Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21238

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
Explain yourself. What is this?	Açıkla şunu. Bu ne böyle? 1	Gamyeon-1	2015
[Brother in law]	Enişte	Gamyeon-1	2015
Yes, she's here with us.	Evet, bizimle beraber.	Gamyeon-1	2015
It's Suk Hoon. He says he has something really important to talk to you about.	Kocan arıyor. Seninle konuşması gereken çok önemli bir şey varmış.	Gamyeon-1	2015
What's wrong? You'll find out soon enough.	Sorun ne? Yakında öğreneceksin.	Gamyeon-1	2015
Mi Yeon. Listen to me very carefully.	Mi Yeon. Beni dikkatlice dinle.	Gamyeon-1	2015
I'm not sure what you're thinking of doing	Ne yapmaya çalıştığından emin değilim ama...	Gamyeon-1	2015
but with one mistake, our relationship will be irreversibly damaged.	...tek bir hatayla ilişkimiz tamiri mümkün olmayacak derecede zarar görebilir.	Gamyeon-1	2015
Stop and think if that's what you really want.	Dur ve gerçekten ne istediğini düşün.	Gamyeon-1	2015
Then take an action.	Ondan sonra harekete geç.	Gamyeon-1	2015
But only if you are certain about your choices.	Şayet verdiğin kararlardan eminsen.	Gamyeon-1	2015
[Episode 14 A Spear and a Shield]	14. Bölüm Mızrak ve Kalkan	Gamyeon-1	2015
She usually does something like this for no reason.	Çoğu zaman sebebi olmaksızın böyle şeyler yapar.	Gamyeon-1	2015
Min Woo. About what you said earlier...	Min Woo. Az önce bahsettiğin şey var ya...	Gamyeon-1	2015
Take your time and really think it through.	Hiç acele etme ve enine boyuna düşün.	Gamyeon-1	2015
When you are certain about your decision, then tell me.	Kararından emin olduğun zaman bana söyle.	Gamyeon-1	2015
All right? Min Woo. My decision is...	Tamam mı? Min Woo. Kararım...	Gamyeon-1	2015
No. Take your time.	Hayır. Aceleye getirme.	Gamyeon-1	2015
Hey you! Do you have any idea	Baksana! Senin yüzünden işte ne kadar...	Gamyeon-1	2015
how stressed I am at work because of you?	...strese giriyorum haberin var mı?	Gamyeon-1	2015
He's not talking to you. I saw him fighting with Director Nam.	Sana demiyor. Onu Müdür Nam ile tartışırken gördüm.	Gamyeon-1	2015
He's talking about him right now. I know.	Şu an ondan söz ediyor. Biliyorum.	Gamyeon-1	2015
Hey you! I have a son who's almost the same age as you!	Bak hele! Seninle aynı yaşta oğlum var!	Gamyeon-1	2015
You're just awkwardly tall.	İnsanı gıcık edecek kadar uzunsun.	Gamyeon-1	2015
He's not talking to you!	Sana söylemiyor!	Gamyeon-1	2015
I'm jealous of your beautiful wife!	Bununla birlikte, eşin çok güzel olduğu için kıskanıyorum.	Gamyeon-1	2015
Never mind. He is talking to you.	Boş ver. Sana demiyor.	Gamyeon-1	2015
Let's head to our room. I want to get some rest.	Odamıza gidelim. Biraz dinlenmek istiyorum.	Gamyeon-1	2015
Oh my goodness! How dare you come in here!	Amanın! Buraya gelmeye nasıl cüret edersin!	Gamyeon-1	2015
I'm a very reserved woman! I'm so disappointed in you!	Ben iffetli bir kadınım! Beni hayal kırıklığına uğrattınız!	Gamyeon-1	2015
This is our room!	Burası bizim odamız!	Gamyeon-1	2015
Are you sure you can sleep here? Should we just head back to Seoul?	Burada uyuyabileceğinden emin misin? Seul'e geri dönelim mi?	Gamyeon-1	2015
I can't drive now. I have night blindness.	Şu an araba kullanamam. Gece körlüğüm var.	Gamyeon-1	2015
Let's just sleep here. Then I'll drive.	Burada uyuyalım işte. Öyleyse ben kullanırım.	Gamyeon-1	2015
Are you feeling okay? You don't look so well.	İyi misin? Çok iyi görünmüyorsun.	Gamyeon-1	2015
I think I have upset stomach from the steak that I ate.	Herhalde yediğim biftek midemi bozdu.	Gamyeon-1	2015
If I just sit here and rest, I'm sure it'll get better.	Burada oturup istirahat edersem eminim bir şeyim kalmaz.	Gamyeon-1	2015
What if it doesn't? I'll go buy some medication for you.	Ya düzelmezsen? Gidip sana ilaç alayım.	Gamyeon-1	2015
Where are you going? It's so late!	Nereye gidiyorsun? Vakit çok geç oldu!	Gamyeon-1	2015
I'm really fine. Don't worry about it and go to sleep.	Gerçekten iyiyim. Kafana takma ve uyu biraz.	Gamyeon-1	2015
Then give me your hand.	Öyleyse elini ver bana.	Gamyeon-1	2015
Does it hurt? If you press here, it should help you digest.	Acıyor mu? Buraya bastırırsan sindirmene yardımcı olur.	Gamyeon-1	2015
How do you feel? Are you feeling better?	Nasıl hissediyorsun? Biraz daha iyi misin?	Gamyeon-1	2015
I'm still not okay.	Hâlâ iyi hissetmiyorum.	Gamyeon-1	2015
Really? Hold on.	Gerçekten mi? Bekle biraz.	Gamyeon-1	2015
What are you doing? Why are you carrying that around?	Ne yapıyorsun? Bunları neden yanında taşıyorsun?	Gamyeon-1	2015
I brought it so that I can treat you when you get upset stomach.	Böyle bir yerde biftek yiyip de hazımsızlık çektiğinde kullanabileyim diye getirdim.	Gamyeon-1	2015
Come closer. Hold on.	Yaklaş. Bekle.	Gamyeon-1	2015
Warn me before you do it.	Yapmadan önce "bir, iki, üç" de.	Gamyeon-1	2015
You should have told me earlier that you weren't feeling well.	İyi hissetmediğini bana önceden söylemeliydin.	Gamyeon-1	2015
Are you feeling a little better now? Yeah. I'm perfectly fine now.	Şimdi kendini daha iyi hissediyor musun? Evet. Şu an harikayım.	Gamyeon-1	2015
What are you doing? I'm taking photos whenever you laugh.	Ne yapıyorsun? Ne zaman gülersen fotoğrafını çekeceğim.	Gamyeon-1	2015
Why? If I ever forget your smile	Neden? Ya gülümsediğini unutursam?	Gamyeon-1	2015
I want to be able to remember it by looking at these photos.	Bu fotoğraflara bakarak hatırlamak istiyorum.	Gamyeon-1	2015
Smile for me. Come on!	Gülümse benim için. Hadi ama!	Gamyeon-1	2015
Did you go all the way to Damyang at this hour?	Gecenin bu vaktinde Damyang'dan mı geliyorsun?	Gamyeon-1	2015
What are you being so suspicious about?	Neden bu kadar şüpheci davranıyorsun?	Gamyeon-1	2015
You tell me. What am I being suspicious about?	Sen söyle. Acaba neden bu kadar şüpheleniyorum?	Gamyeon-1	2015
Are you saying you want to give up?	Pes etmek istediğini mi söylüyorsun?	Gamyeon-1	2015
Are you telling me you want to give up on us?	Bana ilişkimizden umudunu kestiğini mi söylüyorsun?	Gamyeon-1	2015
Is that how you see it, Suk Hoon?	Bunu böyle mi yorumluyorsun, Suk Hoon?	Gamyeon-1	2015
I can't give up on us that easily.	Bizden o kadar kolay vazgeçemem.	Gamyeon-1	2015
Do you have any idea what I did for you?	Senin uğruna ne yaptığımdan haberin var mı?	Gamyeon-1	2015
Whatever I say, you need to trust me from now on too.	Ne dersem diyeyim bundan böyle senin de bana güvenmen lazım.	Gamyeon-1	2015
Even if I'm telling you lies.	Sana yalan söylüyor olsam bile.	Gamyeon-1	2015
neither one of us has to surrender.	...hiçbirimizin teslim olması gerekmez.	Gamyeon-1	2015
Fine. I'll trust you.	Öyle olsun. Sana güveneceğim. Her ne söylersen söyle.	Gamyeon-1	2015
But don't ever do something like this again.	Fakat bir daha sakın böyle bir şey yapma.	Gamyeon-1	2015
If you do, it will make things difficult for both of us.	Yaparsan işleri ikimiz için de zorlaştırırsın.	Gamyeon-1	2015
No. I'm going to keep doing what I want to do.	Hayır. Yapmak istediğim şeye devam etmek istiyorum.	Gamyeon-1	2015
You told me to be certain of what I want before I take action.	Harekete geçmeden önce ne istediğimden emin olmamı söylemiştin.	Gamyeon-1	2015
I gave it some thought	Üstüne biraz kafa yordum ve...	Gamyeon-1	2015
and I think I won't know until after I take action.	...isteyip istemediğimi görmek için harekete geçmem gerektiğini fark ettim.	Gamyeon-1	2015
So I'm planning on just doing what I want to do.	Bu yüzden yapmak istediğim şeye devam etmeyi plânlıyorum.	Gamyeon-1	2015
Something interesting will happen tomorrow.	Yarın ilginç bir şey olacak.	Gamyeon-1	2015
It smells so good!	Mis gibi kokuyor!	Gamyeon-1	2015
Director Choi let me use this large room all by myself! What a great man!	Müdür Choi bu kocaman odayı kendi başıma kullanmama izin verdi. Ne harika bir adam!	Gamyeon-1	2015
Oh my goodness! What is this?	Amanın! Bu da ne böyle?	Gamyeon-1	2015
Did you sleep well? Yes.	İyi uyudun mu? Evet.	Gamyeon-1	2015
How about you? I didnâ€™t. 1	Peki ya sen? Uyuyamadım.	Gamyeon-1	2015
How come? Something is wrong with my heart...	Neden ki? Kalbimde bir sorun var...	Gamyeon-1	2015
My heart kept on beating faster.	Kalbim hızla çarpıp durdu. 1	Gamyeon-1	2015
It's not a big deal! Nothing happened.	Önemli bir şey değil! Hiçbir şey olmadı.	Gamyeon-1	2015
Good morning! Should we head out then?	Günaydın! Gidelim mi öyleyse?	Gamyeon-1	2015
Did something happen last night?	Dün gece bir şey mi oldu?	Gamyeon-1	2015
Take a picture of that over there.	Şu tarafın fotoğrafını çek.	Gamyeon-1	2015
When you come to places like this, you need to try their best dishes.	Böyle yerlere geldiğin zaman en iyi yemeklerini yemen lazım.	Gamyeon-1	2015
To get some ideas for new recipes, let's all try some of this.	Yeni tariflere fikir edinmek için bunların hepsini deneyelim.	Gamyeon-1	2015
What are you doing? If I ever can't remember your smile	Ne yapıyorsun? Gülümsediğini hatırlayamazsam...	Gamyeon-1	2015
then I want to use these photos to remember it. Keep eating. Smile!	...hatırlamak için bu fotoğrafları kullanacağım. Yemeye devam et. Gülümse!	Gamyeon-1	2015
Director Choi. If you just give us your credit card, we'll be gone.	Müdür Choi. Kredi kartınızı verirseniz biz sessizce ortadan kayboluruz.	Gamyeon-1	2015
This is a good picture of you.	Güzel çıktın.	Gamyeon-1	2015
Nice job. Did he give you any cash? No. Never.	Aferin. Hiç para verdi mi? Hayır. Asla.	Gamyeon-1	2015
You said the UV index is high today. I'll put sunscreen on you.	Bugün UV ışınlarının kuvvetli olacağını duymuştum. Sana güneş kremi süreyim.	Gamyeon-1	2015
I said I'm fine. Come on.	İyiyim dedim ya. Hadi ama.	Gamyeon-1	2015
Fine. Go ahead.	Tamam. Sür bakalım.	Gamyeon-1	2015
Hold still.	Kıpırdamadan dur.	Gamyeon-1	2015
Turn around for me.	Şöyle bir dön.	Gamyeon-1	2015
Should we head back now?	Şimdi geri dönelim mi?	Gamyeon-1	2015
We've come all this way. We should at least walk down this path together.	O kadar yol teptik. En azından şu yolda beraber yürümeliyiz.	Gamyeon-1	2015