Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19908
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
They were large and they were intimidating. | iri yarı.. insanın gözünü korkutan türden.. iri yarı.. insanın gözünü korkutan türden.. Yapılı adamlardı ve korkutucuydular. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I don't know whether they had their surveillance team | Gerçekten bir gözetleme ekipleri mi var Gerçekten bir gözetleme ekipleri mi var Gerçekten de araştırma ekipleri mi vardı... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
or whether it was my neighbor that turned me in. I don't know. | yoksa bir komşu mu çıktı beni ihbar etti bilmiyorum.. yoksa bir komşu mu çıktı beni ihbar etti bilmiyorum.. ...yoksa komşum beni ihbar mı etti, bilemeyeceğim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Now as I turned to walk in the house, one of them said... | Eve doğru yürürken biri dedi ki; Eve doğru yürürken biri dedi ki; Eve girmek için döndüğümde, adamlardan birisinin... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I could hear in the back... "He's guilty. " | ..arkadan duyabiliyorum: .. O suçlu.. ..arkadan duyabiliyorum: .. O suçlu.. ..."Adam suçlu." dediğini duydum. 1 | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's a real ingenious device designed back in the 1800s, | Bu, 1800'lerde tasarlanmış harika bir makine. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and Monsanto's gonna close all of them out. | şimdi Monsanto bunların hepsini devre dışı bırakmaya çalışıyor.. şimdi Monsanto bunların hepsini devre dışı bırakmaya çalışıyor.. David Runyon Çiftçi Monsanto hepsini kapatacak. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
So how many seed cleaners are out there | Sence ülkede böyle kaç tane Sence ülkede böyle kaç tane Sizce şu an piyasada kaç temizlemeci var? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
in the country do you think? | tohum arıtıcısı kaldı? tohum arıtıcısı kaldı? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
In the state of Indiana, there may be six. | Indiana eyaletinde belki 6.. Indiana eyaletinde belki 6.. Bu eyalette, yani Indiana'da, altıdır. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Maybe. I'm not aware of... | Belki.. Tam bilmiyorum.. Belki.. Tam bilmiyorum.. O da belki. Bazıları... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
How many there used to be? Oh my golly. Every county had three. | Peki eskiden kaçtı? Ohoo her kasabanın 3 tane vardı.. Peki eskiden kaçtı? Ohoo her kasabanın 3 tane vardı.. Eskiden kaç tane vardı? Tanrım. Her ilçede üç tane vardı herhalde. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Have they all been put out of business? | Hepsi bıraktırıldı mı? Hepsi bıraktırıldı mı? Hepsi kapandı mı yani? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's nobody left. | Kimse kalmadı.. Kimse kalmadı.. Kimse kalmadı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When Monsanto soybeans first came on the market, | Monsanto soyası pazara girdiğinde Monsanto soyası pazara girdiğinde | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I just never really switched over. | hiç bulaşmadım.. hiç bulaşmadım.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I was getting pretty good yield | Kullandığım eski tip soya tohumu ile Kullandığım eski tip soya tohumu ile Kendi tohumlarımdan iyi ürün elde ediyordum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
with the conventional soybeans I'd been using, | oldukça iyi mahsul alıyordum.. oldukça iyi mahsul alıyordum.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
so I thought "Well, I'll just stay where I'm at". | değişikliğe ne gerek var dedim.. öyle devam ettim.. değişikliğe ne gerek var dedim.. öyle devam ettim.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
My neighbors all around me are all GMOs. | Etrafımdaki tüm komşularımın GDO'lu soya kullanıyor Etrafımdaki tüm komşularımın GDO'lu soya kullanıyor | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
If the pollen goes in, if the seed moves in, | eğer polen uçup benim tarlama girer eğer polen uçup benim tarlama girer Eğer onların poleni buraya gelirse... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I am still held accountable. | ya da tohum karışırsa yine ben sorumluyum.. ya da tohum karışırsa yine ben sorumluyum.. ...ben yine de sorumlu olacağım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When you genetically modify a crop, you own it. | Genetik olarak bir bitkiyi değiştirirseniz o size aittir.. Genetik olarak bir bitkiyi değiştirirseniz o size aittir.. Eğer bir bitkinin genetiğiyle oynarsan, o bitki senin oluyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We've never had this in agriculture. | Tarımda böyle birşey hiç olmadı.. Tarımda böyle birşey hiç olmadı.. Tarımda böyle bir şey hiç yoktu eskiden. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Used to be that your land grant universities, | Eskiden üniversitelerin ziraat bölümlerinde Eskiden üniversitelerin ziraat bölümlerinde Bazı üniversitelere toprak verilirdi... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
they developed what was called public seed. | tohum geliştirilir; Bunlara ortak tohum denirdi.. tohum geliştirilir; Bunlara ortak tohum denirdi.. ...onlar da "kamu tohumu" yetiştirirdi. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The vast majority of the plant breeding | Tohum ıslahının çok büyük bölümü Tohum ıslahının çok büyük bölümü Bitkilerin geliştirilmesi genelde böyle yerlerde olurdu. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
was actually done in these public institutions | bu tip kurumlarda yapılmıştır.. bu tip kurumlarda yapılmıştır.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Monsanto is very much like Microsoft. | Monsanto ile Microsoft birbirine çok benziyor.. Monsanto ile Microsoft birbirine çok benziyor.. Monsanto Microsoft'a çok benziyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The same way Microsoft owns the intellectual property | Microsoft nasıl Amerika'da çoğu bilgisayarın Microsoft nasıl Amerika'da çoğu bilgisayarın Nasıl Microsoft Amerika'daki çoğu bilgisayarın patentine sahipse... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
behind most computers in America, | yazılımlarının fikri mülkiyet haklarına sahipse yazılımlarının fikri mülkiyet haklarına sahipse | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
they set out to own the intellectual property | Monsanto'da aynı şekilde Monsanto'da aynı şekilde | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
behind most of the food in America. | pek çok gıdanın fikri mülkiyet hakkını elinde tutuyor.. pek çok gıdanın fikri mülkiyet hakkını elinde tutuyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Public plant breeding is a thing of the past. | Ortak tohum geçmişe ait bir kavram artık.. Ortak tohum geçmişe ait bir kavram artık.. Kamuya açık bitki türleri geçmişte kaldı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There virtually are no public seeds anymore. | Neredeyse hiç kalmadı Neredeyse hiç kalmadı Artık neredeyse hiç kamuya açık bitki türü yok. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's only like four or five varieties | benim yetiştirebileceğim benim yetiştirebileceğim Benim ekme hakkına sahip olduğum... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that I can actually plant. | 4 5 tür belki.. 4 5 tür belki.. ...ya dört ya beş çeşit var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Now I have some of the last soybeans | İşte Illinois'ten gelen son İşte Illinois'ten gelen son Illinois Eyaleti'nden çıkma son soya tohumları bende. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
coming out of the state of Illinois... | soya fasulyeleri.. soya fasulyeleri.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
That are not GMO. Public variety. Public variety. | GDO'li değil. Ortak tohum.. Ortak tohum.. GDO'li değil. Ortak tohum.. Ortak tohum.. GDO olmayan mı?. Kamu malı. Kamu malı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When it comes to the point that I can't buy any more certified seed, | Şimdi sertifikalı tohum da alamıyormuşum.. Şimdi sertifikalı tohum da alamıyormuşum.. Alacak başka tohum kalmadığına ne yapacağım? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
what do I do? What are my options? | Ne yapacağım.. Seçeneklerim neler? Ne yapacağım.. Seçeneklerim neler? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I acquired this list that was mailed to me. | Bu liste posta yoluyla elime geçti.. Bu liste posta yoluyla elime geçti.. Bana postayla bir liste yolladılar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The black list here is Monsanto's unauthorized growers list. | Monsanto'nun kara listesi.. Monsanto'nun kara listesi.. Monsanto'nun yetki vermediği çiftçilerin listesi, kara liste. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Wow. | Vaay.. Vaay.. Vay be. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Either farmers that have judgments against them, | Listedeki her çiftçinin onlara karşı ya bir davası Listedeki her çiftçinin onlara karşı ya bir davası Kendilerine karşı mahkeme kararı çıkmış çiftçiler ya da işletmeler... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
or businesses, or else it's... | ya bir takıntısı ya da benzer bir durumu var.. ya bir takıntısı ya da benzer bir durumu var.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
or it's farmers that have not submitted their paperwork, | ..ya da evrakların, kayıtlarını ..ya da evrakların, kayıtlarını | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
will not turn over their records. | Monsanto'yla paylaşmayanlar.. Monsanto'yla paylaşmayanlar.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
For my case, that's why I'm on there... | Ben mesela, bu yüzden bu listedeyim Ben mesela, bu yüzden bu listedeyim Ben de o yüzden bu listedeyim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
'cause I would not turn over my records. | kayıtlarımı onlara açmadığım için.. kayıtlarımı onlara açmadığım için.. Gerekli belgeleri vermek istemediğim için. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Am I on this list? Yes, you are. | Ben de var mıyım listede? Evet, varsın.. Ben de var mıyım listede? Evet, varsın.. Ben listede var mıyım? Evet, varsın. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Wow. | Vaaay.. Vaaay.. Vay be. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I see two of the farmers that I work for on here. | Bak, onlar için çalıştığım iki çiftçi de burada.. Bak, onlar için çalıştığım iki çiftçi de burada.. Burada kendileri için çalıştığım iki çiftçinin adı var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This list... now it comes down to the point | Bu liste.. Şimdi bu liste diyor ki Bu liste.. Şimdi bu liste diyor ki Bu liste... Artık, Monsanto ürünleri alamayacağım bir noktadayım, tamam mı? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
where I cannot buy Monsanto products, okay? | ben artık Monsanto ürünü alamayacağım.. ben artık Monsanto ürünü alamayacağım.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Right. | Doğru.. Doğru.. Evet. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
So it's coming down to "What can I plant?" | İyi de, o zaman ben ne ekip biçeceğim.. İyi de, o zaman ben ne ekip biçeceğim.. Sonuç "Ne ekeceğim?"e geliyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Monsanto is suing me on the basis | Monsanto beni çiftçileri kendi tohumlarını Monsanto beni çiftçileri kendi tohumlarını Monsanto, çiftçilere kendi tohumlarını temizlemelerini söylediğimde... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that I'm encouraging the farmer to break the patent law | yıkamam suretiyle onları patent yasasına karşı yıkamam suretiyle onları patent yasasına karşı ...onları patenti ihlal etmeye teşvik etmiş olduğumu söyleyerek... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
by cleaning their own seed. | cesaretlendirdiğim savıyla dava etti.. cesaretlendirdiğim savıyla dava etti.. ...beni dava ediyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I haven't been in a courtroom yet | Henüz mahkemeye çıkmadım Henüz mahkemeye çıkmadım Daha ilk celse bile yapılmadı, ama ben 25,000 dolar masraf yaptım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and my bill is already $25,000. | ama şimdiden fatura 25,000 Dolar.. ama şimdiden fatura 25,000 Dolar.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
People that were friends of mine | Bir zamanlar arkadaşım olan insanlar Bir zamanlar arkadaşım olan insanlar Eskiden arkadaşım olan insanlar, artık benimle konuşmaya çekiniyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
now are reticent to even talk with me. | benimle az konuşur oldular.. benimle az konuşur oldular.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We've been friends for 50 years, | 50 yıllık dostluklar... 50 yıllık dostluklar... 50 yıldır arkadaşız, ama hiç birlikte değiliz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and now we can hardly be seen together. | şimdi bir arada bile görünemiyoruz.. şimdi bir arada bile görünemiyoruz.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Right. | Doğru.. Doğru.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I don't think I'm really guilty, | Suçlu olduğumu düşünmüyorum Suçlu olduğumu düşünmüyorum | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but it was cheaper to pay the fine | ama cezayı ödemek ama cezayı ödemek ...ama cezayı ödemek, karşı çıkmaktan daha ucuza gelecekti. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
than it was to try to fight it. | onlarla savaşmaktan daha ucuz.. onlarla savaşmaktan daha ucuz.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It gnaws at you... Sure. | İçini acıtıyor... Kesinlikle. İçini acıtıyor... Kesinlikle. Kötü bir his... Evet. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
...because if you think you're right at something, | çünkü haklı olduğunu bilmene karşın çünkü haklı olduğunu bilmene karşın ...çünkü, haklı olduğunu düşünüyorsun, ama suçu kabul etmiş oluyorsun. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but yet you admit you're wrong. | haksızmış gibi davranıyorsun.. haksızmış gibi davranıyorsun.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Monsanto falsely accused us of violating their patent | Montasa bizi patent'e karşı ve Montasa bizi patent'e karşı ve Monsanto, bizi patent ihlaliyle ve kontratı bozmakla suçladı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and breach of contract. | sözleşmeye aykırı davranma yüzünden haksız yere suçluyor.. sözleşmeye aykırı davranma yüzünden haksız yere suçluyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
None of it was true. | Hiç biri doğru değil.. Hiç biri doğru değil.. Hiçbiri doğru değildi. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
You go into a market, you find a dominant farmer | Şöyle güçlü.. dişli bir çiftçi bulun.. Eğer onu korkutup ezerseniz Şöyle güçlü.. dişli bir çiftçi bulun.. Eğer onu korkutup ezerseniz Pazara bakıp, baskın çiftçilerden birini buluyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and if you can ruin them, you scare the rest of them to following the line. | bakın geridekiler nasıl hizaya geliyorlar.. bakın geridekiler nasıl hizaya geliyorlar.. Birisini mahvedince, diğerleri de korkup hizaya girmeye başlıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
My family spent $400,000 | Ailem 400,000 dolar para harcadı Ailem 400,000 dolar para harcadı Daha dava başlamadan, 400,000 dolar harcadık. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
fighting the battle, pretrial. | üstelik duruşma öncesi.. üstelik duruşma öncesi.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And we were told it would take another million | Bize dava için 1 Milyon dolar Bize dava için 1 Milyon dolar Bize, eğer davaya gideceksek, bir milyon dolar daha harcayacağımızı söylediler. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
to take the thing to trial. | daha gider dediler.. daha gider dediler.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We settled out of court. | Uzlaşmaya gittik.. Uzlaşmaya gittik.. Biz de anlaşmayla işi hallettik. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The way the system appeared to work to me was | Adalet sistemi bana şöyle geliyor.. Adalet sistemi bana şöyle geliyor.. Benim gözümde adalet şöyle işliyor: | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Lady Justice had the scales | Hani adalet heykeli vardır, bir bayan terazi tutar elinde Hani adalet heykeli vardır, bir bayan terazi tutar elinde Adalet tanrıçasının terazisi var. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and you piled cash on the scales | işte iki taraftan biri kefenin birine bir tomar para koyuyor işte iki taraftan biri kefenin birine bir tomar para koyuyor Siz bu terazinin kollarına parayı dolduruyorsunuz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and the one that piled the most cash on the scales, | diğeri diğer kefeye daha çok koyuyor diğeri diğer kefeye daha çok koyuyor Kimin tarafında daha çok para olursa... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
hired the most experts and was most willing | kazanma hırsı yüksek en iyi avukatlar tutuluyor kazanma hırsı yüksek en iyi avukatlar tutuluyor ...kim daha çok yalan söylemeye hazırsa, davayı o kazanıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
to tell the biggest lies, that was the winner. | en büyük yalanlar söyleniyor ve davayı kazanıyor.. en büyük yalanlar söyleniyor ve davayı kazanıyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
That seems to be how our justice system functions now. | İşte bizim adalet sistemimizin işleme biçimi.. İşte bizim adalet sistemimizin işleme biçimi.. Adalet sistemimiz artık böyle işliyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's terrible. It's terrible. | Korkunç.. Gerçekten korkunç.. Korkunç.. Gerçekten korkunç.. Korkunç bir şey. Korkunç. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
How can a farmer defend himself against | Bir çiftçi kendini Monsanto gibi Bir çiftçi kendini Monsanto gibi Bir çiftçi, kendisini Monsanto gibi bir şirkete karşı nasıl koruyabilir? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
a multinational corporation like Monsanto? | çok uluslu bir şirkete karşı nasıl savunur? çok uluslu bir şirkete karşı nasıl savunur? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I talked to a young man just three days ago. | tam 3 gün önce genç bir çiftçiyle konuştum.. tam 3 gün önce genç bir çiftçiyle konuştum.. Üç gün önce genç bir adamla konuştum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
They'd been to his farm, you know? | Ona da dava açmışlar.. Ona da dava açmışlar.. Onun çiftliğine de gitmişler, biliyor musunuz? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And this poor kid, he's just starting out. | Zavallı çocuk daha işin başında Zavallı çocuk daha işin başında Zavallı çocuk işleri de yeni kurmuş. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
His fiancée was there. I talked to her | ..nişanlısı da oradaydı, onunla da konuştum ..nişanlısı da oradaydı, onunla da konuştum Nişanlısı da oradaydı. Onunla konuştum... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and tried to give them the best advice I could. | ve verebileceğim en iyi tavsiyeyi vermeye çalıştım.. ve verebileceğim en iyi tavsiyeyi vermeye çalıştım.. ...ve verilecek en iyi öğüdü vermeye çalıştım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Unfortunately the best advice I could give them was | Ne yazık ki en iyi tavsiyem Ne yazık ki en iyi tavsiyem Ne yazık ki, onlara verilebilecek en iyi tavsiye: | Food inc-1 | 2008 | ![]() |