Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168975
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Rangoon. | Rangun. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| The Strand hotel? | The Strand Hotel mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Very, very nice. Yeah, we'll go there... | Çok, çok güzel. Evet oraya gideceğiz... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Soon as you take us over to May lin wai's house. | ...ama bizi önce Lin Wai'nin evine götür. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| May lin wai? | May lin wai mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| May lin wai. | May lin wai. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Did I say it wrong or something? No one sees May lin wai. | Yanlış falan mı telaffuz ettim? May lin wai'yi hiç kimse göremez. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Even the road is closed off. | Zaten yol da kapalı. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Get us as close as you can, then. Cost extra, | O zaman yaklaşabildiğin kadar yaklaş. Daha fazla isterim, | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| 400 kyat. | 400 kyat. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Just give me a receipt? | Fatura isterim. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| This is too far already. Lin wai's house is...? | Burası biraz uzak olmadı mı? Lin wai'nin evi hangisi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I'm gonna need you as a translator. What? No, no, no. | Çevirmenlik yapmanı istiyorum. Ne? Hayır, olmaz. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| 400 rean. | 400 rean. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| He's crazy, yes? Clinically insane. | O deli mi? Hem de raporlu deli. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You speak English, my friend? | İngilizce biliyor musun, dostum? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Lizard. | Lizard. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Took our luggage. | Bagajımızı da götürdü. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| He won't get far. I'll call the taxi company. | Fazla uzaklaşamaz. Taksi durağını arayacağım. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| What the guards didn't know... Couldn't know... | Muhafızların bilmediği... bilemediği şuydu... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Was that they had set off a chemical reaction in Teddy... | Teddy'de bir dizi kimyasal salımım başlattıkları... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Adrenaline, hormones, dopamine. | Adrenalin, hormonlar, dopamin. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Every sinew in Teddy's body | Teddy'nin vücudundaki her hücre... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| was focused on saving the Chiang deal | ...Chiang anlaşmasını kurtarmaya,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| and helping the burmese people | ...Burmalılara yardım etmeye... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| and seeing Lin Wai. | ...ve Lin Wai'yi görmeye odaklanmıştı. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| The guards had told Teddy he couldn't do something. | Muhafızlar Teddy'ye bir şey yapamayacağını söylediler. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Nobody tells Teddy Rist what he can and cannot do. | Hiç kimse ona neyi yapıp yapamayacağını söyleyemez. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| It's about time you showed up. | Ortaya çıkmanın vakti gelmişti. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You got me fired. Fired? | Sizin yüzünüzden kovuldum. Kovuldun mu? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| So I suppose you're going to tell me the sob story | Şimdi de hıçkırarak karın ve yedi çocuğun olduğu... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| about your wife and seven kids? | ...hikayene başlarsın sen. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| No wife, no kids, I live with my sisters. | Karım yok, çocuklarım da, ben kız kardeşlerimle yaşıyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Hey, you like young girls? | Küçük kızlardan hoşlanır mısınız? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| 16 year old, 12? | 16 yaşında, 12 yaşında? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You pimping your sisters? Not yet. | Kız kardeşlerini mi pazarlıyorsun? Henüz değil. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| But I need money. | Ama bana para lazım. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| What, a tip? | Ne? Bahşiş mi istiyor? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You're joking, right? | Dalga geçiyorsun değil mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You got me fired, man. | Beni işten attırdın, adamım. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| You're lucky that's all we did. | Sadece bunu yaptığımız için şanslısın. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Who do we know at the Myanmar ruling council? I want to set up a meeting. | Myanmar yönetiminden kimi tanıyoruz? Bir toplantı istiyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Thank you for taking the time to see me, General Nguyen. | Zaman ayırdığınız için sağ olun, General Nguyen. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Not many would recognize Teddy Rist in Myanmar, | Myanmar'da herkes Teddy Rist'i tanımayabilir,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| but I have access to sensitive material. | ...ama ben hassas yayınlara ulaşabiliyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| The good, the bad, or the obscene? | İyi, kötü, ve ahlaksız mı? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I have read volumes about you. | Sizi dergilerden takip ediyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Would you like to have a look? Yes, please. | Bakmak ister misiniz? Evet, lütfen. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| All of this is sensitive? | Bunların hepsi hassas? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Clip, clip, clip. | Kırt, kırt, kırt. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| My favorite. | En sevdiğim bu. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Dear. | Vay canına. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Yes, this was the one that I censored | Evet, bu da ofisimde... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| in my office too. | ...sansürlediklerimden. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I have many treasures. | Hazinem bol. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Well, you are a man of considerable power. | Çok iktidarlı bir adam olmalısınız. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| And since you have access to... | Bu kadar bilgiye ulaşabildiğinize göre... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| so much information, I clearly don't have to tell you about Maidstone Rist. | ...Maidstone Rist'le ilgili bilgi vermem gereksiz olacak. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Beyond our partnership with the Chiang Company, | İş ortağımız Chiang Şirketi haricinde,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| we're very interested in laying the groundwork for... | ...güzel ülkenizde başka yatırımlar için... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| further investments in your beautiful country. | ...altyapı çalışması yapmak isteriz. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I mean, these sanctions, they... | Demek istediğim, bu yaptırımlar,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| They can't go on forever, can they? | Sonsuza dek süremez ya, değil mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I'm even thinking of buying a property here, | Ayrıca burada kalacak bir yer satın almayı düşünüyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| you know, a home away from home. Very nice. | Bilirsiniz, yuvadan uzakta bir yuva. Çok güzel. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Yes, I hear the Lake Inya area is very pleasant. | Duyduğuma göre Inya Göl’ü çevresi nezih bir bölgeymiş. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| There is... there is one... | Bir cadde varmış... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| One road in particular that's very quiet and peaceful. | ...sesiz ve huzurlu olduğunu söylediler. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| It's College Street. | Kolej Caddesi. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I was hoping to get permission to go there. | Oraya yerleşmek için izin alabileceğimi umuyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Mr. Rist, | Bay. Rist,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| College Street is off limits. I mean... | ...Kolej Caddesi olmaz. Demek istediğim... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Out of respect for my friends at the Chiang Company, | Chiang Şirketi'ndeki arkadaşlarımın hatırı için... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| let me know if there's anything else I may help you with. | ...yapabileceğim bir şey varsa haberim olsun. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Teddy's next stop was the International Red Cross. | Teddy'nin sonraki durağı Uluslararası Kızıl Haç oldu. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Since one of your doctors gives Lin Wai a complete physical twice a year, | Yılda iki kere doktorlarınızdan biri Lin Wai'yi sağlık kontrolünden geçiriyor... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| I was kind of hoping you might be able to schedule the next one for this week, | ...ve ben de bir sonrakini bu hafta yapacağınızı ve beni de... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| and I could tag along as an orderly or something. | ...yardımcı olarak oraya gönderebileceğinizi umuyorum. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| We did do a medical exam. | Sağlık testi yapıyorduk. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| But after the troubles last year, the junta revoked all our privileges. | Ama geçen seneki olaydan sonra, cunta ayrıcalığımızı iptal etti. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Mia, what are you doing here? | Mia, burada ne yapıyorsun? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Can you help me? Yes, of course. | Bana yardım eder misiniz? Evet, tabi ki. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| As you all know, a child in distress awakens emotions in Teddy... | Hepinizin bildiği gibi, Teddy acı çeken bir çocuğa dayanamaz. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Emotions he can't ignore. What's wrong with her? | Buna karşı koyamaz. Onun nesi var? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Her kidneys have been failing for weeks. | Haftalardır böbrek yetmezliği ile boğuşuyor. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| She needs a kidney transplant | Bugün yarın böbrek transferi... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| today or tomorrow at the very latest. | ..yapılması gerekiyor. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| What's holding you up? | Peki sizi engelleyen ne? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| We need a fully equipped hospital, not my little clinic. | Tam teçhizatlı bir hastane gerekir, benim sağlık ocağımda olmaz. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| And does this girl really look like her family could afford a bed | Ayrıca sizce bu kızın ailesi Yangon Hastanesinde bir ameliyatı... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| at the yangon hospital? | ...karşılayabilecek gibi mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Well, how much do... | Peki böyle bir ameliyat bugünlerde... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| do kidney transplants cost these days? | ...ne kadara mal olur? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| That will do it, right? | Bu yeterli gelir mi? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Or do you need my kidney too? | Yoksa böbreğimi de ister misiniz? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| We paid for this child's kidney transplant? | Bu böbrek naklini biz mi karşıladık? | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| No, Teddy paid out of his own pocket | Hayır, Teddy hem ameliyatı,... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| for the transplant, the hotel suite, | ...hem de süiti kendi cebinden karşıladı... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| even the honor bar. | ...hatta içkileri bile. | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 | |
| Teddy was still determined to see May Lin Wai, | Teddy hala May Lin Wai'yi görmeye kararlıydı... | The Philanthropist Myanmar-1 | 2009 |