• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 168360

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
I'm so, so sorry for the temperature in here. Bu oda sıcaklığı için gerçekten özür dilerim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
The, um... sliding glass door shattered. Şey... şu cam kapılar kırıldı da. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
So... It's okay. O yüzden... Önemli değil. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
It's actually a really cute story. Aslında bunun ilginç bir hikayesi var. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Do you wanna tell it, babe or should I tell it? Sen anlatmak ister misin, aşkım yoksa ben mi anlatayım? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I don't like that story, babe. Come on! O hikayeyi sevmediğimi biliyorsun, aşkım. Haydi ama! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
It's a cute stor... Michael ran through the sliding glass door Gayet ilginç bir... Geçenlerde Michael o cam kapıların içinden geçmeye çalıştı The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
because he thought he heard the ice cream truck. çünkü dondurma arabasının sesini duyduğunu sanmış. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Stop. Stop it! Dur! Yeter! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I mean, I like ice cream, okay? Sue me. Ne yapayım, dondurmayı seviyorum, tamam mı? Bana dava açın! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Oh, no, don't. Ah, hayır, açmayın. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I shouldn't say that jokingly because she will sue me. Bunu şaka bile olsa söylememeliydim çünkü o gerçekten bana dava açacak. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
She loves to sue. Dava açmayı seviyor. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
She loves lawsuits. You know, honey, Davaları seviyor. Aslında, tatlım, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
that door was extremely clean and it looked invisible. o kapı gerçekten çok temizdi ve görünmez gibiydi. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You are so right. You are so right! Çok haklısın. Gerçekten çok haklısın! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Because before I lived here, the glass was always covered in smudges. Zira ben burada değilken, o cam kapı hep lekelerle kaplıydı. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
And I moved in and I cleaned it, so I guess that makes me the devil. Ben buraya taşındım ve onu temizledim, demek bu yüzden şeytan ruhlu bir insanım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You are! She is! Öylesin! Evet öyle! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
She is the devil! I'm in hell! O şeytanın ta kendisi! Ben de cehennemdeyim! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I'm burning. Help me. You shouldn't joke about that. Yanıyorum. Yardım edin. Bu konuda şaka yapmamalısın. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Is there more wine in the kitchen? I will get it. I will get it. Mutfakta hala şarap var mıydı? Ben getiririm, ben getiririm. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
What kind of hostess would I be if... Öbür türlü nasıl bir evsahibi... The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
It's okay... No, no. In fact, you know what? Tamam, önemli değil. Hayır, hayır. Aslında ne yapalım biliyor musun? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Girls' trip. Angela, come on. Kız kıza takılalım. Haydi, Angela. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Girls' trip. Kız kıza. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Oh, not even close. Oh, pişmekle alakası bile yok. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
So you keep a very tidy house. Demek evini tertipli tutuyorsun. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You should see our bathroom after Michael takes a bath. Bir de Michael duştan çıktıktan sonra banyonun halini görsen. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
But I don't need to tell you, Pam. Oh, yeah... Tabi bunu sana tarif etmeme gerek yok, Pam. Tabi, evet... The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Oh, don't tell me that he's really changed since you guys dated. Haydi ama, şimdi bana beraber olduğunuz zamandan beri Michael'ın değiştiğini söyleme. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Oh, are you joking? Şaka mı yapıyorsun? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Michael told me a little bit about it, but I see the way you look at him. Michael bana bu konuda biraz çıtlattı, ama ona nasıl baktığını da görüyorum. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I have never, ever dated Şimdiye kadar hiç Michael ile beraber olmak The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
or wanted to do anything resembling dating Michael, ever. veya ona yakın herhangi birşey yapmak düşüncesi aklımın ucundan geçmedi. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Not ever, not now, not then, not now, not ever, ever. Ne eskiden, ne şimdi, ne sonra, hiçbir zaman, asla. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I've noticed how you look at him at the office. Ona işyerinde nasıl baktığını farketmedim değil. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
So I spend most of my time right here. İşte zamanımın çoğunu burada geçiriyorum. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Have a hand. Altınıza bir el çekin. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
So, Jim, I noticed you checking out Jan's candles. Jim, Jan'in mumlarıyla yakından ilgilendiğini farkettim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Oh, no, she just put it in front of my face. Yok, hayır, sadece onları yüzümün dibine sokuyordu. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Yeah... Did you know that candles Tabi... Acaba mumların The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
are the number one fastest growing product in the scent aroma market? oda kokuları sektöründe en hızlı büyüyen ürün olduğunu biliyor muydun? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
$2 billion a year industry. Senelik 2 milyar dolarlık işlem hacmina sahip bir sanayi. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
And for only $10,000, Sadece 10000 dolar karşılığında, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
you could become a co owner of "Serenity by Jan." "Serenity by Jan" markasına ortak olabilirsin. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
What do you think about that? Thought about it. I'm in. Ne düşünüyorsun? Düşündüm bile. Ben varım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I'm sorry, are you really trying to get us to invest in Jan's company? Pardon, sen gerçekten Jan'in şirketine yatırım yapmamızı teşvik etmeye mi çalışıyorsun? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
We came here to eat dinner and to party. This is a dinner party, right? Buraya akşam yemeği ve parti için geldik. Bu bir akşam yemeği partisi, değil mi? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Awesome! What is he doing here? Harika! O burada ne arıyor? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Yes, what are you doing here? Dwight is friend. Evet, burada ne arıyorsun? Dwight benim arkadaşım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
We weren't invited? Davetli değil miydik? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You said that I could not invite Dwight Dwight'ı davet edemeyeceğimi, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
because he was not part of a couple, çünkü onun bir çiftin bir parçası olmadığını, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
and because we didn't have enough wine glasses. ve yeterli sayıda şarap bardağımız olmadığını söylemiştin. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Dwight brought glasses and a person. Dwight yanında bardakları ve bir kişiyi getirmiş. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Fine. Whatever you want. Peki. Nasıl istersen. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Just like always. Whatever you want. Her zamanki gibi. Sen nasıl istersen. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Whatever I want? It's never whatever I want. Ben nasıl istersem? Hiçbir zaman benim istediğim olmuyor ki! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
It's fine, Michael. When I wanted to see Stop Tamam, Michael. Ben Stop filmine gitmek istediğimde, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
and you wanted to see Wicked, what did we see? ve sen onun yerine Wicked filmini görmek istediğin zaman, hangisine gitmiştik? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
We saw Wic... Tabi ki Wick... The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
When I said that I wanted to have kids, Ben çocuk sahibi olmak istediğimi söylediğimde, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
and you said that you wanted me to have a vasectomy, what did I do? ama sen kısırlaştırma ameliyatı geçirmem gerektiğini söylediğinde, ben ne yaptım? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
And then, when you said Sonra da çocuk sahibi olmak istediğini söylediğin zaman, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
that you might wanna have kids, and I wasn't so sure, ben de bu konuda o kadar ısrarcı değilken, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
who had the vasectomy reversed? kim kısırlaştırmayı düzeltme ameliyatına girdi? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
And when you said you definitely didn't want? Ya en sonunda kesinlikle çocuk istemediğine karar verdiğin zaman? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Who had it reversed back? Kim tekrar en baştan başladı? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Snip, snap! Snip, snap! Snip, snap! Bir öyle, bir böyle! Bir öyle, bir böyle! Bir öyle, bir böyle! The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I did! Okay... Hep ben yaptım! Tamam. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You have no idea Hiç fikrin var mı acaba, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
the physical toll that three vasectomies have on a person! üç tane kısırlaştırma operasyonunun birey üzerinde bıraktığı izlerden? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
And I bought this condo Sonra bu daireyi satın aldım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
to fill with children. I am so sorry İçini çocuklarla doldurmak için. Çok özür dilerim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
that I don't want to bring kids into this screwed up world. Böyle kirli bir dünyaya çocuk getirmek istemediğim için çok özür dilerim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Okay? But look... Sorry too. Tamam mı? Bak ama... Ben de üzgünüm. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
If you want to have kids, then fine, you win. Çocuk mu istiyorsun, tamam, sen kazandın. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Let's have a fuckin' kid! Haydi lanet olası bir çocuk yapalım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You mean it? You wanna have a kid? Ciddi misin? Çocuk sahibi olmak istiyor musun? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
So can we come in? Yani içeri girebilir miyiz? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Great turkey leg. Harika bir hindi butu. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Okay, I'm just gonna check on dinner. Peki, ben yemeği bir kontrol edeyim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Angela, would you like some of my beet salad? Angela, pancar salatamdan biraz almak ister misin? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I hate beet salad. Pancar salatasından nefret ederim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
It's actually really good. Aslında gayet lezzetli. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I know you love beet salad. I've seen you eat it many times. Haydi ama, onu sevdiğini biliyorum. Daha önce bir çok defa yediğini görmüştüm. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
The thought of popping one of your beets into my mouth makes me want to vomit. Senin pancarlarından birini ağzıma almamın düşüncesi bile midemi bulandırıyor. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I hope she didn't do anything to the food. Umarım Jan yemeğe kötü bir şey koymamıştır. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I can't prove it, Kanıtlayamam ama, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
but I think she might be trying to poison me. beni zehirlemeye çalıştığından şüpheleniyorum. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Hey, looks great, babe. Yeah, it really does. Harika gözüküyor, aşkım. Evet, gerçekten öyle. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I know Jan didn't poison the food. I know that. Jan'in yemeğe zehir koymadığını biliyorum. Bundan eminim. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
But if she was going to poison the food of someone at that table, Ama eğer masadaki birisini gerçekten zehirlemek isteseydi, The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
wouldn't it be me? bu benden başka kim olabilirdi ki? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Michael's former lover. Michael'ın eski sevgilisi. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
Can you not do that? It's disgusting. Şunu yapmayı keser misin? İğrenç bir şey. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
You know I have soft teeth. How could you say that? Dişlerimin hassas olduğunu biliyorsun. Nasıl söylersin bunu bana? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
How do you guys know each other? Siz nasıl tanıştınız? The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
I was his babysitter. Onun bebekbakıcısıydım. The Office Dinner Party-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 168355
  • 168356
  • 168357
  • 168358
  • 168359
  • 168360
  • 168361
  • 168362
  • 168363
  • 168364
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim