Search
English Turkish Sentence Translations Page 15415
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I've never seen a... Jew before. | Daha önce hiç... Yahudi görmemiştim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Not like you. | Yani senin gibi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Please, okay, just... just go before... | Lütfen tamam mı... Sadece önden git... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I will see you at dinner? Yes? | Yemekte görüşeceğiz değil mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I don't understand. What am I looking at? | Anlamıyorum. Neye bakıyorum? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The tablet was kept in a velvet lined box. | Tablet kadife astarlı bir kutuda tutuluyordu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The copper letters were etched in so deep, | Bakır harfler çok derine kazılmış arka tarfında çıkıntılar bırakılmış. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So we scanned the velvet. Does it tell us anything? | Böylece kadifeyi taradık. Bir şey anlatıyor mu peki? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Could be a hidden code. | Gizli bir şifre olabilir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Most likely a word or letter game. | Kelime ya da harf oyunu gibi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Key? What would that look like? | Anahtar mı? Neye benziyor? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Could be a list of words or scripture | Sözcüklerden bir liste ya da geçidin yerini gösteren... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
a map that points to what's significant. | ...önemli yerlerin işaretlendiği bir harita olabilir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Maybe something like this? | Böyle bir şey olabilir belki? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Maybe, yeah. | Belki, evet. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
That's the same size. Yeah. | Aynı boyuttalar. Evet. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Bu da ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
It makes no sense. Useless garbage! | Hiçbir anlamı yok. Resmen çöp lan bu! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
That's what you have brought me! | Bunu mu getirdiniz bana! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We're missing something, something about how to use it. | Bir şeyi atlıyoruz, nasıl kullanacağımızla ilgili bir şeyi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The Essenes hated the priests of the Temple. | Esseniler Tapınağın rahiplerinden nefret ederlerdi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They considered them corrupt, so they abandoned Jerusalem | Yozlaşmış olduklarını düşünüp, Jerusalem'dan Qumaran'a... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
to Qumran, where they wrote the Dead Sea Scrolls. | ...Ölü Deniz Parşömenlerini yazdıkları yere, gittiler. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Go on. | Devam et. Ama diğer parşömenlerden farklı olarak... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
they didn't make it out of Papyrus. | ...bunu papirustan pamadılar. Çok yetenekli metalcılardılar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Which is three dimensional. | Üç boyutlu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They were gifted metal workers. | Çok yetenekli metalcılardır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Why would they make the letters that deep? | Madem öyle neden bu kadar derin işlemişler? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Unless... They were more interested in | Tabii... Arkada olanla öndekinden... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
what was in the back than the front. | ...daha çok ilgilenmiyorlarsa. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What does that mean? | Ne anlama geliyor? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Each letter in the Hebrew language | İbranice'de her harf bir sayı ile eşleşir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
These numbers lead us to... | Bu sayılar bize... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Psalm 17:8. | Psalm 17:8. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The Prayer of David. | David'in duası. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
"Keep me as the apple of your eye, | "Koru beni gözbebeğin gibi, kanatlarının gölgesinde sakla" | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What the hell does that mean? | Bu da ne anlama geliyor? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I mean, David wanted to hide in God's eye. | Demek istediğim, David'in Tanrı'nın gözlerinde saklanmak istemesi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
How does that help us? | Bize nasıl yardımı dokunur? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The Prayer of David is depicted in three mosaics | David'in Duası dünyada 3 mozaikte tasvir edilir... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
across the world... Rome, Istanbul, and Israel. | ...Roma, İstanbul ve İsrail. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Where in Israel? | İsrail'de nerede? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Megiddo. Megiddo. | Megiddo. Megiddo. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Also known by it's Greek name, Armageddon. | Yunanca ismiyle; Armageddon. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Eat, it's good. I made kosher for you. | Ye güzeldir. Senin için koshere uygun yaptım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Huh? Avram. | Avram. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Avram, Avram. | Avram, Avram. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Hand. Up. | Eller. Yukarı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Jump, jump, Avram. | Zıpla, zıpla, Avram. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Up, up, up, up. | Yukarı, yukarı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It is with heavy hearts that we come here today, Debbie. | Bugüne kadar ağır günahlarla buraya kadar geldik, Debbie. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And yet, it is with hope and faith | Öte yandan, yanımızda umut ve inanç da taşıdık... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
