Search
English Turkish Sentence Translations Page 156217
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Still get punched.... | Hala vurduruyorsun.... | Strapped-1 | 2010 | |
| Yeah, still get punched. | Evet, hala vurduruyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| So... you're not gay. | O zaman... sen bir gey değilsin. | Strapped-1 | 2010 | |
| Maybe you're just... queer? | Belki de sadece... nonoşsun, ha? | Strapped-1 | 2010 | |
| Or maybe you're just a traveler... a sightseer... | Ya da belki de sadece bir gezgin... ortalığa bakıyorsun... | Strapped-1 | 2010 | |
| A nomadic explorer... | Bir göçebe... | Strapped-1 | 2010 | |
| Maybe, I'm just a dude. | Belki de sadece züppenin tekiyimdir. | Strapped-1 | 2010 | |
| Maybe you're just a tourist. | Belki de sadece bir turistsin. | Strapped-1 | 2010 | |
| Or maybe I'm just a whore. | Veya belki de sadece orospunun tekiyim. | Strapped-1 | 2010 | |
| Now, when you say... "whore"... | Şimdi,... "orospu" dediğin vakit... | Strapped-1 | 2010 | |
| Old man, you really like to fuck. | Yaşlı adam. Sen gerçekten sikişmeyi seviyorsun. | Strapped-1 | 2010 | |
| You have no idea how much... | Ne kadar çok sevdiğimi bilemezsin. | Strapped-1 | 2010 | |
| ...how much... how much I needed that | ...buna, buna... çok ihtiyacım vardı. | Strapped-1 | 2010 | |
| Hey, don't... stop... | Hey, yapma... dur... | Strapped-1 | 2010 | |
| Alright, you better stop.... | Yeter, dursan daha iyi.... | Strapped-1 | 2010 | |
| Here you go. | İşte paran. | Strapped-1 | 2010 | |
| Oh, mama! That is one sweet ass, son! | Anneciğim! Hayatta bir tanecik güzel göt vardır, oğlum! | Strapped-1 | 2010 | |
| You have made this old man very happy, son. | Bu yaşlı adamı çok mutlu ettin, oğlum. | Strapped-1 | 2010 | |
| Old guys fuck the best. | En iyi yaşlı adamlar sikişir. | Strapped-1 | 2010 | |
| Yeah... yeah... | Evet... evet... | Strapped-1 | 2010 | |
| I don't know... uh... | Bilmiyorum.. uh... | Strapped-1 | 2010 | |
| They care, you know, how it feels. | Bilirsin, nasıl hissettiğini önemsiyorlar. | Strapped-1 | 2010 | |
| Younger guys, they just... | Gençler, sadece... | Strapped-1 | 2010 | |
| Well, it's very nice of you to say. | Bunu senden duymak cidden güzel. | Strapped-1 | 2010 | |
| But, I'm afraid I'd be just like them if I had a few years off me! | Ama korkarım yıllar benden bir şeyler götürmeden önce ben de öyleydim! | Strapped-1 | 2010 | |
| I still like old guys best! | Ben yine de en çok yaşlıları seviyorum! | Strapped-1 | 2010 | |
| Do you ever make regular clients of the guys you've played around with? | Oynaştığın bu herifler arasında düzenli müşteri olarak edindiğin birileri var mı? Çevrede oynaştığın bu herifler arasında düzenli müşteri olarak edindiğin birileri var mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| Why is that? I wonder. | Neden? Merak ettim. | Strapped-1 | 2010 | |
| I like everything new. | Yeni olan herşeyi seviyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| Oh, well... new. | Oh, evet... yeni. | Strapped-1 | 2010 | |
| Nothing in the world is new, kid. I hate to be the one to tell you. | Hiçbir şey yeni değildir, ufaklık. Sana bunu söylemekten nefret ediyorum. Dünyadaki hiçbir şey yeni değildir, ufaklık. Sana bunu söylemekten nefret ediyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| New to me, then. | O zaman bana yeni. | Strapped-1 | 2010 | |
| What will you do when you've had all your dalliances with all there is to have? | Bütün bu cilveleşmeler ve oyunlar sona erdiğinde ne yapacaksın? | Strapped-1 | 2010 | |
| You mean, when I've fucked every fag in the city? | Şehirdeki bütün homoları siktikten sonraki kısım mı? Demek istediğin, şehirdeki bütün homoları siktikten sonraki kısım mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| I'll move! | Taşınacağım! | Strapped-1 | 2010 | |
| The wandering hero... | Gezen kahraman... | Strapped-1 | 2010 | |
| That's right. I'll go where my body takes me. | Bu doğru. Vücudum beni nereye götürürse oraya gideceğim. | Strapped-1 | 2010 | |
| I like the thought of you out there, wandering around... somewhere... | Senin dışarıda bir yerlerde dolaştığını... herhangi bir yerlerde yani... | Strapped-1 | 2010 | |
| ...bringing pleasure to the world. | ...ve dünyaya keyif verdiğini düşünmek beni mutlu ediyor. ...ve dünyaya keyif verdiğini düşünmek fikri beni mutlu ediyor. | Strapped-1 | 2010 | |
| For a price. | Bir bedel karşılığında. | Strapped-1 | 2010 | |
| Oh, right, right! We can't just give ourselves away, now can we? | Evet doğru! Eskiden kendimizi hediye edebiliyorduk, ama şimdi nasıl olur ki? Oh, evet doğru! Eskiden kendimizi hediye edebiliyorduk, ama şimdi nasıl yaparız, değil mi? | Strapped-1 | 2010 | |
| Nobody's that altruistic. | Hiç kimse o kadar fedakar değil. | Strapped-1 | 2010 | |
| More like, "a man's gotta eat." | Dedikleri gibi, "Herkese ekmek lazım." | Strapped-1 | 2010 | |
| Damn right! | Lanet olsun ki doğru! | Strapped-1 | 2010 | |
| Pay rent. | Kirayı ödemek gibi. | Strapped-1 | 2010 | |
| Ah yes, the rent. | Ah evet, kira. | Strapped-1 | 2010 | |
| And going to school, perhaps? | Ve belki de okula gitmek, ha? | Strapped-1 | 2010 | |
| Beautiful boy. | Güzel çocuk. | Strapped-1 | 2010 | |
| Sam? Yeah? | Sam? Evet? | Strapped-1 | 2010 | |
| "Old as the sun." And you? | "Güneş kadar yaşlı." Ya sen? | Strapped-1 | 2010 | |
| You see those? | Şunları görüyor musun? | Strapped-1 | 2010 | |
| Yeah, I see them. | Evet, onları görüyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| That's how old I am. | İşte yaşım o kadar. | Strapped-1 | 2010 | |
| No... No, no, son. | Hayır... Hayır, hayır, oğlum. | Strapped-1 | 2010 | |
| You're much older than those. | Sen onlardan çok daha yaşlısın. | Strapped-1 | 2010 | |
| Your body may be young, but... | Bedenin genç olabilir ama... | Strapped-1 | 2010 | |
| There. You see that picture? | Oradaki. Şu resmi gördün mü? | Strapped-1 | 2010 | |
| That's how old you are. | İşte yaşın o kadar. | Strapped-1 | 2010 | |
| You're still here... | Hala buradasın... | Strapped-1 | 2010 | |
| I think this place doesn't want me to leave. | Sanırım burası gitmemi istemiyor. | Strapped-1 | 2010 | |
| I forget. Are you "Buttmunch" or "Sassypants"? | Unuttum da. Sen "Götyalayıcı" mıydın yoksa "Kıvırcık Sik" miydin? | Strapped-1 | 2010 | |
| Just Gary, alright? | Sadece Gary'im. Tamam mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| Did you mean that? | Cidden yardım etmek ister misin? | Strapped-1 | 2010 | |
| Is wine okay? | Şarap? | Strapped-1 | 2010 | |
| Wine's great. | Harika olur. | Strapped-1 | 2010 | |
| Sure. Yeah? | Tabi. Tamam mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| I got a really, really good playlist... | Gerçekten çok ama çok iyi bir müzik listem var... | Strapped-1 | 2010 | |
| Wow... | Vaaay be... | Strapped-1 | 2010 | |
| When you walked into Leon's, I was like, "freakin' wow!" | Leon'larda içeri girdiğinde, seni gördüğüm anda kafayı yemiştim! | Strapped-1 | 2010 | |
| You know that feeling in your stomach? | Şu midenin üzerindeki baskıyı bilir misin? | Strapped-1 | 2010 | |
| When you've never met someone, but, you just feel like you've known them for a long time? | Birisiyle hiç tanışmamış olmana rağmen uzun zamandır tanıdığın hissine kapılır mısın? Hiç birisiyle tanışmamış olmana rağmen uzun zamandır onu tanıdığın hissine kapılır mısın? | Strapped-1 | 2010 | |
| This is gonna sound really crazy... | Bu gerçekten de kulağa çılgınca geliyor biliyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| But I swear... I dreamed about you. | Ama yemin ederim. Hiç aklımdan çıkmadın o andan beri. | Strapped-1 | 2010 | |
| We just met, like, two hours ago. I know. | Sadece iki saat önce tanıştık. Biliyorum. Biz sadece iki saat önce tanıştık. Biliyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| That's the crazy part... | Zaten çılgınca olan bu... Zaten çılgınca olan da bu... | Strapped-1 | 2010 | |
| Or creepy. I don't mean to be creepy. | Ya da ürpertici. Ürpertici olmak istememiştim. | Strapped-1 | 2010 | |
| No, no, it's cool. What time is it? | Hayır, hayır, bu güzel. Saat kaç? | Strapped-1 | 2010 | |
| Oh, I think it's too late. | Oh, sanırım çok geç. | Strapped-1 | 2010 | |
| I'm never gonna get any sleep | Sanırım hiç uyuyamayacağım. | Strapped-1 | 2010 | |
| Do you want to go? | Gitmek mi istiyorsun? | Strapped-1 | 2010 | |
| Are you nervous? Oh, my God, yes! | Sen sinirli misin? Aman Tanrım, evet! | Strapped-1 | 2010 | |
| Do I make you nervous? Yes. | Seni ben mi sinirli yapıyorum? Evet. | Strapped-1 | 2010 | |
| You're so... you're so beautiful. | Sen çok ama çok güzelsin. | Strapped-1 | 2010 | |
| To me, I... | Bana göre yani, ben... | Strapped-1 | 2010 | |
| Are you really a hustler? | Sen gerçekten fahişe misin? | Strapped-1 | 2010 | |
| Did you really sleep with Jacob? | Jacob'la cidden yattın mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| I don't know. Who's Jacob? | Bilmem. Jacob kim? | Strapped-1 | 2010 | |
| Dirk. Leon calls him Dirk. | Dirk. Leon onu Dirk diye çağırıyor. | Strapped-1 | 2010 | |
| Oh! Yeah... | Oh! Evet... | Strapped-1 | 2010 | |
| Do you mind if I take this off? | Çıkarmamın bir mahsuru var mı? Şunu çıkarmamın bir mahsuru var mı? | Strapped-1 | 2010 | |
| Yeah, I'm sorry... please, I'm sorry. | Evet, kusura bakma... Lütfen, kusura bakma. | Strapped-1 | 2010 | |
| So... I have some money... | Yani... Biraz param var... | Strapped-1 | 2010 | |
| Do you think maybe you'd wanna... | Belki diyorum benimle.. | Strapped-1 | 2010 | |
| What'd you have in mind? | Aklında ne var? | Strapped-1 | 2010 | |
| I... um... | Ben... um... | Strapped-1 | 2010 | |
| Uh... I really... | Uh.... Ben gerçekten... | Strapped-1 | 2010 | |
| I really want to kiss you. | Cidden seni öpmek istiyorum. | Strapped-1 | 2010 | |
| Come again? | Bir daha söyle!? | Strapped-1 | 2010 | |
| I said I wanted to kiss you. | Seni öpmek istiyorum dedim. | Strapped-1 | 2010 | |
| I'm sorry... I just... I don't kiss. | Kusura bakma... ama ben... Öpüşmem. | Strapped-1 | 2010 |