English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 15751
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| We'll lose it all. | Hepsini kaybedeceğiz. | Doctor Foster-1 | 2015 |  |
| But I earn enough. | Ben yeterince kazanıyorum. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| And what he's done only strengthens my case. | Yaptığı şeyler davada benim tarafımı güçlendirir. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Tom and me, we'll be OK. | Tom ve ben iyi olacağız. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| And I promise we'll always look after you. | Sana daima bakacağımıza söz veriyorum. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| What about him? | Peki ona ne olacak? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You probably don't care, I understand that. But... | Muhtemelen sen aldırmıyorsun, bunu anlarım ama... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| .. you'll look after him? | ...onunla da ilgilenecek misin? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You won't leave him with nothing? | Onu beş parasız terk etmezsin, değil mi? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It'll be fair. | Boşanma adil olacak. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Hi, Anwar, I think I've got everything. I want to proceed. | Merhaba Anwar, sanırım her şeyi aldım. Dava açalım istiyorum. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Can you call me back? | Beni arayabilir misin? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Are you OK? I did it. | İyi misin? Yaptım. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| What? Your boyfriend? | Ne? Sevgilin mi? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Oh, shit, he followed me. | Kahretsin, beni takip etmiş. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| We can't do this in here. | Bu konuşmayı burada yapamayız. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I told you, I'm only keeping it if you finish it with her. | Bebeği ondan ayrılırsan aldırmayacağımı söylemiştim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You said you would! | Ayrılacağım dedin! | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's not good enough, that. | İstemen yeterli değil. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Anyway... | Olan oldu... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's gone now. | Önemli değil. Olmadığını söyledin. Demek ki yok. Bebek artık yok. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's better. | Bebek artık yok. Böylesi daha iyi. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's my body. It's up to me. You know why I couldn't tell her. | Benim vücudum, benim kararım. Ona neden söyleyemiyorum biliyorsun. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Either go and tell her now, | Ya hemen gidip ona anlatırsın... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| or that is it. | ...ya da bu iş burada biter. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It was my child, too. | O benim de çocuğumdu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Are you going to go and tell her? | Gidip anlatacak mısın? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You're right, you shouldn't wait any more. | Haklısın, daha fazla beklememelisin. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| 'He left. She waited.' | Sonra gitti. Kadın bekledi. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| He didn't come back. | Kocan geri dönmedi. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| And do you think it's really over? | Sence gerçekten bitti mi? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| She had it done without telling him. | Ona söylemeden çocuğu aldırmış. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| He looked like he'd never forget that. | Kocan bunu asla unutmayacak gibi görünüyordu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Maybe it doesn't matter, but in the end, | Belki önemi yok ama sonunda... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| he was the one that finished it. | ...bitiren o oldu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| He told her not to wait. | Ona beklememesini söyledi. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| That doesn't change anything. | Bu durumu değiştirmez. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Just about. | Hemen hemen. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Hard at the moment, isn't it? | Zor günler geçiriyorsun, değil mi? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| We were watching a thing. | Bir şeyler izliyorduk. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's... it's funny. | Komik. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I'll be over in a minute. | Birazdan yanınıza gelirim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Yeah, yeah. I'll be there as soon as I can. | Evet, evet. Hemen oraya geliyorum. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I'm so sorry. | Başınız sağ olsun. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Have the police spoken to you? No. They just said to wait. | Polis sizinle konuştu mu? Hayır. Beklememizi söylediler. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| She took an overdose of sleeping pills. | Aşırı miktarda uyku ilacı almış. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Left a short note. | Kısa bir not bırakmış. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It says that the pain had got too much, | Notta çok acı çektiği ve... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| and she couldn't carry on. | ...artık dayanamadığı yazıyor. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| But, then, why didn't she tell us. She did. Yes, but... | Ama bize neden söylemedi. Söyledi. Evet, ama... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| We knew she was suffering, | Acı çektiğini biliyorduk. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| there just wasn't anything that we could do to help. | O noktada elimizden bir şey gelmiyordu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| How did she get the pills? | Hapları nasıl almış? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| In the note, she talks about storing them up for a long time, | Notta hapları içer gibi yapıp... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| pretending to take them and saving them. | ...uzun süredir biriktirdiğini yazmış. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| This sort of thing, it does happen. | Bu tip şeyler oluyor. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You never gave her..? | Siz ona vermiş...? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I'm sorry? | Pardon ne? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Something they asked me. | Polisler bunu sordu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Whether you might. I wouldn't. | Vermiş olabilir misiniz diye sordular. Vermedim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Oh, Simon. | Simon. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| What's happened? Come and sit down. | Ne oldu? Gel otur. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Mate, you know Granny was, um, very ill. | Ahbap biliyorsun babaannen çok hastaydı. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| She was hurting all the time. | Sürekli acı çekiyordu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Yeah, yes. | Evet. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Well, I'm afraid, last night, she passed away. | Evet. Korkarım dün gece vefat etti. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| She died in her sleep. | Uykusunda öldü. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| She's... she's... It was peaceful. She's not in pain any more. | O...o... Huzur içinde öldü. Artık acı çekmiyor. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| It's really sad. I'm sorry. | Bu çok üzücü bir durum. Üzgünüm. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Oh, Tom... | Tom... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I thought it might help. | Bunun yardımı olabilir diye düşündüm. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Maybe you could give it a try? | Belki bir denemek istersin, ne dersin? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You think it's silly, hey? | Aptalca olduğunu mu düşünüyorsun? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I'm just going to go and see your dad. | Gidip babana bakacağım. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| When my mum and dad died, the woman who looked after me, Mary, | Annem ve babam öldüğünde, bana bakan kadın; Mary... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| she gave me a notebook to write down how I felt. | ...hislerimi yazmam için bana bir defter vermişti. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Stupid. | Aptalca. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Not at all. | Hiç değil. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Hi. Anwar. Yeah... | Merhaba Anwar. Evet... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| We're all right. | İyiyiz şu an. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| We're going to try again. | Tekrar deneyeceğiz. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| "What's typhoid"? | Tifo ne demek? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| How can you simply take him back? | Onu nasıl kolayca geri kabul edebilirsin? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Because we have a child together. A life together. | Çünkü bir çocuğumuz, bir yaşantımız var. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| 14 years under our belt, | 14 yıllık beraberlik... | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| so if there's any way of keeping all of that, I have to try. | ...yani bunu kurtarmanın bir yolu varsa, deneyeceğim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| And you honestly think that he's never going to see her again? | Cidden o kadını bir daha görmeyeceğini mi düşünüyorsun? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You think I'm lying? You still don't trust me? | Sence yalan mı söylüyorum? Bana hala güvenmiyor musun? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I told you I'm only keeping it if you finish it with her. | Bir ilişkin var. Başkasıyla beraber olduysan bile... Bebeği ondan ayrılırsan aldırmayacağımı söylemiştim. Hazır mısın? Ne için? Yedi buçuk diye sözleştik. Kiminle? | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You either go and tell her now... or that is it. | Ya hemen gidip ona anlatırsın ya da bu iş burada biter. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Did he love her? He was the one that finished it. | Onu seviyor mu? Bitiren o oldu. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| They started last night. | Dün gece yazmaya başladılar. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Sometimes people write things like this on the internet. | Bazen insanlar internette böyle şeyler yazar. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| Why? Someone wants to get at Mum. Who? I'll deal with this. | Neden? Biri annene zarar vermek istiyor. Kim? Ben ilgilenirim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You're going on holiday. But stay there a while. 1 | Tatile çıkıyorsun. Bir süre orada kal. 1 | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| You understand, don't you? I can't do this for ever. | Sen beni anlıyorsun, değil mi? Bunu sonsuza dek çekemem. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| (I can't have this conversation.) | Bunu konuşamam. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| I'm afraid, last night, she died in her sleep... | Korkarım dün gece uykusunda vefat etti. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| 'I've changed my mind.' | Fikrimi değiştirdim. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
| 'We're all right.' | İyiyiz şu an. | Doctor Foster-1 | 2015 | |
