Search
English Turkish Sentence Translations Page 15521
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
How much damage? | Zarar ne durumda? Henüz bir şey söyleyemem. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Out, Bressensdorf! | Dışarı çık Bressensdorf! Hayır, Konsolos Nordling yanımda kalıyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Very good, sir. | Pekâlâ General. Ne kadar zamana ihtiyacın var? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Do what it takes. You have ten minutes. | Güzel. Gereken neyse yap. 10 dakikan var daha fazla değil. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What about the Resistance men? | Mukavemet askerlerinden haber var mı? Tamam General. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I'll keep you informed. | Sizi haberdar ederim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Load. | Doldurun. Hedef alın. Ateş! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It appears I was letting you go too soon, Consul. | Görünüşe göre yakında gitmenize izin vereceğim Konsolos. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
There was more. How did you know? | Daha fazlası vardı. Biliyor muydunuz? Anlayamadım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
That Lt. Hegger would call. | Teğmen Hegger'ın telefonu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I'm a diplomat. I love listening at doors. | Diplomat olduğum için kapıları dinlemeyi severim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Rationing. | Karneyle veriliyor. Onbaşı Mayer mutlu olmayacaktır. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How long were you at that door? | Ne zamandır kapıdaydınız? Satranç taşları çok etkileyici. Haritanıza boyut katıyor. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Look at me when I talk to you. | Sizinle konuşurken bana bakın. Evet. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What do you know? Who tipped off the terrorists? | Neler biliyorsunuz? Teröristleri kim ihbar etti? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What terrorists? | Ne teröristi? Aptal rolü yapmayın. Teğmen Hegger'in çalışması sabote edildi. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How unfortunate. I haven't a clue. | Ne talihsizlik! En ufak bir fikrim yok. Gecikebileceğini nereden bildiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
His unit's location was known only to myself and Ebernach. | Birliğinin yeri yalnızca ben ve Yüzbaşı Ebernach tarafından biliniyordu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I had no idea. | Hiç fikrim yok. Buna bir son vermenizi tavsiye ederim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
In your own best interest, answer me. | Kendi yararınız için cevap verin. Cevap verdiğimi sanıyordum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How long have you spied on me for France? | Beni ne zamandır Fransa için gizlice gözetliyorsunuz? Fransa için çalışmam. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Who then? Britain? America? | Kimin için peki? Britanya mı, Amerika mı? Bana çok önem veriyorsunuz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My initiative is strictly personal. | Girişimim tamamen kişisel. Beni salak mı sanıyorsunuz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
If I may, I'd rather not answer that. | Öyle düşünsem bile buna cevap vermemeyi tercih ederim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Turn around. I haven't finished. | Buraya gelin, daha sözümü bitirmedim. Bir dakika durun da şunu güncelleyeyim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Stand clear of that map! | Haritadan uzak durun! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I'll tell you what happened. | Neler olduğunu size anlatacağım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You did come up those stairs, but not alone. | Şu merdivenleri çıktınız ancak yalnız değildiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You had an accomplice, | Teröristlerden biri suç ortağınızdı. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You both hid behind the door, | İkiniz de öğrenmek istediğiniz bilgiyi elde edene kadar kapının arkasında saklandınız. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Then, the other man | Daha sonra diğer adam arkadaşlarınıza haber vermeye gitti. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
And you entered in order to buy some time. | Siz de zaman kazanmak amacıyla içeri girdiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You knew I wouldn't be easily dissuaded, | Şu önemsiz Fransız generalin yolladığı mektubun kolayca aklımı çelip... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
wouldn't change my mind. | ...fikrimi değiştirmeyeceğinin farkındaydınız. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Unless my operation was sabotaged, | Operasyonum sabote edilmediği sürece müzakere yapmaktan başka seçeneğim olmazdı. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Well? Is that it? | Durum bu değil mi? Kabul edin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Do you know what we do to men like you? | Sizin gibi adamlara ne yaparız bilir misiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Give them a medal? | Madalya mı verirsiniz? Evet, bazen veririz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Posthumously. | Ancak öldükten sonra. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You forget one thing, Governor. | Bir şeyi, küçük bir detayı unuttunuz Vali. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Supposing I were in collusion with the Resistance, | Karşı tarafla tezgâh kursaydım, merdivendeki varlığımla elde ettiğim bilgi sayesinde... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
do you think you would still be alive? | ...hâlâ hayatta olur muydunuz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Especially, tonight. | Özellikle bu gece. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Sweden is a neutral country, Governor. | İsveç tarafsız bir ülke Vali. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It has maintained its neutrality | Her iki Dünya Savaşı boyunca tarafsızlığını korudu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I have no wish to change that state of affairs. | Bu durumu değiştirmek gibi bir isteğim yok. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
In that case, what are you doing here? | Öyleyse burada ne işiniz var? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I came here for that. | Bunun için gelmiştim. Çocuklarınız da bir gün... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Dawn over Paris. | ...Paris'te gün doğumunu görecek. Balkondan uzak durun. Efendim? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You could signal to your men. | Adamlarınıza işaret verebilirsiniz. Lütfen ama! Çekilin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How can I prove to you... | Size nasıl ispat edebilirim? Tartışmayın! Çekilin. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How old are your children? | Çocuklarınız kaç yaşında? Çocuklarımı bu işe karıştırmayın. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You can answer without fear of betraying a secret. | Bir sırrı açığa vurma korkusu olmadan cevap verebilirsiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My girls are 14 and 8, and my boy's 4 months old. | Kızlarım 14 ve 8 yaşında oğlum ise 4 aylık. 4 aylık mı? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Congratulations! | Tebrik ederim. Küçük kızınız gibi 8 yaşındayken... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I often wondered how a name as simple as Paris | ...balkonunuzdan görülen tüm şeylerin... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
could represent all the things visible from your balcony. | ...Paris gibi sade bir isimle nasıl tasvir edildiğini sık sık merak ederdim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
All these streets, houses, plazas... | Bütün caddeler, evler, çarşılar ve meydanlar! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I couldn't see how so many things and so many people | Böylesine kısa bir isme sahip bir şehrin o kadar insanı ve şeyi... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
could fit in a city whose name was so short. | ...içine nasıl sığdırabildiğini anlayamazdım. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Why do you insist on destroying the city? | Şehri yok etme konusunda niye bu kadar ısrarcısınız Vali Bey? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's none of your business. | Üzerinize vazife değil. Yanılıyorsunuz. Sizinle iletişime geçmem istenmeseydi... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
I'd be asleep, oblivious, like all these people you'll soon kill. | ...yakında ölecekleri çok belli olan bütün şu insanlar gibi uyuyor olurdum. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Can you stop your histrionics? | Yapmacık tavrınıza son verebilir misiniz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
They are civilians, caught up in an absurd war, | Onlar bu saçma savaşın içinde kaybolmuş ve hiçbir girişimde bulunmayan masum siviller. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
What does a life mean to you? What is a life? | Bir hayat size ne anlam ifade ediyor? Hayat nedir? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Of those about to perish, how many children like yours? | Peki ölmek üzere olanların arasında kaç tane sizinkiler gibi çocuk var? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Be quiet! | Kesin sesinizi! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You sneak in like a thief and lecture me in morality? | Hırsız gibi gizlice içeri süzülmüş birisi olarak bana ahlâk dersi mi veriyorsunuz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Allow me to remind you of something. | Size bir şeyi hatırlatmama izin verin Konsolos Bey. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
One year ago, from July August '43, to be precise, | Bir yıl önce 1943 Temmuz'dan Ağustos'a kadar tam olarak... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
your friends dropped over 10,000 tons of bombs on Hamburg. | ...10.000 bombayı Hamburg'un üzerine atan sizin arkadaşlarınızdı. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
10,000 tons! | 10.000 ton! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Most were phosphorus bombs. You know what that means? | Çoğu fosforlu bombaydı. Bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Anybody who wasn't shredded or incinerated | Parçalanmayan ya da yanıp kül olmayan insanlar... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
died of suffocation with their throat and lungs on fire. | ...boğazlarında veya akciğerlerinde bulunan ateş yüzünden boğularak öldürler! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
They were civilians. Women, children, old folks. | Onlar da sivildi. Kadınlar, çocuklar ve yaşlılar vardı. Hiçbiri savaşa katılmamıştı! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
How curious that you never protest | Bizim sivillerimiz ölünce hiç itiraz etmemeniz ne kadar da tuhaf! | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You are misinformed, General. | Yanlış bilgilendirilmişsiniz General. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
My embassy and I have always denounced such actions from all sides. | Elçiliğim ve ben bu tip eylemleri nerede olursa olsun daima kınamışızdır. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
By that logic, the Allies destroying a city | Bu mantıkla Müttefiklerin bir şehri yok etmeleri... | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
gives you the right to destroy one, too. Correct? | ...size de başka bir şehri yok etme hakkını veriyor değil mi? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Unless, of course, you are merely looking for excuses. | Elbette sadece bahane aramadığınız sürece. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Excuses? | Bahane mi? Şüpheniz olmadığına inanmam. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Believe what you want, Mr. Nordling. | İnanmak istediğinize inanın Bay Nordling. Vicdanım tertemiz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Paris will suffer the same fate as Mannheim, Hamburg and Berlin. | Paris de Mannheim, Hamburg ve Berlin'le aynı kaderi paylaşacak. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
We'll all have our martyrs. | Hepimizin şehitleri var. Artık biliyorsunuz. Hayır, bu sizi suçlu yapar. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
A criminal? Absolutely. | Suçlu mu? Kesinlikle. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The pilots who bombed Hamburg, | Hamburg'u bombalayan pilotların isimlerini asla bilmeyiz ama emirleri veren sizsiniz. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You'll be remembered as the man who destroyed Paris. | Sizi Paris'i yok eden adam olarak hatırlayacaklar. Bu beni nasıl suçlu yapar? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The annihilation of a city outside a combat zone is a criminal act. | Savaş bölgesinde olmayan bir şehri yok etmek cezaî bir suçtur. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
Yes, we agree there. | Evet, bu konuda hemfikiriz. Bildiğim kadarıyla Paris savaş bölgesinde falan değil. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
That's correct. | Bu doğru ya da dün akşama kadar doğruydu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
At 03:10 exactly, | Tam olarak saat 03:10'da generaliniz dıştaki savunma hattımızı ihlâl etti. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
By attacking our bases, he broke his city's neutrality. | Askeri üslerimize saldırarak böylece şehrinin tarafsızlığını da bozmuş oldu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
He is a direct threat to it. | Şehre doğrudan bir tehdittir bu. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
As Governor of Paris, I am sole in charge of our response. | Paris'in valisi olarak, vereceğimiz karşılıkta sorumlu olan tek kişi benim. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
You see a crime, Consul? I see only an act of war. | Sizce bu bir suç mu Konsolos Bey? Bence yalnızca savaş nedeni. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
The Allied advance allows you to raze the city? | Müttefiklerin ilerlemesi bir şehri yıkıp yok etmenize izin mi veriyor yani? | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |
It's clearly the best riposte I can give them. | Onlara vereceğim en sert cevap olacağı besbelli. | Diplomatie-1 | 2014 | ![]() |