Search
English Turkish Sentence Translations Page 14567
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah, I'm still sad. | Evet, hâlâ üzgünüm. Evet, hâlâ üzgünüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I'll be okay. | İyi olacağım. İyi olacağım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Come here. Come give me a hug. | Gel buraya. Sarıl bana. Gel buraya. Sarıl bana. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
That'd make me feel better. | Bu bana kendimi daha iyi hissettiriyor. Bu bana kendimi daha iyi hissettiriyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He was great. | Zachary'ye söylemek istediğiniz bir şey var mı? O harika biriydi. Zachary'ye söylemek istediğiniz bir şey var mı? O harika biriydi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
If there's anything I can do, I'll be there. | Yapabileceğim bir şey varsa, orada olurum. Yapabileceğim bir şey varsa, orada olurum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Well, we hope to see him. | Onu görmek isteriz. Onu görmek isteriz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And we can show him pictures and everything. | Ona resimleri ve her şeyi gösterebiliriz. Ona resimleri ve her şeyi gösterebiliriz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We'd love to be a part of that as well. | Biz de bunun bir parçası olmayı isteriz. Biz de bunun bir parçası olmayı isteriz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
To share our lives with him. | Hayatımızı onunla paylaşmak isteriz. Hayatımızı onunla paylaşmak isteriz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, how I wish I could be there and pinch those little cheeks. | Keşke orada olup o küçük yanaklarını çimdikleseydim. Keşke orada olup o küçük yanaklarını çimdikleseydim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zachary, you'll never know what you missed. | Zachary, neleri kaçırdığını asla bilemeyeceksin. Zachary, neleri kaçırdığını asla bilemeyeceksin. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Hi, Kurt. It's Michelle. I'm calling to celebrate 2 things... | Selam, Kurt. Ben Michelle. İki şeyden dolayı kutlamak için arıyorum. Selam, Kurt. Ben Michelle. İki şeyden dolayı kutlamak için arıyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...Shirley is in jail. | Shirley hapishanede... Shirley hapishanede... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...and the Bagby's have Zachary. | ...ve Zachary, Bagby'lerde. ...ve Zachary, Bagby'lerde. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
On November 14, 2002, | 14 Kasım 2002'de... 14 Kasım 2002'de... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Judge Derek Green declared that a properly instructed jury | ...Yargıç Derek Green, iyi eğitim almış bir jürinin... ...Yargıç Derek Green, iyi eğitim almış bir jürinin... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
could likely find Shirley guilty | ...Shirley'yi suçlu bulabileceğini açıkladı... ...Shirley'yi suçlu bulabileceğini açıkladı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and ordered her incarcerated | ...ve onun Birleşik Devletler'e teslim edilmesi için... ...ve onun Birleşik Devletler'e teslim edilmesi için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
in the Clarenville Correctional Centre for Women, | ...Adalet Bakanı'ndan gelecek kararı beklerken... ...Adalet Bakanı'ndan gelecek kararı beklerken... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
awaiting a decision from the minister of justice | ...Clarenville Kadın Islah Merkezi'nde... ...Clarenville Kadın Islah Merkezi'nde... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to surrender her to the United States. | ...hapis tutulmasına karar verdi. ...hapis tutulmasına karar verdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
She always seemed to know exactly when to turn nice. | Daima işleri ne zaman lehine çevireceğini tam olarak biliyor gibi görünüyordu. Daima işleri ne zaman lehine çevireceğini tam olarak biliyor gibi görünüyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And it was a pretty obvious time to turn nice. | Ve bu, işleri lehine çevirmek için oldukça iyi bir zamandı. Ve bu, işleri lehine çevirmek için oldukça iyi bir zamandı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Suddenly, Shirley turned around | Shirley aniden fikir değiştirip... Shirley aniden fikir değiştirip... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and gave your grandma and grandpa custody of you | ...kendisi hapiste olduğu süre boyunca senin velayetini... ...kendisi hapiste olduğu süre boyunca senin velayetini... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
for as long as she was in prison. | ...büyükannen ve büyükbabana verdi. ...büyükannen ve büyükbabana verdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We could stop in and see him whenever we liked. | Geçerken uğrayabilir ve ne zaman istersek onu görebilirdik. Geçerken uğrayabilir ve ne zaman istersek onu görebilirdik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And we did. | Biz de öyle yaptık. Biz de öyle yaptık. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They were so excited, it was Christmas Eve, | Çok heyecanlılardı, Noel arifesiydi. Çok heyecanlılardı, Noel arifesiydi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and, you know, it had started to snow a little bit. | Yavaştan kar yağmaya başlamıştı. Yavaştan kar yağmaya başlamıştı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The doorbell was ringing, | Kapı zili çaldı... Kapı zili çaldı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and someone showed up with a present. | ...ve birisi, elinde bir hediyeyle çıkageldi. ...ve birisi, elinde bir hediyeyle çıkageldi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And then Alan Goodridge, he was a professor, | Alan Goodridge, profesördü. Alan Goodridge, profesördü. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
one of Andrew's professors, he showed up with something. | Andrew'nun profesörlerinden biri. Elinde bir şeyle geldi. Andrew'nun profesörlerinden biri. Elinde bir şeyle geldi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I don't know what. | Ne olduğunu bilmiyorum. Ne olduğunu bilmiyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And then, you know, finally, I said, "What? | Ve sonra, en sonunda "Ne?" diye sordum. Ve sonra, en sonunda "Ne?" diye sordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Have you got the Magi showing up at your house?" | "Magi de mi evinize geliyor?" "Magi de mi evinize geliyor?" | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We went to church with them on Christmas Eve. | Noel arifesinde onlarla birlikte kiliseye gittik. Noel arifesinde onlarla birlikte kiliseye gittik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
If Zachary got fussy, you know, they would pick him up | Eğer Zachary mızmızlanırsa, onu alacaklar... Eğer Zachary mızmızlanırsa, onu alacaklar... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and they would feed him | ...ve onu doyurmak için... ...ve onu doyurmak için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and they'd walk to the back of the church. | ...kilisenin arkasına doğru gideceklerdi. ...kilisenin arkasına doğru gideceklerdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
If there's people in this church that don't know the five of us, | Kilisede beşimizi tanımayan insanlar varsa bile... Kilisede beşimizi tanımayan insanlar varsa bile... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
it looks like these are the grandparents, | ...onlar büyükannesi ve büyükbabası, biz de ailesi gibi görünüyorduk... ...onlar büyükannesi ve büyükbabası, biz de ailesi gibi görünüyorduk... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
we're the parents, and Zachary is our child. | ...ve Zachary de bizim çocuğumuzmuş gibi duruyordu. ...ve Zachary de bizim çocuğumuzmuş gibi duruyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I said, "We look like terrible parents!" | "Korkunç ebeveynler gibi görünüyoruz!" dedim. "Korkunç ebeveynler gibi görünüyoruz!" dedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He was besotted with them, the child was. | Bebek de kendini onlara kaptırmıştı. Bebek de kendini onlara kaptırmıştı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You know, no one could comfort him. | Hiç kimse onu rahatlatamazdı. Hiç kimse onu rahatlatamazdı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Only Kate. | Sadece Kate. Sadece Kate. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They were so happy. | Çok mutlulardı. Çok mutlulardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But it wasn't all sweetness and light. | Ama her şey güllük gülistanlık değildi. Ama her şey güllük gülistanlık değildi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You came with strings attached. | Sen iplerle bağlı olarak gelmiştin. Sen iplerle bağlı olarak gelmiştin. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The reason we reached consent | Rıza gösterilmesinin gerekçesi... Rıza gösterilmesinin gerekçesi... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and the reason she reached consent | ...ve onun da muvafakat vermesinin sebebi şu ki;... ...ve onun da muvafakat vermesinin sebebi şu ki;... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
is if you reach consent, you have some control. | ...eğer size izin verilmişse üzerinizde bazı kontroller oluyor. ...eğer size izin verilmişse üzerinizde bazı kontroller oluyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We'd accept a phone call a day | Zachary hakkında konuşmak için hapishaneyle... Zachary hakkında konuşmak için hapishaneyle... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
from jail to talk about Zachary. | ...her gün bir telefon görüşmesi yapmayı kabul etmiştik. ...her gün bir telefon görüşmesi yapmayı kabul etmiştik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Which the foster home would have done anyway, see? | Tıpkı koruyucu ailelerin yaptığı gibi, anlıyor musunuz? Tıpkı koruyucu ailelerin yaptığı gibi, anlıyor musunuz? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
This is Aliant Telecom. | Burası Alient Telekom. Burası Alient Telekom. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You have a collect call from... Shirley. | Ödemeli bir telefonunuz var, arayan... Ben Shirley. Ödemeli bir telefonunuz var, arayan... Ben Shirley. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You may press 1 now to accept the charges. | Ödemeyi kabul etmek için 1'e basabilirsiniz. Ödemeyi kabul etmek için 1'e basabilirsiniz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Hello? Hi. | Alo? Selam. Alo? Selam. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley: Are you babysitting? | Shirley: Bebeğe mi bakıyorsunuz? Shirley: Bebeğe mi bakıyorsunuz? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
David: He just got up, he's a little bleary eyed, here you go... | David: Yeni kalktı, biraz uykulu, buyur... David: Yeni kalktı, biraz uykulu, buyur... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley: Hi, sweetheart. Zachary. How's our baby today? | Shirley: Selam, tatlım. Zachary. Bebeğimiz bugün nasıl bakalım? Shirley: Selam, tatlım. Zachary. Bebeğimiz bugün nasıl bakalım? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Are you having a good day with Grandmum & Granddad? | Büyükannen ve büyükbabanla iyi vakit geçiriyor musun? Büyükannen ve büyükbabanla iyi vakit geçiriyor musun? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zachary I love you, baby. Mommy loves you. Mommy misses you. | Zachary, seni seviyorum, bebeğim. Annecik seni seviyor. Annen seni özlüyor. Zachary, seni seviyorum, bebeğim. Annecik seni seviyor. Annen seni özlüyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Christmas is coming and you're getting all ready for Christmas... | Noel geliyor ve hepiniz Noel için hazırlanıyorsunuz. Noel geliyor ve hepiniz Noel için hazırlanıyorsunuz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Every time I call I ask you a favor... | Sizi her aradığımda sizden bir iyilik istiyorum ama... Sizi her aradığımda sizden bir iyilik istiyorum ama... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You're not supposed to know. It's a surprise for you from Zachary. | Bundan haberiniz olmaması gerekiyor. Bu Zachary'den sizin için bir sürpriz. Bundan haberiniz olmaması gerekiyor. Bu Zachary'den sizin için bir sürpriz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I don't know what to get Zachary. | Zachary adına ne alacağımı bilmiyorum. Zachary adına ne alacağımı bilmiyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Maybe those frames that say "Mommy and Daddy"... | Belki de şu "Anneciğim ve Babacığım" yazan çerçevelerden alırım. Belki de şu "Anneciğim ve Babacığım" yazan çerçevelerden alırım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You could put a picture of me and Andrew in it. | İçine benim ve Andrew'nun bir resmini koyabilirsiniz. İçine benim ve Andrew'nun bir resmini koyabilirsiniz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Or "Mommy with baby." | Yoksa "Anne ve Bebeği" yazandan mı alsam? Yoksa "Anne ve Bebeği" yazandan mı alsam? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
What about about the one of me and Andrew? Did you have anywhere to put that? | İçinde benim ve Andrew'nun olduğu çerçeveye ne dersiniz? Onu koyacak yeriniz var mı? İçinde benim ve Andrew'nun olduğu çerçeveye ne dersiniz? Onu koyacak yeriniz var mı? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Kate: Not yet. | Kate: Henüz yok. Kate: Henüz yok. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley: Do you feel alright about putting that up? | Shirley: Duvara asmak içinden gelmiyor mu? Shirley: Duvara asmak içinden gelmiyor mu? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Kate: Not quite yet. Shirley: Yes, okay. | Kate: Pek değil. Shirley: Evet, anlıyorum. Kate: Pek değil. Shirley: Evet, anlıyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley: Now, I wanna ask you. How is Kate doing? | Shirley: Şimdi sana sormak istiyorum. Kate ne yapıyor? Shirley: Şimdi sana sormak istiyorum. Kate ne yapıyor? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I thought about her all night. | Bütün gece onu düşündüm. Bütün gece onu düşündüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I wrote her a long letter to make her feel better. | Kendini daha iyi hissetmesi için ona uzun bir mektup yazdım. Kendini daha iyi hissetmesi için ona uzun bir mektup yazdım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
David: I think, I gotta say it again. | David: Sanırım, tekrar söylemek zorundayım. David: Sanırım, tekrar söylemek zorundayım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
The details are too touchy for us but... | Ayrıntılar bizim için çok hassas, ancak... Ayrıntılar bizim için çok hassas, ancak... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...our lawyers should hammer them out. | ...avukatlarımızın bu sorunu tartışması gerekiyor. ...avukatlarımızın bu sorunu tartışması gerekiyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Shirley: It's almost amazing to me how well you're taking care of him... | Shirley: Ona benim bakabileceğim kadar iyi bakıyor olmanız... Shirley: Ona benim bakabileceğim kadar iyi bakıyor olmanız... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...the way I would be taking care of him. | ...benim için gerçekten hayranlık verici bir şey. ...benim için gerçekten hayranlık verici bir şey. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Randy Piercey said, "Shirley, can you trust these people?" | Randy Piercey "Shirley, bu insanlara güvenebilir misin?" diye sordu. Randy Piercey "Shirley, bu insanlara güvenebilir misin?" diye sordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I said yes. | Ben de "Evet," dedim. Ben de "Evet," dedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
"Do you really believe they love the child?" | "Gerçekten onların çocuğu sevdiğine inanıyor musun?" diye sordu. "Gerçekten onların çocuğu sevdiğine inanıyor musun?" diye sordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
"Yes, as much as I do." | "Evet, en az benim kadar," diye cevap verdim. "Evet, en az benim kadar," diye cevap verdim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We'd bring him up to the prison for a weekly visit. | Haftalık ziyaretler için onu hapishaneye götürüyorduk. Haftalık ziyaretler için onu hapishaneye götürüyorduk. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
...You would have from 2 to 4, and then again from 5 to 7... | Saat 2'den 4'e kadar, ve sonra tekrar 5'den 7'ye kadar vaktiniz var. Saat 2'den 4'e kadar, ve sonra tekrar 5'den 7'ye kadar vaktiniz var. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
That was astounding. | Bu hayret verici bir şeydi. Bu hayret verici bir şeydi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Imposition. | Bir cezaydı. Bir cezaydı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Each week, they would drive two hours | Her hafta iki saat araba kullanıp... Her hafta iki saat araba kullanıp... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to the jail where Shirley was | ...Shirley'nin bulunduğu hapishaneye gidiyorlardı. ...Shirley'nin bulunduğu hapishaneye gidiyorlardı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so that she would be able to see her son | Böylece oğlunu görmesi mümkün olabiliyor... Böylece oğlunu görmesi mümkün olabiliyor... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and to follow the visitation rights, | ...ve açık görüş hakkını kullanabiliyordu. ...ve açık görüş hakkını kullanabiliyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
because just as Kate and David wanted visitation rights, | Çünkü Kate ve David görüş hakkını nasıl istiyorlarsa... Çünkü Kate ve David görüş hakkını nasıl istiyorlarsa... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
they had to honor Shirley's visitation rights. | ...onların da Shirley'in görüş hakkına saygı göstermeleri gerekiyordu. ...onların da Shirley'in görüş hakkına saygı göstermeleri gerekiyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |