English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 13962
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| It was run by a division of Traugott Corporation. | Traugott Şirketinin alt kurulu tarafından yönetiliyordu. | Dark Matter-1 | 2015 |  |
| Yeah, they're not just gonna let that go. | Evet, işi böyle bırakıp gitmeyeceklerdir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Sure, officially they abide by the quarantine. | Tabii ki resmi olarak karantinada tutuyorlar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Unofficially, they send someone in to smuggle out whatever | Gayri resmi olarak, alabildiklerini almaları için kaçakçıları yolladılar. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well, they didn't get very far. | Fazla uzağa gitmiş olamazlar. Ne kadar zamanım var? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Typically, symptoms appear within three hours of exposure. | Genellikle semptomlar 3 saat içinde kendini gösterir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And I assume there's no cure. | Ve tedavisi olmadığını varsayıyorum. Veri tabanında aramaya devam edeceğim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The air's getting thin in here. | Oksijen burada gittikçe azalıyor. Nefes almak zorlaşıyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We lost a lot of pressure during the breach. | Yarıkta çok fazla basınç kaybettik. Nefes alıp vermemizi yavaşlatmamız lazım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Yeah. | Evet. Belki daha az konuşmalıyız. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| One, Three, this is Six, come in. | Bir, Üç, ben Altı, cevap verin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Six, we're reading you. | Altı, seni dinliyoruz. Neredesin? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm just outside the ship, in the Marauder. | Geminin hemen dışında, Marauder'in içindeyim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I can't be far from your position. | Bulunduğunuz yerin fazla uzağında olamam. Durumunuz nedir? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| So you know about them. | Demek haberin var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's some kind of infection. | Bir tür terslik oldu da. Sanırım İki'ye virüs bulaştı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Your signal's getting stronger. | Sinyaliniz gittikçe kuvvetleniyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'll zero in on it, then see if I can find you an exit point. | O noktaya yoğunlaşacağım, belki sizi çıkış noktasında görebilirim. Bekleyin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Are you sure you want to wait until it begins? | Semptomların kendini göstermesini beklemek istediğinden emin misin? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I can give you an honorable death before it comes to that. | Bu yaşanmadan sana onurlu bir ölüm bahşedebilirim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Are you serious? | Ciddi misin? Onursuz bir hayatı tercih ederim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| And you did, by all accounts. | Görünüşe göre öyle de yaptın. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't feel any different. | Hiçbir farklılık hissetmiyorum. Hiçbir şey hissetmiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I think there's been a mistake. | Bence burada bir hata var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Alright guys, I should be right outside your position. | Pekala çocuklar, bulunduğunuz yerin hemen sağındayım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I can see a small hull breach. | Küçük bir gövde yarığı görüyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Yeah, that was us. | Evet, o biziz. Küçük bir kaza yaşadık. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We sealed it off though. | Kısılı kaldık burada. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Alright, I can see another airlock, looks like it's intact. | Pekala, başka bir hava kilidi görüyorum, sağlam gibi duruyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| It's two levels down and about 100 meters aft. | İki kat aşağıda ve yaklaşık 100 metre kıç tarafında. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You think you can find it? | Bulabilir misiniz? Başka seçeneğimiz var mı? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You may have to move deeper in the ship to find a way down. | Yolu bulmanız için geminin daha aşağılarını inmeniz gerekebilir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| May lose radio contact, but I'll dock and I'll wait for you. | Telsiz bağlantısı kopabilir ama ben yinede iskelede sizi bekliyor olacağım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Marauder, this is the Raza. | Marauder, burası Raza. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Did you find them? | Onları buldunuz mu? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Yeah, they were right where you said they'd be. | Evet, söylediğin yere gelecekler. O zaman bir sorunumuz var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What? | Ne sorunu? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| My readings indicate that life support | Göstergelerime göre o bölgedeki yaşam destek ünitesi çökmüş. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Oxygen levels are critical. | Oksijen seviyesi kritik seviyede. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| If you don't get them out in the next ten minutes, | Onları önümüzdeki 10 dakika içinde oradan çıkaramazsan havasızlıktan ölecekler. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| One Three come in. Guys come in we've got a problem. | Bir, Üç, cevap verin. Beyler cevap verin. Bir sorunumuz var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The freighter has emergency life support, | Yük gemisinin acil yaşam destek ünitesi,... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| including O2 tanks located in various parts of the ship, | ...oksijen tankları dahil geminin çeşitli yerlerinde mevcut. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| but so far I've been unable to link up to that system. | Hala sisteme girebilmiş değilim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well, keep trying. | Denemeye devam et o halde. Hava kilidine giriyorum şimdi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't want you to die. | Ölmeni istemiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't want to die either. | Bende ölmek istemiyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What aboutne and Three? | Bir ve Üç'e n'oldu peki? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm sure they'll be fine. | İyi olacaklarına eminim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I don't think any of us are gonna be fine. | Hiçbirimizin iyi olacağından emin değilim. Bunu atlatamazsak eğer. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Look, about what happened on the space station | Bak, uzay istasyonunda yaşananları görmek zorunda kaldığın için çok üzgünüm. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I didn't mean to kill those men. | O adamları öldürmek istememiştim. Sadece... | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Instinct? | İçgüdü mü? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I was going to say reflex. | Refleks diyecektim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I wasn't ready, I wasn't in control. | Hazır değildim, kendimde değildim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Next time it'll be different. | Bir daha ki sefere daha farklı olacak. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You really think there's gonna be a next time? | Gerçekten bir dahaki sefer olacağını düşünüyor musun? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Maybe not for me. | Belki benim için olmaz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I thought I could make things different, you know? | İşleri değiştirebilirim sanıyordum, anlarsın ya? Farklı bir yöne gidebiliriz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Now it looks like I might not get the chance. | Artık hiç şansım yok gibi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Do me a favor, don't give up on the others. | Bana bir iyilik yap, sakın diğerlerinin pes etmesine izin verme. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Hold on, I think I got something here. | Dur, bir şey buldum galiba. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You see another way down? | Başka aşağı inen bir yer görüyor musun? Hayır. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Slight problem. | Sorunumuz var. Ne sorunu? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Oh boy. | Amanın. Kaç tane? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| The lack of air must be affecting them more than us. | Havasızlık onları daha çok etkiliyordur belki. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Let's remember what happened last time. | Geçen sefer ne olduğunu biliyorsun. Harika fikrin nedir? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I say we just go down there and walk right past them. | Aşağı inip yanlarından geçelim derim. Ciddi misin? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Yeah. | Evet. Sorun çıkaran olursa iki tekme atıp yolumuza devam ederiz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Look, they're dying even faster than we are. | Bak, bunlar bizden daha çabuk ölüyorlar. Bunu lehimize kullanmaya bakalım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Alright. | Pekala. Sessiz ol. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I did it. | Başardım. Yük gemisinin acil yaşam destek ünitesini çalıştırmayı başardım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Restoring O2 levels now. | Oksijen seviyesi yenileniyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What's that noise? | O seste neydi öyle? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Get back up here, now! | Hemen buraya çık, hemen! Çok geç. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You can come down now. | Şimdi aşağıya inebilirsin. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| So much for no bullets. | Kurşun yok demiştim. Çok fazla gitmedi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Let's get going? | Gidelim. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| This is the Marauder. | Burası Marauder. Aldım onları. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| We're heading back. | Geri dönüyoruz. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| He's clean as well. | Tertemiz. Virüs belirtisi yok. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Told 'ya. | Söylemiştim. Tek bir çizik bile almadım. Şimdi şu işi bitirsek? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| How much time? | Ne kadar zaman kaldı? Her an semptomlar etkisini gösterebilir. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| If there was anything I could've done... | Eğer yapabileceğim bir şey olsaydı... Biliyorum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| But while you're still you, there's one more thing | Ama sen hala buradayken konuşmamız gereken son bir şey daha var. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| This is a big mistake. | Bu büyük bir hata. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Well, I guess there's no way we're getting paid now huh. | Sanırım buradan para çıkarmamızın bir yolu yok artık. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Too bad. | Çok yazık. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm just surprised because | Çok şaşırdım çünkü bir anlaşmamız olduğunu zannediyordum. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You have something you'd like to say? | Söylemek istediğin bir şey mı var? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I think I'll save it for later. | Sanırım sonraya saklayacağım. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Shouldn't she have started to show symptoms by now? | Şimdiye kadar semptomların belli olması gerekmez miydi? Normalde, evet. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I say we scan her again. | Bence onu tekrar tarayalım. Daha önce yaptık zaten. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Look at her. | Ona bak. Hiçbir şey olmadı. Dönüşmüyor. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| What do we have to lose? | Ne kaybederiz ki? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I knew it. | Biliyordum. Dönüşmediğimi biliyordum. Çıkarın beni buradan. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| I'm done. | İyiyim ben. Haklı. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| Let her out. | Çıkar onu. Emin misin bu konuda? | Dark Matter-1 | 2015 | |
| You saw the results. | Sonuçları gördünüz. Virüs tespit edilmedi. | Dark Matter-1 | 2015 | |
| How is that possible? | Bu nasıl mümkün olabilir? Far Horizon'un tıbbı kayıtlarına göre... | Dark Matter-1 | 2015 | |
