Search
English Turkish Sentence Translations Page 14571
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Understood? | Anladın mı? Anladın mı? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I just feel awe about that. | Bu konuda sadece korkuyla karışık saygı duyuyorum. Bu konuda sadece korkuyla karışık saygı duyuyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I can't... | Ben yapamazdım. Ben yapamazdım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I don't know how they did it, Kurt. | Bunun nasıl yaptıklarını bilmiyorum, Kurt. Bunun nasıl yaptıklarını bilmiyorum, Kurt. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I don't know how they did it, but I know why they did it. | Nasıl yaptıklarını bilmiyorum, ama neden yaptıklarını biliyorum. Nasıl yaptıklarını bilmiyorum, ama neden yaptıklarını biliyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And, finally, after thousands of miles and memories, | Ve sonunda, binlerce mil ve binlerce hatıradan sonra... Ve sonunda, binlerce mil ve binlerce hatıradan sonra... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
on a rainy Sunday afternoon, we met. | ...yağmurlu bir Pazar günü, öğleden sonra seninle tanıştık. ...yağmurlu bir Pazar günü, öğleden sonra seninle tanıştık. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Hello, bud! | Selam, ahbap. Selam, ahbap. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
This is your Uncle Kurt. | Bu senin Kurt Amca'n. Bu senin Kurt Amca'n. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Hi, buddy. | Selam, ahbap. Selam, ahbap. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He knew your daddy when he was a little boy. | Çocukluğundan beri babanı tanıyor. Çocukluğundan beri babanı tanıyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
It's Uncle Kurt. It's okay. | Bu Kurt Amca. Tamam. Bu Kurt Amca. Tamam. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Is there anything that you would like to say to Zachary? | Zachary'ye söylemek istediğiniz bir şey var mı? Zachary'ye söylemek istediğiniz bir şey var mı? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Without tearing up here? | Gözlerim yaşarmadan mı? Gözlerim yaşarmadan mı? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
First of all, I saw your pictures. | Her şeyden önce, senin resimlerini gördüm. Her şeyden önce, senin resimlerini gördüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And you are a very cute kid, | Çok sevimli bir yumurcaksın... Çok sevimli bir yumurcaksın... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and you look exactly like Andrew. | ...ve tıpkı babana benziyorsun. ...ve tıpkı babana benziyorsun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Definitely the cheeky Andrew face, definitely. | Kesinlikle, ama kesinlikle Andrew'nunkiyle aynı küstah surat. Kesinlikle, ama kesinlikle Andrew'nunkiyle aynı küstah surat. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zachary, you're a lucky little boy. | Zachary, sen şanslı, küçük bir çocuksun. Zachary, sen şanslı, küçük bir çocuksun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And you're an unfortunate little boy. | Aynı zamanda talihsiz, küçük bir çocuksun. Aynı zamanda talihsiz, küçük bir çocuksun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Your father, who you'll never know, | Seni asla göremeyecek olan baban... Seni asla göremeyecek olan baban... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
was such an amazing guy. | ...inanılmaz bir adamdı. ...inanılmaz bir adamdı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And he touched so many people in such a short period of time. | Ve çok kısa bir sürede çok fazla insanın yüreğine dokunmuştu. Ve çok kısa bir sürede çok fazla insanın yüreğine dokunmuştu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
It's not just stories. He was a real person. | Sadece laf olsun diye değil. O gerçekten mert bir adamdı. Sadece laf olsun diye değil. O gerçekten mert bir adamdı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Quite frankly, don't let anybody lie to you. | Açık söylemek gerekirse, kimsenin sana yalan söylemesine izin verme. Açık söylemek gerekirse, kimsenin sana yalan söylemesine izin verme. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Wouldn't eat anything green until he went away to college. | Baban üniversiteye gidene kadar asla yeşillik yemezdi. Baban üniversiteye gidene kadar asla yeşillik yemezdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zachary is asleep in the other room. | Zachary diğer odada uyuyor. Zachary diğer odada uyuyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
He's spending the night. | Geceyi geçiriyor. Geceyi geçiriyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And you're an unfortunate little boy | Ve talihsiz, küçük bir çocuksun. Ve talihsiz, küçük bir çocuksun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
because you're more than likely to grow up | Çünkü biyolojik annen ya da baban olmadan büyümekten... Çünkü biyolojik annen ya da baban olmadan büyümekten... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
without your biological father or your biological mother. | ...çok daha fazlasını hak ediyorsun. ...çok daha fazlasını hak ediyorsun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
But with a little bit of luck, | Ama bir parça şansla... Ama bir parça şansla... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
you'll get to grow up with Andrew's parents. | ...Andrew'nun ebeveynleriyle büyüyeceksin. ...Andrew'nun ebeveynleriyle büyüyeceksin. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And let me tell you this. | Ve sana şunu söyleyeyim. Ve sana şunu söyleyeyim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They did the most amazing job. | Onlar inanılmaz bir iş başardılar. Onlar inanılmaz bir iş başardılar. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
You couldn't ask for two better people. | Hayatta asla daha iyi iki insan isteyemezdin. Hayatta asla daha iyi iki insan isteyemezdin. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Grandma loves you, yes, she does | Büyükannen seni seviyor, evet, seviyor. Büyükannen seni seviyor, evet, seviyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Granddad loves you, yes, he does | Büyükbaban seni seviyor, evet, seviyor. Büyükbaban seni seviyor, evet, seviyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Daddy loves you, yes, he does | Babacığın seni seviyor, evet, seviyor. Babacığın seni seviyor, evet, seviyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Uncle Kurt's here, he loves you, too | Kurt Amcan da burada, o da seni seviyor. Kurt Amcan da burada, o da seni seviyor. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We all love you, all we can | Bütün kalbimizle hepimiz seviyoruz seni. Bütün kalbimizle hepimiz seviyoruz seni. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Darling, darling little man | Sevgili, sevimli küçük adam. Sevgili, sevimli küçük adam. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
So, from that perspective, | Bu açıdan bakıldığında... Bu açıdan bakıldığında... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
you're the luckiest little boy in the world. | ...sen dünyadaki en şanslı çocuksun. ...sen dünyadaki en şanslı çocuksun. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
They love you more than life itself. | Onlar seni kendi hayatlarından daha çok seviyorlar. Onlar seni kendi hayatlarından daha çok seviyorlar. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And if you ever need anything, I'm not far away either. | Ve bir şeye ihtiyacın olursa ben de çok uzakta değilim. Ve bir şeye ihtiyacın olursa ben de çok uzakta değilim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And know that we'll be there for you | Ve şunu bil ki; onun olamadığı her yerde... Ve şunu bil ki; onun olamadığı her yerde... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
in every way that he can't be. | ...yanında biz olacağız. ...yanında biz olacağız. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Zach, when you're old enough and you watch this, | Zach, yeterince büyüyüp bunu izlediğin zaman... Zach, yeterince büyüyüp bunu izlediğin zaman... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
if you ever want to talk with me personally | ...eğer benimle özel olarak konuşmak istersen... ...eğer benimle özel olarak konuşmak istersen... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
or you want to come and see me, | ...ya da gelip beni görmek istersen... ...ya da gelip beni görmek istersen... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
you have an open invitation and you should know that. | ...kapımın her zaman açık olduğunu bilmelisin. ...kapımın her zaman açık olduğunu bilmelisin. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And you're loved and I love you | Ve seviliyorsun, seni seviyorum... Ve seviliyorsun, seni seviyorum... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and I care about the person you're gonna become. | ...ve gelecekte yetişkin biri olduğun zamanki hâlini önemsiyorum. ...ve gelecekte yetişkin biri olduğun zamanki hâlini önemsiyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
We love him, and we do simple things like send him books. | Onu seviyoruz ve ona kitaplar göndermek gibi basit şeyler yapıyoruz. Onu seviyoruz ve ona kitaplar göndermek gibi basit şeyler yapıyoruz. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Happy Birthday! Can't wait to meet him. | Doğum günün kutlu olsun! Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum. Doğum günün kutlu olsun! Onunla tanışmak için sabırsızlanıyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I hope to get the chance to meet you. | Umarım, seninle tanışma fırsatı bulurum. Umarım, seninle tanışma fırsatı bulurum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Oh, I hope I'm Uncle Ken to Zachary. | Umarım, Zachary için bir Ken Amca olurum. Umarım, Zachary için bir Ken Amca olurum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
'Cause if you're anything like Andrew, it's gonna be good. | Çünkü eğer sen de Andrew gibiysen, her şey iyi olacak demektir. Çünkü eğer sen de Andrew gibiysen, her şey iyi olacak demektir. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I think you'll turn out just great. | Harika şeyler ortaya çıkaracağını düşünüyorum. Harika şeyler ortaya çıkaracağını düşünüyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
It says "Student Affairs." Are you a student? | Burada "Öğrenci İşleri" yazıyor. Sen öğrenci misin? Burada "Öğrenci İşleri" yazıyor. Sen öğrenci misin? | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Who knows? Maybe someday you'll be applying here | Kim bilir? Belki de bir gün Tıp Fakültesi'ne kaydolmak için... Kim bilir? Belki de bir gün Tıp Fakültesi'ne kaydolmak için... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
to the Faculty of Medicine. | ...buraya başvuracak. ...buraya başvuracak. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Does this look exciting? We're gonna do an interview. | Bu heyecan verici görünüyor, değil mi? Bir röportaj yapacağız. Bu heyecan verici görünüyor, değil mi? Bir röportaj yapacağız. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Even though things started tragically, | Her şey trajik bir şekilde başlamış olsa da... Her şey trajik bir şekilde başlamış olsa da... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
you know, he's the blessing Andrew left behind. | ...o, Andrew'nun arkasında bıraktığı bir hediye. ...o, Andrew'nun arkasında bıraktığı bir hediye. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I parked the van two blocks away | Kamyonetimi iki blok öteye park ediyordum. Kamyonetimi iki blok öteye park ediyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
'cause it was the only vehicle for miles | Çünkü kilometreler boyunca Kaliforniya plakalı... Çünkü kilometreler boyunca Kaliforniya plakalı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
with California plates | ...tek araçtı... ...tek araçtı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and would give away to Shirley that I was in town. | ...ve Shirley şehirde olduğumu anlayabilirdi. ...ve Shirley şehirde olduğumu anlayabilirdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Sort of a stealth van, you see. Exactly. | Yani dikkat çekmeyen bir kamyonet, anlıyor musun? Kesinlikle. Yani dikkat çekmeyen bir kamyonet, anlıyor musun? Kesinlikle. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
If she knew, I was afraid | Eğer anlarsa... Eğer anlarsa... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
she would find excuses to withhold you | ...seni saklamak için bahaneler bulmasından... ...seni saklamak için bahaneler bulmasından... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
so that I couldn't see you. | ...ve seni görememekten korkuyordum. ...ve seni görememekten korkuyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Every time the doorbell rang, I hid in the back bedroom, | Onun geçerken habersiz uğrama olasılığına karşı... Onun geçerken habersiz uğrama olasılığına karşı... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
as it could have been her just dropping by unannounced. | ...kapı zilinin çaldığı her seferinde arkadaki yatak odasına saklanıyordum. ...kapı zilinin çaldığı her seferinde arkadaki yatak odasına saklanıyordum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Hi, David. Hi, Kate. This is Shirley. | Selam, David. Selam, Kate. Ben Shirley. Selam, David. Selam, Kate. Ben Shirley. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
On the days we didn't have you, | Seninle birlikte olmadığımız günlerde... Seninle birlikte olmadığımız günlerde... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I discovered your dad's medical school world, | ...babanın tıp fakültesi dünyasını keşfettim. ...babanın tıp fakültesi dünyasını keşfettim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
met his classmates, found more footage of him for you. | Onun sınıf arkadaşlarıyla tanıştım, senin için onun daha çok görüntüsünü buldum. Onun sınıf arkadaşlarıyla tanıştım, senin için onun daha çok görüntüsünü buldum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And, finally, I found myself face to face | Ve sonunda bu yolculukta kendimi... Ve sonunda bu yolculukta kendimi... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
with the thing that had set me on this journey | ...en başta bahsettiğim şeyle... ...en başta bahsettiğim şeyle... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
in the first place. | ...karşı karşıya buldum. ...karşı karşıya buldum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
One of the major things that Andrew and I did together, | Andrew ve benim birlikte yaptığımız en önemli şeylerden biri... Andrew ve benim birlikte yaptığımız en önemli şeylerden biri... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
or that we had in common, was photography. | ...ya da ortak noktamız fotoğrafçılıktı. ...ya da ortak noktamız fotoğrafçılıktı. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Sometimes we'd bring the cameras out | Bazen fotoğraf makinelerimizi alıp... Bazen fotoğraf makinelerimizi alıp... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and go around the lake and by the pond, | ...göletin kenarına ya da göl kıyısına gider... ...göletin kenarına ya da göl kıyısına gider... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and take some pictures around there. | ...ve orada fotoğraflar çekerdik. ...ve orada fotoğraflar çekerdik. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I told Andrew, I said, "Listen, you're gonna have to | Andrew'ya "Dinle," derdim. Andrew'ya "Dinle," derdim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
show me a few tricks or whatever | "Bana birkaç püf noktası öğretip... "Bana birkaç püf noktası öğretip... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
and show me some of your pictures." | ...fotoğraflarından bazılarını göstermen gerek." ...fotoğraflarından bazılarını göstermen gerek." | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I'd still love to see some of the pictures | Tıp fakültesindeyken çektiği resimleri görmeyi... Tıp fakültesindeyken çektiği resimleri görmeyi... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that he took through medical school. | ...hâlâ çok istiyorum. ...hâlâ çok istiyorum. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
I've never seen any of them. | Onların hiçbirini görmedim. Onların hiçbirini görmedim. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Him and his dad had done quite a bit of photography together. | O ve babası birlikte oldukça uzun bir süre fotoğraf çekmişlerdi. O ve babası birlikte oldukça uzun bir süre fotoğraf çekmişlerdi. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
Right after this happened, I fired out an e mail | Bu olaydan hemen sonra, bir e posta aldım. Bu olaydan hemen sonra, bir e posta aldım. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
saying we should try to think of some sort of memorial award. | Bir anma ödülü düşünmemiz gerektiğini söylüyordu. Bir anma ödülü düşünmemiz gerektiğini söylüyordu. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And I felt like that would be something also | Ve böyle bir şeyin olması hâlinde... Ve böyle bir şeyin olması hâlinde... | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
that his dad would really feel honored by. | ...babasının da gerçekten gururlanacağını düşündüm. ...babasının da gerçekten gururlanacağını düşündüm. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |
And then have a wall in the medical school. | Ve artık tıp fakültesinde bir duvarımız var. Ve artık tıp fakültesinde bir duvarımız var. | Dear Zachary A Letter to a Son About His Father-3 | 2008 | ![]() |