Search
English Turkish Sentence Translations Page 15408
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Actually, something came up, | Aslında bir şey çıktı, merkeze dönmemiz gerekiyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Take you back to the consulate. | Seni konsolosluğa geri götüreyim. Pekâlâ. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Oh, I was just going to get some fresh air. | Sadece biraz temiz hava alacaktım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Pastor Billingham says I'll be learning | Rahip Billingham bu geceki ritüelin... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
a very important part of the ritual tonight. | ...çok önemli bir kısmını öğreneceğimi söyledi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I didn't know what to expect, | Ne olacağını bilmiyorum ve sanırım çok gerginim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, you'll do fine. | İyi iş çıkaracaksın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You're very strong. You're very brave. | Çok güçlüsün. Çok cesursun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Everyone here loves you. | Buradaki herkes seni seviyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I was just hoping | Eğer korkarsam sana bakarım diye umuyordum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And I wouldn't miss it for the world. | Bunu hayatta kaçırmam. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Stop honking. | Kornaya basıp durma. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's just noise. Your just making noise. | Sadece gürültü. Sadece gürültü yapıyorsun. Hepsi bu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Calms my nerves. Give it a try. | Sinirimi yatıştırıyor. Bir dene. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Nobody in this country has any God damn patience. | Bu ülkede kimsenin bir gram sabrı yok. Sabır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Must be what they taught you in the seminary. | Bunu sana papaz okulunda öğretmiş olmalılar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What? You think you Americans are | Ne? Müttefiklerini izleyen tek millet sadece Amerikalılar mı sandın? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Not that different. | Çok farklı değil. Demek istediğim papazlık ve FBI. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Both have rules, uniforms, oaths of allegiance. | Her ikisininde kuralları, üniformaları, bağlılık yeminleri var. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Part I don't get is three years in the seminary, | Anlamadığım kısım şu, sen üç yıl papaz okuluna git... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
days before you get your collar and boom, | ...bitirmene günler kala... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
you drop out. | ...öylece bırakıver. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Probably an interesting story in there somewhere. | Muhtemelen bir yerlerinde ilginç bir hikayesi vardır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Just drive. | Sadece sür. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Can it wait? No. | Bekleyemez mi? Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yes, Peter? | Evet Peter? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I think Detective Cohen is about to arrest me. | Sanırım Dedektif Cohen beni tutuklamak üzere. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Can't make a move without informing you first. | Önce seni bilgilendirmeden bir hamle yapamadım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I need you to buy me a couple of hours. | Bana birkaç saat kazandırman gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, I told you to come clean. Tell the truth. | Hayır, sana aklan dedim. Doğruyu söyle. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You're innocent, you'll be fine. | Masumsum, bir şey olmaz. Olay bir şey olmaması değil. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Peter, I want you to stand down, | Peter, geri çekilip... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
let Detective Cohen take the lead on this case. | ...Dedektif Cohen'ın bu davayı almasına izin vermeni istiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's too messy for you. | Senin için çok karışık. Bana patronluk taslama, Lynn. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You think I can't think straight because the victim has red hair? | Kurbanın saçları kızıl diye düzgün düşünemiyorum mu sanıyorsun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What was that course of yours I took at Quantico? | Quantico'da aldığım şu kursun adı neydi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Semiotics. | Gösterge bilimi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I sat in the front row and you paid absolutely no attention to me. | En ön sırada oturdum ve beni fark etmedin bile. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Believe me, I noticed you. | İnan bana, seni fark ettim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We all thought that the way you analyzed a case, | Hepimiz davaları ipuçları ve işaretlerle, açığa çıkardığını sanıyorduk... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
it was some kind of magic, parlor trick. | ...bir çeşit sihir, ucuz bir numarayla. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, maybe it was. No. | Belki de öyleydi. Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You said it was about being willing to see | Her suçu sana yapılmış gibi görmekle alâkalı olduğunu söylemiştin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Make it matter. Make it personal. | Bir önemi olsun. Kişisel olsun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You've taken it too far, Peter. | Bunu çok öteye götürdün, Peter. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry to tell you, | Bunu söylediğim için üzgünüm... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
but sometimes bad things do happen to good people. | ...ama bazen kötü şeyler iyi insanların başına gelir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
As your friend, | Arkadaşın olarak... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I am asking you and begging you to snap the hell out of it. | Senden bu işin peşini bırakmanı istiyor ve yalvarıyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm asking you to buy me some time. | Ben de senden bana biraz zaman kazandırmanı istiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You didn't hear a word I just said. I don't want to be put in this position. | Dediğim bir kelimeyi bile dinlemedin. Bu duruma girmek istemiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Three hours. No. | Üç saat. Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Oraya mı gidiyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Hava alanına mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Oraya gidince anlarsın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
I know what you're thinking, | Ne düşündüğünü biliyorum... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
but I didn't kill her. | ...ama onu ben öldürmedim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Put the gun down. | Silahını yere bırak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Çiftçinin icabına baktım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Arama güvenli. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Esseniydi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Geldiğimizi biliyordu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Hava alanına geri dönemeyiz... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Şimdi ne olacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Yeni planı bekleyeceğiz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Siyah kan. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Kurşun... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
...karaciğerimi vurmuş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Bu ne demek? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Praise Jesus. | İsaya şükürler olsun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The first one is the hardest. | İlki en zorudur. Gittikçe kolaylaşacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Endişelenme, Kızıl. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Her şey güzel olacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Gördün mü? Gitme vakti. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sen sür. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Nasıl sürülür bilmiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sür dedim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Onları buldun mu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Anladım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Oh, you know this is ridiculous, right? | Bu çok saçma biliyorsun değil mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Okay, yes, | Peki, tamam... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
obviously I was with her. | ...bariz bir şekilde onunlaydım. Yani onu tanıyorsun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, I just met her that night. | Hayır, o gece yeni tanışmıştım. Nasıl tanıştın? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I saw her during the day | Yussef Khalid'i kovaladığımız sırada onu görmüştüm... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and I followed her. | ...ve onu takip ettim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So it wasn't because she reminded you of your daughter? | Sana kızını hatırlattığı için değil yani? Yok artık. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Did you sleep with her? | Onunla yattın mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No, I didn't sleep with her. | Hayır, onunla yatmadım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She took me down to the tunnels where she worked. | Beni çalıştığı tünelleri göstermek için aşağı indirdi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She showed me, we walked around, we talked. | Etrafı gösterdi, yürüdük, konuştuk. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
That's it? Yes, that's it. | Bu kadar mı? Evet, bu kadar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Head down. | Başını eğ. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Wha | Neler... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And what about Yussef Khalid? | Yussef Khalid peki? Onunla ne alâkası var? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Sh She was at the market. And I don't think it was a coincidence. | Kız marketteydi. Ve bunun bir tesadüf olduğunu düşünmüyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I think she was meant to give him something. | Sanırım ona bir şey verecekti. Bir taş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I think that's what he was looking for in her apartment, | Sanırım dairesinde aradığı şey buydu ve beni atlatıp, alıp kaçtı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Wait, this stone, what did it look like? | Bekle, bu taş neye benziyordu? Ne kadar büyüktü? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Uh, couple inches by an inch. | Birkaç santim işte. Dikdörtgen. Kırmızı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Why? The breastplate. | Neden? Göğüslük. | Dig-1 | 2015 | ![]() |