Search
English Turkish Sentence Translations Page 15523
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
What's the plonk? | Bu ucuz şarap da ne? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's the last bottle we have. Cider. | Elimizdeki son şişe elma şarabı. Aç! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's from Normandy. | Normandiya'dan. Aç demedim mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Give it here. | Ver şunu bana! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Gentlemen. | Beyler. Safları aşarak Berlin'den geldik. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
An absolute miracle! | Tam bir mucize! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
On an important mission from Himmler. | Himmler'in emrettiği önemli bir görev üzerindeyiz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Concerning? | Ne hakkında? Paris'in yok edilmesi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You must assign to us a reconnaissance unit. | Bizi keşif birimine atamanız gerek. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
That's the Louvre, is it? Across the street? | Caddenin karşındaki Louvre, değil mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Himmler wants a few artworks for safekeeping. | Himmler saklamak için birkaç sanat eseri istiyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You came all this way from Berlin? | Buraya Berlin'den geldiniz, öyle mi? Benzini nereden temin ettiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What do you care? | Sizi ne ilgilendirir? Benzine askeri hizmette kullanılmak üzere el koyduk. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
From fighting units? | Savaş birliklerinden mi? Savaştan kaçan ödlek düşmanlardan. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Men you allowed to leave the city, | Adamların şehri terk etme izni var. Korkaklar burayı savunmaktan aciz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The Bayeux Tapestry, | Bayeux işlemesi, Rubens'den birkaç tablo ve Caravaggio'un iki tablosu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
rolled up, without frames, so they fit in the trunk. | Sandığa sığmaları için çerçeveleri çıkarılıp rulo yapılacak. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
And the Mona Lisa? | Peki ya Mona Lisa? Himmler sadece bunları istiyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Gentlemen, I think you have arrived too late. | Beyler sanırım buraya çok geç ulaştınız. Himmler'e itaat etmeyi reddediyorsunuz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Stüpnagel, your predecessor, | Ailenizden gelen Stüpnagel, bugün Berlin'de bir et kancasına takılıp asılacak. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
His wife and children will pay for his crimes also. | Karısı ve çocukları da onun suçlarının cezasını ödeyecek. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I bet Paris is full of conspirators like him. | Bahse girerim Paris ona benzer komplocularla doludur. Asiller kulübü. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Any news from Hegger? No, sir. | Hegger'den hiç haber var mı? Hayır efendim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It must be working now. And get those guys off my back. | Şu anda çalışıyor olmalı. Hem şu adamlar da yakamdan düşsün. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Lieutenant... | Teğmen. Teşekkürler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Gentlemen, | Beyler, Paris devasa bir saatli bomba ve birkaç dakika içinde havaya uçacak. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
All the bridges, Notre Dame, | Bütün köprüler, Notre Dame, Invalides, Eyfel Kulesi... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My wife wanted a postcard of it. | Karım kartpostalını istemişti. Geriye kalan tek şey bu olacak. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
May I? | Oturabilir miyim? Elbette. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Do you like it in Paris? | Paris'te olmak hoşuna gitti mi? Rusya'da olmaktan çok daha iyidir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Where were you? | Neredeydin? General von Choltitz ile birlikte Harkov kazanında. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Do you know what Sippenhaft is? | Sippenhaft'ın ne olduğunu biliyor musunuz? Ne? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Sippenhaft. Do you know what it is? | Sippenhaft. Ne olduğunu biliyor musunuz? Hayır. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's a law, decreed just before I arrived in Paris. | Paris'e ulaşmamdan kısa süre önce karar alınan bir kanun. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I'm overjoyed. | Çok sevindim. Kanunun içeriğinden bahsetsem mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Since two weeks ago, | İki haftadan beri bütün Alman subaylarının aileleri rehin olarak nitelendiriliyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
They answer for our actions. | Eylemlerimizin sorumluluğunu üstleniyorlar. Paris havaya uçmazsa... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
my wife and children will be arrested, incarcerated and executed. | ...karım, çocuklarım tutuklanacak ve hapsedilip infaz edilecekler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You find it hard to believe? | İnanması güç mü geliyor? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Here... | İşte. Adolf Hitler'in bizzat kendisi tarafından imzalanan karar. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Germany is scared, Consul. | Almanya korkmuş durumda Konsolos. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
To fight back, it resorts to the worst medieval practices. | Direnmek, en kötü ortaçağ uygulamalarına başvurdurur. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Blind, unconditional obedience. | Körleştirme, koşulsuz itaat. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Enter! | Gir! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The owner's private stock, from the cellar. | Mal sahibinin kilerdeki özel stoğundan. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Would you care for a bite to eat? Or a cigarette? | Bir şey yesem ya da sigara içsem sizin için sorun olur mu? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
We also have a camembert. | Kamamber peynirimiz de var. Teşekkürler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Miss... | Hanımefendi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I have destroyed a dozen towns in this war, | Bu savaşta çoğunluğu stratejik amaçların dışında olan çok sayıda şehri harap ettim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I did so with absolutely no qualms, | Hiç vicdan azabı duymadan yaptım çünkü gerekliydi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I am aware that the destruction of Paris won't win us the war, | Paris'i yerle bir etmenin bize savaşı kazandırmayacağının farkındayım fakat... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
but I love my children. | ...çocuklarımı seviyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My surrender sentences them to death | Teslimiyetimin bedeli onlar için ölüm olacak ve... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
and I doubt God will intervene to save them. | ...Tanrı'nın araya girip onları kurtaracağından kuşkuluyum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
By obeying orders, I save their lives. | Emirlere itaat ederek çocuklarımın hayatlarını kurtarırım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Were I to disobey, | Emirlere uymazsam, hangi çocuk benim gibi bir baba ister? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Allow me to return the question. | İzin verin soruyu size sorayım. Benim yerimde olsanız ne yaparsınız? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Pardon me? | Affedersiniz. Yerimde olsanız ne yaparsınız? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
In your shoes? | Sizin yerinizde olmak mı? Evet. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Well... Go ahead. | Şey... Devam edin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Hundreds of thousands of lives are at stake, | Kadınlar ve çocuklar dahil olmak üzere yüz binlerce hayat söz konusu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's a simple question. | Basit bir soru. Yerimde olsanız ne yaparsınz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You'd sacrifice your wife and loved ones | Bilmediğiniz bir şehir için karınızı ve sevdiklerinizi kurban edebilir misiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Well? | Söyleyin hadi! Bakın... Hayır bayım cevaba hemen ihtiyacım var. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What would you do in my shoes? | Yerimde olsanız ne yaparsınız? Cevap vereceksiniz, değil mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Answer me! | Cevap verin! Bilmiyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Just as I thought. | Aynen düşündüğüm gibi. Gir! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I've been sent by Colonel Jay. | Albay Jay tarafından gönderildim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
General, listen... | General, dinleyin. Dışarı çık. Hazır bulunun. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
We'll find a way... | Bir yolunu bulacağız. Teslim olmayacağımı size söyledim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Think of the consequences. | Sonuçlarını düşünün. Amerikalılar Paris'in dışında. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Your wife can surely be... | Karınız elbette... Bana Hegger'i bağlayın. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Yes, Hegger. At the parliament building. | Evet, meclis binasındaki Hegger'i. Ailenizi kurtarmanın yolunu bulacağız. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Baden Baden is on the border. They could reach Switzerland via France. | Baden Baden sınırda. Fransa üzerinden İsviçre'ye gidebilirler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I know a group that will be able to help them. | Onlara yardımcı olabilecek bir grup insan tanıyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Corporal Mayer can drive them to Strasbourg | Onbaşı Mayer, onları Strasbourg'a, tanıdığım insanların yanına... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
and to the group I know. Tomorrow, they'll be safe. | ...arabayla götürebilir. Yarın güvende olurlar. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I can't get through to Hegger. The field telephone's dead. | Hegger'e ulaşamıyorum. Sahra telefonu bozulmuş. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
With the French engineer to guide you. | Fransız mühendis size kılavuzluk eder. Meclis binası Sen Nehri'nin tam karşında. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The parliament building, yes. | Meclis binası, tamam. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I must speak with him personally. | Onunla şahsen konuşmalıyım. Yanınıza bir telsiz alın. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Yes, sir. I'm on my way. | Evet efendim. Gidiyorum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Watch out! Sniper! | Dikkat et! Keskin nişancı! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I can get them across the border, at no risk. | Hiçbir tehlike olmadan onları sınırdan geçirebilirim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
One word from you and tomorrow they'll be in Switzerland. | Ağzınızdan çıkacak tek kelime ile yarın İsviçre'de olurlar. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Why do you think Sippenhaft was decreed | Sizce Sippenhaft neden ben buraya... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
A pure coincidence? No. | Tamamen tesadüf mü? Hayır. Bu kanun bizzat beni hedefliyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My family can't leave Baden Baden without the Gestapo after them. | Ailem peşlerinde Gestapo olmadan Baden Baden'den ayrılamaz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
They'll be arrested, incarcerated and executed. | Tutuklanıp hapsedilecek ve infaz edilecekler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It could be worse, couldn't it? | Daha kötüsü de olabilirdi, değil mi? Kamplara gönderilebilirlerdi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Ravensbrück. Are you familiar with that name? | Ravensbrück adı size tanıdık geliyor mu? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Believe me, in some cases, death is preferable. | İnanın bana bazı durumlarda ölüm daha iyidir. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You did your duty by coming this far. | Buraya kadar gelerek görevinizi yaptınız. Şimdi izin verin de işimi yapayım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If you'd be so kind... | Lütfen. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The pill bottle... | İlaç şişesi. Ne dediniz? Masamdaki çekmecede duran ilaç şişesi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Which one? Near the phone. | Hangi çekmece? Telefonun yanındaki. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How many? Two. Two pills. | Kaç tane? İki. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Breathe deeply. | Derin nefes alın. Uzun ve derin nefesler. Benimle gelin hadi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Drink this. | İçin. Teşekkürler. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
This is grotesque. I'm sorry. | Bu gülünç durum için özür dilerim. Hayır, hiç de değil. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |