Search
English Turkish Sentence Translations Page 145625
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
It'd be wonderful. On her own, you understand? See, I don't want... | Harika olurdu. O kendinden sorumlu, anlıyor musunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
do you think I'd be tryin'to force her because it's my religion, see? | Onu kendi inancıma zorlayamam ya? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, why would buyin' this have anything to do with her decisi�n? | Bunu satın almanın karınızın kararıyla ne ilgisi var ki? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, actually, that's her decisi�n and not mine. I see your point. | Doğrusu bu onun kararı, benim değil. Anlıyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Let me ask you this: Do you like it? I think it's excellent. | Bir şey sorayım: Kitabı beğendiniz mi? Bence mükemmel. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you think that it's worth the money? It's worth, uh... | Bu paraya değmez mi sizce? Değer... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I mean, for the price, what you receive, it's tremendous. | Fiyatına göre muazzam bir kitap. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Could you manage two and a half a week for it? | Haftalığına iki buçuk dolar ayırabilir misin buna? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I certainly could, to be honest with you. | Doğrusunu isterseniz tabii ki. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Is there? There's none, for me. | Var mı? Benim için yok. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You want to pay this ten a month, then? Uh... | Aylığına on dolar ödersin o halde? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I don't like to say anything, by the way, but I'm his brother in law. | Karışmak istemem ama ben kayınbiraderiyim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I think you better ask Alice, honest to God. | Bence Alice'e sorsan iyi olur, gerçekten. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm... But I'm the... Remember the time you bought the magazine? | Ama ben... Dergiyi aldığın zamanı unuttun mu? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You're his who? I'm his brother in law. | Onun neyisiniz? Kayınbiraderiyim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He's my brother in law. I was thinking of this, but I'd have to ask my wife. | Bunu almayı düşünüyorum ama karıma sormam lazım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You're his brother in law? He's my brother in law. | Kayınbiraderi misiniz? Kayınbiraderim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Not his father or, or his guardian? Oh, no, brother in law. | Babası ya da vasisi değilsiniz? Yo, kayınbiraderiyim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You'rejust his brother in law? Yeah. Yeah. | Sadece kayınbiraderisiniz? Evet. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you work for him? | Onun emrinde mi çalışıyorsunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Him, him and I are the best buddies in the worid. | Biz üçümüz dünyadaki en sıkı ahbaplarız. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, do you live here or anything? Where do you live? | Peki burada mı yaşıyorsunuz? Nerede yaşıyorsunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
But the only thing, I don't think I'd be pushing her... | Ama mesele şu ki onu iteklemek istemiyorum... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
because I think what it would be for the, for the children. | ...çünkü çocuklara ne olur diye düşünüyorum ben. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It's not anything, not selfish. I think I will try it. | Bu bencillik falan değil. Sanırım deneyeceğim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Are you trying to help me? | Bana yardımcı olmaya mı çalışıyorsun? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
If you are, I could do without so much help. | Eğer öyleyse o kadar yardıma ihtiyacım yok. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I don't care if he buys it. Oh, wonderful. I thought you did. | Ne aldığı beni ilgilendirmez. Harika. Ben ilgilendirir sanmıştım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm glad you clarified that. Very good. Good. I just happen to know his wife. | Bunu açığa kavuşturmana sevindim. Karısını tanırım ama. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm glad that you don't object. Thank you very much. | Karşı çıkmamana sevindim. Çok teşekkür ederim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you want it? I do. | İstiyor musun? İstiyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Okay, I'll go along with it, because I'm tryin' to figure... | Pekâlâ, bunu yapacağım çünkü çözmek istediğim... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Quit figurin'and start writing, Mr. Baker. | Çözmeyi bırakın da karalamaya başlayın Bay Baker. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Is this it? Yeah, that's it. | Bu mudur? Evet, budur. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Okay. Okay, sir? | Tamam. Tamam mı bayım? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
All cleared off, ready to go. | Her şey hazır, gitmeye hazırız. Şapkam. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You know what Paulie's father told him? | Paulie'nin babası ona ne demiş biliyor musun? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
When he was young, he says, "Mr. Brennan..." | Gençken demiş ki, "Bay Brennan... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Now, he came right from Ireland. Oh, yes? | İrlanda'dan geldi bu arada. Öyle mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"If you're smart now", he says, | Demiş ki, "Şimdi aklın varsa orduya katılır ve emekli olursun." | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Oh, and did he? | Katılmış mı peki? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He's a strong breath of a man. | Nefesi güçlü bir adam. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Beautiful headstone. | Güzel bir mezar taşı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I can see him now in his uniform with the shiny buttons. | Parlak düğmeli üniformasıyla gözümün önüne geliyor. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Opa Locka City Hall". | Opa Locka Belediye Sarayı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Sharazad Boulevard". | Sharazad Bulvarı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Pardon me, can you tell me where 118th Street is? | Affedersiniz, 118. sokağı tarif edebilir misiniz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You just... instead ofjoggin' to the left, jog to the right. | Sola değil de sağa döneceksiniz sadece. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah. Jog to the right down there? | Tamam. Aşağıdan sağa döneceğim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Another jog again. | Bir kavşak daha. Sağa dön. Sola dön. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Jog to the right. | Sağa dön. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Opa Locka Boulevard". | Opa Locka Bulvarı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you know where 118th Street is? | 118. sokak nerede biliyor musunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I think you gotta go all the way up this way, up into Opa Locka. | Galiba bu yolu komple gideceksiniz, Opa Locka'nın içine kadar. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah, Opa Locka. This is Opa Locka, isn't it? | Opa Locka. Burası Opa Locka, değil mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, it is and it isn't. Yeah, I see. Thank you, sir. | Hem sayılır hem sayılmaz. Anladım. Teşekkür ederim bayım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Sinbad Avenue". Sinbad the sailor. | Sinbad Bulvarı. Denizci Sinbad. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
What's this? Sinbad Avenue. | Burası neresi? Sinbad Bulvarı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
118 Street. How does that go into a terrace? | 118. sokak. Evler desek nasıl olurdu acaba? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
118 Terrace. That isn't what I want. | 118 evleri. İstediğim bu değil. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Where the hell is 118 Street? Jesus Christ! | Nerede bu 118. sokak? Tanrı aşkına! | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
So I'm looking for 20th Street. | Ben de 20. sokağı arıyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
No 20th. 21 st, 23rd. 22nd. | 20'nci yok. 21'inci, 23'üncü, 22'nci. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Jog off down here", he says. | "Buradan defol git." dedi. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I don't know. I was in a Muslim district. A what? | Bilmiyorum. Bir Müslüman bölgesindeydim. Ne? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
A Muslim district! What do you mean by that? A Muslim district? | Müslüman bölgesi! Nasıl yani? Müslüman bölgesi mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, they're not... How can you have... | Şey onlar... Nasıl desem... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Did you meet Cassius Clay? No, no. I was in a Muslim district. | Cassius Clay ile mi karşılaştın? Yo, yo. Bir Müslüman bölgesindeydim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
And what kind of stuff is this? Ali Baba and the Forty Thieves. | Hem bu da nedir böyle? Ali Baba ve Kırk Haramiler. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I mean, what kind of stuff... Open Sesame. | Nasıl bir saçmalıktır... Açıl susam açıl! | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
All I could think of was fairy tales, you know? | Tek düşünebildiğim peri masallarıydı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
What kind of stuff is this? Aesop's fairy tales. | Nasıl bir şeydir bu? Ezop'un peri masalları. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
This Kan... Kandahar Road, Sinbad Road. | Şu Kan... Kandahar Yolu, Sinbad Yolu. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I have one here for you. Oh, do you? | Bende bir tane var sana. Öyle mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You gonna rob her cream? | Onun kremasını mı çalacaksın? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I got on my buddy Bull yesterday. I want to kiss and make up with him. | Dün ahbabım Boğa'yı azarladım. Onu öpüp barışmak istiyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, I don't want to give nobody a hard time, | Kimseyi gücendirmek istemem... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
but I just want everybody to realize the potential is here... | ...ama herkesin burada yapacak bir işimiz olduğunun farkında olmasını isterim... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
And if you kid yourself and say, "Well, it ain't there. It can't be done". | Kendinizi kandırıp, "Burada değilmiş. Bu iş yaş." derseniz bu olmaz. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Many are called, but few are chosen". | "Çoğu çağrılır, pek azı seçilir." | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He doesn't have the... possibly the class of the... | Diğer satıcıların sahip olduğu... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It's brand new. It's revised. It teaches the children. | Sıfır. Düzeltilmiş baskı. Çocuklara hitap ediyor. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yes. Yes. It's in color. | Evet. Renkli. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I don't understand very well the English. | İngilizceyi çok iyi bilmiyorum. Yani basit, temel şeyleri anlıyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I understand you, but I miss many things. | Sizi anlıyorum ama çoğu şeyi kaçırıyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Could you see where this would help the family? | Bunun ailenize nerede yardımı olacağını anlayabiliyor musunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I mean, honestly, could you see where this would help the children... | Ciddi ciddi, bunun çocuklara Frank'a ve size... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Could you... I mean... See, what I'm tryin' to explain, Mrs. Pages, | Anlatmaya çalıştığımı anlayabiliyor musunuz Bayan Pages? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
could you see where this would be of value in the home, a gain to you? | Bunun evde nasıl değerli olacağını, size yarar sağlayacağını? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Could you see where this would help? | Nerede yardımı olacağını anlayabiliyor musunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Could you see where a Bible as nice as this... Yes. No. | Bu kadar güzel bir İncil'in... Evet. Hayır. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I understand your point, but, uh, really I don't think we can now... | Anlatmak istediğinizi anlıyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Maybe later. I interested later. Right. Right. | Belki daha sonra ilgilenebilirim. Peki. Peki. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Sure, no. Now, you're Spanish, right? | Kesinlikle hayır. Siz İspanyol'sunuz, değil mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You're gonna be very enthused. Wait till you hear this. But... | Heyecan duyacaksınız. Bitirmeme müsaade edin. Ama... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
We take orders. What? | Biz emirler alırız. Ne? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Orders. What's that? | Emirler. O da ne? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
We take orders on the new missal. Orders? | Yeni ayin kitabından emirler alırız. Emirler? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you understand my point, Mrs. Pages? No. | Beni anladınız mı Bayan Pages? Hayır. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You go to mass, right? Yes. | Kilise ayinine gidiyorsunuz, değil mi? Evet. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |