Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18926
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I would not be asking if it were not an extraordinary | Eğer olağanüstü bir durum olmasaydı, bunu sizden istemezdim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
So something is going on. | O zaman bir şeyler oluyor. Evet. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I mean, no. | Yani hayır. Burayla ilgili değil. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What do you want the money for? | Parayı ne için istiyorsun? Telefondaki kimdi? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
My manager. | Menajerim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I have an investment with him that needs my attention. | Onunla birlikte bir yatırım yaptık ve benim yardımıma ihtiyacı var. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
The money is for that. | Para da bunun için. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I could get a wire transfer. | Havale yapabilirim. Nakit paraya ihtiyacım var. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Ten thousand dollars cash? | 10.000 dolar nakit para mı? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
And I have to go back to the city. | Ve şehre geri dönmem gerekiyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Oh, you want me to give you ten grand and let you | Sana 10.000 dolar para verip, çekip gitmene izin vermemi mi istiyorsun. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Do you think I'm stupid? | Sence aptala benziyor muyum? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I am asking you this favor. | Senden bu iyiliği istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I will help your daughter... | Kızına yardım edeceğim... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
but I have to take care of this first. | ...ama ilk olarak bu işi halletmem gerek. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
When will you be back? | Ne zaman geri geleceksin? Yarın. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
This from the man who told me he no longer gives a shit. | Bunu artık hiçbir şeyi umursamayan adam mı söylüyor? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Uh, Evelyn, come here. | Evelyn, buraya gel. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
In the safe, there are two bundles. | Güvenli bir yerde 2 tomar para göreceksin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Take one of them and bring it back here. | Birini al ve buraya getir. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Yes dear. | Tamam hayatım. Şimdi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I think it would be good if maybe she slept in here with | Sanırım onun bu gece Claire ile burada yatması daha iyi olacaktır. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
We're comfortable. | Biz böyle rahatız. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
No, I was thinking just Evelyn. | Hayır, sadece Evelyn ile demek istedim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I don't... | Şu an bulunduğuz duruma güvenmiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
But I don't trust her alone with my wife. | Ben de onun karımla yalnız kalmasına güvenmiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I'll stay with her. | Onunla ben kalırım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
No! | Olmaz! Özür dilerim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Would it make you feel better if she slept in there? | Eğer seni daha iyi hissettirecekse, orada uyuyabilir? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You want to lock my daughter in the bathroom? | Kızımı banyoya kilitlemek mi istiyorsun? Sadece bu geceliğine. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I'll stay with her. | Ben onunla kalırım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
And the two of you have already butted heads, so... | Her ikiniz de zaten patlamaya hazır bomba gibisiniz, bu yüzden... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You and Evelyn. | Sen ve Evelyn. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Just keep her in there, please. | Sadece onu orada tutun, lütfen. Bu şekilde hiçbir sorun çıkmaz. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
We cannot let her leave. | Onun kaçmasına izin veremeyiz. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
nowhere, it's just... | Hiçbir yere, sadece... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Don't. | Gitme. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
And remember... | Ve unutmayın... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
perfect, that was just so nice. | Mükemmel, bu gerçekten harika. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Okay, one, | Tamam, bir, iki ve... Otursana. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
oh, that's so beautiful. | Evet, bu çok güzeldi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
One, two, and... | Bir, iki ve... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
that was so nice. | Bu çok iyi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Let's do one with him kissing his darling right on the | Hadi bir tane de sevgilini yanağından öperken çekelim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
There you go. | İşte böyle. Bu çok hoş. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I think that's it. | Bu kadar yeterli. Bence, istediğimizi aldık. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Just go right on in there. | Sen içeri geç. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
No, uh, listen, I I'm going to take care of this Michael. | Hayır dinle, ben bu işle ilgilenirim Michael. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You just stay right here. | Sen burada bekle. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Just stay right, I'll just do it. | Sen burada uslu dur, Ben bu işi halledeceğim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
He hates when I call him Michael. | Ona Micheal diye seslenmemden nefret ediyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
He goes by Mick, I'm just not okay with that whole | Ona Mick dememi istiyor ama benim takma isimlerle aram pek iyi değil. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You know, shorten this way or that way, it just, | Bilirsin, bu isim kısaltma olayları... | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I don't know. | ...bana son derece gayrı resmi geliyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Look how handsome you were. | Bir zamanlar, ne kadar yakışıklı olduğuna bak. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I still can't believe we only did 20 tapings. | Sadece 20 kayıt çektiğimize inanamıyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Here, have a seat. | Buyur otur. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What happened to you Ansel? | Sana ne oldu Ansel? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You let life walk all over you. | Hayatın, üzerinden geçmesine izin verdin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
How's Karen? | Karen nasıl? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I don't know. I haven't | Bilmiyorum. Aylardır onunla konuşmadım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Did the papers go through? | Boşanma işlemi başladı mı? Bir yılı geçiyor. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I am so sorry to hear that. | Bunu duyduğuma çok üzüldüm. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Really, I am. | Gerçekten öyle. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I just, I'm... | Benim sadece anlamadığım şey, nasıl olurda kitabın haklarını ona verirsin? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
That was the arrangement. | Anlaşma böyleydi. Ben evi aldım, o da kitabı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
That book was your only source of income. | O kitap senin tek geçim kaynağındı. Kitap olmazsa, ev de olmaz. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I was writing the new book, terry. | Yeni bir kitap yazıyorum Terry. Bu paçavradan mı bahsediyorsun? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Everything people needed was in the first book. | İnsanların ihtiyacı olan her şey zaten ilk kitaptaydı. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
There was nothing left to say. | Geriye söyleyecek hiçbir şey kalmadı. Bu hiçbir şey. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Something no one wants or needs. | Hiç kimsenin istediği ya da ihtiyacı olan bir şey değil. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You asked me a favor. | Benden bir iyilik istedin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You asked a favor of me. | Benden yardım isteyen sendin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Self Publishing was your idea, and you failed. | Kendi kitabını yayınlamak senin fikrindi ve başarısız oldun. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Now I have given you more than enough time. | Sana gereğinden fazla zaman harcadım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
So give me my darn money, Ansel, 'cause I'm sick to | Bana lanet paramı vereceksin Ansel, çünkü bitmek bilmez isteklerinden bıktım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You got two days to give me the rest. | Paranın geri kalanı için 2 günün var. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I need more time. | Daha fazla zamana ihtiyacım var. İki gün. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Now get the heck out of my office. | Şimdi ofisimden defol. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Get her feet, pick her up. | Ayağını tut, kaldır onu. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Claire, Claire sweetie, wake up. | Claire, Claire tatlım, uyan. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You gotta wake up Claire. | Uyanmalısın Claire. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What happened, is she alive? | Ne oldu, o yaşıyor mu? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
She's breathing. Get me some water, cold water. | Nefes alıyor. Biraz su getir, soğuk su. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Come on Claire. | Hadi Claire. Hadi şekerim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Come on sweetie. 1 | Hadi tatlım. Hadi Claire. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
The, the door's locked! | Kapı kilitli! | Faults-1 | 2014 | ![]() |
It locks from the outside, just turn the knob. | Kapı dışarıdan kilitli, kolu çevir. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Wait, why is it locked? | Bekle, neden kilitli? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
You told us to lock her in the bathroom. | Onu banyoya kilitlememizi söylemiştin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Then how did she end up outside? | O zaman nasıl dışarı çıktı? Bilmiyorum! | Faults-1 | 2014 | ![]() |
What did you do? | Ona ne yaptın? Biz uyuyorduk! | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Come on. Here. | Getirdim. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Come on, come on, come on. | Hadi, hadi, hadi. Al bakalım. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
There you go, hey, it's okay. | İşte böyle, sorun yok. İyisin. iyisin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Just breathe. What happened? | Nefes al. Ne oldu? | Faults-1 | 2014 | ![]() |
I want to talk to you about what happened last night. | Seninle dün gece olanlarla ilgili konuşmak istiyorum. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Why did you have them lock me up? | Neden beni kilitlemelerini söyledin? Bu herkesin iyiliği içindi. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
Not mine. | Benim değil. Özellikle senin. | Faults-1 | 2014 | ![]() |
How did you get out of the bathroom? | Banyodan nasıl çıkabildin? | Faults-1 | 2014 | ![]() |