Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21226
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Sis. | Noona! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sis. | Noona. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you know him? | Tanıdığın biri mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| No, I don't. | Hayır, hayır... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I don't know who he is. | Tanımadığım biri. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sis! Let go of me. | Noona! Bırakın beni. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sis! I said let go of me! | Noona! Size bırakın beni dedim. Noona! Noona! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Let go! Sis! | Bırakın! Noona! 1 | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sis! Let go! | Noona! Bırakın! Noona! Noona! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| [Episode 6: Family, Hurtful Memory] | 6. Bölüm Aile, Acı Veren Bir Hatıra | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Eun Ha. Yes? | Yenge. Efendim? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It's okay. You don't need to worry. | Önemli değil. Endişelenmene gerek yok. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You're being self conscious now because of what happened. | Olanlar yüzünden mahcup hissediyorsun. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I'm talking about the guy who barged in while you were dancing. | Siz dans ederken paldır küldür içeri dalan adamdan bahsediyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It's all in the past. | Oldu bitti. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Did you go out with him? | Onunla çıkmış mıydın? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| He called you Sis... | Sana, noona diye seslendi. Senden kaç yaş küçüktü? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Mi Yeon. | Mi Yeon. Tanımadığı biri olduğunu söyledi ya. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You didn't hear her? Or... | Onu duymadın mı? Yoksa duymamış gibi mi davranıyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Then it's a good thing. | Öyleyse bu iyi bir şey. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If so, why did he go all that trouble? | Madem öyle neden bu kadar zahmete girsin? Garip. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| He could have been a stalker. | Takipçi bir sapık olabilir. Yurt dışında okumaya gittiği zaman. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Didn't the same thing happen to you? | Aynı şey olmamış mıydı? Milletvekili Seo da endişelenmişti. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What if something bad happens to her? | Yengemin başına bir şey gelseydi ne yapardık? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| That's what I will do. | Doğru diyorsun. Gerçekten de başına bir şey gelebilirdi. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Eun Ha, can I have a word with you? | Yenge, konuşabilir miyiz? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I need to get ready to go to work. | İşe gitmek için hazırlanmam lazım. Erkek kardeşin hakkında. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You said he was my stalker. | Sapığım olduğunu söyledin. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Go ahead. | Devam et. Konuşmak istediğin bir şey olduğunu söylemiştin. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will find it. | Kendim öğrenirim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Even if everybody says the sky is blue | Herkes gökyüzüne mavi dese bile... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I don't believe it until I confirm it for myself. | ...kendi gözümle görmedikçe inanmam. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I know where I might have seen him. | Onu nerede bulacağımı biliyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Don't worry, Eun Ha. | Endişelenme, yenge. Seni takip ediyor mu etmiyor mu öğrenip sana söyleyeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Today is your first day of work at headquarters. | Bugün merkezdeki ilk iş günün. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Nothing will happen. | Yerinde olsam ben de aynısını yapardım. Hiçbir şey olmayacak. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I know you're very worried. | Çok fazla kaygılandığını biliyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I'm so late. | Çok geç kaldım. Asansörü tutun. Lütfen asansörü tutar mısınız? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Did you hear? | Duydunuz mu? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| The new Managing Director's personality isn't to be trifled with. | Yeni Genel Müdür'ün kişiliği yabana atılacak türden değilmiş. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| he will go crazy on you. | ...çılgına dönüyormuş. O dedikodu benim de kulağıma geldi. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| He frowns all the time. | Her zaman somurttuğu için yüzü kırış kırışmış. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Gosh, I feel sorry for his wife. | Tanrım, karısına acıyorum. Psikiyatriste bile gittiğini duydum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| By the way, I did some calculations. | Bu arada birtakım hesaplamalar yaptım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Even if those people spent tens of millions a day | Bu insanlar bir günde on milyon harcasa bile öldükleri zaman hâlâ paraları olur. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| When they have that much money | O kadar çok parası olduğu halde neden çalışmak istiyor ki? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| How may we help you? I came to work. | Nasıl yardımcı olabiliriz? Çalışmak için gelmiştim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| He can't be, right? | O olamaz, değil mi? Hadi canım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| He was supposed to come in this afternoon. | Öğleden sonra gelmesi gerekiyordu. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Gosh, what if I get fired, huh? | Ya kovulursam? Daha bir yıldan fazla borç ödemem lazım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You must have heard many rumors about me. | Hakkımdaki söylentileri duymuş olmalısınız. Kimisi doğru kimi de yanlış fakat... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I understand that it won't be an easy journey from here on out. | ...bundan sonrasının da kolay olmayacağını anlıyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Please help me. 1 | Lütfen bana yardımcı olun. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I mean together. | ...dostane bir ilişki olarak belirlersek önümüzdeki yol daha kolay olacaktır. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Assist him well. Of course, sir. | Ona iyi bakın. Baş üstüne. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I had no idea you'd be this young and handsome. | Böylesine genç ve yakışıklı olduğunuz aklımın ucundan geçmezdi. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Miss Lee, did you clean up his office? | Bayan Lee, ofisini temizlediniz mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| No. Why didn't you? | Hayır. Neden peki? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I asked you a week ago. | Bunu sizden bir hafta önce istemiştim. Şimdi temizleyeyim mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You heard that there is someone I love, right? | Sevdiğim biri olduğu kulağına çalınmıştır. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| After we get married, I'll continue to see him. | Evlenmemizden sonra da onunla görüşmeye devam etmem... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If you have a problem with that | ...sorun teşkil edecekse bu düğünü gerçekleştiremem. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sis! Let go of me! Sis! | Noona! Bırakın beni! Noona! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| [Kang Ok Soon] | Kang Ok Soon | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If she's the nanny who took care of Eun Ha when she was little | Çocukluğunda yengem ile ilgilenen dadısı ise neden bu halde yaşıyor? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Did you see the schedule for the exhibition? | Sergi için hazırlanan posterleri gördün mü? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| About that, I thought the final decision should be made by you. | O konuda son kararı sizin vermeniz gerektiğini düşünmüştüm. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Since you went abroad to study art | Yurt dışında sanat okuduğun için iyisinden anlayacağını sanmıştım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Maybe you just don't remember the guy who came to see you at the party... | Belki de partiye seni görmeye gelen adamı da... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| That's not true. | Bu doğru değil. Nereden biliyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you remember your childhood at least? | Çocukluğunu hatırlıyor musun bari? 1 | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Will you take a look at this? | Şuna bir göz atar mısın? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Mi Yeon. | Mi Yeon. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What? It could help her remember her childhood. | Ne var? Çocukluğunu hatırlamasına yardımcı olabilir. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Aren't you curious what this is? | Ne olduğunu merak etmiyor musun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Sure, I'll look at it. | Tabii, bakacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If it helps me to remember... | Hatırlamama yardımı dokunacaksa | Gamyeon-1 | 2015 | |
| No. It won't be as fun if I show you this now. | Olmaz. Sana bunu şimdi gösterirsem eğlencesi kalmaz. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will show you this when your memory is back. | Bunu sana hafızana kavuştuğun zaman göstereceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I need to make sure that you're remembering things accurately. | Hatırladığın anılar doğru mu değil mi diye kontrol etmemiz gerekir. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Could you keep it until then, mom? | Bunu o zamana kadar saklayabilir misin, anne? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Start with cleaning when you come to work. | İşe geldiğin zaman önce temizlik yapmakla başla. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| My father told you that... | Babam aktif olursan hafızanın daha çabuk geri geleceğini söylemişti. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What is it? You don't want to? | Ne oldu? İstemiyor musun yoksa? Benden neden hoşlanmadığını söylesene. Ne? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I really want to get along with your family. | Ailenle gerçekten de iyi geçinmek istiyorum. Sebebini bilirsem düzeltmeyi deneyebilirim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You and I are not family. | Sen ve ben aile değiliz. Yalnızca yemeklerimizi birlikte yiyoruz. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you think I simply dislike you? | Senden hoşlanmadığımı mı sanıyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I hate you. | Senden nefret ediyorum. Seni öldürmeyi isteyecek kadar senden nefret ediyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Start with the bathroom first | Bizimle yemek yemeye devam etmek istiyorsan önce lavabodan başla. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You came to see Seo Eun Ha, right? | Seo Eun Ha ile görüşmeye geldin, değil mi? İçeri geç de konuşalım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| So... If I want, I will find a way myself. | Yani... İstersem yolunu kendim bulurum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You came by the house and got kicked out last time. | Geçen sefer evine girmeye çalışırken kapı dışarı edilmiştin, yanılıyor muyum? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Fine. Let's talk. | Öyle olsun. Konuşalım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I don't want to get in some stranger's car though. | Fakat bir yabancının arabasına binmek istemiyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| We can talk over there. | Orada konuşabiliriz. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| How do you know Seo Eun Ha? | Seo Eun Ha'yı nereden tanıyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Considering how desperately you want to see her | Onu görmeyi bu kadar çok istediğine göre aranızdaki ilişki oldukça ciddi olmalı. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Seeing how you treat her, shows me you two are not close. | Ona davranma şekline bakılırsa ikiniz pek de yakın değilsiniz. Ne olmuş yani? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It must have upset you to see me torture her. | Ona eziyet etmem seni sinirlendirmiş olmalı. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I don't think you two went out. | İkinizin çıktığını sanmıyorum. | Gamyeon-1 | 2015 |