Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19906
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
when you add up the environmental costs | Çevresel ve toplumsal faktörleri Çevresel ve toplumsal faktörleri Tabii, çevresel sonuçları, toplumsal sonuçları, sağlığı da eklersek. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
societal costs, health costs. | ve sağlık giderlerini üzerine koyduğunuzda göreceksiniz ve sağlık giderlerini üzerine koyduğunuzda göreceksiniz | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The industrial food is not honest food. | Endüstriyel gıda dürüst değil.. Endüstriyel gıda dürüst değil.. Endüstrinin yemeği, kötü bir çeşit yemek. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's not priced honestly. It's not produced honestly. | Dürüstçe fiyatlandırılmıyor.. Dürüstçe üretilmiyor Dürüstçe fiyatlandırılmıyor.. Dürüstçe üretilmiyor Fiyatı kötü, üretimi kötü. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's not processed honestly. | Dürüstçe işlenmiyor.. Dürüstçe işlenmiyor.. İşlenmesi kötü. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
There's nothing honest about that food. | Hiçbir şeyi dürüst değil.. Hiçbir şeyi dürüst değil.. Endüstrinin size sattığı yemeğin her şeyi kötü. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I can't think of a better use for a Smithfield box. | Bir Smithfield kutusunun daha iyi kullanılabileceğini düşünemezdim.. Bir Smithfield kutusunun daha iyi kullanılabileceğini düşünemezdim.. Bir Smithfield kolisi ancak bu işe yarardı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It was about a five hour drive | 4 5 saatlik yoldan geliyorum 4 5 saatlik yoldan geliyorum Yaklaşık beş saatlik bir yol. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
maybe 300, 400 miles. | belki 500 600 kilometre belki 500 600 kilometre 500, belki 600 km. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
So yeah. | Ve işte.. Ve işte.. Yani evet, buna değer. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's worth it. | ..gelmeme değiyor.. ..gelmeme değiyor.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I have no desire to scale up or get bigger. | Böyle daha da büyüyeyim işleri büyüteyim derdim yok.. Böyle daha da büyüyeyim işleri büyüteyim derdim yok.. İşleri büyütmeye hiç niyetli değilim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
My desire is to produce the best food in the world | Benim derdim dünyanın en iyi gıdasını üretmek.. Benim derdim dünyanın en iyi gıdasını üretmek.. Benim amacım dünyanın en kaliteli yemeğini üretmek. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and heal. | ve iyileştirmek.. ve iyileştirmek.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
And if in doing so | Ve işinizi böyle yaparsanız Ve işinizi böyle yaparsanız Ve eğer sonunda bana gelip et isteyen insan sayısı artarsa... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
more people come to our corner and want stuff, | daha çok insan bu köşeye gelip ürünlerinizden alır daha çok insan bu köşeye gelip ürünlerinizden alır | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
then heaven help me figure out how to meet the need | tanrıya şükür o döngünün içinde yer almadan tanrıya şükür o döngünün içinde yer almadan ...Tanrı bana bu işi onurumu kaybetmeden yapmakta yardımcı olsun. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
without compromising the integrity. | ihtiyaçlarını nasıl karşılanacağının farkına vardım.. ihtiyaçlarını nasıl karşılanacağının farkına vardım.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
That... that's where I am. | İşte.. İşte ben buyum.. İşte.. İşte ben buyum.. Ben böyle düşünüyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I have absolutely no desire | Kesinlikle.. Hiçbir şekilde Wal Mart Kesinlikle.. Hiçbir şekilde Wal Mart Kesinlikle etimi Wal Mart'ta istemiyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
to be at Wal Mart. | gibi dev hipermarketlerde ürünüm olsun istemiyorum. gibi dev hipermarketlerde ürünüm olsun istemiyorum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
As soon as you grasp for that growth, | O büyümenin içine girip hırs yaptığınızda O büyümenin içine girip hırs yaptığınızda Öyle bir büyüme isteğine girdiğiniz anda... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
you're gonna view your customer differently, | ..müşterinizi farklı görürsünüz ..müşterinizi farklı görürsünüz ...sizin gözünüzde müşteri başka bir şey olur. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
you're gonna view your product differently, | ..yetiştirdiklerinizi farklı görürsünüz ..yetiştirdiklerinizi farklı görürsünüz Ürün de başka bir şey olur, yaptığınız iş de gözünüzde tamamen değişir. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
you're gonna view your business differently. | ..iş hayatını farklı görürsünüz ..iş hayatını farklı görürsünüz | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
You're gonna view everything that is the most important... | .. bence en önemlisi de bu .. bence en önemlisi de bu Son derece önemli olan her şey, gözünüzde değişir, bambaşka bir şey olur. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
you're gonna view that differently. | ..herşeyi farklı görürsünüz.. ..herşeyi farklı görürsünüz.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is our new organic line of popcorn. | Bu bizim yeni ürünümüz organik patlamış mısır.. Bu bizim yeni ürünümüz organik patlamış mısır.. Bu bizim yeni organik patlamış mısırımız. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is Vitasoy soy milk, | Bu Vitasoy, soya sütü Bu Vitasoy, soya sütü Bu Vitasoy soya sütü... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
the best soy milk in the entire world. | dünyanın en lezzetli soya sütü.. dünyanın en lezzetli soya sütü.. Dünyanın en iyisidir. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This entire show when it first started | Tüm bu fuar ilk başladığında Tüm bu fuar ilk başladığında Gary Hirshberg Stonyfield Çiftlikleri Sahibi İlk başladığımızda, bütün olay, şu koridor büyüklüğünde bir yerdeydi. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
was the size of this column right here. | sadece şu koridor kadardı.. sadece şu koridor kadardı.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Uh huh. | Ha ha.. Ha ha.. Hı hı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Several of us were sleeping in our booths. | Çoğumuz geceleri stantlarda uyurduk Çoğumuz geceleri stantlarda uyurduk Birkaçımız standlarda uyuduk. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We couldn't afford hotel rooms. | çünkü otele verecek paramız yoktu.. çünkü otele verecek paramız yoktu.. Otelde kalacak paramız yoktu. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Organic's been growing over 20% annually. | Organik gıda sektörü her yıl %20 büyüyor.. Organik gıda sektörü her yıl %20 büyüyor.. Organik gıda sektörü, yılda ortalama %20 büyüyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
It's one of the fastest growing segments in the food industry. | Gıda endüstrisinin en hızlı büyüyen kollarından biri.. Gıda endüstrisinin en hızlı büyüyen kollarından biri.. Gıda Sanayisinde en hızlı büyüyen sektörlerden biri. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
My God! Ah! | Tanrım.. Tanrım.. Tanrım! Ah! | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We're not gonna get rid of capitalism. | Tabii ki kapitalizmi reddetmiyoruz.. Tabii ki kapitalizmi reddetmiyoruz.. Kapitalizmden kurtulamayacağız. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Certainly we're not gonna get rid of it | Kesinlikle reddetmiyoruz.. Kesinlikle reddetmiyoruz.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
in the time that we need to arrest global warming | küresel ısınmayı durdurmaya çalıştığımız küresel ısınmayı durdurmaya çalıştığımız | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and reverse the toxification | hava, gıda, sudaki hava, gıda, sudaki | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
of our air, our food and our water. | kirlenmeyi tersine çevirmeye çalıştığımız bir zamanda kesinlikle.. kirlenmeyi tersine çevirmeye çalıştığımız bir zamanda kesinlikle.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We need to be much more urgent. | Çok daha seri hareket etmeliyiz Çok daha seri hareket etmeliyiz Çok daha fazla acele etmeliyiz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
If we attempt to make perfect the enemy of the good | Eğer en iyisini yapmaya çalışarak şunu diyebiliriz; Eğer en iyisini yapmaya çalışarak şunu diyebiliriz; Eğer bu kötü insanları yenmek için tek yaptığımız... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and say we're only going to buy food | örneğin tüm gıdamızı örneğin tüm gıdamızı | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
from the most perfect system | 150 km. çapında bir alan içinden 150 km. çapında bir alan içinden | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
within 100 miles of us, we're never gonna get there. | satın almak.. satın almak.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
As an environmentalist, it was pretty clear to me | Bir çevreci olarak benim için şu çok açık Bir çevreci olarak benim için şu çok açık Çevre sorunlarıyla uğraşan biri olarak, kirliliğe neden olan.... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that business was the source of all the pollution, | bu iş çevre kirliliğinin kaynağıdır bu iş çevre kirliliğinin kaynağıdır | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
business was the source of basically all the things | bu iş dünyamızı tahrip eden pek çok bu iş dünyamızı tahrip eden pek çok | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that were destroying this world. | şeyin kaynağıdır.. şeyin kaynağıdır.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
In college I came across this little institute | Üniversite yıllarında "tövbekar" bir grup biyologun oluşturduğu Üniversite yıllarında "tövbekar" bir grup biyologun oluşturduğu Üniversitede, Yeni Simya Enstitüsü adında bir kuruluşla karşılaştım. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
called New Alchemy Institute, | New Alchemy Enstitüsü adlı bu küçük grupla tanışıp New Alchemy Enstitüsü adlı bu küçük grupla tanışıp | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
which was a group of renegade biologists. | içlerinde yer aldım.. 1 içlerinde yer aldım.. 1 Dinini bırakmış biyologlardan oluşuyordu. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
My hope is to give you... | Umudum sizlere... Umudum sizlere... Umarım, size verebileceğim... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We were preaching a kind of a new religion, | Yeni bir çeşit din için vaaz veriyor gibiydik.. Yeni bir çeşit din için vaaz veriyor gibiydik.. Yeni yemek üretme ve atıktan kurtulma yolları arayan... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
trying to develop food and waste treatment alternatives, | ..gıda geliştirmeye.. atık arıtma alternatifleri üretmeye ..gıda geliştirmeye.. atık arıtma alternatifleri üretmeye ...bir dine iman ediyorduk. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but we were preaching to the convinced. | adanmış yeni bir din.. Ve dinleyenler zaten inançlıydı.. adanmış yeni bir din.. Ve dinleyenler zaten inançlıydı.. Ama bir tek bize inananlarla konuşuyorduk... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We were depending on sources of support that were dried up | Kısa sürede tükenen kısıtlı kaynaklarımızla Kısa sürede tükenen kısıtlı kaynaklarımızla ...işe yaramaz kaynaklara sırtımızı dayıyorduk.... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and we weren't reaching the audience | aslında gerçekten bu mesaja ihtiyacı olanlara aslında gerçekten bu mesaja ihtiyacı olanlara ...ve asıl bunları duyması gerekenlerle hiç iletişim kurmuyorduk. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that really needed these messages. | hiç bir zaman ulaşamadık.. hiç bir zaman ulaşamadık.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I realized we need to not be David | İşte o zaman Golyat'a karşı Davut değil İşte o zaman Golyat'a karşı Davut değil Fark ettim ki, güçlü canavara karşı savaşan cesur insan olmak yetmiyordu. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
up against Goliath. We need to be Goliath. | ..bizzat Golyat olmamız gerektiğini farkettim.. ..bizzat Golyat olmamız gerektiğini farkettim.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
When we started out, we were a seven cow farm. | İşe giriştiğimizde 7 tane sığır çiftliği vardı İşe giriştiğimizde 7 tane sığır çiftliği vardı İşe ilk başladığımızda yedi ineğimiz vardı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We wanted to prove that business could be part of the solution | Hedefimiz bu işin küresel çevre problemlerinin Hedefimiz bu işin küresel çevre problemlerinin Çevre sorunlarının, işletmeler yoluyla da çözülebileceğini göstermek istiyorduk. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
to the globe's environmental problems. | çözümüne katkıda bulunabileceğini çözümüne katkıda bulunabileceğini | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
At the same time we had to prove 1 | ..Aynı zamanda bu yöntemle de ..Aynı zamanda bu yöntemle de Ama aynı zamanda iyi kar edilebileceğini de göstermeliydik. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
that we could be highly profitable. | son derece karlı işler yapılabileceğini ispat etmekti.. son derece karlı işler yapılabileceğini ispat etmekti.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Today in 2008, not only are | Bugün, 2008'de sadece Amerika'nın Bugün, 2008'de sadece Amerika'nın Bugün, 2008'de, hem Amerika'nın en büyük üçüncü yoğurt markasıyız... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
we the3 yogurt brand in America, | 3 numaralı yoğurt markası değil 3 numaralı yoğurt markası değil | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but we're among the most profitable. | aynı zamanda en karlı şirketiyiz.. aynı zamanda en karlı şirketiyiz.. ...hem de en çok kazananları arasındayız. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
See, this is the interesting thing. | Bak işte bunlar çok ilginç.. Bak işte bunlar çok ilginç.. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
A little company like this is now Kraft, | Böyle küçük bir şirket şimdi Kraft.. Böyle küçük bir şirket şimdi Kraft.. Bu küçük şirketi Kraft satın aldı. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
but you don't have any idea that it's Kraft. | Ama O'nun aslında Kraft olduğuna dair hiçbir fikrin yok değil mi.. Ama O'nun aslında Kraft olduğuna dair hiçbir fikrin yok değil mi.. Ama bunun farkında değiliz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is now Pepsi. That's now Kellogg's. | Bak bu Pepsi.. Bu Kellogg's Bak bu Pepsi.. Bu Kellogg's Şu marka artık Pepsi. Şuradaki Kellogg's. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Kashi is Kellogg's? Yeah. | Kashi aslında Kellogg's mu? Evet.. Kashi aslında Kellogg's mu? Evet.. Kashi Kellogg's mu yani? Evet. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is Colgate now. Oh, is it? | Bu şimdi Colgate. Aaa gerecekten mi? Bu şimdi Colgate. Aaa gerecekten mi? Bu artık Colgate. Öyle mi? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, this is one of those companies that started like us. | Evet, o da bizim gibi başlayan firmalardan biri.. Evet, o da bizim gibi başlayan firmalardan biri.. Evet, bu da işe bizim gibi başlayan şirketlerden. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Well, it's... Make them different? | Peki bu birleşmelerde ruhlarını kaybediyorlar mı? Peki bu birleşmelerde ruhlarını kaybediyorlar mı? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Make them successful, basically. | Sadece başarı mı yani.. Sadece başarı mı yani.. Onları başarılı yapan... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
The jury is out. I have to put it that way. | Bence hala ortada.. Böyle düşünmek zorundayım.. Bence hala ortada.. Böyle düşünmek zorundayım.. Tartışmalı. Öyle diyeyim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
These large companies don't grow organically. | Bu büyük firmalar organik olarak değil, Bu büyük firmalar organik olarak değil, Büyük şirketler organik üretim yapmıyor. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
They grow by acquisition. | ..şirket evlilikleri ile büyüdüler.. ..şirket evlilikleri ile büyüdüler.. Organik üreticileri satın alıyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Coke, Pepsi, Kellogg's, General Mills... | Coca Cola, Pepsi, Kellogg's, General Mills... Coca Cola, Pepsi, Kellogg's, General Mills... Coca Cola, Pepsi, Kellogg's, General Mills... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
all of them are running, | organik gıda işinde yürümeden organik gıda işinde yürümeden ...hepsi organik yemek piyasasına doğru... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
not walking, into the organic food business. | koşmaya başladılar.. koşmaya başladılar.. ...yürümüyorlar, koşuyorlar. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
For me, when a Wal Mart enters the organic space, | Wal Mart mağazalarında organik gıdaya yer verince Wal Mart mağazalarında organik gıdaya yer verince Benim için, Wal Mart'ın organik ürün piyasasına girmesi... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I'm thrilled. It's absolutely one of the most exciting things. | ..dehşete düştüm.. kesinlikle çok heyecan verici bir durumdu.. ..dehşete düştüm.. kesinlikle çok heyecan verici bir durumdu.. ...harika olur. Gerçekten de çok sevinirim. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
I have dreamed of the day | Bir gün bu kodaman şirketlerle Bir gün bu kodaman şirketlerle Ben hep, dev şirketlerle masaya oturup, organik tarım ve sürdürülebilirlik... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
when I could sit with corporate titans | masaya oturup masaya oturup | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
and have conversations | organik gıda organik gıda | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
about organics and sustainability. | ve sürdürülebirliği üzerinde konuşmayı düşlerdim.. ve sürdürülebirliği üzerinde konuşmayı düşlerdim.. ...hakkında konuşabilmeyi hayal etmişimdir. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
This is Amanda. This is Rand. Hi Amanda. I'm Rand. | Amanda. Rand. Selam Amanda, ben Rand.. Amanda. Rand. Selam Amanda, ben Rand.. Amanda Ellis Thrurber Organik Çiftçi Bu Amanda, bu da Rand. Merhaba Amanda. Ben Rand. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Rand, nice to meet you. Tony. | Rand,tanıştığımıza memnun oldum. Tony. Rand,tanıştığımıza memnun oldum. Tony. Amanda Ellis Thrurber Organik Çiftçi Rand, tanıştğımıza memnun oldum. Ben Tony. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Tony. Great. Nice to meet you. | Tony. harika. Memnun oldum.. Tony. harika. Memnun oldum.. Tony. Güzel. Memnun oldum. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Okay, help me figure out where... | Durun bakalım tahmin edeyim siz ikiniz.. Durun bakalım tahmin edeyim siz ikiniz.. Peki, şimdi anlayamadığım... | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
We both work for Wal Mart. You're with Wal Mart. | İkimiz de Wal Mart'ta çalışıyoruz. Wal Mart'ta ha.. İkimiz de Wal Mart'ta çalışıyoruz. Wal Mart'ta ha.. İkimiz de Wal Mart'la çalışıyoruz. Wal Mart'la çalışıyorsunuz. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Yup. | Evet.. Evet.. Evet. | Food inc-1 | 2008 | ![]() |
Do you know that we don't go to Wal Mart? | Biliyor musunuz Wal Mart'a adım atmayız biz.. Biliyor musunuz Wal Mart'a adım atmayız biz.. Wal Mart'a hiç gitmediğimizi biliyor muydunuz? | Food inc-1 | 2008 | ![]() |