Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 22327
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| They took everything. | Her şeyi almışlar. Kimsesiz çocuklara vereceğimiz... | Glee-1 | 2009 | |
| It's not the school. | Okul değil. | Glee-1 | 2009 | |
| It's Sue. She did this. | Sue. Bunu Sue yaptı. Sue değildi. Noel Baba'ydı. | Glee-1 | 2009 | |
| I swear on my life. | Yemin ederim. Noel Baba erkekti. Herkes bunu bilir zaten. | Glee-1 | 2009 | |
| It was probably one of the boys on the football team. | Herhalde futbol takımındaki erkeklerden biriydi. | Glee-1 | 2009 | |
| So our tree is gone. | Ağacımız gitmiş. Hediyelerimiz kaybolmuş. | Glee-1 | 2009 | |
| I agree. Come on, guys, let's clean this up. | Katılıyorum. Hadi, çocuklar, etrafı temizleyelim. | Glee-1 | 2009 | |
| You and I are the leaders of this club. | Sen ve ben bu kulübün liderleriyiz. | Glee-1 | 2009 | |
| Oh, I, um, | Ben | Glee-1 | 2009 | |
| I put this on for the car ride over. | Buraya gelirken bunu cebime koydum. | Glee-1 | 2009 | |
| I know how much you love the smell of Christmas pine. | Noel ağacı kokusunu çok sevdiğini biliyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| It's so cold out. | Hava çok soğuk. | Glee-1 | 2009 | |
| It's cuddle weather. | Tam sarılmaya uygun bir hava. | Glee-1 | 2009 | |
| It's unseasonably warm, actually, | Aslında mevsim normallerinin aksine hava çok yumuşak ama... | Glee-1 | 2009 | |
| I mean, the Christmas tree is the foundation of Christmas. | Noel ağacı Noel'in temelidir... | Glee-1 | 2009 | |
| Without it, there wouldn't be anywhere to hang the ornaments | O olmazsa, süsleri asacak, hediyeleri altına koyacak... | Glee-1 | 2009 | |
| Cool. | Çok güzel. | Glee-1 | 2009 | |
| Okay. | Peki. * Köpek ısırdığında, arı soktuğunda * | Glee-1 | 2009 | |
| Last year, for Christmas, | Geçen sene, Noel'de... | Glee-1 | 2009 | |
| It's Christmas, Finn. It's time for you to forgive me. | Noel zamanı, Finn. Artık beni affetmenin vakti geldi. | Glee-1 | 2009 | |
| No, I I can't. | Hayır, affedemem. | Glee-1 | 2009 | |
| Okay(This is wrong. I shouldn't, | * Bana yaşama, sadece otur ve surat as deme * | Glee-1 | 2009 | |
| everybody knows what it's about. | Hayır. | Glee-1 | 2009 | |
| Is there anything else that you want? | * Ne yapıyorsan, ben yapabilirim daha iyisi * | Glee-1 | 2009 | |
| Nothing wrong with being alone. | ...ve millete ne kadar iyi anlaştığımızı gösterebiliriz. | Glee-1 | 2009 | |
| I didn't know what it was. | ...alan kişiyi sahneye davet ediyorum... | Glee-1 | 2009 | |
| Santa. | Hayatımda ilk defa uçağa bindim... | Glee-1 | 2009 | |
| And what made her change her mind? | ...ama ne söylediysen eminim çok güzeldi. | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ I know a place ♪ | * Bir yer biliyorum * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ Where the grass is really greener ♪ | * Çimlerin daha yeşil * Blaine de taşındı Her ne kadar O ve Kurt | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ Warm, wet and wild ♪ | * Isınmış, ıslak ve gür olduğu * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ There must be something in the water ♪ | * Sihirli bir şeyler olmalı suda * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ We're undeniable ♪ | * Kimse karşı koyamaz bize * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ West coast, represent ♪ | * Batı sahilleri sunar * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ Now put your hands up ♪ | * Kaldır ellerini şimdi * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ California ♪ | * California * | Glee-1 | 2009 | |
| ♪ California gurls. ♪ | * California kızları * | Glee-1 | 2009 | |
| Ladi, I am at a loss. | Hanımlar, ne yapacağımı bilemiyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| In 1979, you directed a made for TV movie | 1979, televizyon için, adı Dallas Cowboy Amigoları olan... | Glee-1 | 2009 | |
| And in the meantime, what's changed? | Bu arada ne değişti? İnsanların temizlik alışkanlıkları? | Glee-1 | 2009 | |
| What's changed is I have completely lost interest. | Değişen, tamamen ilgimi kaybetmem. | Glee-1 | 2009 | |
| Becky more silicone falsies. | Becky, daha çok sahte silikon. Tamamdır, Koç. | Glee-1 | 2009 | |
| But Coach Sylvester, this is the most elaborate routine | Ama Koç Sylvester, şimdiye kadar... | Glee-1 | 2009 | |
| And yet I am still so very bored. | Ama hala çok sıkıcı buluyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| Case in point. | Açıklayıcı bir örnek. | Glee-1 | 2009 | |
| Now slap Brittany. | Şimdi Brittany'yi tokatla. | Glee-1 | 2009 | |
| See? Not even a chuckle. | Gördün mü? Gülümsemedim bile. | Glee-1 | 2009 | |
| No matter how hard we try, | Ne kadar çabalarsak çabalayalım, size ilginç gelecek... | Glee-1 | 2009 | |
| You have to find a way to top yourself. | Kendinizi aşmanın bir yolunu bulmalısınız. | Glee-1 | 2009 | |
| Q, you just may have a point. | Q, haklı olabilirsin. | Glee-1 | 2009 | |
| But to be sure, slap yourself with a chicken cutlet. | Ama emin olabilmek için, tavuk göğsü ile kendine bir tokat at. | Glee-1 | 2009 | |
| When we take a knee, we're gonna finish first in conference | Diz çöktüğümüzde, McKinley tarihinde ilk defa, birinci etabı kazanmış olacağız. | Glee-1 | 2009 | |
| Maybe we should all break out into a song after we win. | Kazandıktan sonra belki şarkı söylemeliyiz. Umarım benim şansım döndüğünde senin kadar iyi olabilirim. | Glee-1 | 2009 | |
| Hey, shut it, Karofsky. No fricking way. | Hey, kapa çeneni, Karofsky. Hayatta susmam. | Glee-1 | 2009 | |
| I figure if I stay on you, you'll run away | Eğer susmazsam, yakın dostun Hummel gibi kaçarsın diye düşündüm. | Glee-1 | 2009 | |
| That's funny, Karofsky, | Komik olan, Karofsky, devamlı herkese... | Glee-1 | 2009 | |
| It's okay. It's okay. | Zararı yok. Zararı yok. | Glee-1 | 2009 | |
| I really hope that linebacker doesn't get the jump on me. | İnşallah şu savunma oyuncusu beni alt etmez. | Glee-1 | 2009 | |
| Ready? Break! TEAM: Break! | Hazır mıyız? Hadi! | Glee-1 | 2009 | |
| Come on, boys. Let's go. | Hadi, çocuklar. Başlayalım. | Glee-1 | 2009 | |
| Nice hands. | Ne güzel tuttun. | Glee-1 | 2009 | |
| Finn, you're the captain, talk! | Finn, kaptan sensin, konuş! Karofsky rezalet, olan bu! | Glee-1 | 2009 | |
| That's crap! Hudson's a frickin' girl | Saçmalık! Hudson karı gibi ve değerli Glee kulübü hakkında şaka kaldıramıyor. | Glee-1 | 2009 | |
| We're in Glee Club. What's the big deal? | Evet, Glee kulübündeyiz. Nedir bu kadar büyütülen? | Glee-1 | 2009 | |
| It's embarrassing! We're dudes! | Çünkü utandırıcı! Bizler erkeğiz! | Glee-1 | 2009 | |
| Getting all hot and bothered | Bir Kesha şarkısı için kendinizden geçmeniz acayip tuhaf. | Glee-1 | 2009 | |
| Yeah? Well, maybe you'll think it's cooler | Öyle mi? Belki sana TiK ToK yaparsak, daha hoş olduğunu düşünürsün. | Glee-1 | 2009 | |
| Bring it, Puckerman. | Hadi bakalım, Puckerman. | Glee-1 | 2009 | |
| That's enough! That's enough! | Yeter! Bu kadar yeter! | Glee-1 | 2009 | |
| Championship game or not, I am not blocking for him. | Şampiyona maçı filan dinlemem, onu korumayacağım. | Glee-1 | 2009 | |
| Get the hell out of here! | Defol buradan! Tamam! Git! | Glee-1 | 2009 | |
| Good! Bunch of babies! | Bebekler sizi! | Glee-1 | 2009 | |
| Dear Journal, I am in crisis. 1 | Sevgili Günlük, krizdeyim. | Glee-1 | 2009 | |
| Is it the raccoon hormones my new doctor gave me? | Koronun tüm masraflarını ben karşılayacağım. | Glee-1 | 2009 | |
| Here I am, 31, and already a legend. | 31'imdeyim ve şimdiden efsane oldum. | Glee-1 | 2009 | |
| I'm simply at a loss. Last week, | Açıkçası, ne olduğunu anlamıyorum. Hatta geçen hafta bir şeyler... | Glee-1 | 2009 | |
| How do I make things interesting again? | Hayatı nasıl ilginç hale getireceğim tekrar? | Glee-1 | 2009 | |
| Several football fields, if you pack in enough explosives. | Eğer yeterli patlayıcı varsa, birkaç futbol sahası. | Glee-1 | 2009 | |
| Of course, that would be incredibly unsafe. | Tabi acayip tehlikeli olur. | Glee-1 | 2009 | |
| See, if you want to go for more than, say, 50 yards, | Daha uzağa fırlatmak istersen, mesela 45 metre diyelim... | Glee-1 | 2009 | |
| you're looking about a 70% chance | ... feci bir başarısızlığa uğrama... | Glee-1 | 2009 | |
| You got a smaller one? | Daha küçüğü var mı? Stoklara bakayım. | Glee-1 | 2009 | |
| So I was going through my bucket list | Listeme bakıyordum ve Glee zavallılarından bir tek... | Glee-1 | 2009 | |
| Well, what about the moral implications | Tekerlekli sandalyedeki bir çocuğa eziyet etmenin ahlaki sonuçlarına ne diyeceksiniz? | Glee-1 | 2009 | |
| I say, equal opportunity for all. | ...duygusal... değil ya da... Herkese eşit fırsat tanıyalım diyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| has been going on since I started running the club. | * Çıkacağım, çıkacağım bu kederli havadan * | Glee-1 | 2009 | |
| I've won division championships at three different schools. | Üç farklı okulda lig şampiyonluğu kazandım. | Glee-1 | 2009 | |
| You have to understand what winning means | Bir toplum için kazanmanın ne demek olduğunu anlamalısın. Notlar yükselir... | Glee-1 | 2009 | |
| the streets are cleaner, crime goes down. | ...sokaklar daha temiz olur, suç oranı düşer. | Glee-1 | 2009 | |
| It's a sense of pride, of unity. | Gurur ve birliktelik hissi yaratır. | Glee-1 | 2009 | |
| And this school deserves that. | Bu okulun da buna ihtiyacı var. Ve sen bizim için bunu yapacaksın. | Glee-1 | 2009 | |
| I mean, you won almost every game this year. | Bu yılki maçların neredeyse hepsini kazandın. | Glee-1 | 2009 | |
| Winning conference was easy. | İlk etabı kazanmak kolay. | Glee-1 | 2009 | |
| The team we're up against for championship | Şampiyonadaki rakibimiz... | Glee-1 | 2009 | |
| If you don't have thtalent, you re on the chemistry. | Eğer elinde yetenek yoksa, uyuma sırtını dayarsın. | Glee-1 | 2009 | |
| They don't have to like each other, | Birbirlerini sevmeleri gerekmiyor ama saygı göstermeleri gerekiyor. | Glee-1 | 2009 | |
| This whole thing is just so weird. | Bütün bunlar çok tuhaf. Oyuna başladığın oyuncuların yarısı benim Glee kulübümde. | Glee-1 | 2009 | |
| I just don't know what to do. | Ne yapacağımı bilemiyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| If you trust me, | Ruh eşleri! Birbirimizi sadece bir haftadır tanıdığımıza inanamıyorum. | Glee-1 | 2009 | |
| Oh, my God Artie! | Aman Tanrım, Artie. | Glee-1 | 2009 |