• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 164786

English Turkish Film Name Film Year Details
and who knows whether he's still alive somewhere. kim bilir halen bir yerlerde hayattadır belki. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I have to know the truth. Gerçeği bilmek zorundayım. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Stop tormenting me. You know how hard it is to talk to him now. Bana eziyet etmeyi bırak. Onunla konuşmanın ne kadar zor olduğunu biliyorsun. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
How can I cope with all by myself? Bütün bunlarla tek başıma nasıl baş edebilirim? The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
How can I answer all the questions Tanrı'nın sürekli sorduğu tüm sorulara... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
It's beyond my endurance. Bu dayanma gücümü aşıyor. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
The gravity of his complaints terrifies me. Şikayetlerinin ağırlığı beni çok korkutuyor. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Don't cry. I have a migraine. Ağlama. Migrenim tuttu. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
You won't go to school today. Bugün okula gitmezsin. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
To school, Mother? Okula mı? Anne! The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I'm not a little boy any more. Artık küçük bir çocuk değilim. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Yes, you are. Look at your ink stained hands, Hayır öylesin. Şu mürekkepli ellerine, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and bruised knees. ve bereli dizlerine bak. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
You're a naughty and obstinate boy. Sen yaramaz ve inatçı bir çocuksun. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
God knows where you loiter. Tanrı bilir nerelerde oyalanıyorsun. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
The shop should be open soon. Dükkan yakında kapanır. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
But... Stop tormenting me. Ama... Bana eziyet etme. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I've already told you that Father travels around as a salesman, Sana söyledim, baban ülkenin her yerine seyahat eden... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
within the country. ...bir satıcı. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
You know he sometimes returns home at night, Biliyorsun bazen gece eve gelir. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
only to go even further away before dawn. Sadece şafakla birlikte daha uzağa gitmek için tabi. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
But I'm sure he'll return. Ama eminim geri döner. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Stop coming and going, sit down. Gidip gelmeyi bırakıp oturun. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Yawning for a little while... And having a rest again. Biraz esneme... Sonra yeniden dinlenme. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
And after you rest, Ve dinlendikten sonra, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
go to the ant's house karıncanın evine git, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
to learn wisdom. ve bilgeliği öğren. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
From an ant? Go to hell. Bir karıncadan mı? Hadi ordan. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
That ant of yours Şu senin karıncanın... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
doesn't have a teacher, a master or a boss. ...bir öğretmeni, bir ustası veya bir patronu yok, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I was walking Tembel bir adamın tarlasında... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I was walking across Aptal bir adamın bağından... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Our Lord never said it. Don't listen to it. Tanrımız asla bunu söylemedi. Bunu dinlemeyin. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
It became Her yeri... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
all overgrown with nettles ...ısırganlar sarmış, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and thorns covered all his land, ve dikenler kaplamış tüm toprağını, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and the stone wall fell to pieces... ve taş duvar paramparça olmuş... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Clap your hands Ellerinizi çırpın The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and call His name ve Onun adını söyleyin The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
In a happy voice Mutlu bir sesle The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Call his name in happy hymns Adını söyleyin mutlu bir ilahide The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and with the sound of the trumpet. ve çalınan bir tarampet sesiyle. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Accompany your praisings Övgülerinizle eşlik edin The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him on a harp. Ona şükredin bir arp ile. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him on a zither. Ona şükredin bir kanun ile. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him on drums and in dance. Ona şükredin davullarla dans ederek. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him on strings and flute. Ona şükredin çalgılarla ve flütle. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him with the sweet tones of cymbals. Şükredin ona zillerin tatlı sesiyle. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Praise Him resoundingly with cymbals. Şükredin çınlayan simballarla. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Let every spirit praise Him. Her bir ruh şükretsin Ona. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Alleluia! Alleluia! The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Clap your hands and sing. Ellerinizi çırpın ve şarkı söyleyin. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Sing. Söyleyin. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Sing for the ones of poor spirit. Zavallı bir ruh için söyleyin. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
In his dream he saw a ladder standing on the ground, Rüyasında yerden yükselen bir merdiven gördü, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
it's top reaching heaven doruğu cennete ulaşıyordu, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and God's angels ascending and descending it. ve Tanrı'nın melekleri üstünde inip çıkıyorlardı. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Our little Jozef! Küçük Jozef'imiz! The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
You probably got lost on your way to school. Okula giderken kayboldun galiba. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Well... Rascals! They're everywhere. Evet... Hergeleler! Her yerdeler. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
When I go down to buy bread in the morning Sabah ekmek almak için aşağı indiğim zaman, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
open the door. ...açamadım bile. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They push through, the smallest gaps. En küçük aralıktan bile saldırıyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They try to get into the kitchen. Mutfağa girmeye çalışıyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They cajole me. Beni kandırıyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They almost wag their tails. Nerdeyse kuyruk sallayacaklar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
And they go mad when they see a fire. Bir alev gördüklerinde de deliriyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They clap their hands and dance like savages. Ellerini çırpıp vahşiler gibi dans ediyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They're hopeless at putting out fires. Yangın söndürme konusunda hepsi umutsuz vaka. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Who are you talking about? Sen kim hakkında konuşuyorsun? The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Those idle firemen. Şu aylak itfayeciler. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They become lazy and sleepy at the end of autumn. Sonbaharın sonunda iyice tembel ve uykucu oluyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They can sleep standing up. Ayakta bile uyuyabilirler. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I think you're prejudiced, Bence önyargılısın, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
An old stove maker once told me that when he repairs chimneys, Yaşlı bir şömüneci bir zamanlar, bacaları onardığı zaman... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
he finds them attached ...onların baca deliklerine... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
motionless like larvae. ...keşfettiğini söylemişti. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
They sleep there drunk with raspberry cordial. Ahududu likörüyle sarhoş şekilde orda uyuyorlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and whine imploringly: "Sugar, sugar"... Ve haykırarak yalvarıyorlar: "şeker, şeker"... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I need only cast a glance at them Onlara sadece bir bakış atmamla, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and their faces immediately swell yüzleri hemen müstehcen şekilde... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
with obscene red meat. ...kırmızı bir et gibi şişiyor. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
In that way, they strengthen their inner spirit Bu yolla ruhlarını güçlendiriyorlar, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
and renew the colors: ve renkleri tazeliyorlar: The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
which firemen expel as fireworks. itfayeciler havai fişekleri, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
rockets and Bengali lights. roketleri ve işaret fişeklerini kovalarlar. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I won't give them any cordial anyway. Onlara hiç ahududu likörü vermeyeceğim yine de. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I didn't ruin my complexion cooking it on the oven, Sadece bu hergeleler onu içecekler diye... The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
just so those rascals could drink it all now. ...onu fırında pişirerek cildimi mahvedecek değilim. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Unfortunately, Adela, Maalesef, Adela, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
you never understood things which rise above the mundane. sıradan olanın üstünde yükselen şeyleri asla anlamayacaksın. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Is it possible to grow ones hair to the ground? İnsanın saçının toprakta yetişmesi mümkün müdür? The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
You look completely different, splendid! Tamamen farklı görünüyorsun, muhteşem! The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
The captain of the rascals. Hergelelerin kaptanı. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
"I, Anna Csilag, born in Moravia had poor hair growth..." "Ben Anna Csilag, saçları seyrek olarak Moravia'da doğdum." The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
I wish mine was like hers. Keşke benim saçım onunki gibi olsaydı. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Would you like some cordial? Biraz likör ister misin? The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
Raspberry? No, thanks. Ahududu? Hayır, teşekkürler. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
By divine will she had been cursed with poor hair growth. İlahi bir kuvvet tarafından seyrek saçlarla lanetlendi. The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
But with ardent prayers and penance, Ama gayretli duacılar ve kefaretle, The Hourglass Sanatorium-1 1973 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 164781
  • 164782
  • 164783
  • 164784
  • 164785
  • 164786
  • 164787
  • 164788
  • 164789
  • 164790
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact