Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 169775
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Surely you've heard of him. Oh, he's a wonderful fanatic. | Eminim daha öne duymuşsundur. Oh, onun harika bir hayran kitlesi var. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| He wrote a fabulous paper on the clitoris. | Kadınlıkla ilgili şaşıcak bir yazısı var. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| But I thought you said he was a vegetarian? | Ama sen onun vejetaryen olduğunu söylemedin mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It's all related, darling. | Bu herşeyi anlatıyor tatlım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| It is? | Neyi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| What actually did you do over at Kellogg's, Bart? | Hakikaten Bart, sen Kellogg'da ne iş görüyordun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Mostly I vacuumed the doctor's cows. | Çoğunlukla doktorun ineklerini sağardım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Let me chuck some salt in here, sir. See how that works. | Hadi bana bir tuz kesesi uzatın efendim. Nasıl çalıştığınızı bir görelim. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I call this batch number seven. | Bu grupta 7 numara diye çağrılırım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| What is it, Charles? You have that look on your face again. | Ne var Charles? İş başında olduğumu görmüyor musun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| They don't look very appetizing. | Onlar pek iştah açıcı görünmüyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| They will. Give it time. | Görünecekler. Zaman ver. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Bookbinder doesn't seem to have much of a clue. | Bookbinder ipucuna sahipmiş gibi görünmüyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Do you think maybe we hired him a bit too hastily? | Sence onu aceleyle erkenden kiralamış olabilir miyiz? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| He wasn't even a baker at Kellogg's. He worked in the cow sheds. | Kellogg'da düzgün bir fırıncı değilmiş. Adam inek ahırlarında çalışmış. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Never underestimate the abilities of the common man. | Asla bir insanın birçok iş yapabileceğini aklından çıkarma adamım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Okay, there are 22 batches here. Each one of them different. | Tamam, burada 22 grup var, herbiri diğerinden farklı. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| An ounce of salt this way. A touch of malt the other. | Tuzun birazcığı bu tarafta. Biralık arpanın teması başka. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And I've got it all written down. | Ve ben tüm hesaplarımı yaptım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And this is batch number one. | Ve bu 1. grup. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Batch number one, it is, Mr. Bookbinder. | 1.grup bu, Bay Bookbinder. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| history is about to be eaten. | tarih besinlerden oluşur. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Well, one down, twenty one to go. | Tamam, biri gitti, yirmi biri kaldı. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Batch number two, please, Mr. Bookbinder. | Bay Bookbinder, lütfen 2. grup. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| We mustn't get disheartened. | Umutsuzluğa düşmemize gerek yok. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Right, Goodloe? | Haklısın, değil mi bre ? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| "The nipples, tongue, neck and lips may be utilized... | ''Gögüs ucu, dil, boyun ve dudaklar belki kullanılabilir... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| to maintain and increase the libido sexualis." | Sürdürmek ve arttırmak için ilişkideki cinsellik içgüdüsünü.'' | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And read that bit at the bottom. | Ve şu sonundaki satırları oku. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| About " it's no more than a woman has the right to demand. Any sexual pleasure..." | Hani şu ;''Kadınların isteklerinin hiç bir zaman sonu yoktur, hiç bir cinsel zevk...'' | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| What does Dr. Kellogg think of our Mr. Badger? | Bizim Bay Badger hakkında Dr. Kellogg ne düşünür? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Hates him. | Nefret eder. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Tell me, Virginia, honestly, do you think that sex is harmful? | Gerçekten söylesene Virginia, sence seks zararlı mıdır? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Oh, another ridiculous idea dreamed up by men. | Oh, erkekler tarafından uydurulan bir başka saçma fikir. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The only thing harmful about sex, my dear... | Seksle ilgili tek zararlı şey, tatlım... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| is when women don't get enough of it when they want it... | kadın daha fazla istemediği halde erkeğin daha fazla istemesidir... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| or don't get to enjoy it when they do. | veya tatmin olmaması, işte tehlike. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Is there another batch? | Başka bir grup kaldı mı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I've got it! We'll sell this batch as pig food. | Buldum, Bu grupları satacağız domuz gıdası gibi. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Vegopork. | Vegopork. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, no, Per Fo Korno for vegetarian pigs. | Hayır hayır, Per Fo Korno vejetaryen domuzlar için. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Don't think so. | Daha fazlasını düşünme Charly. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Even the pigs won't eat it. | Domuzlar bile bunları yemiyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Oh come let us adore him | Oh come let us adore him Oh hadi, çok seviyorum onu | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You did not knock. I'm at my ablutions, sir. | Kapıyı çalmadın, iş üstündeyim bayım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| He's here again, sir. Who, Badger? | O burada efendim Kim, Badger mı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Your son, George. He's throwing projectiles. | Oğlun George. bomba fırlatıyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Projectiles? | Bomba mı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Cornflakes boxes, sir. At the guests. | Mısır gevreği keseleri efendim. Misafirlere. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Boxes? Our cornflakes? | Keseler mi? Bizim mısır gevreklerimiz mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, sir. Not my brother's? | Hayır efendim. Kardeşimkiler değil mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| No, sir. They're cornflakes boxes, but there's no cornflakes in 'em. | Hayır efendim.Mısır gevreği keseleri, fakat içlerinde mısır gevreği yok. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| They have... | Onlarda... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| rice Carolina. | Carolina pirinci var. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Rice Carolina? | Carolina pirinci mi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Well, in a manner of speaking, yes. | Sonra, konuşma tarzında, evet. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| used rice Carolina, to be more precise. | kullanılmış Carolina pirinci, daha doğrusu. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I think young George has gained access to the latrines, sir. | Sanırım genç George zulayı helalardan doldurmuş, efendim. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Latrines? | Helalardan mı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| He's throwing boxes of shit at the guests! | O, konuklara bok torbaları fırlatıyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Stop this at once! | Bir an önce kes şunu. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You're a bad boy. You're very, very naughty. | Sen kötü bir çocuksun. Çok, çok edepsizsin. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Give us a cuddle. | Bir kucak versene. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Silent night | Suskun gece | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| All is calm | Tamamı huzurlu | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| All is bright | Tamamen umut verici | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Round yon virgin | Saflığın çevresinde | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Mother and child | Anne ve çocuk | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Holy infant | Kutsal bebek | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| So tender and mild | Çok şevkatli ve sevecen | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Sleep in heavenly... | Uyur cennette gibi... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Stop laughing! Who was it? | Gülmeyin! Kim yaptı? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The American foot. Underline. | Amerikan ayağı. Altını çiz. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The American foot, like American teeth and American woman, is deteriorating. | Amerikan ayağı, Amerikan dişleri gibi ve Amerikan kadını kötüleşiyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The big toe being so long and so separated as to be useless. | Ayak baş parmağı çok uzun ve çok ayrık, kullanılmayacakmış gibi. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| The Japanese, on the other hand, have smaller toes. | Japonların ise bir elindeki parmak öbür elindekinden küçüktür. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| I once had a Japanese patient who could play the violin with his feet. | Bir zamanlar bir Japon hastam vardı, ayaklarıyla keman çalabilen biriydi. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Vivaldi, Beethoven, Mozart, Palestrina. | Vivaldi, Beethoven, Mozart, Palestrina. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You all right, Poult? | Herşey yolunda mı, Poult? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Poult? | Poult? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Get that last note about the violin, Poult? Hey! | Kemanla ilgili son notu aldın mı, Poult? Hey! | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Poultney Dab, you've had a heart attack. And much worse... | Poultney Dab, kalp krizi geçirmişsin. Ve daha kötüsü... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| you're dead, sir. | sen öldün, bayım. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| You're a good man. Maybe I worked you too hard, but damn it all, man... | İyi bir adamdın. Belki seni çok çalıştırdım, ama hepsine kahretsin, adam... | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| it's very unprofessional of you, if I may say so. | Bu senin meslek kurallarına aykırı, bir çok kez söylememe rağmen. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| How could you, right here for everyone to see? | Nasıl oldu da böyle bir sağlık merkezinde herkesin gözü önünde düşebildin? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| What will people think? | İnsanlar ne düşünür şimdi? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| A fine advertisement for biological livin' you are, Poultney Dab! | Biyolojik olarak yaşadığını ilân et, Poultney Dab! | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Very unprofessional. Do you hear me? | Bu hiç profesyonel değil. Beni duyuyor musun? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Will, there you are. We'd quite given up on you. | Will, işte geldin. Biz de tamamen ayrıldığını sanıyorduk. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Mr. Unpronounceable and I were having an interesting conversation about the czar. | Bay Bilinmeyen ve ben çarla ilgili ilginç bir muhabbet ediyorduk. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Woodbine, more amperes. | Woodbine, amperi arttır. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| My John Thomas is limp between my thighs. | John Thomas'ım uylukalarım arasında topallıyor. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Who are you thinking of? | Kimi düşünüyorsun böyle? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| My dear, dear wife. A lonely religious woman. | Sevgilimi, sevgili eşimi. Dirdar kadıncağız tek başına. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And the waitress at the kiosk with the enormous breasts. | Ve büyük göğüsleriyle küçük bir kulübede garson. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Cornflake fed and yogurt toned. | Mısır gevreği kokulu ve yoğurt gibi beyaz. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And you? | Peki ya sen Will? | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| Eleanor, my wife. | Eleanor, zevcem. | The Road to Wellville-1 | 1994 | |
| And Ida Muntz, no doubt. | Ve Ida Muntz, kuşkusuz. | The Road to Wellville-1 | 1994 |