Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 170188

İngilizce	Türkçe	Film Adı	Film Yılı	Ayrıntılar
And this kid? What was his name? He was here less than a year...	Şu adam? Neydi adı onun? Bir yıldan az bir süre buradaydı...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Godoy.	Godoy.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Godoy!	Godoy! Evet.	The Secret in Their Eyes-1	2009
When was it? Two or three months after Chivilcoy.	Ne zamandı? Chivilcoy olayından 2 ya da 3 ay sonra olmalı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
A week later. I remember perfectly.	Bir hafta sonraydı. Çok iyi hatırlıyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
with Alfonso whatever his name was to announce your engagement.	...Alfonso'yla nişanınızı duyurmak için çıkagelmiştin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Look at Sandoval, trying to look sober.	Sandoval'a baksana, ayık görünmeye çalışıyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's so weird, I don't recognize myself. I look like someone else.	Ne tuhaf! Kendimi tanıyamıyorum. Sanki resimdeki başka biri.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Who were you? What were you like?	Kimdin? Nasıl biriydin?	The Secret in Their Eyes-1	2009
I don't know. Straight, conservative...	Bilmem!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Stuck up.	Ağırbaşlı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
And here, looking to the side, all serious.	Bu resimde başka tarafa bakıyorsun, pek ciddisin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I was another person.	O başka biriydi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Your novel might be really good. But it's not for me.	Sen iyi bir roman yazabilirsin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You've reached the end of your life	Sen hayatının son demine geldin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
and you want to look back. But I can't.	Dönüp geçmişe bakmak istiyorsun. Bunu ben yapamam.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I have to go to work every day.	Her gün işe gitmek zorundayım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
And at the end of the day I have to go home and live with my husband...	Ve günün sonunda evime; kocamın...	The Secret in Their Eyes-1	2009
and with my children, who I adore.	...ve canım çocuklarımın yanına dönmek zorundayım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
My whole life I've looked forward. "Backwards" is out of my jurisdiction.	Hayatım boyunca hep ileriye baktım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I declare myself incompetent.	Yoksa kendimi bitmiş hissederim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
What a case, Jesus Christ. It never dies.	Allah beni böyle yaratmış.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Morales! Morales!	Morales!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Here I am. Would you like to sit?	İşte, idare eder.	The Secret in Their Eyes-1	2009
How are things?	Hayat nasıl?	The Secret in Their Eyes-1	2009
This month I'm here Tuesdays and Thursdays.	Bu ay salı ve perşembe günleri buradayım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
The other days of the week I wait in the other stations.	Haftanın diğer günleri başka istasyonlarda bekliyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
he knows in the city he'd be caught.	Şehirde olsa yakalanacağını biliyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's been a year but I imagine you haven't stopped investigating.	Gerçi bir yıl oldu ama soruşturma daha kapanmamıştır, değil mi?	The Secret in Their Eyes-1	2009
You must think I'm crazy.	İçinden bu adam delirmiş diyorsundur.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Don't worry about me, please.	Merak etme, ben iyiyim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
No, I won't.	Hayır, ettiğim yok.	The Secret in Their Eyes-1	2009
The worst part is I'm starting to forget.	En kötü kısmı ise onu unutmaya başladım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I have to constantly make myself remember her.	Her gün onu hatırlamak için kendimi zorlamam gerekiyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
The day she was killed, Liliana made me tea with lemon.	Öldürüldüğü gün Liliana bana limonlu çay yapmıştı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
I'd been coughing all night	Gece boyu öksürmüştüm ve çayın iyi geleceğini söylemişti.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Then I start having doubts and I don't remember if it was lemon	Sonra içime bir şüphe düşüyor:	The Secret in Their Eyes-1	2009
And I don't know if it's a memory	Bunun bir hatıra mı...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Excuse me. I need to talk to you.	İzin verirsen, seninle konuşmam gerekiyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Something happened to me yesterday. I was up all night thinking about it.	Dün bir şey oldu.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You see someone else	...düşünmeyi denedin mi?	The Secret in Their Eyes-1	2009
and what the other person is going through helps you see your own life.	...ve onun başına gelenden kendine ders çıkarıyorsun.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Yes. And I thought, "I have to talk to Irene."	Tamam.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You might want to kill me, but... I have to give it a try.	Belki de beni öldürmek bile istersin ama...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Wait a moment while I close the door.	Kapıyı kapayana kadar bekle.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Sandoval, I'm busy. I'll call you when I'm done.	Sandoval, meşgulüm. İşim bitince sana seslenirim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Benjamin asked me to come.	Gelmemi Benjamin istemişti.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Yes, I was hoping the three of us could talk.	Evet, üçümüzün birlikte konuşabileceğimizi umuyordum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Excuse me, ma'am.	İzninizle, müdürüm.	The Secret in Their Eyes-1	2009
My crystal ball is broken.	Kristal kürem kırıldı.	The Secret in Their Eyes-1	2009
He goes to the terminals every day	Her gün katili aramak için terminal terminal geziyormuş.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Every single day after working at the bank.	Bankadaki her mesai bitiminden sonra.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You can't imagine his love. It's touching.	Nasıl bir aşk olduğunu tahayyül edebilirsin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
It's as if his wife's death just left him there, stopped,	Karısının öldüğü gün, onun için zaman sonsuza dek durmuş gibi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You should see his eyes. They're in a state of pure love.	Gözlerini bir görmelisin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Unaffected by the wear and tear of the routine?	Hiçbir gücün aşındırıp eskitemediği bir aşk.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Speak for yourself, it doesn't affect mine.	Kendi adına konuş, beni etkilemiyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
We think the guy deserves another chance, ma'am.	O gencin yeni bir şansı hak ettiğini düşünüyoruz, Hanımefendi.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Where do I come in?	Ben nasıl yardımcı olabilirim?	The Secret in Their Eyes-1	2009
The case is closed. We'd have to reopen it.	Dava kapandı. Yeniden açılması gerekiyor.	The Secret in Their Eyes-1	2009
You're asking me to destroy an official document,	Benden, üzerinde benim ve hâkimin imzası olan bir belgeyi alıp...	The Secret in Their Eyes-1	2009
That's a brilliant idea. We hadn't...	Harika bir fikir. Bu hiç bizim...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Don't fuck with me.	Benimle kafa bulmayın!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Everything okay, sir?	Bir şey mi var, Doktor?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Sandoval?	Sandoval'ı?	The Secret in Their Eyes-1	2009
He left down Talcahuano.	Talcahuano'ya gitti.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Not only do you sneak off to get drunk, you also steal evidence.	Sadece kafayı çekmek için arazi olmakla kalmayıp delilleri de çalıyorsun.	The Secret in Their Eyes-1	2009
If Irene reads the file...	Irene tutar da dosyayı isterse...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Hands off. Are you nuts?	Çek elini. Delirdin mi?	The Secret in Their Eyes-1	2009
We're going back.	Geri gidiyoruz.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Know why we can't find him, Benjamin?	Onu neden bulamıyoruz dersin, Benjamin?	The Secret in Their Eyes-1	2009
Because we're stupid.	Aptalız da ondan.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Can we go?	Bitti mi? Hayır!	The Secret in Their Eyes-1	2009
Hold on a second. My mind exploded, I couldn't stop.	Bir saniye bekle. Kafayı yiyecek hale geldim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
"Why can't we find this guy?"	"Neden bu adamı bulamıyoruz?"	The Secret in Their Eyes-1	2009
He always vanishes. Where is he?	Ortadan kaybolmuş gibi. Nerede bu adam?	The Secret in Their Eyes-1	2009
And I started thinking about guys.	Sonra, biz erkek milletini düşünmeye başladım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Guys in general. Not just this guy, but...	Yani genel mahiyette. Özellikle bu elemanı değil...	The Secret in Their Eyes-1	2009
Guys in general.	Erkek milletini. Evet, öyle.	The Secret in Their Eyes-1	2009
"The" guy. The guy can do anything to be different.	Erkeği ele alalım!	The Secret in Their Eyes-1	2009
But there's one thing he can't change. Not him, not you, not anybody.	Ama değiştiremeyeceği bir şey var. Ne sen, ne ben, ne başka biri.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Take me, for example. I'm young, I have a good job,	Örneğin beni ele alalım: Gencim, iyi bir işim...	The Secret in Their Eyes-1	2009
a wife who loves me... And like you always say,	...seven bir eşim var ama senin hep dediğin gibi...	The Secret in Their Eyes-1	2009
I keep throwing my life away in dives like this.	...hayatımı böyle batakhanelerde heba etmeye devam ediyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Many times you've asked, "Why are you here, Pablo?"	Çok kereler bana sordun: "Burada ne işin var, Pablo?"	The Secret in Their Eyes-1	2009
You know why, Benjamin? Because it's my passion.	Neden biliyor musun, Benjamin?	The Secret in Their Eyes-1	2009
I love coming here, getting drunk,	Buraya gelip sarhoş olmayı seviyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
slugging it out with anyone who pisses me off... I love it.	Kim kafamı bozarsa onunla dalaşmayı seviyorum.	The Secret in Their Eyes-1	2009
her desk drawer is full of wedding dress magazines.	Masasının çekmecesi gelinlik dergileriyle dolu.	The Secret in Their Eyes-1	2009
She got engaged, had a party, everything. But you keep waiting	Nişan partileri oldu, falan filan... Ama sen hâlâ..	The Secret in Their Eyes-1	2009
for the miracle, Benjamin.	...bir mucize bekliyorsun, Benjamin.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Why? Come here.	Neden? Gel benimle.	The Secret in Their Eyes-1	2009
How's it going, notary? How are you?	Durumlar nasıl, Noter? Hey, nasılsın?	The Secret in Their Eyes-1	2009
How are you?	İyi, sen?	The Secret in Their Eyes-1	2009
This is that friend I mentioned, Esposito.	Size bahsettiğim arkadaşım, Esposito.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Andretta the notary.	Noter Andretta.	The Secret in Their Eyes-1	2009
A real notary, and my tech advisor.	Gerçek bir noterdir, teknik danışmanım olur.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Here's my card.	Kartımı vereyim.	The Secret in Their Eyes-1	2009
Let's begin with the first letter from our friend Gomez.	İşe Gomez'den gelen ilk mektupla başlayalım.	The Secret in Their Eyes-1	2009
"I swear it rained so hard I looked worse than Oleniak that night."	"Hava öyle bir yağdı ki Oleniak'ın o geceki halinden beter oldum."	The Secret in Their Eyes-1	2009