Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19260
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Oh, you have no idea what joy we have had from having our kids. | Çocuk sahibi olmak çok keyiflidir. Torunlarımız olursa ne kadar seviniriz bilemezsin. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Mai's the one that I worried about the most. | Mia aralarında en çok endişelendiğimdi. En çok Mai'den endişeleniyorum. Eskiden çok tatlıydı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I mean, she was so sweet. | Yani, o çok tatlıydı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I mean, it seemed almost inevitable that she'd grow up one day and run off with Gary. | Bir gün büyüyüp Gary ile kaçması kaçınılmaz gibiydi. Kesin bir gün büyüyüp Gary'le kaçacaktır. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Like that little director fellow, you know, | Tıpkı şu küçük yönetmen gibi... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
the one that married Mia Farrow? | ...hani Mia Farrow ile evlenen. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Oh, sweetheart, please stop. She's our daughter. | Tatlım lütfen yeter. O bizim kızımız. Hayatım, yapma böyle. O kızımız. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
She's a hot little number, though. | Mia evin en ateşli küçüğü. Kendisi çok güzel, orası ayrı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Hannah, I would really recommend | Hannah, kimsesiz çocukları... Fakir çocuklar evlat edinmeni tavsiye ederim Hannah. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
adopting underprivileged children. | ...evlat edinmeni tavsiye ederim. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Wow, that's really just so sweet of you, Mrs. Black. | Vay canına Bayan Black bu sizin için çok güzel. Çok düşüncelisiniz Bayan Black. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It is a great conversation starter at charities, | Bu harika sohbet hayır işleri açısından... Hayır kurumlarıyla aranı yapar... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
it helps your social standing... | ...sosyal durumuna yardımcı olacak... ...sosyal statüne yardımı olur ve... Versene. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
...and your vag doesn't get stretched out like an elastic band at Cirque du Soleil. | ...ayrıca vajinan da sirklerdeki lastik gibi uzayıp gevşemeyecek. ...vajinan da Cirque du Soleil'den çıkmış lastik bant gibi esnetilmez. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Okay, Mom. Mom, please. | Peki, anne, anne lütfen. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
There was just nothing I wouldn't do for my children. | Çocuklarım için yapamayacağım şey yoktur. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I even learned to speak Mandarin for Mai. | Mai için Mandarince bile öğrendim. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
That's not even a real language. | Bu gerçek bir dil bile değil. Öyle bir dil yok ki. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Hit that bottom! | Popoma geçir. Dibine kadar sok! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Hannah, where is your family from? | Hannah, ailen nereli? Ailen nereli Hannah? Annem Georgia'da oturuyor. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
My mom lives in Georgia. | Annem Georgia'da yaşıyor. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Oh, Atlanta! | Atlanta demek! Atlanta demek! O zaman annen striptizcidir herhâlde. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Oh, then your mom must be a stripper. | O zaman annen kesin striptizci. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
She actually lives in Savannah, | Aslında Savannah'da yaşıyor. Aslında Savannah'da oturuyor ve kendisi ev hanımıdır. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
and she's just a housewife. | Ayrıca sadece ev hanımı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Sure she is, dear. | Eminim öyledir canım. Kesin öyledir canım. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I'm gonna go and visit her, actually, in a few days. | Aslında bir kaç gün içinde ziyaretine gideceğim. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Drinks anyone? Drinkies? | Kimler içki ister? İçki isteyen var mı? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I'll have two. I'd love to, Mom, | Ben iki tane alayım. Çok isterdim anne... Ben iki tane alayım. Ben de isterim anne... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
but I promised Hannah I'd show her the estate. | ...ama Hanna'ya etrafı göstereceğime söz verdim. ...ama Hannah'a evi gezdireceğimi söyledim. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Home stretch! Yes! | Son düzlük! Evet! Harikasın! Evet! İzninizle. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Excuse us, please. | İzninizle lütfen. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It's grocery time. | Hesap zamanı. Keşif zamanı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It's like I'm on air right now! | Şuan havada gibiyim! Şu an havada uçuyorum resmen! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
How come you didn't tell me about her? | Onun hakkında neden bir şey söylemedin? Bana onu neden anlatmadın? Annemi mi? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Who, my mom? | Kimin, annem mi? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
My God, she has a nickname? | Tanrım, bir de lakabı mı var? Yok artık, lakabı da mı var? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Do you love her? | Onu seviyor musun? Onu seviyor musun? Tabii ki, o benim annem. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Of course, she's my mother. | Elbette, o benim annem. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
God, how long has this been going on? | Tanrım, bu ne zamandır devam ediyor? Oha, ilişkiniz ne zamandır devam ediyor? Doğduğumdan beri. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Since birth. | Doğduğumdan beri. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Oh, come on, I can't compete with that! | Hadi ama, onunla aşık atamam ben. Hadi ama, bununla yarışamam ki! Yarışmak zorunda değilsin! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Hey, you don't have to compete with it! | Bunu yapmak zorunda değilsin. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You're my boyfriend, she's my mom. | Sen sevgilimsin, o annem. Sen erkek arkadaşımsın, o ise annem. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
They're two totally different relationships! | İkiniz arasındaki sevgi farklı! İkisi birbirinden apayrı ilişkiler! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
No, they're not! Okay, Hannah, you're mine, okay? | Hayır, değil. Tamam mı? Sen benimsin Hannah. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
There's no mother, no brother, no cousins, no second cousin removed, | Ne anne, ne baba, ne kuzen, ne ikinci kuzen... Anne, ağabey, kuzen, ikinci dereceden kuzen... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
no friends that you call cousin 'cause your parents are close! | ...ne arkadaş ki ona kuzen diyorsun aileler yakın diye! ...ebeveynleriniz yakın olduğundan dolayı kuzen dediğin arkadaşlar da yoktur! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
There's none of that. No play cousins? | Hiç birine yer yok. Kuzenlerle oyun yok mu? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
No play cousins. | Kuzenlerle oyun yok. Onlar da yok. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Christian, what do you want? | Christian, ne istiyorsun? Ne istiyorsun Christian? Kevin Hart'ın her filmde oynamamasını! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I want Kevin Hart not to be in every movie! | Kevin Hart'ın her filmde oynamasını istemiyorum! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Why? He's hilarious. | Neden? Adam gayet iyi. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Come on, there's other black actors! | Hadi ama başka zenci aktörler de var. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
How about them? Like who? | Onlar ne olacak? Kim mesela? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It could've been Sam Jackson in Ride Along. | Ride Along filminde Sam Jackson olabilirdi. Zor Biraderler'den Sam Jackson mesela. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Who knows what kind of crazy wig he would have been wearing? | Kim bilir o çılgın peruğu taktığında nasıl olurdu? Kim bilir, nasıl bir peruk takıyordur? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I thought you wanted me! | Beni istediğini sanıyordum. Beni istiyorsun sanıyordum! Ne istiyorsun, aşk mektupları mı? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
What do you want, love letters? | Aşk mektupları mı istiyorsun? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Hickies? Edible Arrangements? Mmm. | Hediyeler? Yenilebilir çiçekler? Öpücükler mi? Çiçek yemekler mi? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You know, that's not even real flowers. It's fucking fruit. | Onlar gerçek çiçek bile değiller. Lanet meyveler sadece. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Yeah, but it's delicious. | Evet, ama çok lezzetliler. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
And it's a start, okay? | Hem bu daha başlangıç, tamam mı? Ayrıca bir başlangıç olur. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
And maybe we could advance to a Tiffany's engagement ring, | Belki Tiffany'den nişan yüzüğü alırız... Belki bir yüzük aldıktan sonra... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
and a wedding where we invite 500 of our closest friends, | ...düğünümüze en yakın 500 arkadaşımızı davet ederiz... ...yakın arkadaşlarımızdan 500'ünü davet edip bir düğün yaparız... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
and then we have seven kids, and we live in a big house... | ...ve sonra yedi tane çocuk yapar ve büyük bir evde yaşarız. ...ve yedi çocuk yapıp büyük bir evde otururuz... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Whoa. You had this whole thing planned out, huh? | Bütün bunları sen mi planladın? Yuh. Tüm bunları planlamışsın galiba? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You know, is it me or is it hot in here? Shit. | Burası mı sıcak yoksa bana ateş mi bastı? Siktir. Sadece ben mi terliyorum yoksa burası sıcak mı ne? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You want me to be somebody that I'm not. | Benden olmadığım biri olmamı istiyorsun. Olmadığım birine dönüşmemi istiyorsun. Seni ben değiştirmiyorum. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
No, no, it's not me that's changing you. | Hayır, hayır seni değiştirmek istemiyorum. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It's you that's changing me! | Beni değiştiren sensin. Beni değiştiren sensin! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
That's a line from the movie Radio. | Bu "Radyo" filminden bir replik. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
No, it's not. | Hayır, değil. Hayır, değil. Evet, Cuba Gooding Jr'ın... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Yeah, yeah, the movie with Cuba Gooding, Jr., | Evet, Cuba Gooding'in filminden. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
where he played this mentally disabled athlete. | Zihinsel engelli bir sporcuyu oynamıştı. ...zihinsel engelli bir atleti oynadığı film. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
"It's not us that's teaching Radio, | "Biz radyoya öğretmiyoruz." "Radyo'yu eğiten biz değiliz, bizi eğiten Radyo'dur." | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
"it's Radio that's teaching us." | "Radyo bize öğretiyor." | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Nah, mine is way different. | Hayır, benimki farklı. Yok canım, benimki apayrı bir laf. Cümle yapısı aynı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It's the same premise. | İçeriği aynı ama. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You complete me? | Beni düzeltiyor musun? Beni tamamlıyorsun? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Jerry Maguire, also starring Cuba Gooding, Jr. | Cuba Gooding'in baş rolü Jerry Maguire. Yeni Bir Başlangıç, yine başrolde Cuba Gooding Jr var. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I don't understand your whole fixation on him. | Onu takıntı haline getirmişsin. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You know, all this time I thought I wasn't in the right place, | Biliyorsun, bunca zaman yanlış yerde olduğumu düşündüm... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
but I was! | ...ama öyleyim de! ...ama meğerse öyleymişim! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
That's Snow Dogs. | Bu "Kar Köpekleri". O da Kar Köpekleri'nden. Sokayım be! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
God damn it! | Tanrının cezası! | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I gotta stop binging on Netflix. | Netflix sitesinden uzak durmalıyım. Netflix izlemeyi bırakmam lazım. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
That song sounds so sad. | Bu şarkı çok hüzünlü. Ne kadar da hüzünlü bir şarkı. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Not as sad as Luther Vandross' Dance With My Father. | Luther Vandross'ın "Babamla Dans" şarkısından hüzünlü değil. Ahmet Kaya'nın "Bu Adam Benim Babam" türküsü kadar değil. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Oh, God, that song tears me up. | Ah, Tanrım o şarkı beni ağlatıyor. Tanrım, o türkü beni ağlatıyor ya. 1 | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Every time I hear it, I just wanna go, "Where's my daddy?" | Her duyduğumda, "Babam Nerede?" demek istiyorum. Her dinleyişimde "babacığım nerede?" diyesim geliyor. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Christian, we have to talk. | Christian, konuşmalıyız. Christian, konuşmamız gerek. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
You mean like white people? | Yani beyaz insanlar gibi mi? Beyazlar gibi mi? Onda kötü ne var ki? | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Well, they just talk a lot, you know? | Bilirsin onlar çok konuşurlar. Çok konuşuyorlar, anlarsın ya? Siyahilerden farklı konuşuyorlar. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
They do it differently than black people do it. | Siyahi insanlardan farklı olarak bunu yaparlar. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
White people don't like to argue, they like to discuss. | Beyaz insanlar tartışmayı sevmez konuşurlar. Beyazlar kavga etmez, tartışırlar. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
Then they start throwing around all these big SAT words | Sonra da etraflarına iddalı cümleler savururlar... Süslü püslü kelimeler kullanıp birbirlerinde suçluluk duygusu oluştururlar. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
and putting a lot of emotional guilt on each other. | ...ve birbirlerine duygusal baskı yaparlar. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
It's just too much to deal with. | Bununla başa çıkmak çok zor. | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |
I like it the black way, you know, where we curse each other out, | Siyahların tarzını severim birbirlerine dışarıda lanet eder... Siyahi yöntemini seviyorum, birbirimize küfredip... | Fifty Shades of Black-1 | 2016 | ![]() |