Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20070
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
So you're telling me you somehow managed | Yani bana nasıl olduysa Sabah 6'nın... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
to dig up the original master of "6 a.m."? | ...orijinalini bulduğunu mu söylüyorsun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Izzy hid it in his father's saxophone case | Izzy, bunu güvenli olacağını düşündüğü bir yere... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
somewhere he knew it would be safe. | ...babasının saksafon valizine saklamış. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Care for a listen, Mr. Rainey? | Dinlemek ister misiniz Bay Rainey? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Or you could sit in this room alone in silence | Ya da önümüzdeki 67 saat boyunca... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I don't know about you, | Seni bilmem... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but I don't hear no hit single. | ...ama ben gözde bir şarkı duymuyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I can't dance to that. | Bununla dans edemem. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Evans. | Bay Evans. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Please have a seat. | Lütfen oturun şöyle. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's funny how loss creeps up on you. | Zararın sana çaktırmadan yaklaşması çok komik. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You haven't figured out who killed my son yet, have you? | Oğlumu öldüreni bulamadınız, değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, no, but, | Evet, evet ancak... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
we might have the "why." | ...sebebini bulmuş olabiliriz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We believe that Izzy thought he had proof | Izzy'nin, Sabah 6'yı yazanın siz olduğunuz hakkında... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's possible that's why he was killed. | Bu yüzden öldürülmüş olması muhtemel. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ne? Ona verdiğiniz eski kasetler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I gotta ask you, Mr. Evans, | Size sormalıyım Bay Evans: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Is it true? Did you write it? | Doğru mu? Siz mi yazdınız? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Cut it the day after Ella was born. | Ella doğduktan sonraki gün. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ella was a colicky baby. | Ella sancılı bir bebekti. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She cried day and night. | Sabah akşam ağlardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I left the studio to help her mother. | Annesine yardım etmek için stüdyoyu bıraktım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Came back three days later, | 3 gün sonra geri döndüm beni her şeyden atmışlardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why didn't you fight it? | Neden mücadele etmediniz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Take Al to court. | Al'ı mahkemeye verseydiniz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What difference does it make? | Ne fark eder? Oğlum öldü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I nnver should have told him that story. | Ona, bu hikayeyi anlatmamalıydım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Where did you find that? | Bunu nerede buldunuz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
In your son's car. You recognize it? | Oğlunuzun arabasında. Tanıdınız mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Mr. Evans? | Bay Evans? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, ma'am. You have yourself a nice day. | Hayır hanımefendi. İyi günleriniz olsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
This thing hasn't seen a lot of love over the last | Bu şey, hiç sevgi görmemiş... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The emulsion has separated from the base. | Emülsiyonu tabandan ayrılmış. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
This must be how it feels to be....well, you. | Bu şey gibi hissettirdi...sen gibi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Kinda feels good being the expert. | Uzman olmak güzelmiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
If you wouldn't mind, | Mümkünse beni ses kayıtları konusunda aydınlatır mısın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look, you can tell the tape is damaged, | Ne aradığını biliyorsan, kasetin hasar aldığını söyleyebilirsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There's two layers to these old magnetic tapes. | Bu eski manyetik kasetlere kadar iki katman var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And once they come apart, you're left with diddily squat. | Bir kere koptu mu, beş para etmez. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Then we have one more chance. | Öyleyse bir şansımız daha var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Please, reassure me one last time | Lütfen beni son bir kez bunun meşru bir işlem olduğu konusunda emin kıl. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hey, you don't think I'd take any chances | Orijinal Sabah 6'yla başka şansım olmadı sanma. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Of all the antiques I've ever handled, | Düzelttiğin tüm antikalara bakarsan... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
This reel is suffering from sticky shed syndrome. | Bu makara yapışkan sundurma sendromundan acı çekiyor. İşte burada. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Baking the tape, | Kaseti pişirmek... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
fuses the two layers back together again. | ...iki katmanı tekrar bir araya getirir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Another seminal band you couldn't stomach, remember? | Kaldıramadığın önemli bir band daha vardı, hatırladın mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I will disown you if you ever don those tie dyed pants again. | Eğer bu spiral boyalı pantolonları bir daha giyersen seni reddedeceğim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now look, hey, who would have thought you and I, | Kim, ikimizin caz tarihini baştan yazacağımızı düşünürdü ki? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abe baked the tape! | Abe kaseti pişirdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
like a phoenix rising from the ashes, | ...küllerinden doğan anka kuşu gibi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It brought the original recording back to life. | Orijinal kaydı hayata döndürdü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yes, but it worked. | Evet ama işe yaradı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
All right, Betty Crocker, play it. | Peki Betty Crocker, çal bakalım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And we're...Rolling. | Ve...sarıyoruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What do you wanna play first, Lionel? | Önce ne çalmak istersin Lionel? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I smell a hit single. | Gözde şarkı kokusu alıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hey, why'd you decide to call it "6 a.M." Anyhow? | Niye buna Sabah 6 demek istedin ki? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's when my baby girl Ella was born. | Küçük kızım Ella'nın doğduğu saat. Hayatımın en mutlu saati. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
'Cause she came out looking like her mama. | Çünkü annesine benzeyerek doğdu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, I ain't much to look at, | Ona çok dikkat etmedim... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but at least they don't call me "Doughboy." | ...ama en azından bana "Doughboy" demiyorlar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. All right, all right, boys, | Evet, peki çocuklar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And there's our motive. | Gerekçemiz de bu işte. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Proof that Pepper wrote the song. | Şarkıyı Pepper'ın yazdığının kanıtı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Lieu... | Lieu... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Lieu, wait. Pepper was here today, | Lieu, bekle. Pepper dün buradaydı... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and he seemed sure that Al didn't kill Izzy, | ...ve Al'in Izzy'yi öldürmediğinden emin duruyordu... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but he did recognize the cuff links. | ...ancak kol düğmesini tanıdı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What if "D.B." doesn't stand for "Dovebird"? | Ya "D.B." "Dovebird"e dayanmıyorsa? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
They still don't fit any of our current suspects, though. | Yine de şu anki şüphelilerimizden hiçbirine uymuyorlar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
D.B. "Doughboy." | D.B. "Doughboy." | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Pepper called Lionel Hubbard "Doughboy" on the recording. | Kayıtta Pepper, Lionel Hubbard'a "Doughboy" diyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now Lionel would have had a motive to kill Izzy. | Lionel'in Izzy'yi öldürmek için bir sebebi var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay, maybe somebody inherited Lionel Hubbard's cuff links | Hayır! Belki de birine Lionel Hubbard'ın kol düğmesi... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Bud Gray and his band were recording at Al's studio. | Bud Gray ve grubu Al'in stüdyosunda kayıt yapıyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
They were playing at Rudy's the night Izzy was murdered. | Izzy'nin öldürüldüğü gece Rudy's'de çalmayı planlıyorlardı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Let's hear it for the Bud Gray Quintent. | Alkışlar Bud Gray Beşlisi'ne gelsin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay, you take the front and the exits. | Pekâlâ, ön tarafı ve çıkışları alın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You don't wanna do this! | Bunu yapmak istemezsin! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Let me go. He killed my boy, | Bırak beni. O, oğlumu öldürdü... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
and I can't let him get away with it. | ...bunun yanına kâr kalmasına izin veremem. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What about your daughter? | Kızın ne olacak? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The police are here to arrest Bud. | Polis, Bud'ı tutuklamak için burada. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You still have time to be Ella's father. | Hâlâ Ella'ya babalık yapmak için zamanın var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I was gone half her life. | Hayatının yarısında yoktum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She's never gonna speak to me again. | Bir daha benimle konuşmayacak. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now she will, too. | Artık o da bilecek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Shouldn't you at least give her a chance? | Ona bir şans veremez misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Bud Gray spilled. | Bud Gray döküldü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The search of his hotel room turned up the other cuff link. | Otel odasındaki aramada diğer kol düğmesi bulundu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Just got off the phone with the A.D.A. | A.D.A'yla konuştum... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Al knew Izzy had proof Pepper wrote "6 A.M.," | ...Al, Izzy'nin Sabah 6'yı Lionel Hubbard'ın değil... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Al told Bud to take care of it, | Al, Bud'a halletmesini söylemiş ve kanıt olduğunu düşündüğü... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Nice work, you two. | İyi iş çıkardınız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, I still don't get it. | Hâlâ anlamıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Bud Gray had a record deal, whole career ahead of him. | Bud Gray'ın önünde uzun bir kariyeri, kayıt anlaşması vardı. Bence Gloria servetini onu aşkından ayıran bir lanet olarak gördü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why would he kill a guy over royalties of one song? | Neden tek bir şarkının telif hakkı için birini öldürdü ki? | Forever-1 | 2014 | ![]() |