Search
English Turkish Sentence Translations Page 15412
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Well, we're in the middle of a murder investigation. | Bir cinayet davasının tam ortasındayız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Our victim has an interest in the Center. | Kurbanımızın merkeze özel ilgisi varmış. Davayı biliyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Emma Wilson, hmm? | Emma Wilson. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I've never seen her in my life. | Onu hayatımda görmedim. Merkeze adımını bile atmadı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Why are you investigating them? | Neden araştırıyorsunuz o zaman? Ülkedeki bütün uç grupları araştırırız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Arab, Jews... that's our job. | Araplar, Yahudiler, bizim işimiz bu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
But more specifically, it's none of your goddamn business. | Asıl önemli olan şey bunun sizi hiç ilgilendirmediğidir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Rabbi Lev sent me to follow you. | Haham Lev sizi takip etmem için beni gönderdi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm gonna tell him you realize | Ona merkezden bir şey öğrenemeyeceğinizi fark ettiğinizi söyleyeceğim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You can't tell us where to look. | Nereye bakacağımızı sen bize söyleyemezsin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
If I ever see you there again, | Eğer seni bir daha orada görürsem... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'll personally make sure your next job | ...bir sonraki işinin Gazze'de trafik polisliği olduğundan bizzat emin olurum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We clear? Whoa. | Bilmem anlatabildim mi? Vay be. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Şimdi de tehdit mi ediyorsun. Bana zor kullandırtma. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Hey, listen. | Durun, dinleyin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You're barking up the wrong tree. | Boşa kürek sallıyorsunuz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Your victim had nothing to do with the Center. | Kurbanın merkezle bir alakası yok. Hem de hiç. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So stay away. Just stay away. | Uzak durun. Uzak durun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What are you gonna do? Are you gonna go there? | Ne yapacaksınız? Oraya gidecek misiniz? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Arrest them? | Onları tutuklayacak mısınız? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The first thing I'm gonna do | İlk yapacağım şey size ifadenizi imzalatmak olacak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and then we can start looking into this. | Sonra da araştırmaya başlarız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You did the right thing coming here. | Buraya gelerek doğru olanı yaptın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You did good. | En iyisi bu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I just want him to be safe. | Onun güvende olmasını istiyorum. Hepsi bu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I never in a million years thought I'd see you here. | 40 yıl düşünsem seni burada göreceğim aklıma gelmez. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, now I'm glad Ingmar gave me the night off. | İşte şimdi Ingmar'ın bu gece izin vermesine sevindim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Can I sit here, or are you waiting for someone? | Oturabilir miyim, yoksa birini mi bekliyorsun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Oh, no, please. | Hayır, lütfen otur. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You look good in a tank top. | Atletin çok yakışmış. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Come here. | Gel buraya. Hadi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Look at you. | Güzelliğe bak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Though your sins are like scarlet, | Günahlarınız sizi kana boyamış bile olsa... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
they shall be white as snow. | ...kar gibi ak pak olacaksınız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Though they are red as crimson, | Elleriniz kırmız böceği gibi kızıl olsa da... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
they shall be like wool. | ...yapağı gibi bembeyaz olacak | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They shall be as white as snow. | Kar gibi ak pak olacaksınız. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Çok üzgünüm kızıl. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sana bakamadım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sana bakmam için neden bana güvendiler anlamıyorum. Beceriksizin tekiyim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Please don't hit me. | Lütfen bana vurmayın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Brave boy. | Cesur çocuk. Deli çocuk. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Little Dirty Harry. | Minik kirli Harry. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Şükürler olsun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Bundan şüphe duyduğum için üzgünüm. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
You remember when V was about eight? | Kızımız 8 yaşındayken hani bir şey olmuştu. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She came home from school that time | Okuldan göz yaşları içinde geldiği zaman. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You said, "What do you want to be for Halloween, honey?" | Sen ona 'cadılar bayramı için ne giymek istiyorsun' diye sormuştun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She said, "Well, I want to be..." | O da sana cadılar... Lezbiyen kamyon şoförü demişti. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We laughed so much. | Ne çok gülmüştük, ne kadar güldüğümüzü hatırlıyor musun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
And she got so... so mad. | Çok kızmıştı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I can see... | O küçük yüzü hala... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I can see her little face right in front of me. | O küçük yüzü hala gözümün önünde. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She got... | Küçük kızım... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Peter, I talked to Dr. Bach. | Peter, doktor Bach ile konuştum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What? | Ne? Ne dedi, söylesene? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Sometimes after we hang up, | Bazen senle konuştuktan sonra bütün gün yataktan çıkamıyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
She thought maybe it's best if we... | Bana belki bu konuşmaları yapmazsanız... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I understand. It's fine. | Evet, anlıyorum, sorun değil. Sadece bir süreliğine. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Joshua, you ready to go home? | Joshua, eve gitmeye hazır mısın? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I told you she would fail. | Size bu işi başaramaz demiştim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The stone was fake. | Taş sahteymiş. Bunu bilemezdik. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Then what good are you? | Hangi konuda iyisin o zaman. Bir de eksper olacaksın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Do you realize the risks I'm taking? | Aldığım risklerin farkında mısınız? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We are all taking immense risks. | Hepimiz büyük riskler alıyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We are all doing everything | Yapmamız gereken her şeyi yapıyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This is bigger than any of us. | Bu hepimizi aşıyor. Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Margrove is doing everything possible | Margrove gerçek taşın yerini bulmak için elinden geleni yapıyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm more concerned about your FBI agent | Ben asıl bugün buraya gelen FBI ajanı için endişeleniyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What are we going to do about him? | Bu konuda ne yapacağız? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'll take care of him. | Ben ilgilenirim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Emma Wilson's journal. I took it from her apartment. | Emma Wilson'ın günlüğü. Dairesinden almıştım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
"It's all about 19." | "Hepsi 19 ile alâkalı." | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Chapter 19... "Tell the Israelites to bring a red heifer." | 19.'ncu bölüm "Yahudilere kızıl düveyi getirmelerini söyleyin." | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Heifer? | Düve mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's a cow. | İnek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yüzünüzü kara çıkartmayacağım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
These guys are dangerous. | Bu adamlar tehlikeli. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
But his sojourn into the desert made him impure. 1 | Ama çöle olan kısa ziyareti, onu lekeledi. 1 | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So we had to move to an alternate plan. | Bu yüzden alternatif bir plan yaptık. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Are you still with us? I need to get out of here. | Hâlâ bizimle misin? Buradan çıkmam gerek. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Please don't call here anymore. | Lütfen artık beni arama. Charlie! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Thank you for calling me, Deputy Barry. | Beni aradığınız için teşekkürler, Şerif Barry. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Only one more stone left to find. | Bulmamız gereken tek bir taş kaldı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The most difficult one. Now get the hell out of here. | En zor olanı. Şimdi buradan defolup git. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yussef Khalid is in the building. | Yussef Khalid binada. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Evacuating. Madame Ambassador? | Tahliye edin. Büyükelçi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yussef Khalid did not enter this building. | Yussef Khalid binaya giriş yapmamış. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You said you wanted to get away | Sana onu hatırlatan her şeyden uzaklaşmak istediğini söylemiştin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I copied those articles and this is everything I have on | Bu yazıların hepsini kopyaladım ve bunlar Haham Lev ile ilgili elimizdeki her şey. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm here until 7:00 a.m., if you need anything else. | Saat yediye kadar buradayım... Eğer bir şeye ihtiyacınız olursa. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yahudi örgüt üyeleri tutuklandı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
It's not morning yet. | Daha sabah olmadı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What? Whoa, whoa, whoa, whoa, whoa. | Ne? Bekle, bekle, bekle. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Can't this wait? | Bekleyemez mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Amerikalı mıydı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Başka kim olacak ki? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Sabah Giddy'yi okula götürebilir misin? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Eski karın ve sen madem bakacak zamanınız yoktu niye yaptınız ki onu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Tabii ki götürürüm. Git dünyayı kurtar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |