Search
English Turkish Sentence Translations Page 145629
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
to see if I can sort of spark him up a little. He needs practice? | Bakalım onu biraz da olsa neşelendirebilecek miyim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He's been dropping way down. I really appreciate the, uh... | Biraz paslanmaya başladı. Bunu gerçekten takdir ediyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He used to write, if I recall, at one time... | Hatırladığım kadarıyla çok yazardı, bir seferinde... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Paul, in your prime you were writing 12 a week, right? Mmm. | Paul, gençliğinde haftada 12 tane yazıyordun, değil mi? Evet. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He dropped way down to three. He says, "What's the matter, Mr. McDevitt?" | Bunu 3'e kadar düşürdü. "Sorun nedir Bay McDevitt?" diye sordu. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
And I says, "Well, Paul, I think you're a little negative. | Ben de, "Paul, sanırım biraz olumsuz bakıyorsun." dedim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You're negative and I think this is what you need... a little spark. | Olumsuz bakıyorsunuz ve sanırım ihtiyacınız olan şey birazcık kıvılcım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
and show you how the people will acquire this". | ...ve insanların bunu nasıl elde edileceğini göstermeli. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm not doing this to embarrass you, Paul. Believe me. | Bunu seni utandırmak için yapmıyorum Paul. İnan bana. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, sometimes it isn't a spark. You need an explosi�n. | Bazen bir kıvılcım yetmez. Size lazım olan bir patlamadır. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
With that I think we'll say good adieu. | Bununla birlikte sanırım vedalaşma vakti geldi. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Thank you very much. Thank you very much now. | Çok teşekkür ederim. Çok teşekkür ederim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah, join the force and get a pensi�n. | Evet, orduya katıl ve emekli maaşı al. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Mary, she works for the telephone. | Mary, telefonda çalışıyor. Epeyce hisse senedi var. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Hey, what are you doing? Slow down. | Hey, ne yapıyorsun? Yavaşla. Hadi, geri dön dostum! | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You have a cousin named Paul, don't you, Chris? | Kuzeninin adı Paul, değil mi Chris? Evet. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I'm really not interested unless I speak it over with my husband. | Kocamla konuşmadan bir şey söyleyemem. Evet, evet. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
The Bible is still the best seller in the world, so... | İncil hâlâ dünyanın en çok satan kitabı, yani... | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Takes an hour to get there. Not much time to work with... | Oraya gitmek bir saat alır. Çalışacak vakit kalmaz. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
and flyin' off the handle and badgerin' people around | ...etraflarındakilere sataşarak kabadayılık taslamak gibi alışkanlıkları oluyor. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Yeah. | Bana adınızı verdiler bu yüzden buradayım işte. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Yeah, all right. I'll ask her. I don't know. | Evet, tamam. Ona sorarım, bilmiyorum. Peki tamam. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Okay, I'll give you five towards it, okay? | Pekâlâ, sana bir beşlik veririm, tamam mı? Tanrı sizi korusun. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] Be you sellin'anything? | Bir şey mi satıyorsun sen? Hayır bir şey satmıyoruz. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Well, I'll tell you, you got a good friend there. | İyi bir arkadaş edinmişsiniz kendinize. Öyledir. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Five a month? Or do you want to C.O.D. it? | Ayda 5 dolar? Yoksa teslimatta ödeme mi? | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
And this is continual! [ TV: Bell Dings ] | Hiç bitmiyor. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I'm not thinkin'negatively, but I tried the "gift, " | Olumsuz düşünmek istemiyorum ama her şeyi denedim. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] "Did the Father send ye?" | Seni Peder mi gönderdi? Ah Tanrım! | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Huh? | Ha? Bu İtalyanlardan sonra bana İtalyan yemeği deme! | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Carousel? | Atlıkarınca mı? Evet, tepesinde bir püskül olan bir fayton. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
So what did he say? | Peki o ne söyledi? O da parayı onunla yarı yarıya ödeyeceğini söyledi. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
So I said, "Well, how about next year? Do you think you... " | Ben de, "Peki gelecek yıla ne dersin? Acaba o zaman düşünür müsün?" dedim. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] Me father's on the force. He gets a pension. | Babam orduda. Emekli maaşı alıyor. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Well, I stilI got my hat. | Şapkam hâlâ bende. Bu şapka bana epey bir paraya mâl oldu. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I'm real happy with everything. I've just got one thing in mind Kenny said a while ago. | Şu an benim için her şey çok iyi. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Your next station is Chicago, Union Station. | Bir sonraki durak Şikago, Union İstasyonu. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
"Melbourne I. Feltman, Ph. D., | "Melbourne I. Feltman, Dr... | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
the young boy,Jesus, was lost for a matter of three days or so? | ...iş değil mi bu? | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Of course, in buying anything Catholic, you want to look for the Imprimatur. | Tabii Katolik bir şey alırken basım iznine bakmak istersiniz. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
See, here's "The Immaculate Conception", then here's "The Story". | Bakın burada "Meryem'in Günahsız Gebeliği" sonrasında da "Öykü" var. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Did you ever see so many beautiful paintings? That is a... "The Story". | Bu kadar güzel tabloyu bir arada gördünüz mü? Şuradaki de "Öykü". | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Well, why would buyin' this have anything to do with her decision? | Bunu satın almanın karınızın kararıyla ne ilgisi var ki? | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
He's my brother in law. I was thinking of this, but l'd have to ask my wife. | Bunu almayı düşünüyorum ama karıma sormam lazım. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Him, him and I are the best buddies in the world. | Biz üçümüz dünyadaki en sıkı ahbaplarız. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
When he was young, he says, "Mr. Brennan... " | Gençken demiş ki, "Bay Brennan... | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] "If you're smart now", he says, | Demiş ki, "Şimdi aklın varsa orduya katılır ve emekli olursun." | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] He's a strong breath of a man. | Nefesi güçlü bir adam. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
lf lf you know... I mean, not unless you know them. No. No. | Tabii ki tanıdığınız birisinden. Hayır, hayır. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
And she was a woman that had a Ph. D. | Üstelik doktora yapmış bir kadındı. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I had a cum laude myself. "Come no more"from one of the colleges. | Ben de şeref derecesiyle mezun oldum. Başarılı kolejlerin birisinden. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
He hit you, huh? Well, he... Not his girls. | Vurur muydu? Kızlara vurmazdı. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Yeah, you see? Gee, l'd appreciate it. I mean, I don't want to seem... | Anlıyor musunuz? Memnun olurum. Şey gibi görünmek istemem... | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I think this would be a wise decision. | ...sanırım bu da akıllıca bir karar olurdu. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Join the force and get a pension. What do you think this is here? | Orduya katıl ve emekli maaşı al. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
Oh, this guy here. I likehim. | Bu adam burada. Ondan hoşlandım. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
That's one Bible and a C.P.E... Catholic People's Encyclopedia. | Bu İncil ve bir K.İ.A. Katolik İnsanların Ansiklopedisi. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
[ Imitating Irish Brogue ] Mary, she works for the telephone. | Mary, telefonda çalışıyor. Epeyce hisse senedi var. | Salesman-3 | 1969 | ![]() |
I did. I know I did. You did. | Ettim. Ettiğimi biliyorum. Ettin. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Yeah. Well, I'm due for a quad. | Öyle. Ben çeyreğe razıyım. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
I'm outclassin' him. I'm due for a "quaddie." | Onu geçiyorum. Ben çeyreğe razıyım. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Gippo, the "infarmer." | Şopar! Aberci! | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
It's under "C," sir. But frankly, we can't carry the set, as I mentioned. | Ancak, dediğim gibi, tüm seti yanımızda taşıyamıyoruz. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
I have a sick kid. My wife is out. My husband's out of work." | Hasta bir oğlum var. Eşim dışarıda. Kocam işten çıkarıldı. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
And this is continual! | Hiç bitmiyor. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
I'm not thinkin' negatively, but I tried the "gift", | Olumsuz düşünmek istemiyorum ama her şeyi denedim. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
It's still on the fringes. | Hâlâ öyle. Şimdi çok daha kötü. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Gee, $40 is an awful lot for a Bible." | "Vay canına bir İncil için 40 dolar deli para." | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
So I says, "Well, when you figure out you're gonna have it for a lifetime, it's not a lot." | Bunun üzerine ben de, "Sonuçta bunu bir ömür boyu kullanacaksan... | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
He says, "Well, in a couple of years it'll be all right." | "Belki birkaç yıl içinde olabilir." dedi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
you have the encyclopedia in the back of the Bible anyway, you know." | ...İncil'den sonra yine de alabilirsin yani." | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
So he says, "Yeah, yeah." | "Evet, evet." dedi o da. "Ama 50 dolar çok para." dedi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Then he says, "Forty dollars is a lot of money," you know. | Sonrasında, sen de tahmin edersin ki, "40 dolar çok fazla para." dedi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Me father's on the force. He gets a pension. | Babam orduda. Emekli maaşı alıyor. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
With gratitude, Mid American." Thank you. | Minnettarlığımızı sunuyoruz. Teşekkürler. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Casablanca." | Casablanca. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
See, here's "The lmmaculate Conception," then here's "The Story." | Bakın burada "Meryem'in Günahsız Gebeliği" sonrasında da "Öykü" var. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Did you ever see so many beautiful paintings? That is a..."The Story." | Bu kadar güzel tabloyu bir arada gördünüz mü? Şuradaki de "Öykü". | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
How would you like to have something like this? Well, personally, l... | Böyle bir şeye sahip olmak istemez miydiniz? Şey şahsen ben... | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
and please understand that I'm just a Bible salesman; : | Lütfen şunu bilin ki... | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"If you're smart now," he says, | Demiş ki, "Şimdi aklın varsa orduya katılır ve emekli olursun." | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Opa Locka City Hall." | Opa Locka Belediye Sarayı. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Sharazad Boulevard." | Sharazad Bulvarı. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Opa Locka Boulevard." | Opa Locka Bulvarı. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Sinbad Avenue." Sinbad the sailor. | Sinbad Bulvarı. Denizci Sinbad. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Jog off down here," he says. | "Buradan defol git." dedi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
And if you kid yourself and say, "Well, it ain't there. It can't be done." | Kendinizi kandırıp, "Burada değilmiş. Bu iş yaş." derseniz bu olmaz. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Many are called, but few are chosen." | "Çoğu çağrılır, pek azı seçilir." | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
And this is the Catholic one? Yes, that's the revised Douay. | Bu Katolik olanı mı? Evet, gözden geçirilmiş Douay İncil'i. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Yeah, just the "C." See, in other words, they have the "A," "B" or "C" plan. | Evet, sadece C. Şimdi A, B ve C ödeme planları var. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
What am I gonna say? Probably gonna say, "Borrow it from somebody." | Ne söyleyeceğim? Muhtemelen, "Borç alın." diyeceksiniz. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
If lf you know... I mean, not unless you know them. No. No. | Tabii ki tanıdığınız birisinden. Hayır, hayır. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
My brother was a little different... magna cum laude. But mine was "come no more." | Kardeşim biraz farklıydı. En yüksek dereceyle mezun olmuştu. Benimki takdirdi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
I mean, I said, "Gee, Ma, you're supposed to be English." | "Tanrım, bir de İngiliz olacaksın anne." | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
I said, "You know, generally they're a little more complacent, a little placid." | "Onlar daha sakin, daha kendinden hoşnut olurlar." derdim. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
But I said, "You've got Spanish blood in you or something." | "Sende İspanyol kanı filan mı var?" derdim. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
Double and a single. I called on one woman. | Bir çift, bir tek. Bir kadını aradım. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
"Where there's a will, there's a way." That's what Charlie Gipper says, you know. | "Dilek varsa, yol da vardır." Charlie Gipper böyle söylemiş. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
That's one Bible and a C.P.E.... Catholic People's Encyclopedia. | Bu İncil ve bir K.İ.A. Katolik İnsanların Ansiklopedisi. | Salesman-4 | 1969 | ![]() |
That's where I sign my... "John Henry." | Benim de imzalayacağım yer... "John Henry. " | Salesman-4 | 1969 | ![]() |