Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20821
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Get off me, you're crushing my Marlboros. | Çekil üzerimden Malborolarımı eziyorsun. Çekil üzerimden Malborolarımı eziyorsun. | Frozen-1 | 2010 | |
| Dan: What do you think the worst way to die would be? | En kötü ölüm şekli sence ne olurdu? En kötü ölüm şekli sence ne olurdu? | Frozen-1 | 2010 | |
| Parker: That's not morbid. | Korkunç değil ki. Korkunç değil ki. | Frozen-1 | 2010 | |
| Lynch: Yeah, seriously, that's kind of spooky, Dan. | Evet, cidden, bu biraz ürkütücü oldu Dan. Evet, cidden, bu biraz ürkütücü oldu Dan. | Frozen-1 | 2010 | |
| See, l think being eaten by a shark, | Bence en kötü ölüm şekli köpek balığı tarafından yenmek olurdu. Bence en kötü ölüm şekli köpek balığı tarafından yenmek olurdu. | Frozen-1 | 2010 | |
| Not like one of those surfers who gets attacked from below. | Alttan saldırdıkları sörfçüler gibi değil. Alttan saldırdıkları sörfçüler gibi değil. | Frozen-1 | 2010 | |
| You know, never sees it coming. | Neyin geldiği asla göremezsin. Neyin geldiği asla göremezsin. | Frozen-1 | 2010 | |
| Like the poster for "Jaws." | Jaws posterinde gibi. Jaws posterinde gibi. | Frozen-1 | 2010 | |
| The chick on the "Jaws" poster was hot. | Jaws posterindeki kız çok seksi. Jaws posterindeki kız çok seksi. | Frozen-1 | 2010 | |
| She was? | Öyle miydi? Öyle miydi? | Frozen-1 | 2010 | |
| l don't know. She was naked and naked chicks are hot. | Bilmiyorum. Ama çıplaktı, çıplak kızlar seksi olur. Bilmiyorum. Ama çıplaktı, çıplak kızlar seksi olur. | Frozen-1 | 2010 | |
| What if you actually saw the fin coming towards you? | Gerçekten sana doğru gelen bir sırt yüzgeci görseydin? Gerçekten sana doğru gelen bir sırt yüzgeci görseydin? | Frozen-1 | 2010 | |
| That'd be worse than being eaten, l think. | Sanırım yenmekten bile fena olurdum. Sanırım yenmekten bile fena olurdum. | Frozen-1 | 2010 | |
| l mean, knowing this giant animal is coming at you | Yani, o devasa hayvanın sana doğru geldiğini... Yani, o devasa hayvanın sana doğru geldiğini... | Frozen-1 | 2010 | |
| and it's gonna eat you alive. | ...ve seni canlı canlı yiyeceğini bilmek. ...ve seni canlı canlı yiyeceğini bilmek. | Frozen-1 | 2010 | |
| Did you ever see the video, by the way, | Bir video vardı gördün mü bilemiyorum... Bir video vardı gördün mü bilemiyorum... | Frozen-1 | 2010 | |
| of that great white that's jumping out of the water and eating the seal? | ...büyük beyaz sudan yukarı sıçrayıp martıyı havada kapıyor? ...büyük beyaz sudan yukarı sıçrayıp martıyı havada kapıyor? | Frozen-1 | 2010 | |
| Yeah, that's why l only swim in pools. | O yüzden sadece havuzda yüzüyorum. O yüzden sadece havuzda yüzüyorum. | Frozen-1 | 2010 | |
| l think burning would be the worst way to go. | Bence en kötüsü yanarak ölmek olurdu. Bence en kötüsü yanarak ölmek olurdu. | Frozen-1 | 2010 | |
| Well, yes and no. | Evet ve hayır. Evet ve hayır. | Frozen-1 | 2010 | |
| l mean, most people die of smoke inhalation before fire even touches them. | Yani, çoğu insan daha alev onlara temas etmeden dumandan ölür. Yani, çoğu insan daha alev onlara temas etmeden dumandan ölür. | Frozen-1 | 2010 | |
| lt's a fact. | Gerçek bu. Gerçek bu. | Frozen-1 | 2010 | |
| l remember watching TV for three days straight | 9/11 saldırısından üç gün boyunca televizyon izlediğimi hatırlıyorum. 9/11 saldırısından üç gün boyunca televizyon izlediğimi hatırlıyorum. | Frozen-1 | 2010 | |
| The footage they showed of those people leaping off the Trade Center. | Görüntülerde insanların Ticaret Merkezi'nden atlayışlarını izliyordum. Görüntülerde insanların Ticaret Merkezi'nden atlayışlarını izliyordum. | Frozen-1 | 2010 | |
| Can you imagine how bad it must have been inside | İçeride olduğunuz ve aşağıya atlamanın daha iyi olduğunu bildiğiniz anın... İçeride olduğunuz ve aşağıya atlamanın daha iyi olduğunu bildiğiniz anın... | Frozen-1 | 2010 | |
| to know that jumping would have been the better way out? | ...ne kadar kötü olduğunu hayal edebiliyor musunuz? ...ne kadar kötü olduğunu hayal edebiliyor musunuz? | Frozen-1 | 2010 | |
| Yeah, but they say that when you jump from that height your heart stops. | Evet ama söylenenlere göre o yükseklikten atlarsan kalbin duruyormuş. Evet ama söylenenlere göre o yükseklikten atlarsan kalbin duruyormuş. | Frozen-1 | 2010 | |
| You don't feel it when you hit the ground. | Yere çarpışını hissetmiyorsun. Yere çarpışını hissetmiyorsun. | Frozen-1 | 2010 | |
| Okay then, Lynch, what is the worst way to die? | Pekala Lynch, sence en kötü ölüm şekli nedir? Pekala Lynch, sence en kötü ölüm şekli nedir? | Frozen-1 | 2010 | |
| What? Oh no no no. | Ne? Hayır, hayır. Ne? Hayır, hayır. | Frozen-1 | 2010 | |
| You have an answer for everything. What is your biggest fear? | Her şeye bir cevabın var. En büyük korkun nedir? Her şeye bir cevabın var. En büyük korkun nedir? | Frozen-1 | 2010 | |
| That's easy. The sarlacc pit. | Çok basit. Sarlacc çukuru. Çok basit. Sarlacc çukuru. | Frozen-1 | 2010 | |
| I'm sorry, the what? | Pardon, ne dedin? Pardon, ne dedin? | Frozen-1 | 2010 | |
| The sarlacc pit from "Return of the Jedi." | Sarlacc çukuru. "Return of the Jedi" filminden. Sarlacc çukuru. "Return of the Jedi" filminden. | Frozen-1 | 2010 | |
| Uh, hello. Being slowly digested over 1000 years | Aklında tut. 1000 yıl boyunca yavaşça sindirilmek... Aklında tut. 1000 yıl boyunca yavaşça sindirilmek... | Frozen-1 | 2010 | |
| worst death ever. | ...en kötü ölüm şeklidir. ...en kötü ölüm şeklidir. | Frozen-1 | 2010 | |
| "Dan, why don't l ever have a girlfriend? | 'Dan, neden benim hiç kız arkadaşım olmuyor? 'Dan, neden benim hiç kız arkadaşım olmuyor? | Frozen-1 | 2010 | |
| Why?" | Neden?' Neden?' | Frozen-1 | 2010 | |
| Hey, shut up. | Kes sesini. Kes sesini. | Frozen-1 | 2010 | |
| Why hasn't the chair started again? | Teleferik niye tekrar harekete geçmedi? Teleferik niye tekrar harekete geçmedi? | Frozen-1 | 2010 | |
| Just give it a minute. | Biraz daha bekle. Biraz daha bekle. | Frozen-1 | 2010 | |
| This is nothing, man. | Bu hiçbir şey dostum. Bu hiçbir şey dostum. | Frozen-1 | 2010 | |
| At Stowe last year, me and Sullet | Ben ve Sullet geçen yıl Stowe'dayken... Ben ve Sullet geçen yıl Stowe'dayken... | Frozen-1 | 2010 | |
| were stranded for like 25 minutes. | ...25 dakika falan takılı kaldık. ...25 dakika falan takılı kaldık. | Frozen-1 | 2010 | |
| This big chick fell at the top and twisted her leg, you know? | İri bir kız vardı da düşüp bacağını burkmuştu. İri bir kız vardı da düşüp bacağını burkmuştu. | Frozen-1 | 2010 | |
| And l was like, fine, people. Just hoist her off to the side. | Ben de sorun yok havasındaydım. Kızı kaldırıp kenara taşıdım. Ben de sorun yok havasındaydım. Kızı kaldırıp kenara taşıdım. | Frozen-1 | 2010 | |
| Keep the line moving. But no, they had to stop, | Sıranın devam etsin istedim ama hayır, durmak zorundaydılar. Sıranın devam etsin istedim ama hayır, durmak zorundaydılar. | Frozen-1 | 2010 | |
| celebrate it right there. We all had to stay on the lift | Durup beni tebrik ettiler. Hepimiz teleferikte beklemek zorunda kaldık... Durup beni tebrik ettiler. Hepimiz teleferikte beklemek zorunda kaldık... | Frozen-1 | 2010 | |
| and freeze our asses off. | ...ve götümüz dondu. ...ve götümüz dondu. | Frozen-1 | 2010 | |
| Honestly, by the end of it l couldn't feel my fingers. | Açıkçası, işin sonunda parmaklarımı hissedemiyordum. Açıkçası, işin sonunda parmaklarımı hissedemiyordum. | Frozen-1 | 2010 | |
| Dan: What? Come on. | Ne? Hadi ama. Ne? Hadi ama. | Frozen-1 | 2010 | |
| Lynch: Oh, come on now. | Olmaz ama. Olmaz ama. | Frozen-1 | 2010 | |
| Man, this is so messed up. | Dostum resmen babalara geldik. Dostum resmen babalara geldik. | Frozen-1 | 2010 | |
| Are you kidding me? Dan. | Şakamı bu? Dan. Şakamı bu? Dan. | Frozen-1 | 2010 | |
| I kind of just shat my pants a little bit. I'm not gonna lie. | Yalan söylemeye gerek yok. Biraz altıma kaçırdım. Yalan söylemeye gerek yok. Biraz altıma kaçırdım. | Frozen-1 | 2010 | |
| Turn the goddamn lights on! | Şu kahrolası ışıkları açın! Şu kahrolası ışıkları açın! | Frozen-1 | 2010 | |
| They forgot that we're up here. No one knows we're up here. | Bizi burada unuttular. Burada olduğumuzu kimse bilmiyor. Bizi burada unuttular. Burada olduğumuzu kimse bilmiyor. | Frozen-1 | 2010 | |
| They didn't forget that we're up here, okay? | Bizi burada unutmadılar, tamam mı? Bizi burada unutmadılar, tamam mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| There's cameras all over the place. | Her yerde kameralar var. Her yerde kameralar var. | Frozen-1 | 2010 | |
| Hello! Hey! | Kimse yok mu! Hey! Kimse yok mu! Hey! | Frozen-1 | 2010 | |
| Assholes, start the chair! We're freezing! | Pislikler, teleferiği çalıştırın. Donuyoruz! Pislikler, teleferiği çalıştırın. Donuyoruz! | Frozen-1 | 2010 | |
| Parker: Oh my God. What if they can't get the chair moving? | Aman Tanrım. Ya teleferiği çalıştıramazlarsa? Aman Tanrım. Ya teleferiği çalıştıramazlarsa? | Frozen-1 | 2010 | |
| What if what if everyone went home? | Ya herkes eve gittiyse? Ya herkes eve gittiyse? | Frozen-1 | 2010 | |
| Hey hey, you know what you need to do? You need to stop, okay? | Ne yapman gerektiğini biliyor musun? Durman gerek, tamam mı? Ne yapman gerektiğini biliyor musun? Durman gerek, tamam mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| You're just scaring the shit out of me. | Ödümü patlatıyorsun. Ödümü patlatıyorsun. | Frozen-1 | 2010 | |
| By the way, remind me to knock the shit out of that chairlift guy. | Bu arada, hatırlatın da dönünce o teleferikçi herife iki tane çakayım. Bu arada, hatırlatın da dönünce o teleferikçi herife iki tane çakayım. | Frozen-1 | 2010 | |
| What exactly did you say to him? | Ona tam olarak ne söylemiştin? Ona tam olarak ne söylemiştin? | Frozen-1 | 2010 | |
| What? Nothing. l didn't say anything to him. | Ne? Hiçbir şey. Ona hiçbir şey söylemedim. Ne? Hiçbir şey. Ona hiçbir şey söylemedim. | Frozen-1 | 2010 | |
| Well, you clearly pissed him off enough to do this. | Belli ki adamı, bize bunu yaptıracak kadar kızdırmışsın. Belli ki adamı, bize bunu yaptıracak kadar kızdırmışsın. | Frozen-1 | 2010 | |
| Look, he knows we're up here. | Burada olduğumuzu biliyor. Burada olduğumuzu biliyor. | Frozen-1 | 2010 | |
| Then why are the lights off, Dan? | Öyleyse ışıklar neden söndü Dan? Öyleyse ışıklar neden söndü Dan? | Frozen-1 | 2010 | |
| ls that part of their policy? | Davranışlarının bir parçası mı? Davranışlarının bir parçası mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| Turn off the lights and scare the customers? | Işıkları kapatıp müşterileri korkutmak mı? Işıkları kapatıp müşterileri korkutmak mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| Maybe it's a power outage or something, okay? | Belki elektrik kesintisi falan olmuştur. Belki elektrik kesintisi falan olmuştur. | Frozen-1 | 2010 | |
| That stuff happens all the time. | Böyle şeyler daima olur. Böyle şeyler daima olur. | Frozen-1 | 2010 | |
| They didn't go home. That's retarded. | Eve gitmediler. Geri zekalılık olurdu. Eve gitmediler. Geri zekalılık olurdu. | Frozen-1 | 2010 | |
| This is so messed up. | Resmen babalara geldik. Resmen babalara geldik. | Frozen-1 | 2010 | |
| l mean, worst case scenario | Yani, en kötü durumda... Yani, en kötü durumda... | Frozen-1 | 2010 | |
| they send up a ladder or something, right? | ..merdiven falan gönderirler, değil mi? ..merdiven falan gönderirler, değil mi? | Frozen-1 | 2010 | |
| Worst case l could just jump. | En kötü durumda atlayabilirim. En kötü durumda atlayabilirim. | Frozen-1 | 2010 | |
| I've done that before. | Daha önce de yapmıştım. Daha önce de yapmıştım. | Frozen-1 | 2010 | |
| lt's not so bad. | O kadar da zor değil. O kadar da zor değil. | Frozen-1 | 2010 | |
| We have to get off these chairs. We can't stay up in this chair. | Bu taşıyıcı kurtulmalıyız. Burada böyle bekleyemeyiz. Bu taşıyıcı kurtulmalıyız. Burada böyle bekleyemeyiz. | Frozen-1 | 2010 | |
| Why isn't the goddamn chair moving, Dan? | Ne diye bu kahrolası teleferik hareket etmiyor Dan? Ne diye bu kahrolası teleferik hareket etmiyor Dan? | Frozen-1 | 2010 | |
| You acting all psycho is not gonna make the chair move along, okay? | Psikopatça davranman teleferiğin hareket etmesini sağlamaz, tamam mı? Psikopatça davranman teleferiğin hareket etmesini sağlamaz, tamam mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| All right? | Tanrım. Tanrım. | Frozen-1 | 2010 | |
| Please don't yell at me. | Lütfen bana bağırma. Lütfen bana bağırma. | Frozen-1 | 2010 | |
| l didn't mean to yell. | Bağırmak istememiştim. Bağırmak istememiştim. | Frozen-1 | 2010 | |
| This shit happens all the time though, okay? | Böyle şeyler daima olur, tamam mı? Böyle şeyler daima olur, tamam mı? | Frozen-1 | 2010 | |
| l mean, they can't just leave people up on chairs. | Yani, insanları teleferikte böyle bırakıp gidemezler. Yani, insanları teleferikte böyle bırakıp gidemezler. | Frozen-1 | 2010 | |
| You know the kind of lawsuit that they would have? | Kendilerine karşı açılabilecek davaları bilirler. Kendilerine karşı açılabilecek davaları bilirler. | Frozen-1 | 2010 | |
| What other people? | Ne diğer insanları? Ne diğer insanları? | Frozen-1 | 2010 | |
| There wasn't anybody in front of us. | Önümüzde kimse yoktu. Önümüzde kimse yoktu. | Frozen-1 | 2010 | |
| They're not gonna leave us up here all night. | Bütün gece bizi burada bırakmazlar. Bütün gece bizi burada bırakmazlar. | Frozen-1 | 2010 | |
| That's all I'm saying. | Tek söylediğim bu. Tek söylediğim bu. | Frozen-1 | 2010 | |
| lt's Sunday. | Bugün Pazar. Bugün Pazar. | Frozen-1 | 2010 | |
| It's fucking Sunday | Kahrolası Pazar günü... Kahrolası Pazar günü... | Frozen-1 | 2010 | |
| and they're not open again till Friday. | ...ve Cuma'ya kadar kapalılar. ...ve Cuma'ya kadar kapalılar. | Frozen-1 | 2010 | |
| We're gonna be stuck here all week. | Bütün hafta burada kapana kısılıp kalacağız. Bütün hafta burada kapana kısılıp kalacağız. | Frozen-1 | 2010 | |
| Oh God. | Tanrım. Tanrım. | Frozen-1 | 2010 |