Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21224
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Come out, you bastard! | Çık dışarı, seni aşağılık! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Hey. | Bak hele. Bu işte iyisin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I never thought you'd be able to get this money. | Bu parayı alabileceğini sanmıyordum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
With this speed, you will pay it off in three years. | Bu gidişle borcunu üç yıl içinde ödeyeceksin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will pay it off in one year. | Ayaklandığınızda nasılsa öğrenirsiniz. Bir yıl içinde ödeyeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Will you? | Harbi mi? Öyle olsun bakalım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't you agree? I don't like myself with no money. | Güneş ışığıyla parlayan bu yapraklar... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
you don't have to take it. | Onu ancak o zaman durdurabiliriz. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did something happen between you two? No, sir. | Ne yapıyorsun şimdi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
All the paths are gone too. It's been so long. | Sen! Bak buraya! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. | Özür dilerim, özür dilerim anne... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Episode 5: Poor Wealthy Man] | 5. Bölüm Zavallı Zengin Adam | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Please stay alive. | Hayatta kal lütfen. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Enjoy all the good food. Eat as much as you want. | Lezzetli yemeklerden istediğiniz kadar yemeli... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Go on trips on occasion. | ...daha sık gezintiye gitmeli, daha büyük bir eve taşınmalısınız, anne. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Hyuk! | Ji Hyuk! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What time is it now? Suk Won. 1 | Şimdi saat kaç? Suk Won. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What was that? | Bu da neydi? 1 | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Hyuk, are you okay? Are you okay? | Ji Hyuk, iyi misin? İyi misiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I didn't get hit. I fell, so you can go without me. | Araba çarpmadı bana. Şaşırdığımdan yere düştüm, bensiz gidebilirsiniz. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You might want to go and get a simple check up... | Hastaneye gidip basit bir kontrolden geçmek isteyebilirsiniz... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Sook. Ma'am, are you okay? | Ji Sook. Hanımefendi, iyi misiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Will you come with us? | Bizimle gelecek misiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Ji Hyuk, they found your mom. | Ji Hyuk, annen bulunmuş. Hastaneden az evvel telefon aldım. Hadi gidelim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Please, go ahead. | Siz devam edin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Seo Eun Ha, are you okay? | Seo Eun Ha, iyi misin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How long will you do this? I won't move until you talk. | Daha ne kadar böyle davranacaksın? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Why did Eun Ha slap you and leave... I already told you. | Yengem neden sana tokat atıp fırtına gibi çıkıp gitti? Sana söyledim ya. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
There was a misunderstanding, and I got into an accident while chasing after her. | Ortada bir yanlış anlaşılma vardı ve onun peşinden gittiğim sırada kaza geçirdim diye. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Tell me everything so I can understand. | Anlayabilmem için tane tane açıkla bana. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Mi Yeon, we don't have time for this. It's almost time for the meeting. | Mi Yeon, bunun için vaktimiz yok. Yemek davetinin saati geldi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The mayor is waiting for us. | Belediye Başkanı bizi bekliyor. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Fine. I will tell you. | Öyle olsun. Sana anlatacağım. ...ve nihayetinde de kurşun yanlış yöne doğru gider. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I lied to Eun Ha. | İşin aslı, Eun Ha'ya yalan söylemiştim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
She had a nanny who took care of her when she was little. | Bana, çocukluğunda onunla ilgilenen dadısının kaybolduğunu söylemişti. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
She was worried, so I lied and said that I had found her | Endişe içinde olduğundan ona: | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I didn't want the investment deal to go wrong at the meeting. | Yatırım anlaşmasının bozulmasını istememiştim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It's Min Woo who has been working on the deal. | Bu yatırım anlaşması üzerinde çalışan kişi Min Woo'ydu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What do you mean? We're all family. | Bununla ne demek istiyorsun? Biz bir aileyiz. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I said get out. | Gidebilirsin. Seni durduracak değilim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The meeting will start soon. | Yemek daveti yakında başlayacak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Can you go register her and sign here as her guardian? | Hastane faturasını ödeyip refakatçisi olarak imza atabilir misiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
[Patient or guardian] | Hastanın refakatçisi | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did you mean it that you won't stop me? | Çıkmama engel olmayacağını söylerken samimi miydin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I meant it, so... | Samimiydim, bu yüzden yemeğe gidip Belediye Başkanı ile olan anlaşmayı tamamla. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Let's give it a rest. Stop what? | Buna bir son verelim. Neye son veriyormuşuz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We weren't compatible from the beginning. | Ta başından beri birbirimize uygun değildik. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You, the daughter of a wealthy man and me, the son of a poor working man. | Zengin bir ailenin kızı ile fakir bir çiftçinin oğlu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Wasn't it funny? Suk Won. | Komik değil mi? Suk Won. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
No matter how hard I worked for the company | Tüm varlığımla şirket için ne kadar çalışırsam çalışayım... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Don't even think about getting any of this company. | "Şirketime göz dikeyim deme!" | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I know that you've had some suspicions about me and Eun Ha. | Eun Ha ile benim hakkımda bazı şüphelerinin olduğunun farkındayım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I was going to let it go until your suspicions cleared up. | Bu yanlış anlaşılma çözülene dek bunu bir kenara bırakacaktım ama... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How can you possibly have such suspicions? | Nasıl böyle bir şüphede bulunabilirsin? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Are you now saying you'll divorce me over this? | Yani şimdi, bu yüzden benimle boşanacağını mı söylüyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I've already told you. | Söyledim bile. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How dare you do this to me? | Bunu bana nasıl... Nasıl?! | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
You started this whole thing. | Bunların sebebi sensin. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I came with nothing, so I will leave with nothing. | Açıklamayacak olsam da hâlâ yaşıyor. Elim boş geldim, elim boş gideceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Please don't say anything about getting the police involved. | Polisin işe karışmış olmasını sır olarak sakla. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will explain it all later. No need to explain. | Daha sonra her şeyi açıklayacağım. Açıklamaya gerek yok. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We decided not to get involved in each other's lives. | Birbirimizin meselelerine karışmayacağımıza dair önceden anlaşmıştık. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
But just don't forget that you promised that you'd do anything I ask. | Bunun yerine sana söylediğim her şeyi yapacağına söz verdiğini unutma. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What are you doing here? | Burada ne işiniz var? Peki sizin ne işiniz var? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Did you find her? The nanny who went missing. | Onu buldun mu? Kaybolan dadını diyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Yes, I did. | Evet, buldum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Good. She was like a mother to you. | Gerçekten çok rahatladım. Senin için bir anne gibiydi, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
She took care of you as if you were her own child. | Seninle tıpkı öz çocuğuymuşsun gibi ilgilendiğinden çok endişelenmiş olmalısın. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
By the way, what happened to your face? | Bu arada enişte, yüzüne ne oldu? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
He got into an accident while he was chasing after her. | Yengesinin peşinden gittiği sırada kaza geçirdi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It could have been a lot worse. | Çok daha kötü neticelenebilirdi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm glad that it wasn't too bad. | Çok şükür ki öyle olmamış. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Let's just go. We're already late for the meeting. | Sonra konuşalım. Davete geç kaldık zaten. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I feel sorry for these eels. | Yılan balıklarına üzülüyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
They would have wanted to be a help to someone. | Yılan balıkları da bunu isterdi. Birine güç kuvvet vermek. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It wouldn't have been all for nothing. | Bu enerjiyi harcayacak bir yol bulacağına eminim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Give it now. | Ver bakayım şunu. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
What happened? The mayor just left. | Ne oldu? Belediye Başkanı ve eşi az evvel ayrıldılar. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
We will make the investment deal happen. I'm sorry. It was all my fault. | Bu anlaşmayı muhakkak bağlayacağım. Özür dilerim. Benim yüzümdendi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
It was all my fault. I will make it up to you if you're disappointed. | Hepsi benim hatamdı. Hayal kırıklığına uğradıysan bunu sana telafi edeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I'm not disappointed, so don't worry. | Hayal kırıklığına uğramadım, endişe etmene mahal yok. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Disappointment is usually reserved for when one has expectations. | Hayal kırıklığına ancak bir beklentin olduğunda uğrarsın. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The Director position at headquarters will be available soon. 1 | Merkezdeki müdürlük konumu yakında boş kalacak. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The person there has been promoted to Vice President. | Oradaki kişi, başkan yardımcılığına terfi ettirildi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I will announce that Min Suk Won will take that position at the anniversary party. | Yıldönümü partisinde Min Suk Won'un o konumu devralacağını açıklayacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Father. I need someone who can work hard. | Baba. Bana adam gibi çalışacak biri lazım. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Someone who is very capable. | Yeteneği olan birisine. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Merchants are protesting in front of City Hall | Alışveriş merkezimizin inşaatını boykot etmek isteyen tüccarlar... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The mayor left right after he heard the news. | Belediye Başkanı ve eşi bu haberi alır almaz gittiler. 1 | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If public opinion is negative | Kamuoyunun görüşü olumsuzsa Belediye Başkanı'nın... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
The deal could end up getting canceled. | Sonuç olarak yatırım anlaşması iptal edilebilir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Chairman Choi had high hopes for Min Woo. | Başkan Choi'nin Min Woo'dan yana büyük beklentileri vardı oysa. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How do you feel? Are you feeling better? | Nasıl hissediyorsunuz? Daha iyice misiniz? | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
How many fingers am I holding up? Three. | Kaç parmak tutuyorum? Üç. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Mom, tell us where you are going from now on. | Anne, bundan böyle gittiğin yerleri bize haber ver. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I saw Ji Sook. | Ji Sook'u gördüm. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
I was in the mountains and Ji Sook came to tell me to stay alive. | Dağdaydım ve Ji Sook yanıma gelip hayatta kalmamı söyledi. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
That we would enjoy good food and move into a big house... | Bu yüzden lezzetli yemekler yememizi ve... | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
Her blood pressure is very high and she also has arrhythmia. | Tansiyonu oldukça yüksek ayrıca kalp atım düzensizliği de var. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |
If she fell in the mountains, we suspect a concussion too. | Dağda düşmüş ve sarsıntı geçirmiş olma ihtimali de olabilir. | Gamyeon-1 | 2015 | ![]() |