Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18917
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Malin? | Malin? Malin? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Do you want to fuck her? | Onu sikmek istiyor musun? Onu sikmek istiyor musun? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You must not think about it. | Bunu aklından bile geçirme. Bunu aklından bile geçirme. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You know that I can give you all the fun you can dream up. | Sana istediğin her türlü zevki vereceğimi biliyorsun. Sana istediğin her türlü zevki vereceğimi biliyorsun. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I know you, MLN store, delight boy? | Bunu biliyor musun benim koca tatlı oğlum? Bunu biliyor musun benim koca tatlı oğlum? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
My pussy will always be there for you. | Amcığım her zaman emrine amade. Amcığım her zaman emrine amade. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Wet, safe, warm and delicious. | Islak, güvenli, sıcak ve tatlı. Islak, güvenli, sıcak ve tatlı. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Come on, get with it now. | Hadi. Çıkart onu. Hadi. Çıkart onu. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Come on, Rino. | Hadi Rino. Hadi Rino. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Rino | Rino! Rino! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
How is konemor? She is actually quite ok. | Ev arkadaşın nasıl? Oldukça iyi. Ev arkadaşın nasıl? Oldukça iyi. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Is she quite ok now? Yes. | Şu an iyi mi peki? Evet. Şu an iyi mi peki? Evet. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Have you had a good conversation? | İyicene konuştunuz mu? İyicene konuştunuz mu? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It was not her I was thinking about. | Düşündüğüm o değildi. Düşündüğüm o değildi. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You owe me money. For what? | Bana borcun var. Ne borcu? Bana borcun var. Ne borcu? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
If you have not used it, can I get it back. | Eğer hiç kullanmadıysan geri alabilirim. Eğer hiç kullanmadıysan geri alabilirim. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Yes... | Evet.... Evet.... | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You've used it, arent you? You fuck me used it. | Kullandın, değil mi? O amcığı kullandın. Kullandın, değil mi? O amcığı kullandın. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
And so have you gone and been in love with your flatmate. | Sonra da ev arkadaşına aşık oldun. Sonra da ev arkadaşına aşık oldun. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It resembles a triangle drama. I is not love. | Üçlü bir drama durumu var. Aşık falan değilim. Üçlü bir drama durumu var. Aşık falan değilim. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Hi. We should just get a little wine. We will be out in the park. | Biraz şarap içmeye parka gidiyoruz. Biraz şarap içmeye parka gidiyoruz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You have band rehearsal? No. | Grubunla provan mı var? Hayır. Grubunla provan mı var? Hayır. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Are there a lot of gigs? Gigs? | Çok sahne işi oluyor mu? Sahne işi mi? Çok sahne işi oluyor mu? Sahne işi mi? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Will you be with me? Yes, perhaps we should? | Bize katılmak ister misiniz? Evet, sen ne dersin? Bize katılmak ister misiniz? Evet, sen ne dersin? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
So you can play a little. We might need a little entertainment. | Bizim için de bir şeyler çalabilirsin. Biraz eğlence fena olmaz. Bizim için de bir şeyler çalabilirsin. Biraz eğlence fena olmaz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We have other plans. What plans do you have, then? | Başka planlarımız var. Ne tür bir plan? Başka planlarımız var. Ne tür bir plan? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We will not be in the park. Yes, but so be it. | İçinde park olmayan bir plan. Tamam o halde. Görüşürüz. İçinde park olmayan bir plan. Tamam o halde. Görüşürüz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Yes, you enjoy. Bye. | Evet, iyi eğlenceler. Görüşürüz. Evet, iyi eğlenceler. Görüşürüz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is completely sjukt. You have to be member, but I know one. | Bu delilik. Üye olman gerekiyor. Ama oradan bir adamı tanıyorum. Bu delilik. Üye olman gerekiyor. Ama oradan bir adamı tanıyorum. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is no use Sjappe. | Kullanılmış ürün yok. Kullanılmış ürün yok. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is fresh food from Estonia, Lithuania, Gambia. | Estonya, Litvanya ve Gambiya'dan taze ürünler. Estonya, Litvanya ve Gambiya'dan taze ürünler. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
And selvføIgelig, Troms county. Knallhardt, same young girls. | Tabii Troms bölgesinden de. Küçük Sámi hatunlar. Tabii Troms bölgesinden de. Küçük Sámi hatunlar. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Can you shut up? Now we have heard you talk about prostitutes in a quarter. | Çeneni kapatır mısın? 15 dakikadır senin orospu muhabbetini dinliyoruz. Çeneni kapatır mısın? 15 dakikadır senin orospu muhabbetini dinliyoruz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Prostitutes are good there. Are you up in Rino Liela? | Orospular iyidir. Rino'nun dairesine gelmek ister misiniz? Orospular iyidir. Rino'nun dairesine gelmek ister misiniz? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We have a cold beer and... Can you put us here? | Biramız ve... Bizi burada bırakır mısın? Biramız ve... Bizi burada bırakır mısın? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Stop. We are only halfway. | Hadi artık dur. Daha yolun yarısındayız. Hadi artık dur. Daha yolun yarısındayız. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We are only 18. Gratuierer birthday! | Daha 18 yaşındayız. Mutlu yıllar! Daha 18 yaşındayız. Mutlu yıllar! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Stopp! | Dur! Dur! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I have stopped. | Tamam, durdum. Tamam, durdum. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Bye, girls. Excuse me. | Hoşça kalın kızlar. Özür dilerim. Hoşça kalın kızlar. Özür dilerim. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I'll now I am. I have something I must have translated into tomorrow. | Ben de şimdi gidiyorum. Yarın sabaha yetiştirmem gereken bir çeviri var. Ben de şimdi gidiyorum. Yarın sabaha yetiştirmem gereken bir çeviri var. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Ok. You should be out the park, you? | Tamam. Parka, kızların yanına gidiyorsun, değil mi? Tamam. Parka, kızların yanına gidiyorsun, değil mi? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I had not thought so, no. Secure. | Hayır, öyle bir şey planlamamıştım. Tabii... Hayır, öyle bir şey planlamamıştım. Tabii... | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We talk. Bye. | Sonra görüşürüz. Hoşça kal. Sonra görüşürüz. Hoşça kal. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You, Rino. You will be up to fjottene. | Rino. Orospuların yanına gidiyorsun. Rino. Orospuların yanına gidiyorsun. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Rino, no matter what you are doing, so you don't give out | Rino, ne yapıyorsan, bunu eline yüzüne bulaştıracaksın! Rino, ne yapıyorsan, bunu eline yüzüne bulaştıracaksın! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You don't give out! Bye, Filip. | Her şeyi berbat edeceksin! Hoşça kal Fillip. Her şeyi berbat edeceksin! Hoşça kal Fillip. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Fatso | Şişko! Şişko! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Hei! | Selam! Selam! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
iS she talking about you, Malin? | Bahsettiğin eleman bu muydu Malin? Bahsettiğin eleman bu muydu Malin? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Hello. Is it you which is a German professor? | Merhaba. Almanca profesörü müsün? Merhaba. Almanca profesörü müsün? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Where is the charm troll? He had to go. | Çekicimiz nerede? Gitmesi gerekiyordu. Çekicimiz nerede? Gitmesi gerekiyordu. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Så jeg tenkte jeg skulle komme innom og se om dere var på sjalabais. | Ben de bir uğrayıp keyfiniz yerinde mi diye bakayım diye düşündüm. Ben de bir uğrayıp keyfiniz yerinde mi diye bakayım diye düşündüm. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is we. Are we not there? | Öyleyiz. Değil mi? Öyleyiz. Değil mi? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Tell a little about your job. Yes, do it. | Bize işinden bahset. Evet, ondan bahset biraz. Bize işinden bahset. Evet, ondan bahset biraz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Yes, tell. It is not so exciting. | Evet, anlat. O kadar da heyecanlı bir şey değil. Evet, anlat. O kadar da heyecanlı bir şey değil. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I translate verktøysmanuaier from German into Norwegian. | Aletlerin kullanım kılavuzlarını Almancadan Norveççeye çeviriyorum. Aletlerin kullanım kılavuzlarını Almancadan Norveççeye çeviriyorum. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Far out, man. | Oldukça ilginç dostum. Oldukça ilginç dostum. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
What kind of tools? | Ne tür aletler? Ne tür aletler? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Abrasive Tools, redecorate machines, drill... | Öğütücüler, parlatıcılar, matkaplar... Öğütücüler, parlatıcılar, matkaplar... | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
And hedge scissors. | ...ve bahçe makasları. ...ve bahçe makasları. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
What are you doing now? | Şu an ne üzerinde çalışıyorsun peki? Şu an ne üzerinde çalışıyorsun peki? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I will be going with this here. | Bununla ilgili bir iş. Bununla ilgili bir iş. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
A multi Sander. | Bir çoklu öğütücü. Bir çoklu öğütücü. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Them is to cap the thing with, and then you can replace it. | Bir şeyleri kesmek için. Ayrıca bunu... Bir şeyleri kesmek için. Ayrıca bunu... | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
What is the largest you have translated? | Çevirisini yaptığın en büyük şey neydi? Çevirisini yaptığın en büyük şey neydi? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Have you for example translated a cement mixer? | Mesela bir çimento karıştırıcısı çevirisi yaptın mı? Mesela bir çimento karıştırıcısı çevirisi yaptın mı? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
No, I have never translated anything over 32 kilograms. | Hayır. 30 kilo üzeri hiçbir şeyin çevirisini yapmadım. Hayır. 30 kilo üzeri hiçbir şeyin çevirisini yapmadım. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
But I have found a word who were in Norwegian. | Ama Norveççede bulunmayan bir kelime ürettim. Ama Norveççede bulunmayan bir kelime ürettim. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It was on such a small stick | Cilalama makinesi üzerindeki... Cilalama makinesi üzerindeki... | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Who put on a machine polish. | ...seviyelerden birisi için. ...seviyelerden birisi için. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
The het "SchtÜrknäbe" in German. | Almancada "Schtrknabel" diye bir kelimeydi. Almancada "Schtrknabel" diye bir kelimeydi. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
And what did you do? Styrknabe. | Peki sen ne uydurdun? Styrknabel. Peki sen ne uydurdun? Styrknabel. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Did you find it all alone? Yes. | Kendi başına mı? Evet. Kendi başına mı? Evet. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Rino, we will be having a party on Sunday. | Rino, pazar günü bir parti veriyoruz. Rino, pazar günü bir parti veriyoruz. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Innflytningsfest for Malin home with you. | Malin için "taşınma" partisi. Sizin evde. Malin için "taşınma" partisi. Sizin evde. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Okay, okay. Is it okay? | Tamam, güzel. Sorun olmaz mı yani? Tamam, güzel. Sorun olmaz mı yani? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You can take with you he is cute buddy. What is he called? | O şirin arkadaşını da getirebilirsin. Adı neydi? O şirin arkadaşını da getirebilirsin. Adı neydi? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Filip. Take your Filip. > swap | Fillip. Fillip'i de getir. Fillip. Fillip'i de getir. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Yes, Filip comes. So good. | Evet, Fillip de geliyor. Güzel! Evet, Fillip de geliyor. Güzel! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
There will be trained, I know. Need help? | Sanırım antrenman yapacaksın. Yardıma ihtiyacın var mı? Sanırım antrenman yapacaksın. Yardıma ihtiyacın var mı? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
No, I only see. Are you looking for something special? | Hayır, sadece bakıyorum. Aradığın özel bir şey var mı? Hayır, sadece bakıyorum. Aradığın özel bir şey var mı? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Tennis shoes. Tennis shoes are not just sneakers. | Koşu ayakkabıları. O ayakkabılar sadece eğitimciler için değil. Koşu ayakkabıları. O ayakkabılar sadece eğitimciler için değil. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is extremely important to find the right shoes. | Doğru ayakkabıyı bulmak oldukça önemli. Doğru ayakkabıyı bulmak oldukça önemli. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Especially when you have a little weight. | Özellikle biraz kilolu isen. Özellikle biraz kilolu isen. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is important to make knees and joints when you are heavy. | Kilolu olduğun zaman dizlerine ve eklem yerlerine dikkat etmen önemlidir. Kilolu olduğun zaman dizlerine ve eklem yerlerine dikkat etmen önemlidir. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It here. It is a good, sturdy shoes. Can you try it? | Mesela bu. Oldukça iyi ve sağlam bir ayakkabıdır. Denemek ister misin? Mesela bu. Oldukça iyi ve sağlam bir ayakkabıdır. Denemek ister misin? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
It is a hell with the objective you have. | Şu anki durumunla, ilk başlar oldukça zorlu olacak. Şu anki durumunla, ilk başlar oldukça zorlu olacak. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
You have long and heavy workouts in front of you. | Önünde oldukça zorlu bir çalışma süreci var. Önünde oldukça zorlu bir çalışma süreci var. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
But it is good. One place, one must start. | Ama bu oldukça iyi. Bir şekilde başlaman gerekir. Ama bu oldukça iyi. Bir şekilde başlaman gerekir. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Jump up on the treadmill and runs a little for me? | Koşu bandına çıkıp biraz koşsana. Koşu bandına çıkıp biraz koşsana. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I can only have them like that. I think they were cool. | Ayakkabıları orada denememe gerek yok. Oldukça havalı görünüyorlar. Ayakkabıları orada denememe gerek yok. Oldukça havalı görünüyorlar. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
I will check pronasjonen. So the pressure, how you run. | Pronasyonunu kontrol edeceğim. Koştuğun zaman oluşan baskı için. Pronasyonunu kontrol edeceğim. Koştuğun zaman oluşan baskı için. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
We set up the pace a bit. | Hızı biraz arttıralım. Hızı biraz arttıralım. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Should I turn off? | Kapatmamı ister misin? Kapatmamı ister misin? | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Caution... | Dikkatli ol. Dikkatli ol. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Stop! You can look at, but Pimplona Fatso must stand on the sidelines. | Dur! İzleyebilirsin ama Pimplona'da şişkolar kenarda dururlar. Dur! İzleyebilirsin ama Pimplona'da şişkolar kenarda dururlar. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Rino FøIg with! | Rino! Beni takip et. Rino! Beni takip et. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Malin | Malin! Malin! | Fatso-1 | 2008 | ![]() |
Malin, check. | Malin, bak. Malin, bak. | Fatso-1 | 2008 | ![]() |