Search
English Turkish Sentence Translations Page 14865
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
A representative from the national unemployment commission is on his way. | Ulusal İşsizlik Komisyonu'ndan gönderilen bir temsilci yolda. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There's talk of starting up again after the New Year. | Yılbaşından sonra tekrar bir tartışma başladı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The factory has orders on hand and the creditors are in Gävle. | Fabrikanın elden siparişleri ve Gavle'de alacaklıları var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
They are planning on continuing. | Böyle devam etmesini planlıyorlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I ask you to return to your homes. | Sizden evinize dönmenizi istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Everyone should return home and wait for an update. | Herkes evine dönsün ve yeni bir haber gelene kadar beklesin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We have no food for our families! | Eve götürecek ekmeğimiz yok! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We haven't been paid for three weeks! | Üç haftalık ödeme için anlaşmamıştık! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We want work not promises! | İş istiyoruz, söz değil! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He had his difficulties and he hadn't said much lately. | Son zamanlarda bazı sıkıntıları vardı, ama hiçbir şey söylemedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He didn't want to make me worry. | Beni endişelendirmek istemedi, belki. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know anything at all. | Bilmiyorum herşey mümkün. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Here is his suicide note. | İntihar notu burda. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Would you like to hear what he wrote, Reverend? | Ne yazdığını duymak ister misin, Peder? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'For the past few years, almost every evening, I've gone to my study' | Son bir kaç yıldır, neredeyse her akşam işyerime gider... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'locked the door and stuck the barrel of my rifle in my mouth.' | '...kapıyı kilitler ve tüfeğimin namlusunu ağzıma koyardım...' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'I wouldn't say I was particularly desperate.' | 'Umutsuz olduğumu özellikle hiç söylemezdim.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'I just wanted to be prepared for the unavoidable.' | 'Sadece kaçınılmaz sona hazırlıklı olmak istiyordum.' ...tanrının varlığıyla nasıl uyuşur? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'It will be a great relief to enter the final solitude.' | 'Bu son yalnızlığım için oldukça rahatlatıcı olacaktı.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'I have no reason to ask forgiveness for my death' | 'Ölümüm için merhamet dileyecek hiç bir sebebbim yok.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'even if it causes practical and hygienic burdens.' | '...hatta buna pratik ve hijyenik yüklerim neden olsa bile.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Neither can I find the reason to ask for forgiveness for my life.' | 'Ben de hayatım için merhamet dilemeye sebep bulabildim.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'I was, as you know, accused of all sorts of mischief.' | 'Seninde bildiğin gibi ben de her türlü bozgunculuk, huysuzluk vardı.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Once in a while I profited, it was amusing, but trivial.' | Anna çok tatlı bir kız. Ve güzel. 'Bir zamanlar kazanç elde ediyordum, bu güzeldi ama boş ver.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Life, itself, was one of these banal little games.' | 'Hayatın kendisi, bu küçük sıkcı oyunlarından biriydi.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'I am now appropriately intoxicated, therefore I will put the period here..' | 'Şu an kesinlikle kendimdeyim, dolayısıyla mektubuma burada son veriyorum.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Would you like to read a prayer? I don't think so. | Dua etmek ister misin? Sanmıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't think your husband would appreciate me reading a prayer at this moment. | Kocanızın şu an ona dua etmemi isteyeceğini sanmıyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Have you spoken to your daughters? | Kızlarınızla konuştunuz mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, they are staying with their grandmother for Christmas. | Evet, Noel için büyükannelerindeler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Is there anything I could do? No... No, thanks. | Yapabileceğim birşey var mı? Hayır... Hayır, teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I appreciate it that you took the time. | Zaman ayırmanı takdir ediyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Isn't it dreadful? I'm going mad! | Korktun, değil mi? Çıldırıyorum! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are there any good little children here? | Burada uslu çocuklar var mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Or only ugly hags and runaway wives? | Yoksa sadece çirkin yaşlı kadınlar ve kaçak karılar mı var? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well, well, I should be serious. | Peki, tamam, ciddi olmalıyım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are there any good boys here? Yes, there's one. | Burda hiç iyi çocuk var mı? Evet, bir tane var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aha, so there is... | Aha, demek bir tane var... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now, I deserve a shot. My Goodness, how the ladies have gotten themselves dressed! | Şimdi tekmeyi hakettim. Tanrım, hanımlar nasıl giyinmişler böyle! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't believe my eyes. It really is Christmas. | Gözlerime inanamıyorum. Gerçekten Noel olmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well, this is ridiculous. We do have our traditions, Carl. | Peki, bu komik. Bizim bir geleneğimiz var, Carl. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Let's all sit at the table. Dag, you'll sit with your grandmother. | Hadi herkes masaya geçsin. Dag, sen büyükannenle oturacaksın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
In Jesus' name we take our seat, and bless the Lord for the food we eat. Amen. | İsa'nın adıyla soframıza oturduk ve Tanrının verdiği rızığa şükrediyoruz. Amen. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Bon Appétit! Thanks. | Afiyet olsun! Teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well, I don't see any crisis or starvation. | Ee, açlık ya da kriz göremiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
SONG A circle of children dance around, | Çocuklar daire çizerek dans ediyor | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The tree, so green and sparkling in the room | Çok yeşil ve parlak bir ağaç var odada | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thank you, Mamma, for a lovely Christmas Eve. | Bu güzel Noel arifesi için, teşekkür ederim anne. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Please, I think it was dreadful. | Lütfen, bence korkunçtu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Dag enjoyed it, in any case. I did too, Mamma. | Dag eğlendi, her halükarda. Tabi ben de. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thanks Carl, my sweet. That was very kind. | Teşekkürler Carl, tatlım. Çok naziktin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm not particularly sentimental, but I felt like crying. | Ben özellikle duygusal değilim, ağlayacak gibi hissettim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then I said to myself: 'Don't be silly, what are you whining about?' | Sonra kendime: 'Salaklaşma, ne için sızlanıyorsun?' dedim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
One must be brave. I got a letter from Henrik this morning. | Biri cesur olmalı. Bu sabah Henrik'ten bir mektup aldım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't want to ask. He wrote that all is well. | Bunu boynuna takabilir miyim, Anna? Bu çok güzel. Sormak istemiyorum. Herşey yolunda, yazmış. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's good to hear. He sends his greetings. | Bu güzel. Selamlarını göndermiş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Say hello, when you write back. I warned him, strongly, about the Åkerbloms. | Benden de selam söyle, yazdığın zaman. Onu şiddetle uyardım Åkerblomlar için. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He preaches in the big church now, they closed the chapel. | Büyük kilisede vaaz veriyor şimdi, şapeli kapatmışlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Then he really is doing well. It seems so. | Ve işini gerçekten iyi yapıyor. Öyle görünüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He sent Mia and Mejan away last weekend. | Mia ve Mejan'ı geçen haftasonu izne göndermiş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How does he manage his meals? The Rector often invites him over for dinner. | Yemek işini nasıl yapıyor? Rektör onu genellikle akşam yemeğine davet eder. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm glad he is doing well. | İyi olduğuna memnun oldum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The perfect time for this empty shell to go to the hotel. | Otele gidip bu boş kovanı doldurmak için mükemmel bir zaman. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thanks for a fine evening, dear Mamma. | Bu güzel akşam için teşekkürler, sevgili anneciğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thank you, Miss Lisen. | Teşekkürler, Miss Lisen. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thank you, Anna, you cry baby. | Teşekkürler, Anna, seni ağlak bebek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Not much is going right for you. | Senin için bazı şeyler iyi gitmedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There you go, a big wet kiss. | Buyur, kocaman bir öpücük. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Cry, my dear. Women cry to make their eyes even prettier. | Ağla, hayatım. Kadınlar, gözleri daha güzel olsun diye ağlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, yes, I'm leaving now. I'm taking the train to Stockholm tomorrow morning. | Tamam, tamam, şimdi gidiyorum. Yarın sabah Stockholm trenine biniyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No, I can manage, stay where you are, I'm not particularly drunk. | Hayır, idare ederim, olduğun yerde kal, O kadar sarhoş değilim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Say hi to my brothers, and wish them a happy new year. | Enişteme selamımı ilet, ve mutlu seneler dilediğimi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No, don't say hi to my brothers. | Hayır, öyle söyleme. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My capacity for dishonesty does have a limit. | Benim sahtekarlık kapasitemin bir sınırı var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Tonight it was reached and surpassed. I won't get a new ration until the New Year. | Bu gece doldu taştı. Yılbaşına kadar istihkakımı aldım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Goodnight, Carl. Goodnight, Carl. | İyi geceler, Carl. İyi geceler, Carl. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm going to bed. Goodnight, Miss Lisen. | Ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler, Miss Lisen. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm so afraid for Henrik, I have such a bad conscience. | Henrik için çok korkuyorum, içimde çok kötü bir vicdan azabı var. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
KNOCKING Come in! | Girin! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Hello, Henrik. Keep it up this weekend. | Merhaba, Henrik. Bunlar haftasonu için. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I brought some sweets for you. | Senin için biraz şeker aldım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Gransjö says you are welcome to celebrate the New Year with us. | Gransjö, Yılbaşında bize gelsin diyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
There won't be many of us. | Bizden başka kimse olmayacak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Should we just stand here? Perhaps you could offer me something warm? | Ayakta böylece duracak mıyız? Belki de bana sıcak birşeyler ikram edersiniz? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Please, come in and sit down. | Lütfen, buyrun oturun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My toes are frozen stiff. | Ayaklarım kaskatı donmuş. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Aha, you've moved into the kitchen. | Aha, mutfağa taşınmışsınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I see that you are working on your sermon... | Gördüğüm kadarıyla vaazınız üzerinde çalışıyorsunuz... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I know I'm a bother, but I'll just catch my breath. | Biliyorum, baş belasıyım, sadece biraz dinlenip gideceğim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How are you? Fine, excellent. | Nasılsın? Harika. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You seem so angry, Henrik. I said I'm doing fine! | Çok sinirli görünüyorsun, Henrik. İyiyim, dedim! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It was just a polite question. You come running with your pity. | Yalnızca kibarca bir soruydu. Acıma duygusuyla koşarak geliyorsun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I can't live up to your expectations. | Senin yüksek beklentilerinle yaşayamam. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'll tell you one thing. I am the lonesome sort. | Sana bir tek şey söyleyeceğim. Ben yapayalnızım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It has always been like this. | Bu hep böyle olmuştur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My time with Anna and my son just confused me. | Anna ve çocuğum ile geçen zamanım sadece kafamı karıştırdı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It was as though a particular happiness was reserved for me | Sanki benim için ayrılmış belirli bir mutluluk vardı... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
that waited around a corner all these years. | ...ve bu, bir köşede onca yıl bekledi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It was Anna who got me to believe in it. Anna and Dag. | Anna beni buna inandıran kişiydi. Anna ve Dag. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Do you understand? I've talked it over with Gransjö. | Anlıyor musun? Bunu Gransjö ile konuştum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |