Search
English Turkish Sentence Translations Page 145624
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I'll tell you one thing, Paul. You're puttin' me... | Sana bir şey söyleyeceğim Paul. Şikago'daki satış toplantısı için... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
If a guy's not a success, he's got nobody to blame but himself. | Eğer bir erkek başarılı olamıyorsa kendisinden başka suçlayacak birini aramasın. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, I for one will triple my production for the year of'67, believe me. | Bilhassa 67 senesi için üretimimi üçe katlayacağım, bana güvenin. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It's this making half the money that a guy is capable of making. | Şu adamın kazanabildiği paranın yarısını kazanabilme şeyi. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I, for one, I intend to make this next year something. | Bilhassa ben bunu gelecek yıl falan yapmayı düşünüyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I, uh... My wife just talked me into buying a big house. | Eşim büyük bir ev alma konusunda beni kandırdı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
so I'm gonna make $35,000 this coming year. | Gelecek yıl 35,000 dolar kazanacağım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
To me, this is fantastic. I haven't... | Bana göre bu inanılmaz bir şey. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
What have I been with you, three months? | Ne kadardır birlikteyiz, üç ay mı? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Three long months. Damn, I wish it was three or four years. | Üç uzun ay. Lanet olsun, keşke üç ya da dört yıl olsaydı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I mean it. I expect to make $50,000. | Gerçek söylüyorum. 50,000 dolar kazanmayı umuyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Not 35. Or better. And I think I can do it. | 35 değil. Ya da daha iyisini. Sanırım bunu yapabilirim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Your next station is Chicago, Uni�n Station. | Bir sonraki durak Şikago, Union İstasyonu. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yours was real good, Father. It was great, as usual. | Sizinkisi gerçekten çok iyiydi peder. Her zamanki gibi harikaydı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'd like to introduce the designer and theological consultant... | Sattığımız kitapların tasarımcısı ve ilahiyat danışmanı olan... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll try to read to you what we've inscribed on it. | Üzerine yazdığımız yazıyı size okumaya çalışacağım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Melbourne I. Feltman, Ph.D., | "Melbourne I. Feltman, Dr... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
the worid's greatest salesman of the worid's best seller. | ...dünyada en çok satılan kitabın en büyük satıcısı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
With gratitude, Mid American". Thank you. | Minnettarlığımızı sunuyoruz. Teşekkürler. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You know the business. And what is that business? | Bu işi biliyorsunuz. Peki bu iş nedir? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
the young boy, Jesus, was lost for a matter of three days or so? | ...iş değil mi bu? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
And they said to him, "Why didn't you follow us? Why didn't you come with us? | "Neden peşimizden gelmedin? Neden bizimle gelmedin?" demişlerdi ona. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
We were worried. We were scared to death. Where were you?" | "Endişe ediyorduk. Ölesiye korkuyorduk. Neredeydin?" | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Whist ye not that I am about my Father's business?" | "Tanrı'ya hizmet etmeyecek miyim?" | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Now, I don't intend to portray the fact that the Father's business, | Tanrı'ya hizmet etmenin yolunun para ve dolar için İncil satmak olduğunu... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
but I do believe the good that comes from the selling of Bibles... | Ama asıl iyiliğin İncil satmaktan, İncil almaktan ve İncil okumaktan... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
in the minds of the worid or in your own self satisfaction... | ...çok fazla saygınız hiçbir zaman olmadı. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, I hate to bring up a ridiculous matter like this, | Böylesine saçma bir meseleyi açmak zorunda olmaktan nefret ediyorum... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
but how'd you fellows like the sales meeting? | ...ama satış toplantılarını seviyor musunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It was good. All right? How'd you like the sales meeting? | Fena değildi hani. İyi miydi? Satış toplantılarını seviyor musun? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Call. I'll raise. | Görüyorum. Yükseltiyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll call. Call. | Görüyorum. Görüyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Call. No wild cards? | Görüyorum. İyi kağıt yok mu? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
No, this is a wild card. Oh, well, you can't... We're in too simple a game. | Hayır, elim iyi. Olamaz. Basit bir oyun oynuyoruz. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah. It's up to you, Paul. | Evet. Sana bağlı Paul. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm gonna check 'em. Beat the queens. What do you mean, you check? | Çekiliyorum. Kızdan büyük. Çekiliyorum ne demek? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I beat the queens. You scared to bet? | Kızı alır. Bahse girmekten korktun mu? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I can bet. I know I got you beat. I'll bet you half. | Bahse girebilirim. Seni yenebileceğimi biliyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll take your money. Your deal. | Paranı alacağım. Sen dağıtıyorsun. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm gonna interrupt your game for a minute. | Oyununuzu bir dakikalığına böleceğim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
and thinking as far as our trip to Florida... | Florida'ya olan gezimizi düşünüyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I don't care. It's immaterial to me. | Umurumda değil. Benim için önemli değil. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Doesn't make any difference to me. All right, fine. | Benim için de fark etmez. Pekâlâ o zaman, iyi. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It doesn't matter. That's minor. The main thing is goin' down there. | Önemli değil. Bu ufak bir şey. Asıl şey oraya gidiyor olmak. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah. All right, fine. I tell you, quite frankly, I look forward to the trip. | Evet. Pekâlâ öyle olsun. Size karşı açık olayım, geziyi dört gözle bekliyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I know you do. I don't want my wife to hear it, | Beklediğini biliyorum. Eşimin bunu duymasını istemiyorum... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
but I would enjoy basking in the sun. | ...ama güneşlenmek çok hoşuma gidiyor. Gezileri her zaman dört gözle bekler. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
You might want to go home in the meantime, but ten weeks? | Bu esnada eve gitmek isteyebilirsin belki, ama on hafta? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Right. Deal! Let's go. | Elbette. Anlaştık! Gidelim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
"Casablanca". | Casablanca. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Where the hell is that Fontainebleau? Hmm. | Şu lanet olası Fontainebleau nerede kaldı? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
That's it, huh? Hmm. | İşte bu, ha? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Hi, honey. How are you? Fine. How are you? | Selam canım. Nasılsın? İyiyim. Sen nasılsın? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Okay. That's good. Where are you tonight? | İyiyim. Güzel. Bu gece neredesin? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'm at, uh... outside of Miami. It's the Congress Inn. | Miami'ni dışına çıkıyorum. Congress Inn. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Oh. It's really beautiful. | Gerçekten çok güzel. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah, I'm livin' like a king. Yeah. | Evet, kral gibi yaşıyorum. Evet. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
But, uh... Yeah, it's really pretty nice here. | Evet, burası gerçekten çok güzel. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
What's new up there? Nothin'. How are the boys? | Yeni bir şeyler var mı? Yok. Çocuklar nasıl? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Oh, they're here... Rabbit and Charlie. And Charlie. | Buradalar. Tavşan ve Charlie. Ve Charlie. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
And Ray, yeah. Of course, they all pep me up, but, uh... | Ve Ray, evet. Elbette, beni neşelendiriyorlar ama... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Don't drive too fast! Oh, I'm not driving fast. I don't... I mean, just... | Çok hızlı sürme. Hızlı sürmüyorum. Gitmiyorum. Yani... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I generally drive around 45 to 50. Don't drive 70. | Genelde 45 ila 50 arasında giderim. 70'e çıkma. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Are you taking care of your tires? Yeah. Yeah. Yeah. Yeah. | Lastiklere bakıyor musun? Evet, evet, evet. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, that's good, yeah. Yeah, I'll take care of that. | İyi öyleyse. İcabına bakarım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
So, anything new at all? No. Gosh, no. Nothin'. | Peki yeni bir şey var mı? Hayır. Yok ya, bir şey yok. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Okay, I'll keep it below 50. Yeah. | Peki 80'in üstüne çıkmam. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Okay, honey? Okay. | Tamam mı tatlım? Tamam. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
