Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18928
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Why is it locked? | Neden kilitli? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why is it locked? | Neden kilitli? Kapıyı neden kilitleyeyim ki? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
This doesn't make any sense. | Bu çok saçma. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Fuck. | Siktir. Bu Terry. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Terry's calling, I have to answer that. | Terry arıyor. Cevap vermem gerek. Siktir. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Let me out. Let me out, | Çıkmama izin ver. Buradan çıkmak istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
No I'm not fucking okay, okay? | Hayır, hiç iyi değilim tamam mı? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What is happening to me? | Bana neler oluyor? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You left your money. | Parandan vazgeçtin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Is that who terry is in all this? | Tüm bunlar Terry için miydi? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Is he why you need the money? | Paraya onun için mi ihtiyacın vardı? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why do you let him control you? | Neden onun seni kontrol etmesine izin veriyorsun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Is he your god? | O senin Tanrın mı? Hayır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Then how could you possibly owe him? | O zaman nasıl olur da ona borçlanırsın? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
He helped me when I needed help. | Yardıma ihtiyacım olduğunda bana yardım etti. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
He took advantage of you. | Senden faydalandı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Nothing ever happens the way it should with me. | Bana gelince hiçbir şey doğru gitmiyor. Her şey, her zaman başarısız oluyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What are your failures? | Senin başarısızlıkların neler? Evliliğim başarısız oldu. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why? | Neden? Para yüzünden. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
That's an excuse. | Bu işin bahanesi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why did your marriage fail? Don't know. | Evliliğin neden başarısız oldu? Bilmiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why did your marriage fail? | Evliliğin neden başarısız oldu? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Because I'm a failure. | Çünkü ben başarısız oldum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She saw that? | O bunu gördü mü? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She already knew, she just acknowledged it. | Zaten biliyordu. O da bunu onayladı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why are you a failure? | Neden başarısız oldun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
All of this is her fault. | Bunların hepsi onun hatasıydı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Your wife? | Karın mı? Hayır bir kız. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What was her name? | Onun ismi neydi? Jennifer. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What was her name? | Onun ismi neydi? Jennifer! | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Who was Jennifer? | Jennifer kimdi? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you know, y You know the universal concurrence? | Evrensel Birliği biliyor musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
We did one of these exactly like this with her. | Sana yaptığımız şeyin aynısını onunla da yaptık. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What? | Ne? Boş ver, bir önemi yok. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I did everything I was supposed to do. | Yapmam gereken her şeyi yaptım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She questioned her choices, went home with her family... | Tercihlerini sorguladı ve evine, ailesinin yanına döndü. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
but her family didn't put in the work. | Ama ailesi hiç çaba göstermedi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She was the one on your show. | Programdaki kız mı? O kız. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
We flew her out, and it was all Expenses paid. | Ona çok hızlı ulaştık ve çok para harcadık. Onun için de hoş bir tatil olmalıydı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You exploited your relationship with her. | Onunla ilişki kurarak onu kullandın. Hayır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You did it for ratings. | Bunu reytingler için yaptın. Hayır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You knew she was fragile and yet you put her out there for | Onun kırılgan biri olduğunu biliyordun buna rağmen oraya çıkardın... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
The world to judge. | ...tüm dünyanın onu yargılaması için. Her şeyi kabul etmişti. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
How could I have known she still felt a connection to the | Birlikle hala iletişim halinde olduğunu nereden bilebilirdim? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
How could you not have known? | Bunu nasıl bilemezsin? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You pressed her. | Ona baskı yaptın. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You opened the wound. | Yarasını deştin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You gave her the knife and she slit her wrists with it. | Onun eline bir bıçak verdin ve bununla bileklerini kesti. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She wanted to be with them. | Onlarla olmayı seçti. Kendi seçimini yaptı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She had free will. | Özgür iradesi vardı. Gerçekten var mıydı? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Look me in my eyes and tell me you don't blame yourself for | Gözlerimin içine bak ve Jennifer'ın ölümüyle ilgili kendini suçlamadığını söyle. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Listen to my words. | Sözlerimi dinle. Onları hisset. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Are you to blame for Jennifer's death? | Jennifer'ın ölümünde kendini suçluyor musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I was in control. | Kontrol altındaydım. Onu kullandım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I could've helped her, but I chose not to. | Ona yardım edebilirdim ama etmemeyi seçtim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
And that choice cost you everything. | Ve bu seçim her şeye mal oldu. Her şeye, evet. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Tell me what you lost. I want to hear it. | Bana kaybettiklerini anlat. Duymak istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
My show, money, my house, my wife... | Programım, para, evim, karım... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Those are things. | Bunlar meta. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Every kind of respect. | Her türlü saygıyı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Are you happy with who you are? | Olduğun kişiden mutlu musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you owe terry your happiness? | Mutluluğunu Terry'e mi borçlusun? Hayır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What do you owe him? | Ona ne borçlusun? Hiçbir şey. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you owe him your money? | Paranı ona mı borçlusun? Hayır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
The only person you owe is yourself. | Borçlu olduğun tek kişi kendinsin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you see that? | Anlıyor musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Does what I say make sense to you? | Söylediklerim sana anlamlı geliyor mu? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
It makes more sense than anything I've ever heard. | Hayatımda duyduğum her şeyden daha anlamlı geliyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Clear. | Arınmış. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Push everything out of your mind. | Aklından her şeyi çıkar. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Picture yourself where you are at this very moment. | Tam şu an kendini hayal et. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Imagine you are composed of two parts. | 2 bileşikten oluştuğunu hayal et. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Two yous. | 2 tane sen. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
One lives inside the other. | Biri, diğerinin içinde yaşıyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
This you has lived inside the other its entire existence | Bu sensin, içte yaşayan, diğeri ise zaten hep oradaydı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Because it did not know any other way. | Çünkü başka bir şansı yoktu. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you see the other you? | Diğer seni görüyor musun? Onu görüyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I want you to pull him out of you. | Diğer seni çıkarmanı istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Rip him from inside you. | İçinden söküp at. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
And look at yourself from outside yourself. | Ve dışarıdaki kendine bak. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You're seeing yourself from a vantage point you have never | Şimdi kendine hiç olmadığı kadar güzel bir yerden bakıyorsun. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
This is how others see you. | Diğer sen nasıl görünüyor? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Loneliness. | Yalnızlık. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Sadness. | Keder. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Weakness. | Zayıflık. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I want you to walk through the door, Ansel. | Kapıya doğru yürümeni istiyorum Ansel. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I want you to picture yourself walking through the door as if | Kapıya doğru yürüdüğünü hayal etmeni istiyorum. Sanki kapı orada değilmiş gibi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Are you through? | Gidiyor musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I'm on the other side. | Diğer taraftayım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I want you to unlock the door. | Kapının kilidini açmanı istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Pull the other you back, Ansel. | Diğer seni geri çağır Ansel. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Let your two selves become one again. | Şimdi 2 seni yeniden birleştir. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you trust me? | Şimdi bana güveniyor musun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Unquestionably. | Şüphesiz. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Roth, open up. | Roth, kapıyı aç. İçeri de olduğunu biliyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Front desk said you haven't checked out yet. | Resepsiyon henüz çıkış yapmadığını söyledi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Come on, Michael. | Hadi Michael. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Jeez Louise, what's taking so long? | Lanet olsun, neden bu kadar uzun sürdü ki? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Michael, what are you doing in here? | Michael, ne yapıyorsun burada? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Good lord! | Aman Tanrım! | Faults-1 | 2014 | ![]() |