Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 20037
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
You didn't listen. | Beni dinlemedin. Özür dilerim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You went with your gut. | İçindeki sese uydun. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
That's the most valuable tool a cop can have. | Bu bir polisin sahip olabileceği en değerli araçtır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I also have, uh, another pretty useful tool. | Çok kullanışIı bir yönüm daha var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
An M.E. with a sixth sense about death. | ÖIüm hakkında altıncı hissi olan bir adli tabip mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Yeah, well, you keep taking those off the board... | Bunları panodan kaldırmaya devam ettiğin sürece... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
He's all yours. | ...o tamamen senindir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Vicky' parents are here to pick up her stuff. | Bana ihtiyacı yok. Vicky'nin ailesi eşyalarını almaya geldi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Assuming you want me to handle? | İIgilenmemi istiyorsun galiba? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No. | Hayır. Ben ilgilenmeliyim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It should come from me. | Şehrin en güzel dim sum'ı orada olur. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Nothing can erase the pain of losing someone you love. | Hiçbir şey sevdiğiniz birini kaybetmenin verdiği acıyı yok edemez. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You carry it with you for the rest of your life, | Ölene kadar o acıyı yanınızda taşırsınız. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The best you can hope for is that over time, | Zamanla umabileceğiniz en iyi şey... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But no matter how strong we are, | Ama ne kadar güçIü olduğumuza bakıImaksızın... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
no matter how hard we fight... | ...ne kadar mücadele ettiğimize bakıImaksınız... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I miss her, too, you know? | Onu ben de özlüyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
She'd be 94 this year. | Yaşasaydı şimdi 94 yaşında olacaktı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know, it's possible she... She's gone. | Yaşıyor olması... O öldü. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You're never gonna see her again. | Onu bir daha hiç görmeyeceksin. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, I made my peace with that a long time ago. | Bununla barışımı uzun zaman önce yaptım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's just... | Bir dakika. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I knew she would be gone someday. | ...günün birinde öleceğini biliyordum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I just thought we could be a proper family for a while. | Ama düzgün bir aile kurabileceğimizi düşünmüştüm. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We were. | Kurduk. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But who the hell needs to be a proper family? | Ama kimin düzgün bir aile olmasına gerek var ki? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But you've enjoyed it? | Ama hoşuna gitti? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Are you really asking me if I've enjoyed my life? | Gerçekten bana hayatımın hoşuma gittiğini mi soruyorsun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's a little late for that, don't you think? | Bunun için biraz geç, sence de öyle değil mi? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Sorry. | Affedersin. Aptalca bir soruydu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You know what the Chinese say? | Çinliler ne der biliyor musun? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
"May you live in interesting times." | "İIginç bir çağda yaşıyor olabilirsin. " | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, you show me anyone that's had a more interesting time than we've had. | Bana bizden ilginç bir çağ yaşayan birini göster. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I suppose that's true. | Sanırım bu doğru. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, if you'll excuse me, I have a soufflé going upstairs. | Åimdi izninle, yukarı sufle yemeye çıkıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Raspberry? Yes. | Ahududulu mu? Evet. Bana asla Gloria ve kocası gibi olmayacağımıza, birbirimizi hep.. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And without overstating it, I nailed it. | Abartmıyorum, gerçekten de yaptım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, would you grab that? | İkimiz de aynıyız. Aynı acıyı, aynı laneti paylaşıyoruz. Sen bakar mısın? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hello? | Alo? Merhaba Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Who is this? | Kimle görüşüyorum? Adım mı? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I've had a few. | Birden fazlaydı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I don't like playing games. | ...ben oyun oynamaktan hiç hoşlanmam. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I was doing research on you. | Hakkında bir araştırma yapıyordum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Forgive me for being intrigued. | İIgimi çektiği için beni bağışla. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I couldn't understand something... | Ama bir şeyi anlayamadım: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Why you still cared. | Neden hala umursadığını. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Cared about what? | Neyi umursadığımı? Her şeyi. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But then I figured it out. | Ama sonra olayı anladım. Sen sadece bir çocuksun Henry. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
The first 200 years are easy. | İIk 200 yıI kolaydır. Hala inanırsın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, how long have you been...? | Sen kaç yıIdır yaş... 2 bin küsür oldu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You want to call me something? | Bana bir şey demek ister misin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Call me Adam. | Adam de. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Feels like I've been here right from the beginning. | Ta en başından beri buradaymış gibi hissediyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I think you and I should meet. | Bence tanışmalıyız. Zamanı gelecek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No reason to rush this relationship. | Bu ilişkide acele etmeye gerek yok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
We got all the time in the world. | Vaktimiz çok. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
My name is Henry Morgan. | Benim adım Henry Morgan. Uzun bir hikâyem var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Over the years, you could say I've become a student of death. | Bunca yıl içinde, artık ölümün bir öğrencisi olduğum denebilir. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Something happened nearly two centuries ago. | Yaklaşık iki yüzyıl önce bir şey oldu. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
My life is just like yours... | Uysallar dünyaya miras kalmış olabilir... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Except for one small difference. | ...ama ufak bir farkı var; ben hiç ölmüyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
It's a long story. | Uzun bir hikâye. 1 | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I hope to see you again. | Tekrar görüşmek üzere. Teşekkürler. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
God, what I wouldn't give. | Öyle olmak için nelerimi vermezdim! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What you wouldn't give to what? | Neye neyini vermezdin? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
You'd break your hip, Abraham. | Kalçanı kırarsın Abraham. Ben olsam o kadar emin olmazdım. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I was extremely dexterous in my youth. | Gençliğimde son derece yetenekliydim. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Oh, please tell me | Lütfen bana zemin katta köle gibi çalıştığını söyleme. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Youth is wasted on the immortal. | Gençlik bu ölümsüz vatandaşta boşa geçiyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So, I've been gathering data on my awakenings. | Uyanışlarım hakkında veri topluyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
On your what? When I emerge from the water. | Neyin hakkında? Sudan uyandığım zamanları. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Well, what? | Ee ne oluyor? Bazen... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I stay dead longer. | ...daha uzun ölü kalıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Only by a few seconds but still it's something. | Sadece birkaç saniye daha ama bu da önemli sayılır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I think it may have to do with the method of death... | Sanırım iç organ veya sinir zedelenmesi şeklinde bir ölümle ilgili. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Where are you going? This is fascinating. | Nereye gidiyorsun? Etkileyici şeyler anlatıyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I mean, let's say that one of these cockamamie experiments really works. | Farz edelim ki bu saçma deneylerin gerçekten bir işe yaradı. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Do you want to be gone that badly? | Ölmeyi o kadar çok mu istiyorsun? Hayır. Hayır. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
No, that's not what I'm saying. | Ben ondan bahsetmiyorum. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I want to grow old, | Yaşlanmak, hayat döngüsünü görmek, beyaz saçlı ve... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
But just because you can't grow old, | Yaşlanamıyor olman gelişemeyeceğin anlamına gelmiyor ki. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Hey. | Hey o benim evrak çantam! Biri yardım etsin! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Stop him! Get him off me! Help! | Durdurun onu! Bırak beni! İmdat! | Forever-1 | 2014 | ![]() |
There is a whole litany of things we can do | Ölümü kendimizden uzacak tutmak için pek çok şey yapabiliriz: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Exercise, eat well, put on sunscreen. | Egzersiz yapar, iyi beslenir, güneş kremi süreriz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
And though you might try to bargain with death, | Ama siz yine de ölümle pazarlık etmeye kalkışabilirsiniz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
So if you spend all your time hiding from death, | Vaktinizi ölümden saklanarak veya benim durumumda ölmeye çalışarak geçirirseniz... | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Wistful stroll through Central Park, maybe? | Central Park'ta yürüyüşe mi çıktınız? Hulu'dan "Scandal" mı izlediniz? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
I worked. Okay. | Çalıştım. Tamam. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Okay. Deceased name is Bill Sayle, 67 years old. | Tamam. Merhumun adı Bill Sayle, 67 yaşında. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
but not for the last year, since I don't see a tan line. | ...ama burası kararmadığı için geçen sene takmış olamaz. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Also, there's some sort of soot on his fingers. | Ayrıca parmaklarında siyahlık var. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Subtle gray flannel with a hook vent and a soft shoulder. | Kopça delikli gri bir flanel ve apolet. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Stain on his shirt... grape slushie, I believe. 1 | Tişörtündeki leke de sanırım üzümlü içecek. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Now, let's take a look at what's going on underneath. | Bakalım altında neler oluyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Whoa! He's ripped! | Çok genç! Bu mu 67 yaşında? Bana benziyor. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
After my morning crunches. | Mekik çektikten sonraki hâlime. | Forever-1 | 2014 | ![]() |
What could have done this to his body? | Vücuduna ne böyle bir şey yapabilir? | Forever-1 | 2014 | ![]() |
One thing's for sure... | Şurası kesin: | Forever-1 | 2014 | ![]() |
Never can tell how old someone is just by looking at him. | Asla birine bakarak yaşını anlayamazsın. | Forever-1 | 2014 | ![]() |