Search
English Turkish Sentence Translations Page 15413
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
This better be important. | Önemli olsa iyi olur. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This whole thing's a lot bigger than the murder of one girl. | Tüm bu olanlar bir kızın öldürülmesinden çok daha büyük. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Bigger how? Look. | Büyük derken? Bak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no, no, no. Give me the short version. | Hayır, hayır. Kısa kes. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
All right, says here, in 1991, | Pekâlâ burada 1991'de, Haham Lev ve onun gibi radikal takipçilerinin... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Taken in and questioned, never charged. | Evinden alınıp sorgulanmış ama hiç içeri girmemiş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, those guys always keep their hands clean. | Tabii, böyle adamlar ellerini hep temiz tutarlar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You talked to someone about the breastplate... who was it? | Biriyle şu göğüslük ile ilgili konuşmuştun... Kimdi o? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
My uncle, Shimon. Why? We need to speak to him. | Amcam Shimon. Neden? Onunla konuşmamız gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, no, no. It's 5:00 in the morning. | Hayır, hayır. Saat daha sabahın 5'i. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
These guys are planning on rebuilding the Temple. | Bu adamlar tapınağı yeniden inşa etmeyi planlıyor. Bu delilik. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Anything happens to the Temple Mount, | Tapınak Dağın'a herhangi bir şey olursa Arap dünyası karışır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They'd be starting World War III. | 3.'ncü Dünya Savaşı'nı başlatırlar. Aynen öyle. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
SPLIT, HIRVATİSTAN | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
My boy! | Evladım! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Welcome to Croatia! | Hırvatistan'a hoş geldin! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I was worried I wouldn't recognize you, | Seni tanıyamam diye endişeleniyordum... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
but you, my son, you are unmistakable. | ...ama sen evladım, unutulmaz birisin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Stepped out of the Talmud, did you, huh? | Talmud'a harfiyen uyuyorsun değil mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I am but humbled servant | Ben seni ve değerli isimsiz kargonu taşımakla görevli... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It is not for me to ask what it is or to question | Ne olduğunu ya da neden değerli olduğunu sormak benim işim değil. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Climb in, my boy! | Atla evladım! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I am not allowed to sit next to... | Onun yanına oturamam... Evli değiliz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We can either marry you or we can make some exception, | İstersen evlendirebiliriz de ya da şimdilik bir istisna uygulayıp... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and we are not going to marry you. | ...evlenmeden oturursun. Hadi atla, lütfen. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Lynn. Ambassador. | Lynn. Büyükelçi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Let's sit over there. It's much more comfortable. | Gel otur şöyle. Daha rahat konuşuruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ambassador, I know that there have been some problems | Büyükelçi, biliyorum son haftalarda ofisimde bazı problemler oldu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Your problems have a name. | Problemlerinin bir adı var. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You have a blind spot. | Kör noktan var senin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I get it... he was your boss back in the States. | Anlıyorum, Amerika'da senin patronundu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Agent Connelly taught me | Yasalarla ilgili bildiğim her şeyi bana Ajan Connelly öğretti. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
His behavior here has been erratic. | Buradaki davranışları tuhaflaşmaya başladı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You have a deputy legal attache pulling his gun in public, | Yardımcın halkın içinde silahını çekerek... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
which makes Israeli officials unhappy, 1 | ...İsrail teşkilatını, Washington'ı ve beni mutsuz ediyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's obvious to me that he's not working out. | İşleri yürütemediği bence çok açık. Merak ettiğim neden sence değil? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Are you asking me to fire him? | Onu kovup kovmayacağımı mı soruyorsunuz? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Women have to prove that they're tough enough for this job, Lynn. | Kadınlar bu iş için yeterince sert olduğunu kanıtlamalı, Lynn. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They also have to be above reproach, personally. | Ayrıca utanılacak şeyler de yapmamalılar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Meaning what? Meaning... | Ne demek istiyorsunuz? Demek istediğim... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
you're not screwing him, are you? | ...onunla yatmıyorsun değil mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Do yourself a favor. Do us all a favor. | Kendine bir iyilik yap. Hepimize bir iyilik yap. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Get him under control. | Onu kontrol altına al. Yoksa? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Thank you for stopping in. | Uğradığın için teşekkürler. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I just spoke to his immediate superior. | Onun üstüyle konuştum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
If she doesn't take care of the problem, I'll do it myself. | Eğer problemin icabına bakmazsa, ben kendim hallederim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Now, where are you with the stone? | Peki, taş olayı ne durumda? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
In process. Time frame? | Çalışıyoruz. Ne zaman hallolur? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We'll have it by the end of the day. | Günün sonunda elimizde olur. 1 | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Seninki bu mu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sence? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sadece soruları cevapla. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
What? Please. | Ne? Lütfen. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's not going to happen. | Gerçekleşmeyecek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The Jews have been talking about rebuilding the Temple | Yahudiler Tapınağı yeniden inşa etmeyi... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, we believe the Jerusalem Heritage Center | Jerusalem Miras Merkezi'nin göğüslük için taşları topladığını düşünüyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So what? Even if they find all the stones, | Yani? Tüm taşları bulsalar bile kehanetin gerçekleşmesi için... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
A red heifer without blemish, a high priest | Lekesiz bir inek ve ilk rahibin soyundan... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
born of the lineage of the First High Priest, raised in isolation | ...doğumundan 13 yaşına dek yere değmemiş... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
till his 13th year, yes. | ...bir baş rahip, evet. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I see you have done your homework. | Bakıyorum ev ödevlerini yapmışsın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Look, I know Lev. | Bak, Lev'i tanıyorum. Çılgındır ama deli değil. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And even if he was, no sane Israeli wants war | O olsa bile, aklı başında hiçbir İsrail'li Tapınak için savaşmak istemez. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And that's why the Israelis are safeguarding | Bu yüzden İsrailliler Kubbet Üs Sahra'yı... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
the Dome of the Rock from these extremist minorities. | ...böyle küçük isyanlardan koruyorlar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm sure you are, but I'm also sure that Rabbi Lev | Eminim koruyorsunuz, ama ayrıca eminim ki Haham Lev'de... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
is collecting the stones, so where might he be looking? | ...taşları topluyor, nerelere bakıyor olabilir? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Shula halanın kurabiyeleri! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Please. It's homemade... homemade. | Lütfen. Ev yapımıdır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The stones? Mm. | Taşlar? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The stones were scattered to all four corners of the earth, | Taşlar güvende kalmaları için... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
hidden away for safekeeping. | ...dünyanın dört bir tarafına dağıtıldı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Some say there is a passage in the War Tablet | Bazıları Savaş Tableti'nde yazan bir geçidin... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
that describes the location of one of them. | ...taşlardan birinin yerini açıkladığını söylerler. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, it doesn't ring a bell. | Hayır, hiç bir fikrim yok. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Cahilliğin kalbime saplanmış bir bıçaktır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Written by the Essenes, an ancient religious sect | Esseniler tarafından yazılmış, kadim bir dini mezhep... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
who lived in the desert near the Dead Sea. | ...Ölü Deniz'in yakınında çölde yaşarlarmış. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They called themselves the "Sons of Light." | Kendilerine 'Işığın Çocukları' derlermiş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Protecting the breastplate meant keeping the stones | Onlar için göğüslüğü korumak demek taşların asla... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
from ever being found. | ...bulunmaması demekmiş. Bunun için canlarını verirlermiş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So where would we find this War Tablet? | Peki bu Savaş Tableti'ni nerede bulabiliriz? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So how is it you come from such a religious family | Böyle dindar bir aileden gelip nasıl onlar gibi olmadın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You were in seminary. Why did you drop out? | Sen de papazlık okulundaydın. Neden bıraktın? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Hey. When can you be at the office? | Alo. Ne zaman ofiste olabilirsin? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Not for a little while. I gotta go to the Israel Museum. | Hemen gelemem. İsrail Müzesi'ne gitmem gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The museum, why? | Müze mi, neden? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Is that your girlfriend? What? | Kız arkadaşın mı? Ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Uh, to look at the War scroll. | Bir savaş parşömenine bakmak için. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It might tell us the whereabouts of the stones | Bize göğüslük için olan taşların nerede olabileceğini gösterebilir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
what does any of this have to do with Emma Wilson's murder? | Tüm bunların Emma Wilson cinayeti ile ne ilgisi var? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'll fill you in later. | Sonra bilgilendiririm seni. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Listen to me... the Ambassador has taken a personal interest | Beni dinle, Büyükelçi seninle özel olarak ilgileniyor ve seni temin ederim ki... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
she thinks you're cute. That's funny. | ...tatlı olduğunu düşündüğü için değil. Çok komik. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Could have sworn I detected a little vibe going on. | Hâlbuki bana dair hisleri olduğuna dair yemin edebilirim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Just a twinkle. | Göz kırpma falan. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I need to show that you are under control. | Senin kontrolüm altında olduğunu göstermem gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You've got to dial it down, do you hear me? | Hızını biraz düşürmen gerek, beni duydun mu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Got you loud and clear. Dial it down. | Hem de çok iyi. Hızını düşür. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Excuse me, have you seen this woman around lately? | Afedersiniz, bu kadını son zamanlarda buralarda gördünüz mü? | Dig-1 | 2015 | ![]() |