Search
English Turkish Sentence Translations Page 15524
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It's this damn asthma that... | Yıllardır bu lanet astım ve nefes darlığıyla boğuşuyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You should keep your pills on you. | İlaçlarınızı üzerinizde taşımalısınız. Teşekkürler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How do you feel? | Nasıl hissediyorsunuz? Bitkin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Which way now? This way. | Şimdi hangi yöne gideceğiz? Şu taraftan. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Can we trust him? | Ona güvenebilir miyiz? Daha iyi bir fikrin var mı? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Forget the war a moment. | Bir dakikalığına savaşı unutun. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Picture yourself in five years on this balcony. | 5 sene içinde bu balkonda kendinizi hayal edin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's one day in the week, just another day... | Haftanın bir günü, sıradan bir gün... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You hear the horns of tugboats coming up the Seine, | Sen Nehri'nde gidip gelen römorkörlerin seslerini duyuyorsunuz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
glaziers and clothes merchants hawking their wares, | Camcılar ve giysi tüccarları mallarını satarken... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
a newspaper vendor shouting out headlines... | ...gazete satıcısı manşetleri haykırıyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You hear the swish of the broom bristles, | Süpürgenin yere değince çıkardığı... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's in the bold light of March, or misty November. | Şehir ya Mart'ın koyu aydınlığında ya da sisli Kasım ayında. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You come from Baden Baden with wife and children | Karınız ve çocuklarınızla Baden Baden'den gelmişsiniz ve... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
and you think, I, General Dietrich von Choltitz, | ...şöyle düşünüyorsunuz, ben General Dietrich von Choltitz... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
one day in August '44, might have put an end to this. | ...1944 Ağustos'unun bir gününde şehri bitirebilirdim ama yapmadım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What will you feel, do you think, at that precise moment? | O doğru anda ne düşünür, ne hissedersiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Generals often have the power to destroy, | Generaller yok etme yetkisini sık sık ellerinde bulundursalar da... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Paris would owe its existence to you alone. | Paris varlığını sadece size borçlu olabilir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Is that not worth | Bir fatihten beklenen bütün şan ve şerefe değmez mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You are a fine advocate, | Avukatlığını çok iyi yapıyorsunuz fakat... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
but if I ever return and your capital is still standing, | ...geri dönersem ve başkentiniz hâlâ ayakta kalırsa tek başıma yolculuk ederim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My wife and children won't be with me to admire your city. | Yanımda şehrinize hayran olacak karım ve çocuklarım olmaz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Why get me back on my feet? | Neden ayağa kalkmama yardımcı oldunuz? Affedersiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You came to my aid. I'd like to understand why. | Bana yardım etmeye geldiniz. Nedenini bilmek isterim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What's to understand? | Neyi anlamak için? Boğularak ölmeme izin verebilirdiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I am a diplomat, not a soldier, as you said. | Sizin de söylediğiniz gibi bir diplomatım asker değil. Ölüm benim işim değildir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Paris has only one ace in its hand to save it from destruction. | Elinde Paris'i yıkımdan kurtaracak kozu olan tek kişi var... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The Nazis here would blow it up in a flash, | Naziler şehri göz açıp kapayıncaya kadar havaya uçurabilir ama onlar gibi değilsiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How would you know? | Nereden biliyorsunuz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You asked me what I'd do in your shoes. I'll tell you. | Yerinizde olsam ne yapacağımı sordunuz, söyleyeceğim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
For nothing in the world would I want to be in your shoes. | Bu dünyadaki hiçbir şey için yerinizde olmak istemezdim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's not the destruction of a city but of millions of people. | Mesele sadece bir şehri yok etmek değil söz konusu milyonca insan var. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Until now, you have managed | Şimdiye kadar leke sürmeden onurunuzu korumayı başardınız. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If you carry out the orders of that tyrant, | O zalimin emirlerini uygularsanız... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
believe me, | ...inanın bana sonsuza kadar kaybedeceksiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
General, should we get in position? | General pozisyon almalı mıyız? Ne? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The enemy's at the city gates. | Düşman şehrin kapılarına dayandı. Ya Bressensdorf? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
He hasn't reported back yet. | Hâlâ rapor vermedi. Teşekkürler, çıkabilirsin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Sir, there's only 20 of us here. | Efendim burada sadece 20 kişiyiz. Ne olmuş? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Should we set up defenses downstairs, on the roof or on this floor? | Aşağı kata, çatıya ve bu kata koruma yerleştirsek mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How old are you? | Kaç yaşındasın? 18. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
All men under 20 must leave the city. | 20 yaşın altındaki bütün erkeklerin şehri terk etmesi gerek. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
We're all under 20, except 3 or 4 of us. | Üç ya da dört kişi hariç hepimiz 20 yaş altındayız. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
They stay with me and you others go. | Yanımda onlar kalır, siz gidin. Peki efendim, sağ olun. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My men are scared. | Adamlarım korkuyor. Hepsi çocuk ve savaş onların savaşı değil. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's no longer yours, either. | Artık bizim de değil. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's that of a man alone, aging, fading, | Yapayalnız, yaşlanmış, tükenmiş, kendini ve diğerlerini kandıran bir adamın savaşı. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
A man reduced to blackmail, | Zorbaca itaat etmelerini isteyip... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
demanding inhuman obedience of his generals to commit crimes. | ...aileleri konusunda şantaj yaparak askerlerini suç işlemek zorunda bırakan biri. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Hitler. | Hitler'in yetenekli olduğunu siz de biliyorsunuz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
He had a gift for captivating you, giving you confidence | İnsanı büyülemek, güven vermek ve... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
and making you believe in Germany's historic destiny. | ...Almanya'nın tarihi kaderine inandırmak konusunda yetenekliydi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
And today? | Peki ya bugün? Bugün... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Your superiors tried to assassinate him. Why? | Amirleriniz ona suikast düzenlemeyi denedi. Niye? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I can't imagine they attempted it for no reason. | Hiçbir neden olmadan böyle bir şeye niyetlendiklerini sanmıyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I played no part in their plot. | Komplolarında hiç yer almadım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You must have an idea. You knew them all. | Hepsini tanıyordunuz, bir fikriniz vardır. Devrimci ya da fanatik değillerdi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
So why try to kill him? | Öyleyse neden öldürmeye kalkıştılar? Bir adım öndeydiler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Sorry? | Affedersiniz. Hitler'le iletişim hâlinde olan onlardı ben değildim! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Two weeks after the assassination attempt, | Suikast girişiminden iki hafta sonra... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I was summoned to Rastenburg, | ...Hitler'in Rastenburg'taki karargahına çağırıldım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I was ready to renew my trust, | Güvenimi yenilemeye, şansımız olduğuna inanmaya devam etmeye hazırdım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
But the man I saw | Ancak karşımdaki kişi kesinlikle eskiden tanıdığım adam değildi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
He was slobbering at the mouth. | Ağzından salyalar akıyordu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
His face was wracked with spasms and... | Suratı kramplar yüzünden berbat hâldeydi ve gözleri de! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Those eyes. | O gözler... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
When I left Rastenburg, I had made up my mind | Rastenburg'dan ayrılırken... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
not to obey his orders to the letter, to avoid unnecessary bloodshed. | ...mektuptaki emirlerine uymayıp gereksiz kan dökülmesine engel olmaya karar vermiştim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
But since then, there is this ax over my children's heads. | Ancak o zamandan beri çocuklarımın başının üzerinde balta sallanıyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Today, I have no other way of saving them. | Bugünse onları kurtarmak için başka çarem yok. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Just one question. | Tek bir soru. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If you surrender Paris without resistance, | Hiçbir mukavemet göstermeden Paris'i teslim ederseniz tam olarak ne olur? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Sorry, I wasn't listening. | Kusura bakmayın, dinlemiyordum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If you don't destroy Paris, | Paris'i yok etmezseniz sonucu ne olur? Felâket mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Something like that, yes. | Evet, böyle bir şey. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The frontline north of the Seine will be shattered, | Sen Nehri'nin kuzeyindeki cephe hattının paramparça olmasıyla.. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
with the Allies free to strike at the Reich. | ...müttefik kuvvetleri Almanya'ya saldırabilecek. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
And the immediate repercussions? What happens next? | Ya şimdiki yankıları? Daha sonra ne olacak? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If Paris falls, | Paris'in düştüğünü Almanya ve ordu öğrendiğinde tepkileri ne olacak? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
With astonishment, at first. But soon it will be total panic. | Önce şaşkınlık ama kısa süre içinde tam bir korku hâline dönüşür. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Panic? | Korku mu? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
So, risk sending your family to Switzerland. 1 | Öyleyse ailenizi İsviçre'ye yollamayı göze alın. Teslim olmanızın etkisi... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
means your wife and children won't be Hitler's priority. | ...karınızın ve çocuklarınızın Hitler'in önceliği olmaktan çıkması anlamına gelir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
That will give us a few days to act. | Harekete geçmemiz için birkaç gün kazandırabilir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If I capitulate, I'll be arrested immediately. | Silah bırakırsam derhâl tutuklanırım. O zaman elimden ne gelir? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Leave it all to me. | Bunu bana bırakın. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
To you? | Size mi? Evet. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What guarantees do I have? | Hangi güvencelere sahibim? İki güvenceniz var. İlki Onbaşı Mayer. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
He drives your family from Baden Baden to Strasbourg, | Ailenizi Baden Baden'den Strasbourg'a arabayla götürür. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
on to Mulhouse, around the Jura, to Annemasse, in Haute Savoie. | Mulhouse'dan çıkıp Jura civarından Annemasse'ye ve ardından Haute Savoie'ya. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Driving all night, they'll be there tomorrow morning. | Gece boyu sürecek bir yolculuğun ardından yarın sabah burada olurlar. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Why not go straight to Basle? | Neden doğrudan Basel'e gidilmiyor? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's closer, true, but the border's tightly guarded. | Yakın, doğru ama sınır çok sıkı korunuyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
From Annemasse, it's quicker and safer. | Annemasse'den çok daha hızlı ve güvenli gelirler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
No mountains to climb, the border's a formality... | Tırmanacak dağ yok, sınırsa formalite. Aileniz çabucak Chantecler'in üssünün... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
And that's where Chantecler is based. | ...bulunduğu Cenevre'ye ulaşır. Bu grup sizin ikinci güvenceniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How far is Annemasse from the border? | Annemasse sınırdan ne kadar uzaklıkta? Bir kilometrenin altında. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Altitude? | Rakım? Azami 400 metre. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
No mountains to climb? None. | Tırmanacak dağ yok, öyle mi? Hiç yok. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |