Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 21221
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Are you at the hospital? | Hastanede misin? | Gamyeon-1 | 2015 |  |
| It might be better not to see her now. | Şimdi onu görmesen daha iyi olur. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Why is that? Actually... | Nedenmiş? Aslına bakarsan... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| she doesn't remember what happened. | ...neler olduğunu hatırlamıyor. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It might be the same reason. | Muhtemelen seninkiyle aynı sebepten. Geçirdiği büyük şok yüzünden. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Go home now. Wouldn't that be better? | Bugünlük eve geri dön. Böylesi daha iyi olmaz mı? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| No, I will come up. | Hayır, oraya geleceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Min Woo! | Min Woo! Buradayım! Herhangi bir fiziksel ilişki istemen durumunda seni dava edeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Come up! | Buraya gel! 1 | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She must have fallen back to sleep. | Az önce uykuya dalmış olmalı. Yarın gelmen daha uygun olur. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will wait until she wakes up. | Uyanana dek bekleyeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She still won't remember anything when she wakes up. | Uyandığında hâlâ bir şey hatırlayamıyor olacak. Henüz konuşamıyor da zaten. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I said I'll wait. | Bekleyeceğimi söyledim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will watch her from now on. | Başında bekleyeceğim. Sen eve gidebilirsin. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you think I might try to do something to her if we're alone? | Yalnız kalırsak ona bir şey yaparım diye mi korkuyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If that's not what you think, please go. | Şayet böyle düşünmüyorsan eve git lütfen. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Are you awake? | Uyanık mısın? Bence öylesin. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Are you okay? | İyi misin? Ne kadarını hatırlıyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| By any chance, did I... | Yoksa ben sana... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I didn't, right? | Yapmadım, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| That's not what happened, right? | Böyle bir şey olmadı, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Say it. Say it wasn't me. | Söyle. Ben olmadığımı söyle. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Say I didn't do it! | Benim yapmadığımı söyle! Söyle! Söyle! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What are you ding, Min Woo? | Ne yapıyorsun? Neyin var? Bırak beni! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Let's just get out. | Dışarıya çıkalım. Yeniden şoka girebilir. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Ji Sook hasn't called you yet? | Ji Sook'dan hâlâ ses yok mu? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Where can she possibly be at this hour? | Bu saatte nerede olabilir? Onu bir kere daha ara. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What if something happened to her? | Başına bir iş falan gelmemiştir, değil mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What something? | Ne işinden bahsediyorsun? Sarhoş olup bir yerde sızmış olmalı. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She's your sister. Redirecting your call... | Ablandan bahsediyorsun... Aradığınız kişiye... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Her phone is switched off. | Telefonu kapalı. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Wait. She texted me. | Dur bakayım. Ablam bana mesaj mı atmış ne? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It's a video file. | Video dosyası bu. Ne ki bu? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Why? Why do I have to live like this? | Neden?! Hayatımı neden bu şekilde yaşamak zorundayım? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Mom, do you make money to live? | Anne, yaşamak için mi para kazanırsın, para kazanmak için mi yaşarsın? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Aren't you tired? | Bundan bıkıp usanmadın mı? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Dad, please don't make it hard for the family. | Baba, ailene zor zamanlar geçirtmekten vazgeç artık lütfen! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Ji Hyuk, come to your senses. | Ji Hyuk, aklını başına topla! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Take care of yourselves. | İyi bir hayat yaşa. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| See? | Görüyor musunuz? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She talks like she's been drinking. | İçki içmiş gibi konuştuğu her hâlinden belli olmuyor mu? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She was talking nonsense in the bathroom and fell asleep. | Tuvaletin birinde bunu kaydedip sonra da sızdığına eminim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Is that it? | Öyle mi diyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Where are we? | Burası neresi? Senin evin. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| My place? | Benim evim mi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Even if we look identical | Tıpa tıp birbirimize benzesek de bunca yıl boyunca bambaşka hayatlar yaşadık. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Living as if I were her, someone I didn't even know... | Hiç tanımadığın birinin hayatını yaşamak... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Eun Ha lived abroad when she was little. | Seo Eun Ha küçüklüğünden beri yurt dışında eğitim gördüğünden... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Due to her father's career in politics | Babasının politik kariyerine yardım etmesinden ötürü... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Since she returned, she's been living here by herself. | Ülkeye geri döndüğünden beri tek başına yaşıyordu. Belirli bir işi de yoktu. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| After she's married | Düğünden sonra Başkan'ın evinde yaşayamaya başlayacağından... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You won't be close to anyone who knew Seo Eun Ha. | İçinden gülümsemek gelmese bile gülümseyebiliyorsun. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Make everything yours. | Her şeyi kendinin yap. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What... what do I do, Nam Chul? | Ne yapacağım, Nam Chul? Kadehi oraya koyan bendim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will take full responsibility. | Tüm sorumluluğu ben alacağım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You will be just fine without me here. | Ben olmaksızın da idare edeceğine eminim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will always root for you from a distance. | Uzaktan da olsa daima seni destekleyeceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| We don't have time. | Zamanımız yok. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Kim Yeon Soo, get out of here. | Kim Yeon Soo, git buradan. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Now. No way, Nam Chul. | Hemen! Olmaz, Nam Chul. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I'm still young and pretty, so I can always get a job anywhere else. | Hâlâ genç ve güzel olduğumdan başka bir yerde iş bulabilirim ama... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I'm sorry. I spilled juice by accident. | Özür dilerim. Kazayla yere meyve suyu döktüm. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You did? | Öyle mi yaptın? Anladım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| We will replace the carpet. | Halıyı değiştireceğiz. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| It's okay. You may go. | Sorun değil. Çıkabilirsiniz. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| But... I said it's okay. | Fakat... Çıkın. Sorun değil dedim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Study some simple French and English expressions. | Temel İngilizce ve Fransızca üstünde çalış. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What's important is not that you become good at it, but... | Önemli olan bu konularda iyi olmanda değil iyiymişsin gibi görünmende. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I might end up going to Hell for doing this. | Ben de tüm bunlar yüzünden cehenneme gitmeyecek miyim? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you believe in Hell? | Cehenneme inanıyor musun? Hayır. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Then why would you worry about that? | Öyleyse ne diye endişelenesin? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| These are the songs Seo Eun Ha liked to listen to. | Bunlar Seo Eun Ha'nın dinlemekten hoşlandığı şarkılar. Dinle ve ezberle. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I circled the ones she was close to. | Yakın olduklarını daire içine aldım. İsimlerini ezberlemeye çalış. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If you wear a mask, you can never be happy. | "Maske takıyorsan asla mutlu olamazsın." | Gamyeon-1 | 2015 | |
| How do you know so much about her, by the way? | Bu arada Seo Eun Ha hakkında bu kadar çok şeyi nereden biliyorsun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| You even knew the password to this place. | Evinin kapı şifresini bile biliyordun. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I know more about Byun Ji Sook. | Byun Ji Sook hakkında da çok şey biliyorum. Söylememi ister misin? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will be back tomorrow. | Yarın geri döneceğim. O vakte kadar bunlara iyice çalış. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Hold on. | Bir dakika bekle! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| What about that man? | Peki ya o adam? Şimdilik burada yanında kalacak. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I want to be here alone. | Ev kızıyım sonuçta... Tanrı aşkına o da bir erkek. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Without me, you'd already be dead. | Ben olmasaydım çoktan ölmüştün. Benim sayemde hâlâ nefes alıyorsun! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If you want to go back being Byun Ji Sook, just die here. | Byun Ji Sook olmaya geri dönmek istiyorsan burada öl. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| If you become Seo Eun Ha, I will let you live. | Seo Eun Ha olursan yaşamana izin veririm. Çünkü böyle bir gücüm var. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you agree? | Katılmıyor musun? Katılmıyor musun dedim! | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I know what you constantly think about. | Neler düşünüp düşünmediğini biliyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| This has already happened. | Olan oldu artık. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| We can't go back. | Artık geri dönemeyiz. Düşünmüyorum. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I'm not thinking about that because you told me not to. | Tıpkı bana söylemiş olduğun gibi düşünmüyorum. CCTV görüntülerini sildiğimde restore edilmemelerini garantiye aldım. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| So, take him with you now. | Ayrıca o adamı şimdi derhâl buradan çıkar. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Seo Eun Ha would have been the same way. | Seo Eun Ha da böyle biriydi. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She got what she wanted, no matter how. | Her nasıl olursa olsun tutturduğu şeyi elde ederdi. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Seo Eun Ha would have been thinking the same thing. | Seo Eun Ha da bu şekilde düşünmez miydi? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| She wouldn't have wanted to be here all night with such a bandit. | "Haydut kılıklı bir adamla aynı evde tıkılı kalmak istemiyorum." | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Fine. I will trust you. | Öyle olsun. Sana güveneceğim. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I can't go back there again. | Oraya bir daha geri dönemem. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Even if you feed me meat, I still can't go back there. | Üstüne para versen bile o suya bir daha giremem. | Gamyeon-1 | 2015 | |
| Do you know what I had to go through to get that money? | O parayı kazanmak için neler çektiğimi biliyor musun? | Gamyeon-1 | 2015 | |
| How could you... | Nasıl olur da... | Gamyeon-1 | 2015 | |
| I will make you pay every penny of it! | Kuruşu kuruşuna bana geri ödeyeceksin! | Gamyeon-1 | 2015 | |
