Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20071
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I thought you should have this. | Bence bu sizde kalmalı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I don't care about the money. Whatever's on it | Para umurumda değil. Üstünde her ne varsa... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay. I just... | Peki. Ben sadece... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I thought you should know that he wrote it for you. | Size yazdığını bilmek istersiniz diye düşündüm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
6:00 A.M. | Sabah 6. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's the time you were born. | Bu, senin doğduğun saat. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He wanted to celebrate the birth of his baby girl. | Küçük kızının doğumunu kutlamak istemiş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Unusual musical choice. | Sıra dışı bir müzik seçimi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, I just wanted to reassure you that not | Tüm kültürel telkinlerinin beyhûde olmadığını göstermek istedim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Just most of it. | Yalnızca çoğu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
How comforting. | Ne kadar rahatlatıcı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Although I must admit, | İtiraf etmeliyim ki... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I've developed a new appreciation for jazz. | ...caza karşı yeni bir takdirim oluştu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Perhaps it's not all chaos and dissonance. | Hepsi keşmekeş ve uyumsuz olmayabilir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Sure is more fun to play. | Çalması daha eğlencelidir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Care to show me? | Gösterebilir misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Are you asking me to teach you jazz? | Belki de sen... Sen anlatmak ister misin? Sana caz öğretmemi mi istiyorsun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
All right, it's important to remember that | Caz çalmanın duygularla alakalı olduğunu unutma, tamam mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It has been said that a man is not dead | Bir adam, ismi söylendiği sürece ölmez derler... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
that we are only truly gone when we've disappeared | ...ancak bizi sevenlerin hatıralarından silindiğimizde gitmiş oluruz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
meaning a great artist never dies. | ...yani büyük bir sanatçı asla ölmez. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
As long as his books are read, his paintings admired, | Kitapları okundukça, resimlerine hayran kalındıkça... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
we may each of us live forever. | ...her birimiz sonsuza dek yaşayabiliriz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
maybe it's time to learn a new song. | ...belki artık yeni şarkılar öğrenme zamanıdır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Fortunately, I have an excellent teacher. | Neyse ki, çok iyi bir öğretmenim var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah. Go | Evet. Devam et. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Go, man, go! Yeah! | Devam dostum, devam! Evet! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Darling, this isn't | Hayatım, bu babanın sözünü ettiği aile içinde olacak bir nişan törenine benzemiyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Dad doesn't do intimate, Colin. | Babam kendi aramızda olayını yapmaz Colin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He already agreed to no wedding announcement | The Times'a ilan vermemeyi kabul etti, bari bunu elinden alma. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But he's spending so much money. | Ama çok para harcıyor. Buna hiç gerek yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ostentation is not something that I'm accustomed to. 1 | Gösteriş yapmak pek alışık olduğum bir şey değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Look, I'm beginning to think the Devonshire Castle | Devonshire Şatosu'nun kötü bir fikir olduğunu düşünmeye başladım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You are a British Lord. | Sen bir İngiliz Lordu'sun. Ailenin şatosunda evlenmelisin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm not a Lord. I'm a Viscount. | Lord değilim, Viscount'ım. Ve hiçbir yasa kaçıp evlenemeyeceğimizi söylemiyor. 1 | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Colin, I love you. | Colin, seni seviyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And I've waited my whole life | Ve hayatım boyunca Prens Viscount'ımı bekledim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Emily! Daddy! | Emily. Baba. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's my girl. Sir. | İşte benim kızım. Efendim ev sahipliği yaptığınız için teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's going to be a charming affair. | Büyüleyici bir etkinlik olacak. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Aw, it's nothing compared to the wedding. | Düğünün yanında bu daha hiçbir şey. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, we were just discussing that. | Biz de tam bunu konuşuyorduk. Şato konusunda sen mi yoksa ben mi... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
her fairy tale, it ends in a castle. | Bilmiyorum! Biraz aksiyon. Cesedi açtığımızda dev gibi bir... ...onun peri masalı bir şatoda sonlanıyor. Anladın mı? Kesinlikle efendim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, this is one well dressed victim. | İşte bu çok şık bir kurban. Tam Henry'lik. Onu arayacak mısın? Hayır bugün izin günü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Whoa! Victim's a Brit. | Vay canına, kurban bir Britanyalı. Colin Cavendish, 28 yaşında, Londralı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Says he's a "vis count"? | Viscount muymuş neymiş? Bir ünvan, kraliyet gibi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh. Well, we got a dead royal in Central Park. | Central Park'ta ölü bir kraliyet üyesi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You got to call him. | Onu aramalısın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Henry. Breakfast is getting cold. | Henry kahvaltı soğudu. Mikrodalgada ısıtacağım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know how I feel. | Bu konudaki düşüncemi biliyorsun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The microwave is to food | Bir konuşma için cep telefonu neyse yemek için de mikrodalga o. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
