English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 156231
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Just asking | Öylesine sordum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 |  |
| Are you a university student or something? | Üniversiteli falan mısın? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Thought about another line of work? | Başka bir meslek düşündün mü? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| What do you wanna be? | Ne olmak istersin? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| A peaceful substance... | Huzurlu bir meslek olsun... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Don't know what that means | Bu ne demek bilemiyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| The clock's tickin'... | Zaman işliyor... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| 2:17 a.m. Eternal Sleep | 02:17 Ebedi Uyku | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Oh, Hi Satoko! | Merhaba Satoko! | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Such a good girl, always remembering your grandma | Ne iyi bir kızsın, büyükanneni hiç unutmuyorsun. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| One more, please | Bir tane daha lütfen. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| It's not my grandma... It's my mother | Büyükannem değil, annem. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| She had me when she was 50 | Beni 50 yaşında doğurmuş. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Let me introduce everyone... This is my mom and her boyfriend Mr. Tadokoro | Sizleri tanıştırayım... Annem ve erkek arkadaşı Bay Tadokoro. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| This is my friend Akiyo | Arkadaşım Akiyo. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| This is the first time Satoko has brought a friend... | Satoko ilk defa bir arkadaşını buraya getiriyor. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Sorry it's not a boyfriend | Erkek olmadığı için kusura bakma. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| If you had my looks, you'd have a boyfriend | Biraz bana benzeseydin, erkek arkadaşın olurdu. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Why did you have to take after your father? | Niye babana benzedin ki? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Oh, be quiet | Sus anne. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Satoko, over there! | Satoko, şuraya! | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Here, right? That's it | Burası mı? Aynen. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| It's not working... Something's stuck inside | Çalışmıyor. İçine bir şey sıkıştı galiba. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Do you have a lover, Akiyo? | Sevgilin var mı, Akiyo? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| There is someone I like a lot | Hoşlandığım biri var. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| But it'll never come true | Ama hiçbir zaman olacak gibi değil. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| And I don't think I'll ever meet someone better than him | Ve ondan daha iyi birisiyle de karşılaşacağımı hiç sanmıyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Maybe it's better not to be so sure | Belki de bu kadar emin olmasan iyi edersin. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| If you don't take things so seriously, life is a lot more fun | Olanları çok fazla ciddiye almazsan, hayat daha eğlenceli hale gelir. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| "Fun"...Is it that important? | "Eğlence"... Bu önemli mi? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Satoko, how about some tea? | Satoko, çay içer miyiz? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Good idea | İyi olur. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Let's have some tea... Akiyo, over here | Hadi çay içelim... Akiyo, buraya gelin. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Chihiro should clean up her own mess | Chihiro kendi pisliğini kendi temizlemeli. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Are you sure here's okay? I can take you all the way home | Burada inmek istediğinden emin misin? Seni evine kadar bırakabilirim. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| This is fine | Sorun değil. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Well, see ya tomorrow | Yarın görüşürüz. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Thanks for the tomatoes | Domatesler için teşekkürler. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| No problem | Rica ederim. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I wish fifty years would flash by in a second | İnşallah 50 yıl göz açıp kapayıncaya kadar geçer. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Toko | Toko. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| In feng shui, if you put pink objects near the window, it brings love | Feng Shui'de, pembe eşyaları pencerenin dibine koyarsan aşk getireceğine inanılır. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Go for it | Alabilirsin. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| It's starting to look like God | Tanrı'ya benzemeye başlamış. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Sorry, I'm trying to finish this | Kusura bakma ama bitirmeye çalışıyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| This is kind of shitty to ask, but can I borrow some money? | Biraz kabaca olacak ama, borç para verebilir misin? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Thanks, I'll pay you back when I get paid | Sağ ol, maaşımı alınca geri ödeyeceğim. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I'm here, you know | Buradayım. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Look at the moon | Aya bak. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| The moon is always there | Ay hep orada. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| But tonight's is special | Ama bu gece biraz farklı. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I'd like to go to the moon | Aya gitmek istiyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Then I'd be cool, too | Gitsem ben de havalı olurum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Just like yesterday... | Tıpkı dün gibi... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Another beautiful day | ...yine güzel bir gün. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| A perfect blue sky | Süper bir gökyüzü. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I really wanna fall in love | Aşık olmayı çok istiyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I want a lover I can share silly talk with... | "Mavi gökyüzüne de bak" veya "Yıldızlar çok güzel" gibi... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Like "Look at the blue sky" or "The stars are really beautiful" | ...aptalca şeyler konuşabileceğim bir sevgili istiyorum. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| 'Morning | Günaydın. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Are you all set to buy a condo? | Daire almak için hazır ve nâzır mısın? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| You think someone in my line of work can get a loan? | Sence benimki gibi mesleğe sahip birisi kredi alabilir mi? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Wow, it's quite nice | Vay, bu oldukça hoş. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Well, goodbye | Hoşça kal. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| "Quite"? | "Oldukça"? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| If they wanna drink something, why don't they serve themselves? | Eğer bir şey içmek istiyorlarsa, neden kendi başlarına halletmiyorlar? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| That bitch just wants to suck up to them | O sürtüğün tem amacı diğerlerine yalakalık. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| To the bald department manager... Yuck! | Kel şube müdürüne... İğrenç! | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| You don't see us doing that | Bunu biz yapmayız. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| She'll suck up to any man! | O her erkeğe yalakalık yapar! | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I'm Akiyo from Heaven's Gate... Am I to your liking? | Ben Cennet Kapısı'ndan Akiyo. Beni beğendin mi? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Perhaps Michiru's more to your liking? | Belki Michiru'yu daha çok beğenirsin? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| But today's her holiday | Ama bugün onun tatil günü. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Would you prefer a different girl? | Başka bir kız ister misin? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Is what Michiru said true? | Michiru'nun söylediği doğru mu? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| She said that you let men do it without condoms | Erkeklerin prezervatifsiz yapmasına izin veriyormuşsun. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Sorry for coming inside you... Keep it secret from Michiru, okay? | İçine boşaldığım için üzgünüm... Bu Michiru'nun sırrı olsun, tamam mı? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| We've checked with a bunch of train stations, but... | Bir çok tren istasyonunu kontrol ettik, ama... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Miss Kondo didn't mean to lose it | Bayan Kondo kaybetmek istememiştir. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| So, could you do another illustration for us? | Bizim için bir örnek daha çizebilir misiniz? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Naturally, we'll pay an additional fee for it | Tabii ki bunun için fazladan para vereceğiz. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| You had to redraw the image two or three times anyway, | Zaten 2 veya 3 defa çizmek zorunda kalmıştınız... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| so we'd be thankful if you could whip off one more version | ...o yüzden bir kez daha hızlıca çizebilirseniz, minnettar oluruz. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Hello, Osaki speaking | Alo, ben Osaki. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Oh, I apologize... I'll call you back in a few minutes | Özür diliyorum. Sizi birkaç dakika içinde arayacağım. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I'll redraw it | Tekrar çizeceğim. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Really? That's great | Gerçekten mi? Bu harika. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Now, about the schedule... | Şimdi, programa gelirsek... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| First, can I get a proper apology? | Öncelikle doğru düzgün bir şekilde özür dileyebilir misiniz? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Oh, I'm really sorry | Çok özür dilerim. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| She thinks she's hot shit | Taş gibi olduğunu sanıyor. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Fall Book Fair | Sonbahar Kitap Fuarı | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Summer Book Fair | Yaz Kitap Fuarı | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| Hey, are you okay? | İyi misiniz? | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I didn't mean it like that... | Böyle olmasını istemezdim... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| My drawings are the only thing that matter to me | Çizimlerim, benim için önemli olan yegane şeydir. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I work so hard on them... | Onlar için o kadar çaba sarf ettim ki... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| I just want people to think they're important | İnsanlardan tek istediğim, önemli olduklarının düşünülmesi. | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| So apologize through your tears! | Gözyaşlarınla özür dile! | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
| That'd be enough... | O zaman yeter... | Strawberry Shortcakes-1 | 2006 | |
