• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 145620

English Turkish Film Name Film Year Details
Does Dad have a birthday coming up ? Babamızın yakın bir zamanda doğum günü var mı? Salesman-1 1969 info-icon
Well, l'm sorry. Not at this particular time. Üzgünüm. Şu an için olmaz. Salesman-1 1969 info-icon
Do you want to reserve it for any later date ? Daha sonraki bir tarih için ayırtmak ister misiniz? Salesman-1 1969 info-icon
No, 'cause l don't know what's gonna Hayır, çünkü hayat ne getirir bilemiyorum. Salesman-1 1969 info-icon
Well, nobody knows. The only thing we're sure of is death and taxes. Kimse bilmiyor. Emin olduğumuz tek şey ölüm ve vergiler. Elbette. Salesman-1 1969 info-icon
No, l don't think l'd better commit myself. Hayır, söz vererek kendimi sıkıntıya sokmak istemiyorum. Salesman-1 1969 info-icon
I honestly can't see my way clear to it right now. Açıkçası şu an bunun için önümü çok net göremiyorum. Salesman-1 1969 info-icon
How about in three, six, nine or twelve months ? You still couldn't see your way clear ? Üç, altı, dokuz ya da on iki sonrasına ne dersiniz? Salesman-1 1969 info-icon
Well, I don't think I'd better take it at this time. Şu an alabileceğimi pek sanmıyorum. Öyle mi? Salesman-1 1969 info-icon
Well, l don't think there's any more l can add to it, Mrs. O'Connor. Pekâlâ, sanırım benim daha fazla söyleyeceğim bir şey yok Bayan O'Connor. Salesman-1 1969 info-icon
l imagine you make a lot of decisions in this life. Hayatta çok fazla karar verdiğinizi hayal edebiliyorum. Salesman-1 1969 info-icon
l know my wife Oh, yes. You have to. Biliyorum eşim de... Evet, yapmak zorundasınız. Salesman-1 1969 info-icon
You have to. That's for sure. Yapmak zorundasınız. Kesinlikle. Salesman-1 1969 info-icon
That's for sure. But, like anything else, Kesinlikle. Ama diğer her şey gibi... Salesman-1 1969 info-icon
l think this would be a wise decision. ...sanırım bu da akıllıca bir karar olurdu. Salesman-1 1969 info-icon
But that's your opinion lf circumstances were different, l'd say yes. Ama bu sizin düşünceniz. Koşullar farklı olsaydı evet derdim. Salesman-1 1969 info-icon
l wouldn't hesitate because it is a beautiful piece of art. Mmm. Hiç tereddüt etmezdin çünkü güzel bir sanat eseri gerçekten. Öyle. Salesman-1 1969 info-icon
I mean, actually, is it the dollar a week that's holding you up, Mrs. O'Connor? Yani sizi bundan alıkoyan haftada bir dolar mı O'Connor? Salesman-1 1969 info-icon
I mean, I don't understand. Really, honest to God. Sanırım anlamıyorum. Gerçekten, doğru söylüyorum. Salesman-1 1969 info-icon
I've been selling Bibles for ten years. I don't understand a dollar a week. On yıldır İncil satıyorum. Haftada bir doları anlamıyorum. Salesman-1 1969 info-icon
Well, it doesn't sound like much, Kulağa çok gelmiyor... Salesman-1 1969 info-icon
but there's other things that l gotta take care of first... ...ama diğer dördü koymadan ya da denkleştirmeden... Salesman-1 1969 info-icon
before l can start putting out another four, five dollars a week. ...öncelikle ilgilenmem gereken başka şeyler de var, haftada beş dolar... Salesman-1 1969 info-icon
A month. A month, rather. Aylık. Aylık tabii. Salesman-1 1969 info-icon
No, there's too others too many other ones that l've got to pay up first. Hayır, öncelikle ödeme yapmam gereken çok fazla şey var. Salesman-1 1969 info-icon
Okay, then. Pekala zaman. Salesman-1 1969 info-icon
I'll bid you a fond adieu, Mrs. O'Connor. Thanks again. Size hoşçakal demeliyim artık O'Connor. Tekrar teşekkür ederim. Salesman-1 1969 info-icon
All right. Thank you for your time. Pekala. Zaman ayırdığınız için sağolun. Salesman-1 1969 info-icon
That's all right. That's my job. Pekâlâ o zaman. Benim işim bu. Salesman-1 1969 info-icon
Hi, Mrs. Curran. Mr. Brennan from the church. How are you today ? Merhaba Bayan Curran. Kiliseden Bay Brennan. Bugün nasılsınız? Salesman-1 1969 info-icon
Yes, I'm fine. This is my associate. Evet, iyiyim. Bu da iş arkadaşım. Salesman-1 1969 info-icon
l'm not interested, really. l don't have the time, and l don't have any money. Aslında ilgilendiğim söylenemez. Vaktim yok, üstelik param da yok. Salesman-1 1969 info-icon
So there's really no point Yeah, l was just wondering why you left your name Bu yüzden kendinizi hiç boşa... Evet, ben de isminizi... Salesman-1 1969 info-icon
Hasn't got the time and no money. Why did she give me her name ? Parası ve zamanı yokmuş. Bana ismini neden verdi o zaman? Salesman-1 1969 info-icon
After four years of trying to find her. Onu dört yıl bulmaya çalıştıktan sonra hem de. Salesman-1 1969 info-icon
See how these cool off Wednesday ? Know what l mean ? Yeah. Çarşambalar da serin hani? Değil mi? Evet. Salesman-1 1969 info-icon
By Wednesday, you might as well throw them in the river somewhere. Çarşambaya kadar onları dereye falan atsan iyi edersin. Salesman-1 1969 info-icon
This is worse than New England. Bu New England'dan daha iyi. Salesman-1 1969 info-icon
Hey, Paul, good luck to ya, if l don't see ya. Hey, Paul, seni göremezsem sana iyi şanslar. Salesman-1 1969 info-icon
Relax a minute. End of the tirade. Bir dakika rahatla. Bu kadar nutuk yeter. Salesman-1 1969 info-icon
Relax. lt's gotta be changed around. Rahatla. Bunun değişmesi lazım artık. Salesman-1 1969 info-icon
l'm not workin' any more afternoons... period. Artık öğleden sonraki saatlerde çalışmıyorum. Salesman-1 1969 info-icon
l'm workin' the way l wanna work and when, the way l wanna go out. İstediğim şekilde çalışmak istiyorum, istediğim gibi dışarı çıkmak istiyorum. Salesman-1 1969 info-icon
Relax. 'Cause this thing is, uh Sakin ol. Çünkü bu iş... Salesman-1 1969 info-icon
l might as well be shooting myself in the sun. Güneşin altında kafama bir kurşun sıksam daha iyi. Salesman-1 1969 info-icon
This is absolutely no good in the afternoon. Öğleden sonraları kesinlikle hiç iyi değil. İyi şanslar Paul. Salesman-1 1969 info-icon
Bye bye. Good luck. Güle güle. İyi şanslar. Salesman-1 1969 info-icon
Join the force and get a pension. What do you think this is here ? Orduya katıl ve emekli maaşı al. Salesman-1 1969 info-icon
How about a Mickey ? Like a Mickey ? A Mickey lead ? Mickey'ye ne dersin? Mickey gibi? Mickey önderliği? Salesman-1 1969 info-icon
Mrs. Lynch ? Bayan Lynch? Salesman-1 1969 info-icon
She'll probably tell me to join the force and get a pension. Muhtemelen orduya katılmamı ve emekli maaşı almamı söyleyecek. Salesman-1 1969 info-icon
Oh, this guy here. l like him. Bu adam burada. Ondan hoşlandım. Salesman-1 1969 info-icon
[ Ray ] That's one Bible and a C.P.E. Catholic People's Encyclopedia. Bu İncil ve bir K.İ.A. Katolik İnsanların Ansiklopedisi. Salesman-1 1969 info-icon
Which plan would be the best for you ? Hangi plan sizin için en uygunu? Salesman-1 1969 info-icon
[ Woman ] Well, I'd have to get it for six a month. Şey, ayda altı dolar ödeyeceğim. Salesman-1 1969 info-icon
And this is where you put your name. Right there. Adınızı buraya yazacaksınız. Tam buraya. Salesman-1 1969 info-icon
That's where l sign my... ''John Henry.'' Benim de imzalayacağım yer... "John Henry. " Salesman-1 1969 info-icon
We got a new record here the other day. You know, one of these Beatles songs. Geçen gün buradan yeni bir plak aldık. Şu Beatles'ın şarkılarını bilirsiniz. Salesman-1 1969 info-icon
[ Man ] That's off a tape. This, um Bu bir bant kaydı. Salesman-1 1969 info-icon
The tape gives a better, more rounder tone. Kayıt daha iyi, daha tok bir ses veriyor. Salesman-1 1969 info-icon
Doesn't interfere with what you're doin', does it ? Yaptığın işe engel olmuyor, değil mi? Hayır, hayır, hayır. Salesman-1 1969 info-icon
Now you're gonna put 20 down and when it arrives, pay the balance. 20 dolar indirim olacak, geldiğinde hesabı ödersiniz. Salesman-1 1969 info-icon
You don't mail in the first payment. İlk ödemede göndermiyorsunuz. Salesman-1 1969 info-icon
Make the first payment C.O.D. to the postman. İlk ödemeyi teslimde ödeme şartıyla postacıya yapın. Salesman-1 1969 info-icon
The first is just like the 26 down. İlkindeki indirim 26 dolar kadar. Salesman-1 1969 info-icon
Now that brings your balance down to $67.90. Bu da sizin hesabı 67.90 dolara çekiyor. Salesman-1 1969 info-icon
Now, four weeks after you receive your books, then you mail in the payment. Kitaplarınızı aldıktan dört hafta sonra ödemeyi gönderiyorsunuz. Salesman-1 1969 info-icon
In other words, it'll be about eight weeks from now you're going to mail in your payment. Diğer bir deyişle, ödemeyi gönderene kadar... Salesman-1 1969 info-icon
Will they send you a They'll send you a budget book and the envelopes. Size bir hesap defteri ve zarfları gönderecekler. Salesman-1 1969 info-icon
Telling you when it's due. Yeah. Son ödeme tarihini söyleyecekler. Evet. Salesman-1 1969 info-icon
Every time you mail in a coupon, you mail in at least six. Göndereceğiniz her kuponda en azından 6 dolar göndermeniz gerek. Salesman-1 1969 info-icon
Yeah. Okay. Where will it go to ? Evet, tamam. Nereye gidecek? Şeye gidecek... İki ofisimiz var. Salesman-1 1969 info-icon
one in Chicago, one in Charlotte, North Carolina. Biri Şikago'da, diğeri Kuzey Carolina Charlotte'ta. Salesman-1 1969 info-icon
They'll give you the envelopes with which one to send it to. Okay. Size hangi şubeye göndereceğinize dair zarf verecekler. Tamam. Salesman-1 1969 info-icon
See, right there. Hemen şurada. Tamam. Salesman-1 1969 info-icon
[ Radio Announcer, Indistinct ] [ Woman ] Well, that's that. Hepsi bu kadar. Salesman-1 1969 info-icon
I enjoyed the visit. Oh, l know you'll enjoy the Bible. Ziyaretten memnun kaldım. İncil'in hoşunuza gideceğinizi biliyorum. Salesman-1 1969 info-icon
And again, l'm sorry to hold you up on your dressmaking. Tekrar üzgünüm, sizi de işinizden aldım. Salesman-1 1969 info-icon
I'm going to make my heathen husband read it. Dinsiz kocama bunu okutturacağım. Saat 12'de işe gitmem lazım, yani... Salesman-1 1969 info-icon
[ Woman ] I'll let him take it to work at night so he can read it. Bunu gece okuyabilsin diye yanında götürmesini söyleyeceğim. Salesman-1 1969 info-icon
Sure. Bye now. Good bye now. Elbette. Şimdilik hoşçakalın. Güle güle. Salesman-1 1969 info-icon
While he's doing nothin'. Good night. Zaten hiçbir şey yaptığı yok. İyi geceler. Salesman-1 1969 info-icon
Doing nothing ? My goodness sakes. What do you think I do at nights ? Hiçbir şey yapmıyor muyum? Tanrı aşkına! Geceleri ne yaptığını sanıyorsun? Salesman-1 1969 info-icon
Oh, you're riding around in that car on a chilly night like this ? Böyle soğuk gecelerde o arabanın içinde dolaşıyorsun. Salesman-1 1969 info-icon
Thanks again, now You're welcome. Bye bye. Tekrar teşekkürler. Rica ederim. Güle güle. Salesman-1 1969 info-icon
Hello, Paul. Selam Paul. Salesman-1 1969 info-icon
What happened? Did you get a haircut ? Huh ? Ne oldu? Saçını mı kestirdin? Ne? Salesman-1 1969 info-icon
Did you get a haircut ? l got a short one. Saçını mı kestirdin? Biraz kestirdim. Salesman-1 1969 info-icon
You look like a Schweinehund. Köpoğlu köpeğe benzemişsin. Ucundan aldırdım. Ucundan aldırdım. Salesman-1 1969 info-icon
What happened to your stomach ? Karnına ne oldu? Salesman-1 1969 info-icon
The brakes went today. l'll say that. Frenler bugün gitti. Bunu söyleyeyim dedim. Salesman-1 1969 info-icon
Luck. How'd the battle go ? Şanslıydım. Pazarlık nasıl geçti? Salesman-1 1969 info-icon
God, l went through there. l had no trouble finding any of the places. Tanrım, oraya gittim. Evleri bulmada sıkıntı yoktu. Salesman-1 1969 info-icon
Do you know how many pitches l made all day ? One. Bugün kaç tane satış yaptım biliyor musun? Bir. Salesman-1 1969 info-icon
One pitch. Sadece bir. Salesman-1 1969 info-icon
l got one deal in for the week. l got a couple l might Koca haftada bir anlaşma. Bir çift vardı... Salesman-1 1969 info-icon
l got Collins up there. l might be able to knock off a quint with her, but no action. Collinler de oradaydı. Ona bir şeyler kakalarım diye düşündüm ama iş çıkmadı. Salesman-1 1969 info-icon
l can't get any action out there. Oradan hiç iş çıkmaz. Buralarda hiç satış göremiyorum. Salesman-1 1969 info-icon
Every time I get in the house, all I hear is Eve ne zaman girsem duyduğum tek şey... Salesman-1 1969 info-icon
I mean, the brush off at the door. And, uh, you know, real rough. Daha kapıda başından atıyor seni. Bu çok kabaca bir şey. Salesman-1 1969 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 145615
  • 145616
  • 145617
  • 145618
  • 145619
  • 145620
  • 145621
  • 145622
  • 145623
  • 145624
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact