Search
English Turkish Sentence Translations Page 150627
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Lois: Stargirl? | Stargirl? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It's says here the bow is in the inner sanctum. | Okun içerideki özel odada olduğu yazıyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| So let me get this straight | Dur doğru anlamış mıyım Orion'un Oku'nu... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| can use it to vanquish darkness. | ...kullanan kişi karanlığı yok edebilir. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Is that what you're saying? | Söylediğin bu mu? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| According to the prophecy, yeah. | Kehanete göre evet. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Well, that's me. | Bu benim. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Think about it a bow, right? | Bir düşün ok değil mi? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| The medium is the message. | Mesaj içinde gizli. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You never told me why you were seeking it. | Bana neden aradığını söylemedin. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Well, promise you won't tell anyone, | Kimseye söylemeyeceğini söz ver ama... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| but I'm trying to change my fate. | ...ben kaderimi değiştirmeye çalışıyorum. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| The Bow of Orion is the key. It worked for him, right? | Orion'un Oku anahtar. Onun için çalışıyormuş değil mi? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Only after he found the strength to turn away from the darkness, | Karanlığı geri çevirecek gücü bulduğunda... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| even though that meant turning away from his father. | ...bu aynı zamanda babasına karşı gelecek gücü bulmuş anlamına geliyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Orion is Darkseid's son. | Orion Darkseid'in oğlu. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| He was raised by someone who believes in spreading the light | Babasının yarattığı karanlık yerine... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| instead of the darkness his birth father had created. | ...aydınlığı yaymayı amaç edinmiş biri tarafından yetiştirilmiş. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| And eventually he swore to serve that light instead. | Sonunda aydınlığa hizmet etmeye yemin etmiş. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It looks like another one of Orion's tests | Buna layık olup olmadığımızın ölçen Orion'un testlerinden biri. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| If this is about balancing light and darkness, | Eğer bu karanlık ve aydınlığın dengesi ile ilgiliyse... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| it's gonna require two shots to open the door | ...sembollere iki kişinin atış yapması gerekiyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Which also means you have to hit it | Ayrıca da bu aynı anda vurmak gerektiğini gösteriyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Sort of like a bank shot. | Potalı atış gibi. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It's easier than it looks | Göründüğünden daha kolaydır, nişan al ve bırak. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You really trust me to do this? | Bu işte bana gerçekten güveniyor musun? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Well, it's like you said | Aynı senin söylediğin gibi... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| if Clark trusts you, that's enough for me. | ...eğer Clark sana güveniyorsa bu benim için yeterlidir. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Oliver: Now. | Şimdi. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Nice shooting, partner. | İyi atıştı ortak. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Kara, are you all right? | Kara, sen iyi misin? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| What's wrong? Is this another trap? | Sorun nedir? Başka bir tuzak mı? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It's Jor El. | Bu Jor El. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You have to retrieve the bow and deliver it to Clark. | Oku al ve Clark'a ilet. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I'm trusting you now. | Artık sana güveniyorum. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Why would you call me back when I almost had the bow? | Neden tam oku alacakken beni çağırdın? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Jor El: The bow is Kal El's destiny, not yours. | Ok Kal El'in kaderi senin değil. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You told me to protect Kal El. | Bana Kal El'i korumam gerektiğini söylemiştin. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Why would you interfere | Neden işimi bitirmeme bu kadar yaklaşmışken müdahale ettin? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I believe you care about Kal El and wish to help him, | Kal El'i önemsediğini ve ona yardım etmek istediğine inanamıyorum ama... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| but ultimately, this battle must be his. | ...sonunda bu onun karşılaşması gereken bir savaş. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| That is why I've called you here | Bu yüzden buraya seni bir seçim yapmaya çağırdım. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| A choice? | Seçim mi? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| There are two paths laid out before you, Kara. | Önünde izleyebileceğin iki yol var Kara. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You can leave Earth now | Şimdi dünyayı terk edip Kal El'in kaderini kabullenmesini sağlayabilir ya da... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| or you can stay and help him, | ...kalıp ona yardım eder ve dünyadaki geleceğini tehlikeye sokarsın. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Kal El and I have fought Darkseid together before. | Kal El ve ben daha önce Darkseid'e karşı birlikte dövüştük. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You involved Kal El | Benim isteklerime karşı gelerek Kal El'e karıştın. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| He was too weak then, | O zaman zayıftı ve karanlık tarafından neredeyse ele geçiriliyordu. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You have grown strong. | Sen güçlendin. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Your will is no longer at the mercy of my command. | İraden artık emirlerimi dinlemeyecektir. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You will need that strength to forge your own path. | Kendi yolunu çizecek gücün var. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It is in your hands to choose. | Bunu seçmek senin elinde. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You want me to just walk away? | Çekip gitmemi mi istiyorsun? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Kara, your own destiny is written. | Kara, senin kaderin yazılmış. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| It is in another place and time. | Başka bir zaman ve mekanda. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| But this is Kal El's battle, and he must fight it alone. | Ama bu Kal El'in savaşı ve bunu kendi başına vermeli. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Even though a time will come when he turns away from me, | Bana karşı geldiğinde zor zamanlar yaşasa da... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| in the end, he will make the right decision. | ...sonunda hep doğru kararları verdi. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| He is ready. This is his time. | O hazır. Artık onun zamanı. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| He's the only family I have left. | O ailemden tek kalan. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I have to at least warn him. | En azından onu uyarmalıyım. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Sometimes the greatest sacrifice a person can make | Bazen insanların yaptığı en büyük fedakarlık... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| is to give up what they hold most dear. | ...en değerli şeylerinden vazgeçmesidir. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Female computerized voice: Microscan initiated. | Mikro tarama başlatıldı. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| From the scans I've done, it's a diode | Yaptığım taramada bulduğum beyin dalgalarını etkileyen bir diyot. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| inhibiting higher motor functioning, | Hareket mekanizmasını ele geçirip takılan kişiyi kontrol dışı bırakıyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| So, it was controlling me? | Beni kontrol mü ediyordu? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You were a puppet. | Bir kuklaydın. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| What I want to know is, | Benim öğrenmek istediğim Marionette Ventures'in arkasında kim var? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| John Jones and I looked into that company. | John Jones ve ben o şirketi araştırıyorduk. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| We know who the shareholders are Dark Archer, | Hissedarların Dark Archer, Roulette, Metallo ve Manta adında bir adam olduğunu biliyoruz. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I mean, that must have been why he was targeted, | Neden hedef seçildiğini anladım ama... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| but, I mean, we never figured out what they were up to. | ...ne ile uğraştıklarını ortaya çıkaramamıştık. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| They're buying the land above the city's aquifer. | Şehrin su hattı üzerindeki yerleri alıyorlar. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| They're on the verge of controlling all of Metropolis' water. | Metropolis'in suyu üzerinde kontrol sahibi olacaklar. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Lois: Well, that makes sense. | Bu mantıklı. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| They charge big money for every drop, | Her damla için büyük para kazanacaklar ve şehir onlara muhtaç olacak. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| [ Beep ] Microscan complete. | Mikro tarama tamamlandı. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Abnormality detected. | Sıra dışı durum belirlendi. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| [ Scoffs ] Winslow Schott. | Winslow Schott. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Toyman. | Toyman. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| When in doubt, I say go straight to the source. | Şüphe duyduğunuzda direk kaynağa gidin derim. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Naughty, naughty. | Yaramaz, yaramaz. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Someone still hasn't learned to play nice. | Biri hala uslu olmayı öğrenememiş. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I'll give you a time out, | Sana biraz mola vermeni öneririm ama sen zaten almış durumdasın. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Well, well, well... Lois Lane. | Lois Lane. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| How on earth did such a mild mannered, | Nasıl olursa sizin gibi nazik bir muhabir bayan... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| get clearance to visit a deadly catch like me? | ...benim gibi ölümcül biriyle açık görüşme izni alabilir? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Well, I used to be deadly. | En azından eskiden ölümcüldüm. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| I confess recently I've mended my mischievous ways. | İtiraf ediyorum son zamanlarda zarar verici taraflarımı düzelttim. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| You can pretend all you like, | Öyle davranmaya devam et ama ben ne yaptığını biliyorum. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| an evil posse of pen pals | ...Roulette ve Dark Archer gibilere dışarıda pis işlerini yaptırıyorsun. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| What I haven't figured out, if that's the case | Anlayamadığım şey ise neden Stryker Adası'nda... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| why are you still playing telephone | ...hala telefonla oynadığın? | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| The guards give me certain liberties. | Görevliler bana bazı ayrıcalıklar sunuyor. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Sorry. Your calling plan has been revoked. | Üzgünüm, planların iptal edildi. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| And I should warn you that The Blur and his team | Seni uyarmalıyım Görüntü ve ekibi... | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| are well aware of the little present | ...arkadaşlarına verdiğin küçük hediyeden haberdarlar. | Smallville Prophecy-1 | 2011 | |
| Looks like The Blur has given you | Görünüşe göre Görüntü sana parlayan bir hediye vermiş. | Smallville Prophecy-1 | 2011 |