it destroys the very thing it wishes to help! | Olayın amacına aykırı bir hareket. Sakin ol mikrodalgamız yok zaten. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Let's just sit and have breakfast | Hadi otur da iki medeni insan gibi kahvaltımızı yapalım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Ah, okay. | Tamamdır, nerede benim ölüm ilanlarım? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What Sunday morning would be complete | Antika için ölüleri temizlemesen pazar sabahımız tamam olmaz zaten. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Scavenge? This is market research. | Temizlemek mi? Market araştırması yapıyoruz burada. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay, what do we have here? What do we have? | Bakalım elimizde ne var? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
"Dead travel agent. Laine Romero from Queens." | Ölü seyahat acentası sahibi. Queens'ten Laine Romero. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Must've picked up some nice tchotchkes on her travels. | Seyahatlerinde birkaç güzel eşya almıştır herhalde. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm gonna circle that one till later. | Bunu sonrası için işaretleyelim. Bakalım başka ne var? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No. | Olamaz. Ne oldu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Lyle Ames died. | Lyle Ames ölmüş. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The name sounds familiar, but I'm... | İsmi kulağa tanıdık geliyor ama... 1957'den arkadaşım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, wow. | Vay canına, ne kadar uzun zaman geçmiş değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I taught him my best curse words, | Ona en pis küfürleri öğretirdim o da bana çıplak kadın dergisi verirdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm sorry. | Üzüldüm. Neredeyse 60 senedir onu düşünmemiştim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He used to live down the block | 69 ve 2. caddelerin köşesinde oturduğumuz zaman o da bir blok ileride oturuyordu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Remember that place? | Orayı hatırlıyor musun? Evet. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Those were good times with you and mom. | Sen ve annemle birlikte güzel günlerdi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
They were indeed. | Gerçekten güzeldi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Who's that? | Kim arıyor? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's 9:00. | Saat 9:00. Ortalama cinayet kurbanları saat 8:00 ila 8:30 arası bulunurlar. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Jo and Hanson most likely just arrived at the scene. | Jo ve Hanson az önce olay yerine varmış olmalılar. Merhaba dedektif. Selam Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I'm in Central Park. We've found one of yours. | Central Park'tayım, seninkilerden birini bulduk. Benimki mi? Bir aristokrat. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's a courtesy call, | Nezaketen aradım ama her zaman yardımını kullanabiliriz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Abe, do you mind...? | Abe, sakıncası yoksa... Git bir kötü adam yakala. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Passport I.D.'s him as Viscount Colin Cavendish. | Kimliğine göre adı Viscount Colin Cavendish. Kraliyetten. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Uh, the title of viscount is that of a noble, | Viscount ünvanı asildir ama kraliyet değildir, arada fark var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Not in New York. | New York'ta yoktur. 20 dakikadır Elçilik'le konuşmayı bekliyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Doc, doesn't your country care 1 | Doktor, Kraliyet'ten birinin işi bitince sizin ülke hiçbir şey yapmaz mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Nobles. He's a... does no one understand | Asiller, aranızda Asillik ve Kraliyet arasındaki farkı bilen hiç kimse yok mu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What? What'd he say? | Ne? Ne dedin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Never mind. | Neyse boşverin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hematoma to the back of the head. | Kafasının arkasında hematom var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Multiple lacerations on the face | Yüzündeki kesikler ölmeden önce birisiyle boğuştuğunun göstergesi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
C.O.D. incised wound to the carotid artery. | Ölüm nedeni şahdamarına aldığı darbe. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But this wasn't done by a knife. | Ama bir bıçakla yapılmamış. Çok düzensiz. Cinayet silahı buldunuz mu? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No. And something is off here. | Hayır, burada garip bir şey var. Bir İngiliz Asil'i... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Somebody stabs him to death, | Birisi onu ölene kadar bıçaklamış ama cüzdanını almamış. Hiç mantıklı değil. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, neither does the history. | Tarih de mantıklı değildir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
In 1869, Queen Victoria | 1869'da Kraliçe Victoria Lord Marcel Cavendish'in asillik ünvanını... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
when he stabbed a man to death in a house of ill repute. | ...bir genelevde bir adamı bıçaklayarak öldürdüğü için elinden aldı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Six months later, the former Lord was killed in a duel. | 6 ay sonra eski Lord bir düelloda öldürüldü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
In fact, the entire Cavendish family died out by 1881. | Aslında tüm Cavendish ailesinin soyu 1881'de tükendi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Mm, I thought you'd like this case. | Bu olayı seveceğini düşünmüştüm. Bu adam ne bir Viscount ne de bir Cavendish. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He's an impostor. | O bir sahtekar. Jo, şunu bir dinle... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
British Embassy's got no record of nobility | ...Britanya Elçiliği'nin elinde Colin Cavendish adında... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Henry already figured this out, didn't he? | Henry zaten olayı çözdü değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We have two mysteries here, Detectives. | Burada iki gizemimiz var Dedektifler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Who is Colin Cavendish, and who wanted him dead? | Colin Cavendish kim ve kim onun ölmesini istedi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |