Search
English Turkish Sentence Translations Page 14864
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Petrus is a fellow human being. | Petrus dost canlısı bir insan. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What is it? Nothing. | Ne? Hiç. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Don't be so unfriendly. I am also a fellow human being. | Bu kadar soğuk olma. Ayruca ben de dost canlısıyım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna... Go and write your sermon. | Anna... Git ve vaazını yaz. Puro var mı? Babanın kutusuna bak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll leave it for now. Isn't that better? | Bu konuyu şimdilik kapatalım. Daha iyi olmaz mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No... Dag... Petrus! | Hayır... Dag... Petrus! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Petrus! Petrus, stop! | Petrus! Petrus, dur! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Stop, Petrus! Mamma! | Dur, Petrus! Anne! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Stop! Petrus! | Dur! Petrus! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mamma! Stop! Stop, Petrus! | Anne! Dur! Dursana, Petrus! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mamma! Petrus, stop! | Anne! Petrus, dur! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Stop, Petrus! | Dur, Petrus! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hello, Mrs. Johansson. | Merhaba, Mrs. Johansson. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm sorry about the mess, but the girls are sick. | Bu karışıklık için üzgünüm, ama kızlar hasta. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's the same everywhere. I think all Petrus' things are here. | Her yer böyle. Sanırım Petrus'un tüm eşyaları burda. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I've packed some books. The minister told me everything. | Bir kaç kitap paketledim. Rahip bana her şeyi anlattı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I hope you understand, Mrs. Johansson... Of course. | Umarım anlıyorsunuz, Mrs. Johansson... Elbette. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Goodbye, Petrus. We should get going. | Hoşçakal, Petrus. Gitmeliyiz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thanks for being patient and taking care of him. It's too bad it ended this way. | Ona sabırla baktığınız için teşekkürler. Bu şekilde bitmesi çok üzücü. ...ve hep beraber dua ediyorlar, senin söylediğin gibi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You couldn't have taken care of him forever. | Ona sonsuza kadar bakamazdınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's all for the best. | Hepimiz için en iyisi bu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There was no way he could stay. | Kalmasının bir yolu yoktu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I think he understood. | Anladığını düşünüyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He didn't even cry. | Hiç ağlamadı bile. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Why don't you respond? | Neden cevap vermiyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna, it can't go on this way. | Anna, bu şekilde olamaz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You have no grounds to carry on like this. | Böyle devam etmek için hiç bir nedenin yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's as though everything was my fault. | Her şey benim hatammış gibi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Stop with the dishes! Turn around! | Bırak bulaşıkları! Bana dön! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You've cut yourself with the plate. I don't give a damn. | Tabakla kendini kestin. Umurumda değil. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's go. The girls don't need to hear this. | Gidelim. Kızlar bunları duymasın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You need to talk with me. It's no use. | Benimle konuşman gerek. Faydası olmaz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anything is better than silence. | Herşey sessizlikten iyidir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's what you say. I am responsible for Dag and the new baby. | Bu senin söylediğin. Ben, Dag'tan ve yeni bebekten sorumluyum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My responsibility tells me that I need to leave. | Benim sorumluluklarım bana gitmem gerektiğini söylüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My responsibility is more important than my loyalty to you. | Sorumluluklarım sana olan bağlılığımdan çok daha önemli. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm taking Dag and leaving. You stay, it's your stubbornness. | Dag'ı alıp gidiyorum. Sen kalıyorsun, bu senin inatçılığın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Where are you thinking of going? Home. | Nereye gitmeyi düşünüyorsun? Eve. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Your home is here. | Senin evin burası. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You can't treat me this way. | Bana bu şekilde davranamazsın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have written to Mamma. What a triumph for her! | Anneme yazdım. Onun için tam bir zafer! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
So, that's your first reaction? | Ee, ilk tepkin bu mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I forbid you to leave. You forbid nothing, Henrik. | Sana gitmeyi yasaklıyorum. Hiçbir şeyi yasaklayamazsın, Henrik. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How long will you be gone? | Ne zamandır gitmeyi planlıyorsun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When you have gotten hold of your senses, we'll talk about the future. | Sen aklını dondurduğundan beri, gelecek hakkında konuşacağız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What future? The Rector spoke with me. | Ne geleceği? Rektörle görüştüm. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He told me that the offer in Stockholm is still open. | Bana Stockholm'deki teklifin hala geçerli olduğunu söyledi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Have you gone behind my back? Yes, you could say that. | Görüldüğü kadar korkunç değiliz. Biz oldukça keyifli olabiliriz. Arkamdan iş mi çeviriyorsun? Evet, öyle de diyebilirsin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't think I'll ever forgive you for that. No, at least we know that. | Bunun için seni affedeceğimi sanmıyorum. Evet, en azından bunu biliyoruz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll finish the dishes now. | Şimdi bulaşıkları yıkamalıyım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Go! I never want to see you anymore! Ow! You're being an idiot. | Git! Seni asla görmek istemiyorum artık! Ow! Sen tam bir aptalsın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I knew this would happen, that you would leave me. | Bunun olacağını biliyordum, beni terkedeceğini biliyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
...and stuck his fingers in his ears and spat... | ...ve parmaklarını kulaklarına soktu ve tükürdü... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
...and wiggled his tongue... | ...ve dilini kıpırdattı... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
...looked up to heaven, sighed and said: 'Ephphatha! ' | Umarım oğlumla mutlu bir çift olursunuz! Henrik, mutlu musun? ...başını kaldırıp gökyüzüne baktı, deri bir iç çekip 'Ephphatha!' dedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Ephphatha, Jesus my savior! | Ephphatha, İsa benim kurtarıcım! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then he opened his ears. | Sonra kulaklarını açtı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
His tongue moved freely and he spoke plain and clear. | Dili özgürce hareket etti, ve akıcı ve açık bir şekilde konuştu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Jesus forbade them to mention what they had seen | İsa onlara gördüklerini hatırlamayı yasakladı... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but the more he forbade them, the more they heralded it. | ...fakat ne kadar yasakladıysa o kadar müjdeledi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let us praise Jesus Christ for the miracles he gives us | Şimdi İsa Mesih'e, bize her gün ve her saat... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
every day and every hour. God's grace be with all! | ...verdiği mucizeler için şükredelim. Tanrının lütfu bizimle olsun! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Especially those who who have come in from the dark. | Anne, saçmalıyorsun, ben döşekte yatacağım. Tartışma bitmiştir. Özellikle de şu karanlıktan gelenlerle. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You, who are slave to your deeds. You, who feel rejected. | Sen, senin yaptıklarına köle olan. Sen, geri çevrilmiş hisseden. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You, who have dirt in your mouth and the serpent's venom in your heart. | Sen, ağzı pis ve kalbinde yılan zehri olan. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Grace be with you. May you already, this night, see a great light! | Annemin sandviçleri müthiş lezzetlidir. İşte şimdi Henrik, benimle oynuyorsun. Lütuf seninle olsun. Bu gece muhteşem bir ışık görebiliriz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
In the name of the Father, the Son and the Holy Spirit... | Baba, oğul ve kutsal ruh adına... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Amen. Amen! | Amen. Amen! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hallelujah. Praise be the Lord. | Hallelujah. (Şükürler olsun) Tanrımıza hamd olsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Sleep well, my child. Goodnight, grandmother. | Tatlı uykular, yavrum. İyi geceler, büyükanne. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I have longed for this so terribly. | Korkunç bir hasret çekiyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now, at least you are here. | En azından burdasın artık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I got so tired. Everyone was sick, and I became scared. | Canım annem, seni asla terketmeyeceğiz. Çok yoruldum. Herkes hastaydı, ve ben korkmaya başladım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When do you expect the child? The country doctor said in July. | Çocuğu ne zamana bekliyorsun? Şehirdeki doktor Temmuz dedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You should go see Dr. Fürstenberg. He expects you on Monday. | Dr. Fürstenberg'e görünmelisin. Pazartesi seni bekliyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mamma... | Anne... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I feel so confused I just want to cry. | Çok karmaşık hissediyorum ve ağlamak istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You've been travelling all day. Let's sit on the sofa? | Tüm gün yol geldin. Kanepeye geç istersen? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Like old times... | Eski zamanlardaki gibi... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna went to Uppsala. That's right. | Anna Uppsala'ya gitmiş. Doğrudur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
With your son? Anna's mother wanted to see her grandson. | Oğlunla beraber? Anna'nın annesi torununu görmek istemiş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Will she be back for Christmas? I don't know. | Noel için geri dönecek mi? Bilmiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik, do you have any idea when Anna will come home? | Henrik, Anna'nın ne zaman döneceği hakkında herhangi bir fikrin var mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What happened? I'm not prepared to give confession. | Ne oldu? Günah çıkarmak için hazır değilim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
May I leave now? Naturally. | Gidebilir miyim? Elbette. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't want to seem unfriendly, I appreciate your concern. | Düşmanca görünmek istemem, ilgine müteşekkirim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The situation is badly timed, discussing my problems, while the whole factory | Çok kötü bir zamana denk geldi, benim sorunlarımı tartışmak, tüm fabrika... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The factory's catastrophe is already a fact, but your catastrophe can be avoided. | Fabrikanın felaketi zaten bir gerçek, ama senin felaketin önlenebilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Was that all? | Hepsi bu mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I want to remind you that the offer in Stockholm is still open. | Stockholm'deki teklifin hala geçerli olduğunu hatırlatmak isterim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's over and done with. I know where I belong. | Geçip gitti o mesele. Ben nereye ait olduğumu biliyorum. İşte burda! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And your wife? She has also made her choice. | Ya karın? O zaten tercihini yapmış. Aç bakalım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Go now, Reverend, and make yourself useful. | Şimdi git Peder, ve kendine iyi bak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Leaving already? Yes, I need to go to the factory. | Hemen çıkıyor musunuz? Evet, fabrikaya gitmem gerek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How are you? Fine, excellent. | Nasılsınız? İyi, harikayım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When will Anna return? I have no idea. | Anna ne zaman dönecek? Hiç bir fikrim yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We want our pay! | Hakkımızı istiyoruz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You can't simply close now! | Bu kadar kolay kapatamazsınız! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Open the factory! We want our pay! | Fabrikayı açın! Hakkımızı istiyoruz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We need our jobs! It's useless to stand here. | İşimize ihtiyacımız var! Burda durmak faydasız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |