Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20279
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Hi, honey. Mr... Remulus is here. | Merhaba, canım. Bay Remulus burada. | Francesca-1 | 2009 | |
| Who's Mr. Remulus? One of Mita's friends. | Bay Remulus da kim? Mita'nın arkadaşlarından biri. | Francesca-1 | 2009 | |
| He said they had an appointment. | Bir randevuları olduğunu söyledi. | Francesca-1 | 2009 | |
| I got your stufffrom the tailor. | Terziden kıyafetlerini aldım. Teşekkürler, canım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Hello! Mr. Remulus. | Merhabalar. Bay Remulus. | Francesca-1 | 2009 | |
| I'm Francesca, Mita's girlfriend! | Ben Francesca, Mita'nın kız arkadaşıyım. | Francesca-1 | 2009 | |
| And I'm a friend of his. Nice to meet you. | Ben de onun arkadaşıyım. Memnun oldum. | Francesca-1 | 2009 | |
| Same here. Can I help you? | Ben de öyle. Yardımcı olabilir miyim? Mita saat 10 11'e kadar buraya gelmeyecek. | Francesca-1 | 2009 | |
| No, it's nothing important. Just thought I'd find him here. | Hayır, önemli bir şey değil. Onu burada bulurum diye düşünmüştüm. | Francesca-1 | 2009 | |
| Can I get you anything? | Herhangi bir şey ister misiniz? Bayan Ana kahve teklif etmişti. | Francesca-1 | 2009 | |
| Yes, of course. Mom! | Pekâlâ o zaman. Anne! | Francesca-1 | 2009 | |
| Excuse me. Sure. | Müsaadenizle. Müsaade sizin. | Francesca-1 | 2009 | |
| Mom, serve the coffee. What does he want? | Anne, kahveyi götür. Ne istiyor ki bu adam? | Francesca-1 | 2009 | |
| He didn't say much, | Çok bir şey söylemedi... | Francesca-1 | 2009 | |
| you ask him and see what he tells you. | ...gidip kendin sor, bakalım ne söyleyecek. | Francesca-1 | 2009 | |
| We'll talk afterwards, okay? | Daha sonra konuşuruz biz, olur mu? | Francesca-1 | 2009 | |
| Your coffee! Thank you. | Kahveniz. Teşekkürler. | Francesca-1 | 2009 | |
| Enjoy it. | Afiyet olsun. | Francesca-1 | 2009 | |
| You have a very... historical name. | Çok tarihî bir isminiz var. | Francesca-1 | 2009 | |
| Sweetie? Yes, mom. | Tatlım? Efendim, anne? | Francesca-1 | 2009 | |
| I'm going to buy cigarettes before the shop closes. | Market kapanmadan sigara almaya gidiyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll tell Mita you're here. | Mita'ya burada olduğunuzu söyleyeceğim. | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't think his phone is working, I tried him earlier too. | Telefonunun çalıştığını zannetmiyorum, daha önce ben de ulaşmaya çalıştım ona. | Francesca-1 | 2009 | |
| Yes, that really annoys me. It's always off. | Evet, cidden sinir bozucu bir durum. Telefonu sürekli kapalı. | Francesca-1 | 2009 | |
| The man is busy. | Adam çok meşgul. | Francesca-1 | 2009 | |
| He doesn't want to be disturbed. | Rahatsız edilmek istemiyordur belki de. | Francesca-1 | 2009 | |
| Nice place you have here. | Eviniz gerçekten çok güzel. | Francesca-1 | 2009 | |
| Are these originals? | Bunlar orijinal mi? Hangileri? Bunlar işte. | Francesca-1 | 2009 | |
| Oh, I really don't know. | Gerçekten hiçbir fikrim yok. | Francesca-1 | 2009 | |
| No, he's not answering. | Cevap vermiyor. | Francesca-1 | 2009 | |
| Is that him? | Geldi mi? Hayır, o komşu ziliydi. | Francesca-1 | 2009 | |
| How long have you two been together? | Ne kadar süredir birliktesiniz? | Francesca-1 | 2009 | |
| Quite a while. | Oldukça uzun bir süredir. | Francesca-1 | 2009 | |
| When I was younger, I had a girlfriend who looked like you. | Genç zamanlarımda tıpkı sana benzeyen bir kız arkadaşım vardı. | Francesca-1 | 2009 | |
| That's nice. | Çok hoş. Ve her yerde sevişirdik. | Francesca-1 | 2009 | |
| I mean all over the place. | Yani aklına gelen her yerde. | Francesca-1 | 2009 | |
| I'm a wild one, myself. | Ben vahşi herifin tekiyimdir. | Francesca-1 | 2009 | |
| Is there anything I can tell Mita? | Mita'ya söylememi istediğiniz bir şey var mı? | Francesca-1 | 2009 | |
| Never mind Mita. | Boş ver Mita'yı. | Francesca-1 | 2009 | |
| I like animalistic sex. | Hayvani seksten hoşlanırım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Well, I'll pass that on to Mita! | Bunu Mita'ya iletirim. | Francesca-1 | 2009 | |
| You don't have to. | Ona söylemene gerek yok. | Francesca-1 | 2009 | |
| I mean, if you want to, go ahead. | Yani eğer istiyorsan söyle tabii de. | Francesca-1 | 2009 | |
| Okay, so what do I tell him? | Peki, öyleyse ona ne diyeyim? | Francesca-1 | 2009 | |
| What, am I leaving? Yes, I'll see you out. | Ne, gidiyor muyum yani? Evet, seni geçireyim. | Francesca-1 | 2009 | |
| What about the coffee? | Kahve ne olacak? | Francesca-1 | 2009 | |
| Oh, please excuse me! | Lütfen kusuruma bakmayın. | Francesca-1 | 2009 | |
| No worries... No, no! Please! | Önemi yok. Hayır, hayır. Lütfen! | Francesca-1 | 2009 | |
| No worries, I'll drop by some other time. | Önemi yok. Başka zaman uğrarım. | Francesca-1 | 2009 | |
| What's his name? Mita? No, Marco. | Bunun adı ne? Mita mı? Hayır, Marco. | Francesca-1 | 2009 | |
| I like beautiful lionesses like you. | Senin gibi dişi aslanlara bayılırım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Okay, bye. Bye. | Peki, görüşürüz. Görüşürüz. | Francesca-1 | 2009 | |
| And a rag! | Bir de bez gerek. | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't want to hear about him anymore either. | ...artık onun hakkında da bir şey duymak istemiyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| Mom, it's been like a hundred years since you last saw him. | Anne, senin onunla görüşmeyeli yüz yıl falan oldu herhâlde. | Francesca-1 | 2009 | |
| I doubt he's still alive. | Hâlâ yaşadığından şüpheliyim. | Francesca-1 | 2009 | |
| He's alive. Really? How do you know? | Yaşıyor. Gerçekten mi? Nereden biliyorsun? | Francesca-1 | 2009 | |
| Jeni told me. | Jeni söyledi. | Francesca-1 | 2009 | |
| Mom, I think this Jeni has ruined your life. Honestly. | Anne, bence bu Jeni senin hayatını mahvetti, gerçekten. | Francesca-1 | 2009 | |
| That's not true. I don't believe all she says. | Hiç de öyle değil. Ben her dediğine inanmıyorum. | Francesca-1 | 2009 | |
| Give me the rag! | Bezi ver bana. | Francesca-1 | 2009 | |
| Come on, Mita will be here soon for a romantic night! | Haydi, Mita yakında romantik bir gece için burada olur. | Francesca-1 | 2009 | |
| If you go sweetie, we should be prepared! | Eğer gideceksen tatlım, hazırlıklı olmalıyız. | Francesca-1 | 2009 | |
| What do you mean? I've cashed out all the money. | Ne demek istiyorsun? Tüm paramızı çektim. | Francesca-1 | 2009 | |
| Mom... Tomorrow it'd be a rush! | Anne... Yarın ne olacağı belli olmaz. | Francesca-1 | 2009 | |
| Count it yourself: 2600. | Al sen de say, 2600 avro. | Francesca-1 | 2009 | |
| But I'll send you some more. | Sonra biraz daha yollarım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Don't. I'll have all I need when I get there. | Yollama, zaten orada ihtiyacım olacak kadar param var. | Francesca-1 | 2009 | |
| If I leave! | Eğer evden çıkabilirsem tabii. | Francesca-1 | 2009 | |
| Go on, mom. Jeni's waiting. | Haydi, anne. Jeni bekliyor. | Francesca-1 | 2009 | |
| Bye. Bye, sweetheart. | Görüşürüz. Görüşürüz, tatlım. | Francesca-1 | 2009 | |
| Hi, babe! How's it going? Okay. | Selam bebeğim. Nasıl gidiyor? İyi. | Francesca-1 | 2009 | |
| Watch out, I've been studying Caligula! | Dikkat et. Çalışıyordum Caligula! | Francesca-1 | 2009 | |
| See? This is what's wrong with you. | Görüyor musun bak, işte senin sorunun bu. | Francesca-1 | 2009 | |
| Instead of trying something that's simple and easy, | Basit ve kolay bir şey denemek yerine... | Francesca-1 | 2009 | |
| you get into complicated stuff. | ...kendini karmaşık işlere sokuyorsun... | Francesca-1 | 2009 | |
| ...and then can't deliver. | ...ve sonunu getiremiyorsun. | Francesca-1 | 2009 | |
| You scared me! I did? | Beni korkuttun! Öyle mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| Come here and let me really scare you! | Gel de seni tam korkutayım! | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll terrify you! | Seni şöyle bir dehşete düşüreyim. | Francesca-1 | 2009 | |
| I can't deliver, huh? Wait a sec! | Sonunu getiremiyorum, öyle mi? Bekle bir saniye! | Francesca-1 | 2009 | |
| Wait a sec, huh? Wait a sec. | Bir saniye bekleyeyim, öyle mi? Bekle bir saniye! | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll show you... | Gösteririm şimdi sana... | Francesca-1 | 2009 | |
| I don't want to be a duckling. Why not? | Ördek yavrusu olmak istemiyorum. Neden ki? | Francesca-1 | 2009 | |
| I think ducks are stupid... | Bence ördekler aptal. | Francesca-1 | 2009 | |
| Didn't you used to like them? | Eskiden onları sevmez miydin? | Francesca-1 | 2009 | |
| I want to be a kitty cat. What if I don't want to be a tom? | Ben yavru kedi olmak istiyorum. Ya ben erkek kedi olmak istemezsem? | Francesca-1 | 2009 | |
| You can stay a duck. Yeah? | Sen ördek kalabilirsin. Öyle mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| You ever seen a duck fucking a cat? | Sen hiç bir ördeğin kediyi siktiğini gördün mü? | Francesca-1 | 2009 | |
| There, you see? See what? | İşte, görüyor musun? Neyi? | Francesca-1 | 2009 | |
| You make everything seem vulgar. | Her şeyi belden aşağıya vuruyorsun. | Francesca-1 | 2009 | |
| Want a tom cat? | Erkek kedi istiyorsun, öyle mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| You want a tom cat, right? | Erkek kedi istiyorsun, öyle değil mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| I'll show you a tom cat. | Sana kedi nasıl olurmuş göstereceğim. | Francesca-1 | 2009 | |
| Don't drop my panties on the floor! | Külodumu yere atma! | Francesca-1 | 2009 | |
| Pick them up! | Al onu yerden! | Francesca-1 | 2009 | |
| A tom cat. Right? | Erkek kedi, değil mi? | Francesca-1 | 2009 | |
| If tom cat doesn't do a good job... | Eğer erkek kedi iyi iş çıkartmazsa... | Francesca-1 | 2009 | |
| his friends might be interested... | ...arkadaşları ilgilenebilir... | Francesca-1 | 2009 | |
| Is that so? Yup. | Öyle mi? Evet. | Francesca-1 | 2009 |