• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 19108

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I might have a job next year. Congratulations. Seneye bir işim olabilir. Tebrik ederim. Felicity-1 1998 info-icon
Thank you. Oh, my God. Teşekkürler. Aman Tanrım. Felicity-1 1998 info-icon
Speaking of next year, one of Ben's Gelecek sene deyince aklıma geldi... Felicity-1 1998 info-icon
professors called and left a message. ...Ben'in hocalarından biri aradı ve mesaj bıraktı. Felicity-1 1998 info-icon
He needs to talk to Ben today about some pre med programme in Arizona. Ben'le Arizona'daki tıbba hazırlık programı hakkında konuşmak istiyormuş. Felicity-1 1998 info-icon
Arizona? I figured you'd know what it's about. Arizona mı? Senin ne olduğunu bildiğini sanmıştım. Felicity-1 1998 info-icon
You guys are going on the walking tour? Yürüyüş turuna mı gidiyorsunuz? Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, we were just about to leave. Evet, çıkmak üzereydik. Felicity-1 1998 info-icon
I'm gonna go study. Have a good time. Bak, benden olduğuna inandığını biliyorum... Ben ders çalışacağım. Size iyi eğlenceler. Felicity-1 1998 info-icon
So what's in Arizona? Arizona'da ne var? Felicity-1 1998 info-icon
What? Efendim? Her şeye rağmen gayet iyi oldu. Felicity-1 1998 info-icon
Noel said your professor called and Noel bir hocanın aradığını ve Arizona'daki... Felicity-1 1998 info-icon
left a message about some pre med programme in Arizona. ...bir tıbba hazırlık programı hakkında mesaj bıraktığını söyledi. Felicity-1 1998 info-icon
Noel said that? He was just passing on a message. Noel mu söyledi? Mesajı aktardı sadece. Felicity-1 1998 info-icon
Why is he telling you? Evet. Hayır. Yarın. Gayet iyi. Mesaj bana bırakılmış. Neden sana söylüyor ki? Felicity-1 1998 info-icon
Why does it matter? What is going on? Böyle oldu mu, polise haber veririz. Ne fark eder ki? Neler oluyor? Felicity-1 1998 info-icon
Lauren's moving to Arizona. Lauren Arizona'ya taşınıyor. Felicity-1 1998 info-icon
So you're moving? Sen de mi taşınıyorsun? Felicity-1 1998 info-icon
No, I don't know what I'm doing. Hayır, ben ne yapacağımı bilmiyorum. Felicity-1 1998 info-icon
When were you gonna tell me? I found out this morning. Bana ne zaman söyleyecektin? Ben de bu sabah öğrendim. Felicity-1 1998 info-icon
I haven't had time to think about it. But you told your professor. Daha düşünmeye vaktim olmamıştı. Ama hocana söylemişsin. Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, I did. He's looking into possibilities for me. Evet, söyledim. Benim için ihtimalleri araştırıyor. Felicity-1 1998 info-icon
So there's a possibility? I don't know. We're gonna figure it out, okay? Yani bir ihtimal var? Bilmiyorum. Beraber bir yol bulacağız, tamam mı? Felicity-1 1998 info-icon
You keep saying everything will be okay, Her şey yolunda gidecek diyorsun ama... Felicity-1 1998 info-icon
but suddenly you might be moving to Arizona. ...aniden Arizona'ya gidebileceğin ortaya çıktı. Felicity-1 1998 info-icon
I wish he'd mind his own business. This has nothing to do with Noel. Keşke kendi işine baksa. Bunun Noel'la hiçbir alakası yok. Felicity-1 1998 info-icon
This is about us. Ben... Bu bizimle alakalı. Ben Felicity-1 1998 info-icon
Adam won that competition. Adam yarışmayı kazandı. Felicity-1 1998 info-icon
He wants me to stay next year and work on it with him. Gelecek sene burada kalıp, onunla beraber çalışmamı istiyor. Felicity-1 1998 info-icon
That's great. Not if you're gonna be in Arizona. Çok güzel. Eğer sen Arizona'ya gidiyorsan, değil. Felicity-1 1998 info-icon
We have to talk about this. What happens after graduation? Bunun hakkında konuşmamız lazım Mezuniyetten sonra ne yapacağız? Felicity-1 1998 info-icon
Are we gonna be together? I said I don't know! I'm trying to figure it out. Beraber olacak mıyız? Bilmiyorum dedim! Çözmeye çalışıyorum! Felicity-1 1998 info-icon
I don't have all the answers right now! Şu anda her şeyin cevabını veremiyorum, tamam mı? Felicity-1 1998 info-icon
All right? Yeah. İyi misin? Evet. Felicity-1 1998 info-icon
Hey. How was your big tour? Selam. Tur nasıl geçti? Felicity-1 1998 info-icon
It was pretty cool, actually. Çok iyiydi aslında. Bak. Gayet ciddiyim, Noel. Lionel tek çarem. Felicity-1 1998 info-icon
Next time I get a message, give it to me and not somebody else. Bir daha bana mesaj bırakıldığında bana söyle, başkasına değil. Felicity-1 1998 info-icon
What are you talking about? Message from my professor. Sen neyden bahsediyorsun? Hocamın bıraktığı mesajdan. Hamile. Yakında anne olacak. Felicity-1 1998 info-icon
I just thought Felicity would see you before I did. Arizona'ya taşınma. Noel. Önemli olduğunu söylemişti. Felicity seni benden önce görür dedim. Felicity-1 1998 info-icon
Just tell me about it next time, okay? Sure. Bir daha ki sefere bana söyle, olur mu? Elbette. Felicity-1 1998 info-icon
What was that all about? Kaçırdım. Az evvelki neyin nesiydi? Felicity-1 1998 info-icon
Come in. Close the door. İçeri gel. Kapıyı kapat. Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, it's a mess. Berbat bir durum. Felicity-1 1998 info-icon
I'm sorry. Thanks. Çok üzüldüm. Sağ ol. Felicity-1 1998 info-icon
But Noel doesn't know, so... I won't say anything. Ama Noel bilmiyor, yani Tek kelime etmem. Felicity-1 1998 info-icon
Legally, you could keep her here. Hukuki olarak onu burada kalmaya zorlayabilirsin. Felicity-1 1998 info-icon
What? Fathers have rights. Ne? Babaların da hakları var. Felicity-1 1998 info-icon
Am I supposed to get into some legal battle with her? Harika bir iş. Asansör kontrolleri yapan bir adam eşlik edeceğim. Onunla hukuki savaşa mı girmeliyim? Felicity-1 1998 info-icon
Yes. Hayır, yok. Benim için yok. Sadece adam asmaca oynuyorduk. Evet. Felicity-1 1998 info-icon
I don't wanna do that. What do you wanna do? Öyle yapmak istemiyorum. Ne yapmak istiyorsun? Felicity-1 1998 info-icon
You don't wanna hear this, but Santa Fe is supposed to be beautiful. Şimdi sırası değil ama denilene göre Santa Fe çok güzel bir yermiş. Felicity-1 1998 info-icon
Yeah, that's New Mexico. Evet, orası New Mexico. Felicity-1 1998 info-icon
Aching back? Sleepless night? Sırt ağrıların mı var? Geceleri uyuyamıyor musun? Felicity-1 1998 info-icon
Then come to Loony Larry's for our super firm, O zaman süper dayanıklı, süper rahat... Felicity-1 1998 info-icon
super comfy and super cheap mattresses. ...süper ucuz yataklar için Loony Larry'ye gelin. Felicity-1 1998 info-icon
If you're not sleeping like a baby, your money back, guaranteed. Eğer bebekler gibi uyumazsanız, paranızı iade ediyoruz. Felicity-1 1998 info-icon
We have the best deals in town. No interest, Ben'le ayrıldık. Ayrıldık, tamam mı? Şehirdeki en uygun fırsat bizde. Faiz yok, taksit yok, kaparo yok. Felicity-1 1998 info-icon
Your lumber will love Loony Larry! Keresteniz Loony Larry'ye bayılacak! Felicity-1 1998 info-icon
That was so good. It's lumbar, not lumber. Çok iyiydi. Kereste değil, belkemiği. Felicity-1 1998 info-icon
That's what I said. Okay. Ben de öyle dedim. Peki. Felicity-1 1998 info-icon
Isn't that what I said? Why don't you just try it again? Güzel. Evet, güzel. Öyle demedim mi? Bir kere daha denesene? Felicity-1 1998 info-icon
You're not gonna do the whole thing like that, are you? Baştan sona böyle yapmayacaksın, değil mi? Eğer evraklarım kabul edilirse, ki edileceğine eminim. Felicity-1 1998 info-icon
Like what? Never mind. Nasıl? Boş ver. Felicity-1 1998 info-icon
Okay, I know what you're trying to Tamam, ne yapmaya çalıştığını biliyorum... Felicity-1 1998 info-icon
do, Miss Suddenly I'm A Big Actress. ...Bayan Aniden Büyük Artist Oldum. Felicity-1 1998 info-icon
I don't know what you're talking about. Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Psikolojik oyunların bana sökmez. Felicity-1 1998 info-icon
Relax, Javier. No, she should relax! Sakin ol, Javier. Hayır, o sakin olsun! Kim, Bette Davis mi? Hayır, kim olduğunu biliyorum, kimi hatırlatıyor? Felicity-1 1998 info-icon
She's trying to steal my dream. I'm not trying to steal anything. Hayallerimi çalmaya çalışıyor. Hiçbir şey çalmaya çalışmıyorum. Felicity-1 1998 info-icon
You don't even care about acting. No, but I care about the $3,000. Oyunculuk umurunda bile değil. Değil, ama 3.000 dolar umurumda. Felicity-1 1998 info-icon
$3,000? 3.000 dolar mı? Felicity-1 1998 info-icon
Maybe I should audition. You now too? Fantastic. Belki ben de seçmelere gelmeliyim. Sen de mi? Şahane. Felicity-1 1998 info-icon
A real friend would drop out. A real actor wouldn't care. Gerçek arkadaş vazgeçerdi. Gerçek aktör takmazdı. Felicity-1 1998 info-icon
Okay, that's it! This actor is going to nail that audition. Tamam, yetti artık! Bu aktör seçmelerde 12'den vuracak. Felicity-1 1998 info-icon
Wow, that is a dream. Vay be, ne hayal. Felicity-1 1998 info-icon
Just don't come crying spilled milk to me when you don't get the part. Rolü alamayınca süt dökmüş kedi gibi ağlayarak bana gelme. Felicity-1 1998 info-icon
Don't worry. When this is over, the only one that'll be crying is you. Merak etme. Her şey bittiğinde tek ağlayan sen olacaksın. Felicity-1 1998 info-icon
I was going through some stuff. There's some books you should look at. Sağı, solu karıştırıyordum. Gözden geçirmen gereken kitaplar buldum. Felicity-1 1998 info-icon
I don't think I'm gonna be able to do this with you. Seninle beraber çalışamayacağım galiba. Felicity-1 1998 info-icon
Oh, no. It's not the kiss, is it? Olamaz. Mesele o öpücük değil, değil mi? Felicity-1 1998 info-icon
I told you I won't do that again ever. Bir daha asla yapmayacağımı söyledim. Felicity-1 1998 info-icon
No, it's not the kiss. Hayır, öpücük yüzünden değil. Felicity-1 1998 info-icon
I just don't know where I'm gonna be next year. Seneye nerede olacağımı bilmiyorum. Felicity-1 1998 info-icon
I thought you were gonna be here with your boyfriend. Erkek arkadaşınla burada olacağını sanıyordum. Felicity-1 1998 info-icon
I know. So did I. But it Biliyorum. Ben de. Ama bir ihtimal... Felicity-1 1998 info-icon
turns out that he might not be. ...o burada olmayabilir. Felicity-1 1998 info-icon
Does he know what a big deal this is? Bunun ne kadar önemli olduğunu biliyor mu? Felicity-1 1998 info-icon
He has kind of a big deal of his own. Onun da başında önemli bir şey var. Felicity-1 1998 info-icon
So why does his big deal trump your big deal? Neden onunki seninkinin önüne geçiyor? Ver telefonu! Telefonu vermeyeceğim. Felicity-1 1998 info-icon
I don't know. It just does. Bilmiyorum. Geçiyor işte. Felicity-1 1998 info-icon
I'm sorry. Am I prying? Dina says I pry too much. Pardon. Özel hayatına burnumu mu soktum? Dina öyle yaptığımı söyler. Felicity-1 1998 info-icon
No, it's fine, it's fine. Hayır, önemli değil. Önemli değil. Felicity-1 1998 info-icon
I really wish you could do this. Yapmanı çok isterdim. Felicity-1 1998 info-icon
Hi. Hey. How's it going? Merhaba. Selam. Nasıl gidiyor? Felicity-1 1998 info-icon
Good. So I talked to Pauline. Who? Bir hata mı var? Evet, baştan sona yanlış. İyi. Pauline'le konuştum. Kimle? Felicity-1 1998 info-icon
Pauline, from lunch. Oh, right. How is Pauline? Pauline, yemekte rastlaştık. Evet. Pauline nasılmış? Tamam. Sonra görüşürüz. Tamam. Felicity-1 1998 info-icon
I wasn't sure if she believed our story, so I just clarified it a little. Hikâyemize inandığına emin olamadığım için biraz daha açıklık getirdim. Felicity-1 1998 info-icon
I think she's convinced. I was thinking about this. Javier, yaptığına çok şaşırdım. Bence ikna oldu. Ben de bunun hakkında düşünüyordum. Felicity-1 1998 info-icon
I think the smartest thing would be to tell your dad. En akıllıcası babana söylemek olur. Felicity-1 1998 info-icon
No, that is not happening. Why? Hayır, öyle bir şey olmayacak. Neden? Felicity-1 1998 info-icon
Because. He'll find out eventually. İşte. Eninde sonunda öğrenecek. Felicity-1 1998 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 19103
  • 19104
  • 19105
  • 19106
  • 19107
  • 19108
  • 19109
  • 19110
  • 19111
  • 19112
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim