Search
English Turkish Sentence Translations Page 151024
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| All those in favor... No, this should be a secret ballot. | Herkes elini Hayır, gizli oylama olsun. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| There shouldn't be any peer pressure. | Hiç baskı olmamalı. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| It's unanimous. We go. All right! | Bu belirsiz. Gidiyoruz. Harika! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I did it! Let's move! | Başardım! Gidelim! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Alerts imposed on all quarters. | Tüm birimler alarma dahildir. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| But why would they even try to escape? There's no point in it. | Ama neden kaçmak istesinler ki? Hiç anlamı yok. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Maybe they were challenged by the ineptitude of your system. | Belki de senin beceriksiz sistemine karşı çıkıyorlardır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Maybe they couldn't resist. | Belki de dayanamadılar. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| A Tchigani. He doesn't know that. | Bir Çigan. Bilmiyor ki. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| No child here knows his origin. It's the law. | Buradaki hiçbir çocuk nereden geldiğini bilmez. Kanun böyle. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He was taken at the age of two months. It's in his blood. | İki aylıkken buraya getirilmişti. Kanında var. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| There are still some Tchigani camped in the wastes. He'll find them. | Çöllükte hâlâ Çigan kampları mevcut. Onları bulacaktır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Seven little douchkies all in a row. | Yedi küçük günahkar peş peşe. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| How are you going to explain all this to the inquisitor from mainstream control? | Bunları, ana kontroldeki engizisyon üyelerine nasıl anlatacaksın? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Maybe when you find them you can bring them back here. | Belki onları bulduğunda buraya geri getirirsin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| It might pass unnoticed. | Kayıtlara sokmadan geçiştiririz. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| But that's not the law. | Ama kanun böyle değil. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| The law requires that I take them to my headquarters to be surgically altered. | Kanun, onların cerrahi müdahale için karargahıma gideceklerini söylüyor. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| You're not suggesting that I break the law, are you? | Kanuna karşı gelmemi söylemiyorsun, değil mi? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Of course, you know, I could tell them what you're always telling me. | Tabii onlara, bana her zaman söylediğini de söyleyebilirim. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| That you don't run a prison here. | Burada bir cezaevi çalıştırmıyormuşsun. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Grock, I don't want them hurt! | Grock, onlara zarar gelmesini istemiyorum! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Maybe you should have thought of that before. | Belki bunu daha önce düşünecektin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Advise perimeter control. | Çit kontrolü yapılmalıdır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Jason, we're free. Yes. | Jason, özgürüz. Evet. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I told you, we're free! It's nice. | Söylemiştim, özgürüz! Muhteşem. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| We're free! All right! Yeah! | Özgürüz! Harika! Evet! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| We made it! I can't believe it! We can breathe! | Başardık! İnanamıyorum! Nefes alabiliyoruz! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| E Pigs! They're on our trail! Go! | E Domuzlar! Peşimizdeler! Koşun! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Wait. Wait a minute. | Dur Durun bir dakika. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Disassemble the bi chopper! | Bi sikleti ayırın! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Come on, Jason, run! Come on! Come on! | Hadi Jason, koş! Hadi! Hadi! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Come on, jump over! Jason, you can make it! | Hadi, atla! Jason, yapabilirsin! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Jason, watch out! Hurry! Come on, Jason! | Jason, dikkat et! Acele et! Hadi Jason! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Come on, Jas! Come on! | Hadi Jas! Hadi! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| All right! Yeah. | Harika! Güzel. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| We did it! All right, we made it! | Başardık! İşte bu, başardık! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Ivor! | Ivor! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I've never been sure. Don't be cryptic with me, boy. | Hiç emin olmadım. Şifreli konuşma çocuk. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I was raised in a Protectorate orphanage. | Koruyucu yetimhanesinde büyüdüm. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| That's all I know. | Bildiğim bu. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| What do they call you? | Sana ne isim verirlerdi? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I call myself Darstar. | Ben kendime Darstar diyorum. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| The owl. It's yours? | Baykuş. Senin mi? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| As much as an owl is anyone's. | Herkesin baykuşu kadar. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| You are Tchigani. | Sen bir Çigansın. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Tchigani! Tchigani! | Çigan! Çigan! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| It used to amuse people. | İnsanları eğlendirmek için yapılmış. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He's old. | Çok yaşlıdır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He lives only to keep the past. | Sadece geçmişi korumak için yaşar. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| You are sooner than expected. | Beklenenden erken geldin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Now show it to me. Show it to me. | Şimdi onu bana göster. Göster onu. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Where did you get it? What does it matter? | Onu nereden buldun? Ne önemi var ki? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He brought it to us. | O, onu bize getirdi. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He brought it? He brought it? | O mu getirmiş? O mu getirmiş? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I think it brought him. | Sanırım küre onu getirmiştir. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I know it has powers, but... It has will. | Güçleri olduğunu biliyorum, ama Onun amacı vardır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| There is the difference. | Arada fark var. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Stop trying to shuffle our brains. | Kafamızı karıştırmayı bırak. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| How can we use it? | Nasıl kullanabiliriz? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| The force of will... | Amacındaki güç | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Be quiet! I am speaking! | Sessiz olun! Ben konuşuyorum! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| This force of will is not one of your blind energies which can light a lamp | Amacındaki güç bir lambayı yakmak için gereken enerjilerden değildir... | Solarbabies-1 | 1986 | |
| or make an engine hum. | ...ya da bir motoru öttürmek için. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| It chooses its own path. | Kendi yolunu kendisi seçer. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| So that if anybody is going to be used | O yüzden kullanılacak birisi varsa... | Solarbabies-1 | 1986 | |
| it will be you. | ...o da sensin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Some say from the stars. | Bazıları yıldızlardan der. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Some from the genius of Longiness. | Bazıları uluların dehasından. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| You see? It knows his name. | Gördün mü? İsmini biliyor. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| He hid it. He protected it. | Becerdi. Onu koruyabildi. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Listen, old mutt! I know this is worth some coin. | Dinle ihtiyar bunak! Bunun bir kaç kuruş edeceğini biliyorum. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| The Protectorate fears the will of the sphere. | Koruyucular kürenin gücünden korkarlar. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Once they know that you have it, they will spare nothing, | Ona sahip olduğunu öğrendiklerinde, fırsatı kaçırmayacaklardır... | Solarbabies-1 | 1986 | |
| absolutely nothing, to gain possession of it. | ...ondaki gücü almak için her şeyi yapacaklardır. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| And they'll pay for it? | Ve para vereceklerdir? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Get it. | Al şunu. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Come on, torch it all! | Hadi, her yeri yakın! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Prepare to evacuate camp. | Kampı boşaltmaya hazırlanın. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Deposit all captives in E Van 7. | Tüm tutukluları E Van 7'ye koyun. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| I got him! I whomped his owl! | Yakaladım! Baykuşunu hakladım! | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Stakker! Next time, you leave a better trail. | Stakker! Gelecek sefere, daha iyi iz bırak. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Daniel, we were so worried about you. Where were you? | Daniel, senin için çok endişelendik. Neredeydin? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Bodhi called me. I had to follow, but I didn't think you'd come. | Bodhi beni çağırdı. Takip etmeliydim, ama sizin de geleceğinizi bilmiyordum. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| What? And miss a trudge through the desert? | Ne? Çölde güzel bir yürüyüşü kaçıramazdık herhalde? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Hey, what happened here? Who trashed this place? | Hey, buraya ne olmuş? Kim yerle bir etmiş? | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Must have been the E Cops. | E Polisler olmalı. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Darstar. | Darstar. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Why? Never mind why. We should just bury it. | Neden? Nedenini boş ver. Gömmeliyiz. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Bounty hunters, clear the gates. | Kelle avcıları, kapıdan çekilin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Allow the E Vans to enter. | E Van'lara yol açın. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Hire us? Hire us? Won't cost anything. Won't cost anything. | İş var mı? İş var mı? Çok ucuzuz. Çok ucuzuz. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Hire us. I'll go anywhere. | İş verin. Her yere giderim. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Private... We are. Buy the best, sir. Buy the best. | Özel çalışırız. En iyiyi alın efendim. En iyiyi alın. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Come on, we'll go anywhere. We'll go anywhere. | Hadi, her yere gideriz. Her yere gideriz. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Two good killers. Two good men for hire. | İki iyi katil. İki iyi adam. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Dedicated killers, sir. Dedicated to your service. | Kaliteli katilleriz efendim. Emrinize amadeyiz. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Right. Hey, sir. Wait, wait. | Efendim, efendim. Bekleyin, bekleyin. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Sir, sir. | Efendim. | Solarbabies-1 | 1986 | |
| Sir, sir. I beg of you, hire us, sir. | Efendim, bizi tutun, yalvarıyorum, efendim. | Solarbabies-1 | 1986 |