Search
English Turkish Sentence Translations Page 15973
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
But it seems like they still don't know. | Öyle görünüyor ki hâlâ bilmiyorlar. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
But they've already found you. | Ama seni zaten buldular. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
How could they have known nothing? Does that even make sense? | Nasıl bir şey bilmezler? Bu hiç mantıklı mı? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I mean they still have not found the core of the operation. | Harekatın özünü hâlâ bulamadılar demek istiyorum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Also, it seems like Kieko is no longer part of us. | Ayrıca, Kieko artık bizden değil gibi. Peki ya kaçışımız nasıl olacak? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Come here right now. | Hemen buraya gel. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I once hoped to be a caring husband. | Bir zamanlar yardımsever bir eş olacağını umuyordum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Why do you say that you "once hoped"? | "Bir zamanlar umuyordum" neden böyle dedin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Because it looks like I'll be alone for the rest of my life. | Çünkü hayatımın kalanında yalnız kalacak gibiyim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
No, I like you very much. | Hayır, seni çok seviyorum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I like you so much that I'm going crazy. | Seni deliler gibi seviyorum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
But I still have to leave. | Ama yine de gitmek zorundayım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
To go where? | Nereye gidiyorsun? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
There's a problem in Alaska. | Alaska'da bir sorun var. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Didn't you say that President Kim Sang Deok had everything under control there? | Oradaki her şey Başkan Kim Sang Deok'un kontrolü altında dememiş miydin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
And that there were no problems whatsoever? | Ve orada herhangi bir sorun yok dememiş miydin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
As you know, Alaska is rich in natural resources. | Senin de bildiğin gibi, Alaska'nın doğal kaynakları zengindir. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
We've already poured in thirty billion Won. | 30 milyar Won yatırdık. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
But, we couldn't gather together the last three hundred million. | Ama son üç yüz milyon Won'u bir araya getiremedik. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
If I have to go and clean up the operation, it will probably take me about a year. | Eğer gidip operasyonu bitirirsem, bu yaklaşık bir yılımı alır. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
It'll take that long? | Bu kadar uzun sürer mi? Çok hoş görünüyorsun. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Even though our relationship was short, I have been very happy. | İlişkimiz kısa sürmesine rağmen, çok mutlu oldum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
This is the first time that I've experienced such fortune. | Böyle bir şansı ilk kez elde ettim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Then... | Şey... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
That three hundred million, I'll give it to you? | Şu üç yüz milyonu sana vereyim mi? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
No, I don't want to trouble you. | Hayır, başını belaya sokmak istemiyorum. Artık polis değilim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
You don't have to think of it as owing me. | Bunu bana borç olarak düşünmene gerek yok. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Managing the company well, | Şirketi iyi yönet... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
it will be an asset to our children. | ...çocuklarımızın malı olacak. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Our children? | Çocuklarımız mı? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Can you be my caring husband? | Şefkatli bir eş olabilir misin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
When do you want the money? | Parayı ne zaman istiyorsun? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
It'll take me around a week to get... | Gayrimenkula yatırdığım hisseyi almam... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
the portion that I've invested in real estate. | ...yaklaşık bir haftamı alır... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I will remember this for the rest of my life. | Bunu hayatım boyunca unutmayacağım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I will treat you very well. | Sana çok iyi davranacağım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Ji Woo? What do you plan to do tonight? | Ji Woo? Bu akşam ne yapmayı planlıyorsun? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
See my girlfriend. | Sevgilimle görüşeceğim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Sorry. Yes? | Üzgünüm. Evet? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Can you put this at the ticket counter? | Bunu bilet sayacına koyabilir misin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Yes. I will. | Evet. Koyarım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
That jerk. I only told him the password... | Pislik. Ona sadece şifreyi söyledim... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
because he said that he had no girlfriend. | ...çünkü bana sevgilisi olmadığını söyledi. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I can't believe he's going to see his girlfriend now. | Şu an sevgilisini görmeye gittiğine inanamıyorum. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
They're all good at lying and they're all playboys. | Yalan söylemekte üzerlerine yok ve hepsi de çapkın. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
They lie to get women's fortunes! | Kadınların servetlerine sahip olmak için yalan söylüyorlar! | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Aigoo, my head. | Tanrım, başım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Where is this...? | Nerede bu...? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Um... sir. I'm so sorry. I tried my best to stop him. | Efendim. Çok üzgünüm. Onu durdurmak için elimden geleni yaptım. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Espresso, please. | Espresso, lütfen. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
So what brings you here? | Hangi rüzgar attı seni buraya? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Of course I came to check up on my client. | Tabii ki müşterimi kontrol etmeye geldim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I think it may be a little hard to meet your client today. | Sanırım bugün müşterinle buluşman biraz zor olabilir. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I don't think so. Isn't she walking here right now? | Ben öyle düşünmüyorum. Şu an buraya doğru gelmiyor mu? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Didn't you say that you quit love? | Aşkı bitirdiğini söylemedin mi? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I didn't say that I quit showering. | Yağmura tutulmaya son verdiğimi söylemedim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
People shower when they're in love. What. | İnsanlar aşık oldukları zaman, yağmura yakalanırlar. Ne? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Does that really have anything to do with love? | Cidden bunun aşkla ne alakası var ki? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Come here for a bit. | Yaklaş biraz. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
<I>I'm sorry. | <I>Üzgünüm. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Throwing me away, and running away by yourself? | Beni görmezden geliyor ve kendiden uzaklaştırıyor musun? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Is this part of your VIP service? | Bu VIP servisinin bir parçası mı? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
You still didn't pay me yet! | Bana hâlâ ödeme yapmadınız. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Right now, I'm doing volunteer service! | Şu an gönüllü servisteyim! | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Want some coffee? | Biraz daha kahve ister misin? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
You sure have a lot of ways. | Eminim ki birçok yolun vardır. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Do you have some tissues? | Peçeteniz var mı? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Give me the full report first, | Öncelikle bana tam bir rapor verin... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
then talk about money. That's how it should go, right? | ...sonra parayı konuşalım. Böyle ilerlemeli, öyle değil mi? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Give me the money first, then I'll give you the report. | Önce bana parayı verin, sonra size rapor vereceğim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
That is the rule within our circle. | Grubumuzun kuralı budur. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
The age old question, right? | Modası geçmiş bir soru değil mi? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Which came first, the chicken or the egg? | Tavuk mu yumurtadan çıkar, yumurta mı tavuktan? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Two hundred and fifty years after America imported the apple tree, | İki yüz elli yıl sonra, Amerika elma ağacını ithal etti... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
the flies from the Haw trees, after tasting the apples, mated on the apple tree. | ...sinekler elmaların tadına baktıktan sonra HAW ağacından gelip elma ağacında çiftleştiler. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
But after a hundred and fifty years, the term "fruit flies" came to be. | Ama yüz elli yıl sonra "meyve sinekleri" kavramı ortaya çıktı. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
So what's your point? | Yani maksadın ne? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
My point is, everything came from the bottom. | Maksadım şu, her şey kaynağından gelir. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
So the egg came first. | Yani önce yumurta olur. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
So if the egg came first, then which is it? | Yumurta önce gelirse, o hangisi oluyor? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
The info or the money? | Bilgi ya da para? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
The egg is the money. | Yumurta paradır. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Albuja* (the rich man), algeoji* (the pauper) (*Both Korean words begin with al, means egg) | Albuja* (zengin adam), algeoji* (yoksul) (*İki Korece kelime de yumurta ile başlar.) | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Egg equals money. Thus, | Yumurta parayla eşittir. Bu yüzden... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
the money comes first. | ...para önce gelir. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
That's very impressive logical reasoning. | Mantığınız oldukça etkileyici. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Where is the logic? | Mantık bunun neresinde? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Sophie, checkbook. | Sophie, çek defteri. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
How much is your fee? | Ücretiniz nedir? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
One hundred million. | Yüz milyon. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
The deposit is half of that amount. | Depozito miktarın yarısıdır. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
A hundred thousand, one million, ten million. | Yüz bin, bir milyon, on milyon. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Clients. | Müşterilerim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
This amount seems to be too large. | Bu miktar çok büyük gibi görünüyor. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Oh, you can just give me the change. | Paranın üstünü geri verebilirsin. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
I didn't bring any change today. | Bugün yanımda hiç para üstü getirmedim. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
That's interesting, you know, | Bu ilginç, bilirsin... | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
for a top international detective to not carry with him... | ...üst düzey uluslararası dedektifler yanlarında | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
50 million Won? | ...50 milyon Won taşımazlar mı? | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |
Oh, who's so old fashioned these days? Sealing a deal with cash. | Bugünlerde kim böyle eski moda bir şey düşünebilir? Nakit parayla anlaşma imzalanır. | Domangja Plan B-1 | 2010 | ![]() |