How is she? She's feeling pretty good. | Nasılmış? Gayet iyiymiş. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
No, well, I mean... You'll scare her. | Hayır, yani... Korkutursun onu. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yeah, she doesn't want to... I mean, she figures you're going 70 miles an hour. | Saatte 110 kilometreyle gittiğimi sanıyor. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Well, you know, I wasn't... It's very seldom I go that fast. | Aslında çok nadirdir o hızla gittiğim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
How was it, cold back there? | Orada hava soğuk mu? Aslında buz gibi, hava buz kesiyor. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Operator, did you try my call to Boston yet? | Operatör, beni Boston'a bağlamayı denediniz mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
All right. I'm sorry. I couldn't connect your call. | Üzgünüm. Sizi bağlayamadım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll call again. Thank you. Come on, let's go swimmin'. | Tekrar ararım. Teşekkürler. Hadi yüzmeye gidelim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll bet you ten dollars you don't go in the pool. | On dolarına bahse varım ki havuza girmezsin. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'll go in. Well, I don't want to take all your money. | Girerim. Bütün paranı almak istemiyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Do you want to go in? Yeah, I'll go in. | Girmek istiyor musun? Evet, gireceğim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
He's goin'in the water? What, are you out of your mind? | Suya mı giriyorsun? Senin aklın başında mı? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Why not? What do you think you're down here, all business? | Neden olmasın? Niye geldin buraya, sadece iş için mi? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Hi. Come on in. Mr. Baker? | Merhaba. Buyurun. Bay Baker? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Yes, sir? Catholic Press. Hope I didn't catch you too busy. | Evet bayım? Catholic Press. Meşgul değilsiniz umarım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Just have a seat and be right at home. I'll try not to interrupt too much. | Oturun, rahatınıza bakın. Fazla rahatsız etmemeye çalışacağım. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Excuse me. Okay. What's your last name again? My name is Turner. | Müsaadenizle. Soyadınız neydi? Adım Turner. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
What was this? Oh, from the church. Yes, I'm from the church. | Konu neydi? Kiliseden misiniz? Evet, kiliseden geliyorum. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'd like to mention, first of all, of course, | Her şeyden önce şunu söyleyeyim ki... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
I'd like to mention this has the recommendation of His Holiness, Pope Paul. | Bunda Papa Paul Cenapları'nın öğüdünün bulunduğunu söylemek isterim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Uh, I want to mention, first of all, this is edited by Father John O'Connell. | Her şeyden önce Peder John O'Connell'un editörlüğünde yayına hazırlanmıştır. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
See, here's "The lmmaculate Conception", then here's "The Story". | Bakın burada "Meryem'in Günahsız Gebeliği" sonrasında da "Öykü" var. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Did you ever see so many beautiful paintings? That is a..".The Story". | Bu kadar güzel tabloyu bir arada gördünüz mü? Şuradaki de "Öykü". | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
How would you like to have something like this? Well, personally, I... | Böyle bir şeye sahip olmak istemez miydiniz? Şey şahsen ben... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It's a nice set, I'll be frank. Thank you. | Güzel bir set doğrusu. Teşekkür ederim. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
But, Mr. Turner, believe me, I'm not trying to... The wife... | Ama Bay Turner, inanın ki niyetim... Karım... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Now, this may sound odd to you, but she's thinkin' of changin', see? | Şimdi bu size garip gelebilir ama karım din değiştirmeyi düşünüyor. | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
If you notice, I left my name. I'm Catholic, and I believe in raising the children Catholic. | İsmimi söyledim size. Ben Katolik'im ve çocukları bir Katolik gibi... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It may kind of push her, see? In other words, she's a different religion and... | Böyle karımı iteklemiş gibi olurum. Yani kendisi farklı bir inanca sahip ve... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
May I ask you this, Mr. Baker... | Size şunu sorabilir miyim Bay Baker? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
It would please you if she were to come into the faith and join the church? | Karınız imana gelip kiliseye katılsaydı memnun olur muydunuz? | Salesman-2 | 1969 | ![]() |
Am I correct? Well, I mean, I'd be happy... | Doğru muyum? Şey mutlu olurdum... | Salesman-2 | 1969 | ![]() |