Search
English Turkish Sentence Translations Page 158015
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Everything is lost at home... | Ülkemiz her şeyini kaybetti... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| and that's why now it's up to you to show the world... | İşte bu yüzden, dünyaya Macaristan'ın kazanabileceğini... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| that Hungary can win. That Hungarians cannot be totally defeated. | ... göstermek sizin göreviniz. Asla pes etmeyeceğimizi gösterin onlara. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Win the gold. Then decide what to do with your lives. Win the Olympics. | Altın madalyayı alın, ondan sonra ne yapacağınıza karar verirsiniz. Olimpiyat kupaysını kazanın. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Not just for yourselves, but for everyone at home. | Yalnız kendiniz için değil, tüm halkımız için. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| They deserve it. | Onların hakkı bu. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Let's go practice. | Çalışalım o zaman. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Guys, come here. | Beyler, buraya gelin. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| The Soviets won their match. Yes! | Maçı Sovyetler kazandı. Evet! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| We're playing them in the semi final. This is one we can't lose. | Yarı finalde onlarla oynuyoruz. Bu maçı kaybedemeyiz. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That's an understatement. | Ne diyorsun sen? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| We're gonna beat the shit out of them. They have the same idea. | Unutamayacakları bir ders vereceğiz. Onlar da bizim için aynısını düşünüyor. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Are you still on their side? No. But they're a damn good team. | Hala onların tarafında mısın? Hayır. Ama maalesef iyi bir takım. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Take it easy. They're polo players, not soldiers. | Çok da abartmayın. Onlar da so topu oyuncusu, asker değil. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| The CCCP on their uniforms is the same as on their tanks. | Tanklarında da, formalarında olduğu gibi, SSCB yazıyor. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Here it's an even match... seven against seven. | İşte denk bir karşılaşma... yediye karşı yedi. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hungary! Hungary! | Macaristan! Macaristan! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hungary! Hungary! Shhhh! | Macaristan! Macaristan! Şşş! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I can't play, I have a cramp in my leg. | Ben oynayamam. Bacağıma kramp girdi. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| The whole world is watching you. | Bütün dünyanın gözü üzerinizde. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Coach! Yes? | Koç! Evet? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I need a doctor, I can't use my leg. | Doktora görünmem gerekiyor, bacağımı oynatamıyorum.. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Throw him in the water, he'll get better. | Onu suya atın, iyi gelir. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That's it!! | İşte böyle! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| What's wrong? I can't take a dump. | Neyin var? Sıçamıyorum. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I'm so uptight, you couldn't stick a toothpick up my ass. | Çok gerginim, kıçımdan bir kürdan bile geçmez. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Our last game against the Russkies... Just like it used to be. | Ruslara karşı oynayacağımız son maç... Eskiden olduğu gibi. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Nothing is like it used to be. | Hiçbir şey eskiden olduğu gibi değil. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hungary! Hungary! | Hungary! Hungary! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Come on, pass! | Hadi artık, ver pasını. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| What's wrong with you? | Neyin var senin, ha?! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Go on, take a rest! | Hadi bakalım, geç kenara! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| This isn't Moscow! | Burası Moskova değil! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Calm down! Don't let them get to you! | Sakin olun! Moralinizi bozmayın! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Tibi, help me! | Tibi, yardıma gel! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Go cross over! | Karşıya geç! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Nice save, B�ci! | Mükemmel kurtarış, Béci! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| The cross trick! | Çapraz taktiği! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Karcsi! Swim across! | Karcsi, karşı tarafa! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Vikt�ria Falk. | Viktória Falk. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Member of the Revolutionary Student Committee, right? | Devrimci Öğrenci Komitesi üyesisin, değil mi? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Do you mind if I call you Viki? You can call me..."Uncle Feri". | Sana Viki diyebilirim, değil mi? Sen de bana "Feri Amca" de. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Do you know we have a mutual friend? | Ortak bir dostumuz var, biliyor musun? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Karcsi Szab�, the handsome water polo player. | Karcsi Szabó, şu yakışıklı su topu oyuncusu. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I want names, Viki. Names! | Bana isimleri ver Viki. Söyle! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Names of the soldiers and policemen who gave you weapons. | Size silah sağlayan polislerin ve askerlerin isimlerini istiyorum. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| The peasants who gave you food. The students who fought by your side. | Size yiyecek veren çiftçiler. Sizin tarafınızdaki öğrenciler. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| A few names, Viki. A few names and you can be free. | Birkaç isim Viki. Birkaç isim, sonra serbestsin. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Names, Viki. Their names! | İsimler Viki. Söyle isimlerini! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Names, Viki! NAMES! | İsim ver Viki! İSİM VER! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hey, are you blind? | Hey, kör müsün sen? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hey! What's he doing!! | Hey! Ne yapıyor bu? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| You're dead meat! | Öldün sen! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That asshole tried to rip off my trunks! Let him choke on what's inside... | Hayvan herif mayomu yırtmaya çalıştı! Bırak da görsün içerdekini... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Karcsi! Swim back! | Karcsi! Geri yüz! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Shoot now, asshole, you're all alone! | Tek başınasın adi herif, çeksene şutunu! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That signal is for you! What? | Düdük sana çalıyor! Ne? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Go, go! Get him! | Hadi, hadi! Yakala onu! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That was a foul! That's not a goal! | Faul var. Gol değil! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| What was that? | Ne yaptığını sanıyorsun? | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I brought you lunch. | Sana yemek getirdim. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Home made, my wife cooked it. | Ev yemeği, karım pişirdi. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Better than the slop they give you here. | Size burada verdikleri pisliklerden daha iyidir. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| And here's something else... | Ve burada da bir şeyler var... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| That famous good luck watch. | Meşhur şans saati. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I hope the boys win the Olympics. | Umarım gençler Olimpiyat kupasını kazanır. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| I want that list of traitors, Viki. | Hainlerin isimlerini vermelisin Viki. | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| STALIN, KHRUSHCHEV, J�NOS K�D�R, UNCLE FERI | STALIN, KHRUSHCHEV, JÁNOS KÁDÁR, FERI AMCA | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| God bless... | Tanrı esirgesin... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| God be with you... | Tanrı yanında olsun... | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| O, my God, the Magyar bless | Yüce Tanrım Macarları koru | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| With Thy plenty and good cheer! | Bereketi ve sevinci esirgeme onlardan | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| With Thine aid his just cause press | Senin yardımın ve adaletinle | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Where his foes to fight appear | Ezilsin düşmanları görüldüğü yerde | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Fate, who for so long didn't frown | Ey kader, kim ki öfkesini yenmiş yıllarca | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Bring him happy times and ways | Bağışla ona mutlu günlerini | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Atoning sorrow hath weighed down | Teselli etsin büyük acısını | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Sins of past and future days | Geçmiş ve gelecek günahların | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| Hungary! Hurrah! | Macaristan! Yaşasın! | Szabadsag, szerelem-1 | 2006 | |
| "Hey there you hairy cunt Get off the road | "Hey sen kıllı amcık yola çık | Szep napok-1 | 2002 | |
| Oh how my balls are itchin' To give you a hard fucking'" | Of taşaklarım nasıl kaşınıyor seni becermek için " | Szep napok-1 | 2002 | |
| Pull away the curtain, please. | Perdeyi çeker misin, lütfen | Szep napok-1 | 2002 | |
| I can't find it in the computer. | Bilgisayarda bulamıyorum. | Szep napok-1 | 2002 | |
| We can't, we haven't had the permit from the judge yet. | Yapamayız, henüz yargıçtan iznimiz yok. | Szep napok-1 | 2002 | |
| What permit? What judge? | Ne izni? Ne yargıcı? | Szep napok-1 | 2002 | |
| My tutor told me, that I can get a passport. | Öğretmenim söyledi, bir pasaport alabilirim. | Szep napok-1 | 2002 | |
| He told me I get it if I show this paper. | Eğer bu kağıdı gösterirsem alabilirmişim. | Szep napok-1 | 2002 | |
| According to my computer you are still in jail. | Bilgisayarıma göre hala hapiste gözüküyorsun. | Szep napok-1 | 2002 | |
| I was told that I can officially get it, by showing this paper. | Bu kağıdı göstererek hemen alabilirmişim. | Szep napok-1 | 2002 | |
| I'll issue the passport as soon as it is in the computer and | Bilgisayarda görür görmez pasaportunu çıkartacağım ve | Szep napok-1 | 2002 | |
| send it to you within eight days. When does it arrive in the computer? | sana sekiz gün içinde yollayacağım. Bilgisayara ne zaman gelir? | Szep napok-1 | 2002 | |
| And those eight days plus? I need that passport now. | Sekiz gün sonra mı? Pasaporta şimdi ihtiyacım var. | Szep napok-1 | 2002 | |
| You filled in Marika Schulz under address? | Adres kısmına Marika Schulzunder'sin bilgilerini mi yazdın? | Szep napok-1 | 2002 | |
| Yes, it's my sister's address. Then you have to wait there. | Evet, Kız kardeşimin adresi. O zaman orada beklemek zorundasın. | Szep napok-1 | 2002 | |
| Be quiet. I am coming back soon. | Sessiz ol. Birazdan geleceğim. | Szep napok-1 | 2002 | |
| Marika! Are you there? A minute. | Marika! Oradamısın? Bir dakika. | Szep napok-1 | 2002 | |
| I am waiting for you. | Seni bekliyorum. | Szep napok-1 | 2002 | |
| Marika, why did you close the door? It's opening hour! | Marika, kapıyı niye kapattın? Açılış saati geldi! | Szep napok-1 | 2002 | |
| I didn't feel well. I'm due any minute now. | Kendimi iyi hissetmiyorum. Uygun olduğumda geleceğim. | Szep napok-1 | 2002 | |
| Is the weekly account ready? Yes, it's right here. | Haftalık hesaplar hazır mı? Evet, hazır burada. | Szep napok-1 | 2002 |