that we offer you a chance at salvation. | ...sana bir kurtuluş yolu sunuyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Repent your sins and you may be forgiven. | Günahlarından tövbe et ki bağışlanasın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You saved me. You held me. | Beni kurtardınız. Yardım ettiniz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You fed me. | Beslediniz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Cared for me. | Değer verdiniz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
While I got clean. | Temizlendim de. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You saved my life. | Hayatımı kurtardınız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And then you used me, made me an accessory to murder. | Sonra kullandınız, cinayet aksesuarı gibi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You killed the boy I helped raise. | Büyürken yanında olduğum çocuğu öldürdünüz. Yeter. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You pervert the word of God. You are hypocrites. | Tanrı'nın sözlerini çarpıtıyorsun. Sen bir münafıksın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And murderers. Beg for forgiveness! | Ve katilsiniz. Affın için yalvar! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You're the ones who need to be forgiven, not me. | Af dilemesi gereken sensin, ben değil. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You need to repent your sins. | Günahlarından tövbe etmen gerek. Yoksa Tanrı seni aciz bırakacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yanındayım, ama daha zamanı gelmedi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Ay yazgımızda bize yol gösterecek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
David'in Duası, Nerede? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
It's a mosaic, just like this. | Bir mozaik, şöyle bir şey. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Oh, up there... Roman bathhouse. Thanks. | Şurada, Roma Hamamı. Sağ ol. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Get in the car! I'm getting the car! | Arabaya bin! Ben arabayı getiriyorum! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ah, come on. Ugh! | Hadi ama. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Divine God's will. | Divine God'nın isteği. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Speak to us, Joshua. | Bizimle konuş, Joshua. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What sayeth the Lord? | Tanrı ne diyor? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Guilty. | Suçlu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
My boy! Welcome to Croatia. | Evladım! Hırvatistan'a hoşgeldin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This is my daughter Elena. She will not bite. | Bu kızım Elena. Isırmaz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What is this place? Place where people would | Bu yer de ne böyle? İnsanların kendilerini arındırdıkları... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
purify themselves, wash away their sins, heal. | ...günahlarından temizlendikleri, şifa buldukları yer. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You said you wanted to get away from anything | Kızını hatırlatan her şeyden uzaklaşmak istediğini sen söyledin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
These guys are planning | Bu adamlar tapınağı yeniden inşa etmeyi planlıyor. Bu delilik. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
For this prophecy to come true, | Kehanetin gerçekleşmesi için... Lekesiz bir inek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
A high priest. Guilty. | Bir baş rahip. Suçlu. 1 | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Tell me where Debbie is. I came to take her home. | Debbie'nin nerede olduğunu söyle. Onu eve götürmeye geldim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Rabbi Lev is collecting the stones, | Haham Lev taşları topluyor peki nerelere bakıyor olabilir? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
most sacred sites... what would you call it? | ...silahını kullandın. Buna bakşa ne denir ki? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
My job. | İşim bu benim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna get an earful | Günün sonunda büyükelçiden bir güzel fırçamı yemiş olacağım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
she's welcome to skip the next cocktail party | ...partisi yerine bizimle adam avına çıkmasını... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and come and join the manhunt, see if she knows better. | ...söylemiyorsun? Çok iyi biliyor ya hani. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This guy keeps slipping out of your hands, | Bu adam sanki onu yakalamak istemiyormuşsun gibi... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
almost as if you don't want to catch him. | ...durmadan elinden kaçıyor. Ona ne diyebilirim ki? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Tell her... Yussef Khalid has help. | Söyle ona, Yussef Khalid yardım alıyor. Kendi başına hareket etmiyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
He's part of a... a bigger agenda. | Çok daha büyük bir şeyin parçası. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's a setback, yes... | Bir aksilik oldu, evet... Bu teorilerinin hepsi sadece birer teori. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Patience is wearing thin. | Sabretmek bıkkınlık veriyor. Bir şeyler bulmak zorundasın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
People are getting impatient. I need something fast. | İnsanlar sabırsızlanıyor. Bana bir şeyler getirmen gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You know... Door will lock behind you | Bak... Çıkış yolunda kapılar... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
on your way out. | ...arkandan kilitlenecek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |