Search
English Turkish Sentence Translations Page 14860
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
When Henrik allows the workers to use the chapel for meetings | Henrik'in, işçilere toplantıları için şapeli kullanma izni vermesiyle de Nordenson... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
the animosity between Nordenson and him becomes a reality. | ...ile arasında gerçek bir düşmanlık başlar. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Anna's sheltered existence has turned to drudgery. | Anna'nın koruyucu doğası onu gittikçe ağır bir yükün altına sokuyordu. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
She misses her old life and feels lonely and isolated | Eski hayatını özlüyordu. Kendini yalnız ve izole edilmiş hissediyordu... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
even though she has given birth to her son, Dag. | Ailemizin sana ve annene yaşattığı tüm... ...oğlu Dag'ı doğurduktan sonra bile bu değişmedi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The orphan Petrus is also a member of the household. | Ayrıca yetim Petrus artık evin bir üyesiydi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When Anna's brother Ernst finally visits, accompanied with cheer and presents | Anna'nın kardeşi Ernst nihayet hediyelerle geldiğinde... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik feels disconnected and appears unreasonably jealous. | ...Henrik, iletişim kuramaz ve nedensiz bir kıskançlık gösterir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Scrub here. | Burayı fırçala. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Pardon me, but I come on an important errand. | Bağışlayın, ama önemli bir iş için geldim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'd like to speak with Henrik and you at once. | Henrik ve seninle görüşmek istiyorum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It's nothing unpleasant. On the contrary. | Kötü bir şey yok. Aksine. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Henrik is down at the river, fishing. Petrus, run and tell him! | Henrik, nehre balık tutmaya gitti. Petrus, koş ve çağır onu! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Petrus is still living with you. He isn't a problem? | Petrus hala sizinle yaşıyor. Sorun çıkarıyor mu? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know... He refuses to leave, and feels at home here. | Bilmiyorum... Gitmek istemiyor, ve burayı evi gibi görüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He is kind and obedient. Something must be done about it. | Efendi ve uslu bir çocuk. Bu konuda bir şeyler yapılmalı. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, if only I knew how. | Evet, nasıl yapılacağını bilseydim tabi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You seem to be doing fine. I am, thank you. | İyi görünüyorsun. Evet, teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And happy? Yes, why shouldn't I be? | Peki mutlu musun? Evet, neden olmayacakmışım? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We have everything we could want and summer is around the corner. | Her istediğimize sahibiz ve yaz da geldi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
After a particularly nasty winter. Ugh, let's forget about that. | Özellikle kötü bir kıştan sonra. Uh, hiç hatırlatmayın. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Good day, Rector. Good day. | İyi günler, Rektör. İyi günler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Where did you find that old sweater? I thought I had hidden it. | Burada dikilmiş beni izleme. Tüm gün bekledik. Hoşgeldiniz! Bu eski kazağı da nereden buldun? Sakladığımı sanıyordum. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Why haven't you served anything? Thanks, I don't need anything. | Neden bir şeyler ikram etmedin? Teşekkürler, hiçbir şey istemem. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I received a letter | Bir mektup aldım... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
from my good friend Reverend Primarius from the Stockholm Cathedral congregation | ...Stockholm Katedrali'nin papazı, yakın arkadaşım Primarius'tan... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
He is also the King's Chaplain in the General Assembly. | ...kendisi ayrıca genel kurulda Baş Papaz'dır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The letter is of such significance that I wanted to deliver it at once. | Mektup çok önemli olduğu için hemen teslim etmek istedim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
This is huge. Exactly, Reverend. | Bu olağanüstü. Aynen, Peder. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And it concerns us? It seems appropriate that I read it out loud. | Konuş benimle, Anna. Bana dokunma, dedim. Peki bizi ilgilendiriyor mu? En iyisi okumak. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'As you are aware, The Sophia Home was started by Queen Sophia.' | 'Sizinde bildiğiniz gibi, Sophia Evi Kraliçe Sophia tarafından başlatılmıştı.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Her concerns about Swedish healthcare led to the establishment of a model hospital.' | 'İsveç'in sağlık sorunlarıyla ilgili kaygıları örnek bir hastane açılmasını sağladı.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'The Queen succeeded'... Here! | 'Kraliçe...' Burası önemli! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Her Majesty, Queen Viktoria, in consultation with the committee, has decided' | 'Mejesteleri, Kraliçe Viktoria, komite ile görüşmeleri sonucunda... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'to establish a permanent part time pastorate.' | ...hastanede kalıcı olarak yarı zamanlı bir papazlık yapılmasına da karar verdi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'The responsibilities will be to guide the spiritual work inside the hospital.' | 'Hastahanedeki sorumlulukları, manevi işlere rehberlik etmek olacaktır.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'In addition, the committee plans to build quarters for the minister' | 'Buna ek olarak, komite papazlar için modern lojmanlar... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'with modern fittings.' | '...inşa etmeyi de planlıyor.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Here comes the main point! | Şimdi de en önemli yere geliyoruz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'At a meeting, Her Majesty stated her concerns for the projected pastorate' | 'Bir toplantıda, Majesteleri seçilecek papazın doğru kişi olmasının önemine değinerek...' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'and stressed how important it was to find the right man.' | '...doğru kişiyi bulmanın ne kadar önemli olduğunu vurguladı.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Our Archbishop spoke up at once: 'I think I have your man! ' | 'Bunun üzerine Başpiskoposumuz söz alıp: 'Sanırım aradığnız adamı biliyorum!' dedi.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'After further inquiries the Archbishop mentioned a young minister' | 'Bir dizi soruşturmadan sonra Başpiskopos, genç Papaz... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'by the name of Henrik Bergman.' | '...Henrik Bergman'ın ismini verdi.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
That's unbelievable! | Ne oldu? Kimse emin değil... Bu inanılmaz! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It can't be true... | Bu doğru olamaz... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I don't know what to say. You needn't say a thing. | Ne diyeceğimi bilmiyorum. Bir şey söylemek zorunda değilsiniz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You should think about it and talk it over with your wife. | Bu konuyu karınızla düşünüp taşınmalısınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
When do we have to decide? As soon as possible. | Karar verdikten sonra ne olacak? En kısa sürede olur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
You'll have to dress up in your finest, go to Stockholm | En güzel elbiselerini giyip Stockholm'e gidersin... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
and drink afternoon tea at the castle. | ...ve şatoda bir ikinci çayı içersin. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The letter has a postscript, penciled in. | Mketupta elle yazılmış bir dip not var.The letter has a postscript, penciled in. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'Her Majesty would like to receive' | Hiç birşey kahvaltı sonrası puro keyfimin önüne geçemez. 'Majesteleri, papazı ve genç eşini birlikte... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
'both the minister and his young wife.' | ağırlamak istemektedir.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Now, I'll leave you, my young friends | Şimdi gitmeliyim, genç dostlarım... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
in a situation which is more happiness than confusion. | ...kafa karıştıracak bir durum yok, mutlu olmalısınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
At the same time I'll take the opportunity of being the first to congratulate you. | Aynı zamanda sizi ilk tebrik etme fırsatını da ben bulmuş olacağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It isn't forbidden to say no? | 'Hayır' deme hakkımız var mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Not forbidden, but practically impossible. | Evet var, fakat teknik olarak yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
An offer of such significance doesn't happen often. | Böylesine önemli bir teklif pek sık yapılmaz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Well, I must be going. Thank you for your visit. | Pekala, artık gitmeliyim. Geldiğiniz için teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
What should we say? Right now it feels like Paradise here. | Ne cevap vermeliyiz? Şu an burası cennet gibi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Soon it will be 30 below. | Yakında 30'un altına düşecek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And we'll forget we have each other. No, we'll never forget that. | Ve birbirimizi unutmayacağız. Hayır, asla. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And we had thought of having another child. | Ve başka bir çocuk düşünüyorduk. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I'm totally confused in this little head of mine. | Benim kafam bu konuda tamamen karışık. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Don't you think it would be fun to drink tea in the castle. | Şatoda çay içmenin güzel olacağını düşünmüyor musun? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It would sure tell our friends in Trädgårdsgatan something. | Trädgårdsgatan'daki dostlarımıza söylersek kesinlikle olur. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How fun it would be to say: 'tonight I think we'll go to the Royal Theater.' | Şöyle dersek nasıl olur: 'Bu akşam Royal Theater'a gideceğiz.' | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Go to Beethoven's symphonies. Or buy a silk blouse at Leja. | Beethoven'ın Senfonisine gideceğiz. Ya da Leja'dan ipek bluz alacağım. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Yes, one certainly can fantasize. | Evet, kesinlikle hayal kurabiliriz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Are you thinking of leaving? No, we're only talking, Petrus. | Gitmeyi mi düşünüyorsunu? Hayır, sadece konuşuyoruz, Petrus. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I thought you said so. Then you weren't listening properly. | Öyle söylediğinizi düşündüm. O halde doğru bir şekilde dinlemiyordun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
So you're not leaving? Don't say such silly things! | Öyleyse gitmiyorsunuz, değil mi? Aptalca şeyler söyleme böyle! | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
It seemed like you were thinking of leaving. | Gitmeyi düşünüyorsun gibi görünüyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Mrs. Bergman, welcome. Reverend Bergman, welcome. | Mrs. Bergman, hoşgeldiniz. Peder Bergman, hoşgeldiniz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I would like to explain a few things. | Bazı şeyleri açıklamak isterim. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her Majesty is referred to as 'Your Majesty' if it is necessary to speak of her indirectly. | Kraliçeyle dolaylı olarak konuşmanız gerekirse, kendisine 'Majesteleri' diye hitap edilir. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her Majesty poses questions and guides the conversation. | Majesteleri, konuşmada sorulara ve klavuzlara tavır takınır. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
The meeting will be brief, Her Majesty is unwell and quite tired. | Görüşme kısa sürecek, Majesteleri iyi değil ve oldukça yorgun. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
I recommended that the meeting be postponed until a more convenient time | Ben görüşmeyi daha uygun bir zamana kadar ertelemeyi düşündüm, ancak... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
but Her Majesty is deeply committed to The Sophia Home. | ...ancak Majesteleri Sophia Evi projesine oldukça önem veriyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Any questions? | Sorunuz var mı? 1 | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We'll sit here. You will stand up when Her Majesty arrives. 1 | Buraya oturacaksınız. Majesteleri geldiğinde ayağa kalkacaksınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her majesty will enter from there and will be followed by the court cleric. | Majesteleri bu taraftan girecek ve onu dini otoriteler takip edecek. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her Majesty will greet you first and you will curtsy. | Majesteleri sizi selamlayacak ve siz de ona reverans yapacaksınız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Her Majesty will greet you, Reverend Bergman. Questions? | Majesteleri sizi selamyacak, Peder Bergman. Sorunuz var mı? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
No questions. | Bu soruyu yöneltmek istemiyorum. Yok. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Good day, how nice it is that we could meet. | İyi günler, ne hoş bir karşılaşma. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
How friendly of you to come such a long way. | Bunca uzun yoldan gelmeniz ne kadar da dostça. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Shall we take our seats? I hope you will enjoy your tea. | Yerlerimize geçelim mi? Umarım çayınızı beğenirsiniz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And the trip went well? Very well, thank you. | Yolculuğunuz iyi geçti mi? Çok rahattı, teşekkürler. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Trains make it so easy. | Tren yolculuğu çok kolaylaştırıyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
And how is your son, Dag? | Peki oğlunuz Dag nasıl? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Thank you, he is well. Everything happens so quickly at his age... | Teşekkürler, o da çok iyi. Onun yaşlarında her şey hızlı oluyor... | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We are entertaining high hopes. | Yüksek umutlar besleriz. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
My wife and I are taken aback, everything is happening so fast. | Ben ve eşim oldukça şaşkınız, her şey çok hızlı oluyor. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
We don't know what is expected of us, but we will do our best. | Bizden ne beklenildiğini bilmiyoruz, ama elimizden gelenin en iyisini yapacağız. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Where is that folder? | Dosya nerede? | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |
Here is a sketch of the proposed residence. | Bu uygun gördüğümüz konutun krokisi. | Den goda viljan-1 | 1992 | ![]() |