the song we're gonna dance to at my wedding. | ...düğünümde bu şarkıyla dans edeceğiz. ...düğünümüzde bu şarkıda dans edeceğiz. ...düğünümüzde bu şarkıda dans edeceğiz. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
But you're not him. | Ama sen o değilsin. Ama o sen değilsin. Ama o sen değilsin. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You're just another FROG! | Sen sadece başka bir kurbağasın! Sen de diğerleri gibi kurbağasın! Sen de diğerleri gibi bir kurbağasın! | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I've waited long enough... | Yeterince bekledim artık | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Dance with me, Daddy. | Benimle dans et, baba. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Am I too outspoken? Don't I make you laugh? | Seni güldürmüyor muyum? | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I laugh, I feel | Gülüyorum, hissediyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I make believe it's real | Gerçek olduğunu düşünerek kendimi kandırıyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I fall, I freeze | Düşüyorum, donuyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I pray down on my knees | Dizlerime çöküp dua ediyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I hope, I stand | Umut ediyorum, ayağa kalkıyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I take it like a man... | Gerçeği çok iyi karşılıyorum | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You're the Prince. | Prens sensin. Prensim sensin. Prensim sensin. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
That's why I can't find one I like. | Bu yüzden hoşlandığım birini bulamıyorum. İstediğim gibi birisini bulamamamın sebebi bu. İstediğim gibi birisini bulamamamın sebebi bu. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
It's always been you, Daddy. | Daima seninle olacağım, baba. O hep sendin baba. O hep sendin baba. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Just you and me... | Sadece sen ve ben... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I contacted Search & Rescue. They'll be here in the morning. | Arama kurtarma ekibini aradım. Sabaha burada olurlar. Arama kurtarma ekibiyle konuştum. Sabahleyin burada olacaklar. Arama kurtarma ekibiyle konuştum. Sabaha burada olacaklar. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
But if you think of anything or you need me, you ring me. | Ama aklına bir şey gelirse, ya da bana ihtiyacın olursa, beni ara. Ama eğer aklına bir şey gelir ya da bana ihtiyacın olursa, ara beni. Ama eğer aklına bir şey gelir ya da bana ihtiyacın olursa, ara beni. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Hi Mum, I think it's late over there so you're probably asleep. | Merhaba anne, sanırım orada vakit oldukça geç, galiba uyuyorsun. Merhaba anne, sanırım orada gece yarısı, o yüzden uyuyorsundur. Ben... Merhaba anne, sanırım orada saat geç olduğundan uyuyorsun. Ben... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
So er... | Neyse... | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
I'll try again later. | ...daha sonra tekrar ararım. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
OK, bye. | Tamam, hoşça kal. Hoşça kal. Hoşça kal. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
(Eric) Drinkie, drinkie. (Lola) Sing for your supper. | İçin bakalım. Yemeğiniz için şarkı söyleyin. İçin bakalım. Yemek için şarkı söyleyin. İçin bakalım. Yemeğiniz için şarkı söyleyin. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Not loud enough. | Yeterince bağırmıyorsunuz. Yeterince ses çıkmıyor. Yeterince ses çıkmıyor. Yeterince ses çıkmıyor. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
When I said go somewhere else I meant off school property. | Başka bir yere gidin dediğimde, okuldan uzakta bir yeri kastetmiştim. Başka bir yere gidin dediğimde okul sınırları dışını kastetmiştim. Başka bir yere gidin dediğimde okul sınırları dışını kastetmiştim. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You're my first drilling. | Benim ilk delme işim olacaksın. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
The trick is not to go too far. | İşin püf noktası çok ileri gitmemek. Önemli olan çok fazla içeri girmemen. Önemli olan çok fazla içeri girmemen. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Just enough to break through the skull. | Sadece kafatasını delmeye yetecek kadar olmalı. Kafatasını delince duracaksın. Kafatasını delince duracaksın. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Do you know how to turn it on? I'm not stupid. | Nasıl açılacağını biliyor musun? Aptal değilim. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
Remove the King's crown, please, Daddy. | Lütfen kralın tacını çıkar, babacığım. Kral'ın tacını çıkar lütfen baba. Kral'ın tacını çıkar lütfen baba. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |
You've got to push harder. | Sertçe bastırmalısın. Daha güçlü bastırman lazım. Daha güçlü bastırman lazım. | The Loved Ones-1 | 2009 | ![]() |