Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167870
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I'II find a way of getting him to us, all right? I'II find a way. | Onu almak için bir yol bulurum, tamam mı? Bir yolunu bulurum. Onu yanımıza almanın bir yolunu bulacağım, tamam mı? Bulacağım. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
The traffic is backing up at the toll plazas, | Köprü gişelerinde trafik kilitlenmiş durumda. Otoyollarda trafik tıkanmış vaziyette. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
and are searching all passengers, | ...ve tüm yolcuları arıyor. ...her yolcuyu arıyorlar. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Joining us from Union Station, our very own Sylvia Patterson, | Şimdi bizlere Union Station'dan Sylvia Patterson katılıyor. Union İstasyonundan, Sylvia Patterson bize katılıyor. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Not so Iucky. | O kadar şanslı değiliz. O kadar da değil. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Long way to go with just a carry on. I'm sorry? | Öylesine gitmek için uzun bir yol. Efendim? Gitmek için uzun bir yok. Affedersiniz? | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
You know how many times you guys have Iost our bags? | Bavullarımızı kaç kere kaybettiğinizi biliyor musun? Kaç defa bavullarınızı kaybedersiniz ki? | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
George wanted to see the Ieaves. | George yaprakları görmeyi istedi. George yaprakları görmek istedi. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
I'II do this. | Ben yaparım. Yapalım şu işi. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
You Iook Iike you need to get away. | Kaçıp kurtulmak istiyormuş gibi görünüyorsunuz. Ara vermeye ihtiyacın var gibi. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Thank you for waiting, We'll soon begin boarding by rows, | Beklediğiniz için teşekkür ederiz. Birazdan uçağa yolcu alımına başlıyoruz. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Hold them at the gate. Take a Iook. | Onları kapıda beklet. Şuna bak. Onları kapıda tut. Şuna bak. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
I'II call the FBI. | FBI'a haber veriyorum. FBI'yı arıyorum. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
The captain has switched off the seat belt light, | Kaptan emniyet kemerlerinin kilidini kapattı. Kaptan, emniyet kemeri kilidini kapattı. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Flight time to Caracas, Venezuela, this evening is five hours and 32 minutes, | Bu akşamki Caracas, Venezuela uçuşumuz 5 saat 32 dakika sürecek. Caracas'dan Venezuela'ya olan uçuşumuz 5 saat 32 dakika sürecek. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
While in your seat, the captain asks that you keep your seat belt fastened, | Kaptan, koltuklarınızdayken kemerleriniz bağlı olmasını istiyor. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
Why don't you act Iike a cop? Grab the other side. | Neden polis gibi davranmıyorsun? Diğer taraftan tut. | The Next Three Days-6 | 2010 | ![]() |
After 9/11, Homeland Security made every city have a Iockdown plan. | 9/11 olayından sonra Ulusal Güvenlik he şehir için bir tecrit planı yaptı. 11 Eylul'den sonra, Yurt ici Guvenlik Teskilati her sehrin koruma plani olmasini sagladi. 11 Eylül'den sonra, Yurt içi Güvenlik Teşkilatı her şehrin koruma planı olmasını sağladı. 9/11 olayından sonra Ulusal Güvenlik he şehir için bir tecrit planı yaptı. 11 Eylül'den sonra, Yurt içi Güvenlik Teşkilatı her şehrin koruma planı olmasını sağladı. 11 Eylül'den sonra, Yurt içi Güvenlik Teşkilatı her şehrin koruma planı olmasını sağladı. 11 Eylül'den sonra, Yurt içi Güvenlik Teşkilatı her şehrin koruma planı olmasını sağladı. 9/11 olayından sonra Ulusal Güvenlik he şehir için bir tecrit planı yaptı. | The Next Three Days-7 | 2010 | ![]() |
You know the party is not until 11:00, right? Really? | Parti 11'e kadar başlamayacak biliyorsunuz, değil mi? Partinin 11'de başlayacağını biliyorsun, değil mi? Gerçekten mi? | The Next Three Days-8 | 2010 | ![]() |
Destination, Pittsburgh Zoo. She? | Varış yeri, Pittsburgh Hayvanat Bahçesi. Kadın mı? Varış yeri, Pittsburgh Hayvanat bahçesi. O mu? | The Next Three Days-8 | 2010 | ![]() |
No. Thank you. | Nerede? Luke nerede? Partide. | The Next Three Days-9 | 2010 | ![]() |
She's got a point, bro, you know. | Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslinda dogru diyor, kardesim. Onun emrinde calismaktansa, senin emrinde calismayi tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Aslında doğru diyor, kardeşim. Onun emrinde çalışmaktansa, senin emrinde çalışmayı tercih ederim. Hatunun hakkı var, abi. Onun yerine senin altında çalışmayı tercih ederdim. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
So I should just sit here while you come on | Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karsimda kocama sulanirken oylece oturmami mi bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Ne yani, sen karşımda kocama sulanırken öylece oturmamı mı bekliyorsun? Yani sen tam karşımda oturmuş ve kocamın üzerine giderken, ben öylece oturayım mı? | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
She probably can't even spell "anesthesiologist". | Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Muhtemelen "anesteziyolog" kelimesini heceleyemez. Daha "anesteziyolog" kelimesini bile telaffuz edemiyordur. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
The woman's a complete fraud. | Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadin tam bir palavraci. Ofisinde verdigi partiye gitmistik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir palavracı. Ofisinde verdiği partiye gitmiştik, seni salak. Kadın tam bir sahtekâr. Onun ofis partisine gitmiştik, aptal! | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
You are completely delusional. | Halusinasyon goruyorsun. Burada da sana sulanmadi ki. Ben sadece ondan hoslanmiyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. Halüsinasyon görüyorsun. Burada da sana sulanmadı ki. Ben sadece ondan hoşlanmıyorum. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Somebody who looks like that | Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. Onun gibi gozuken biri, agizdan yapilan ameliyatlarin yakinindan bile gecmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Onun gibi gözüken biri, ağızdan yapılan ameliyatların yakınından bile geçmemeli. Ağız cerrahlığının yanından bile geçmesine müsaade edilmemesi gerek biri. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Mom said, "Happy birthday, sweetheart", and Dad went... | Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... Annem, "Mutlu yillar, hayatim." derken, babam homurdandi. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, hayatım." derken, babam homurdandı. Annem, "Mutlu yıllar, tatlım." dedi ama babam... | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Arrest for what? ...and a search warrant for the premises. | ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? Ne icin tutuklama? ...ve mulkunuz icin arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. Ne için tutuklama? ...ve mülkünüz için arama emri. ...ve mülkünde arama yapma iznimiz var. Ne için tutulama? | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Well, it's only been a couple of years, | Daha birkaç yıl oldu, eminim ki vakit ayırıp gelecektir. Yalnizca birkac sene oldu, eminim durumu duzelecektir. Yalnızca birkaç sene oldu, eminim durumu düzelecektir. Daha birkaç yıl oldu, eminim ki vakit ayırıp gelecektir. Yalnızca birkaç sene oldu, eminim durumu düzelecektir. Yalnızca birkaç sene oldu, eminim durumu düzelecektir. Yalnızca birkaç sene oldu, eminim durumu düzelecektir. Daha birkaç yıl oldu, eminim ki vakit ayırıp gelecektir. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
He didn't even read the thing. | Okumamış bile. Diyorum ki, cezanın yarısını alır. Buraya çağıralım. Okumadi bile. Zamaninin yarsini... Bak soyluyorum. Onu haklayacagiz. Okumadı bile. Zamanının yarsını... Bak söylüyorum. Onu haklayacağız. Okumamış bile. Diyorum ki, cezanın yarısını alır. Buraya çağıralım. Okumadı bile. Zamanının yarsını... Bak söylüyorum. Onu haklayacağız. Okumadı bile. Zamanının yarsını... Bak söylüyorum. Onu haklayacağız. Okumadı bile. Zamanının yarsını... Bak söylüyorum. Onu haklayacağız. Okumamış bile. Diyorum ki, cezanın yarısını alır. Buraya çağıralım. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
So, all I have to do is find an indecent one? | Yani tek yapmam gereken saygısız birini bulmak mı? Çok da zor olmamalı. Yani tek yapmam gereken saygin olmayan bir avukat bulmak? O kadar da zor olamaz. Yani tek yapmam gereken saygın olmayan bir avukat bulmak? O kadar da zor olamaz. Yani tek yapmam gereken saygısız birini bulmak mı? Çok da zor olmamalı. Yani tek yapmam gereken saygın olmayan bir avukat bulmak? O kadar da zor olamaz. Yani tek yapmam gereken saygın olmayan bir avukat bulmak? O kadar da zor olamaz. Yani tek yapmam gereken saygın olmayan bir avukat bulmak? O kadar da zor olamaz. Yani tek yapmam gereken saygısız birini bulmak mı? Çok da zor olmamalı. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
I'm not saying judge her innocent or guilty, | Suçlu veya masum diye yargıla demiyorum, sadece kanıtlara bak diyorum. Onun masum ya da suclu olduguna karar ver demiyorum, sadece kanitlara bak. Onun masum ya da suçlu olduğuna karar ver demiyorum, sadece kanıtlara bak. Suçlu veya masum diye yargıla demiyorum, sadece kanıtlara bak diyorum. Onun masum ya da suçlu olduğuna karar ver demiyorum, sadece kanıtlara bak. Onun masum ya da suçlu olduğuna karar ver demiyorum, sadece kanıtlara bak. Onun masum ya da suçlu olduğuna karar ver demiyorum, sadece kanıtlara bak. Suçlu veya masum diye yargıla demiyorum, sadece kanıtlara bak diyorum. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
the victim's blood is on her clothes, | Maktulün kanı Lara'nın montunda çıktı, parmak izleri cinayet silahında bulundu. ...kurbanin kani kiyafetlerine bulasmis, cinayet silahinda parmak izleri var. ...kurbanın kanı kıyafetlerine bulaşmış, cinayet silahında parmak izleri var. Maktulün kanı Lara'nın montunda çıktı, parmak izleri cinayet silahında bulundu. ...kurbanın kanı kıyafetlerine bulaşmış, cinayet silahında parmak izleri var. ...kurbanın kanı kıyafetlerine bulaşmış, cinayet silahında parmak izleri var. ...kurbanın kanı kıyafetlerine bulaşmış, cinayet silahında parmak izleri var. Maktulün kanı Lara'nın montunda çıktı, parmak izleri cinayet silahında bulundu. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Lots and lots of love, Mommy." | Seni çok çok seven, Annen. "Sevgilerimle, annen." "Sevgilerimle, annen." Seni çok çok seven, Annen. "Sevgilerimle, annen." "Sevgilerimle, annen." "Sevgilerimle, annen." Seni çok çok seven, Annen. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Brennan, B R E N N A N. I'm sorry, | Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama eşinize ziyaret yasağı var. Brennan, B R E N N A N. uzgunum ama ziyaretci kabul edemez. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama ziyaretçi kabul edemez. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama eşinize ziyaret yasağı var. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama ziyaretçi kabul edemez. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama ziyaretçi kabul edemez. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama ziyaretçi kabul edemez. Brennan, B R E N N A N. Üzgünüm ama eşinize ziyaret yasağı var. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Because she's a transfer from County Jail. | Şehir hapishanesinden buraya sevk edildi. İki dakika, lütfen. cunku hapishaneden nakledildi. Sadece iki dakikaligina, lutfen. Çünkü hapishaneden nakledildi. Sadece iki dakikalığına, lütfen. Şehir hapishanesinden buraya sevk edildi. İki dakika, lütfen. Çünkü hapishaneden nakledildi. Sadece iki dakikalığına, lütfen. Çünkü hapishaneden nakledildi. Sadece iki dakikalığına, lütfen. Çünkü hapishaneden nakledildi. Sadece iki dakikalığına, lütfen. Şehir hapishanesinden buraya sevk edildi. İki dakika, lütfen. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Could it be about the triumph of irrationality | Mantıksızlığın zaferi ve bunun verdiği güç hakkında olabilir mi? Mantiksizligin zaferi ve sahip oldugu gucle alakali olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve sahip olduğu güçle alakalı olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve bunun verdiği güç hakkında olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve sahip olduğu güçle alakalı olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve sahip olduğu güçle alakalı olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve sahip olduğu güçle alakalı olabilir mi? Mantıksızlığın zaferi ve bunun verdiği güç hakkında olabilir mi? | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
It's a course that investigates | İnsanları, neye mal olursa olsun... Bu, bedeli ne olursa olsun, insanlari ozgur olmaya iten nedenleri arastiran bir ders. Bu, bedeli ne olursa olsun, insanları özgür olmaya iten nedenleri araştıran bir ders. İnsanları, neye mal olursa olsun... Bu, bedeli ne olursa olsun, insanları özgür olmaya iten nedenleri araştıran bir ders. Bu, bedeli ne olursa olsun, insanları özgür olmaya iten nedenleri araştıran bir ders. Bu, bedeli ne olursa olsun, insanları özgür olmaya iten nedenleri araştıran bir ders. İnsanları, neye mal olursa olsun... | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
the police can have the center of the city | Polis 15 dakika içinde şehir merkezini koruma altına alabilir. ...polis, sehir merkezini 15 dakika icerisinde muhurleyebilir. ...polis, şehir merkezini 15 dakika içerisinde mühürleyebilir. Polis 15 dakika içinde şehir merkezini koruma altına alabilir. ...polis, şehir merkezini 15 dakika içerisinde mühürleyebilir. ...polis, şehir merkezini 15 dakika içerisinde mühürleyebilir. ...polis, şehir merkezini 15 dakika içerisinde mühürleyebilir. Polis 15 dakika içinde şehir merkezini koruma altına alabilir. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
What if you can't get out? | Ya kaçamıyorsan? 35 dakika çok fazla bir süre değil. Peki ya kacamazsan? 35 dakika o kadar da uzun bir sure degil. Peki ya kaçamazsan? 35 dakika o kadar da uzun bir süre değil. Ya kaçamıyorsan? 35 dakika çok fazla bir süre değil. Peki ya kaçamazsan? 35 dakika o kadar da uzun bir süre değil. Peki ya kaçamazsan? 35 dakika o kadar da uzun bir süre değil. Peki ya kaçamazsan? 35 dakika o kadar da uzun bir süre değil. Ya kaçamıyorsan? 35 dakika çok fazla bir süre değil. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
If you have to rent a car, | Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit depozito kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalirsan, nakit kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit depozito kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit kabul eden bir yer bul. Araba kiralamak zorunda kalırsan, nakit depozito kabul eden bir yer bul. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
They'll still run a credit check, | Kredi kartını takip ediyor olacaklar. Yine de kontrolden gecirecekler, o yuzden kimliginde gercek insan adi kullan. Yine de kontrolden geçirecekler, o yüzden kimliğinde gerçek insan adı kullan. Kredi kartını takip ediyor olacaklar. Yine de kontrolden geçirecekler, o yüzden kimliğinde gerçek insan adı kullan. Yine de kontrolden geçirecekler, o yüzden kimliğinde gerçek insan adı kullan. Yine de kontrolden geçirecekler, o yüzden kimliğinde gerçek insan adı kullan. Kredi kartını takip ediyor olacaklar. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
But before you do anything, | Ama bir şey yapmadan önce... Ama olaylara girismeden once kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama bir şey yapmadan önce... Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama olaylara girişmeden önce kendine bir sor, bunu yapabilir misin? Ama bir şey yapmadan önce... | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
I couldn't take wondering when someone was gonna | Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. Yatak odamin kapisindan ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldiramadim. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odamın kapısından ne zaman girecekler diye merak etmeyi kaldıramadım. Yatak odasının kapısından birinin gireceği endişesini kaldıramıyordum. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
And on the left, the Allegheny County Jail, | Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. Ve sol tarafta su anda Dunya'nin en buyuk hapishanesi olan Allegheny sehri Hapishanesi'ni goruyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve sol tarafta şu anda Dünya'nın en büyük hapishanesi olan Allegheny Şehri Hapishanesi'ni görüyorsunuz. Ve solumuzda Allegheny County Hapishanesi, dünyadaki en büyük hapishane. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
There have been three escape attempts | Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. su ana kadar uc kez kacma girisiminde bulunuldu, ancak kimse sag cikamadi. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Şu ana kadar üç kez kaçma girişiminde bulunuldu, ancak kimse sağ çıkamadı. Üç defa kaçma girişimi yapılmış ama hiçbiri buradan canlı çıkmayı başaramamış. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
"On the first landing, which was as small | İlk iniş alanında, oldukça küçük döner bir merdiven vardı. "Merdivenlerin gerekli donus olarak izin verdigi kucuklukteki ilk inisinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... İlk iniş alanında, oldukça küçük ama gerekli döner bir merdivene izin verilmişti. "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... "Merdivenlerin gerekli dönüş olarak izin verdiği küçüklükteki ilk inişinde,... İlk iniş alanında, oldukça küçük döner bir merdiven vardı. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
there was a niche in the column, about half a yard wide, | Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. ...sutunda 45 cm.lik genislikte bir oyuk vardi." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." ...sütunda 45 cm.lik genişlikte bir oyuk vardı." Sütunda yarım metrelik bir oyuk vardı. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
and in this niche, the prince felt convinced that a man stood concealed. | Bu oyuğun içinde, prensin ikna edildiği bir mahkumiyetin örtbas belgeleri vardı. "Ve prens, bu oyukta bir adamin gizlendigine ikna oldugunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." Prens, bu oyuğun içinde bir adamın gizlendiğine ikan edilmişti. "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." "Ve prens, bu oyukta bir adamın gizlendiğine ikna olduğunu hissetti." Bu oyuğun içinde, prensin ikna edildiği bir mahkumiyetin örtbas belgeleri vardı. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
He thought he could distinguish a figure standing there..." | "Orada dikilen bir insani fark edebilecegini dusundu..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." "Orada dikilen bir insanı fark edebileceğini düşündü..." | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
I close my eyes, I see Luke in his bedroom, | Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u kendi yatak odasında ve... Gozlerimi kapatiyorum, Luke'u yatak odasinda, seni ise pencerenin yanindaki kanepede goruyorum. Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u yatak odasında, seni ise pencerenin yanındaki kanepede görüyorum. Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u kendi yatak odasında ve... Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u yatak odasında, seni ise pencerenin yanındaki kanepede görüyorum. Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u yatak odasında, seni ise pencerenin yanındaki kanepede görüyorum. Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u yatak odasında, seni ise pencerenin yanındaki kanepede görüyorum. Gözlerimi kapatıyorum, Luke'u kendi yatak odasında ve... | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
take a metal file and go through | Bir metal törpüsüyle tüm girintileri ve çıkıntıları törpüleyin. Elinize metal bir torpu alin ve disleri mumkun oldugu... Bir metal törpüsüyle tüm girintileri ve çıkıntıları törpüleyin. Elinize metal bir törpü alın ve dişleri mümkün olduğu... Bir metal törpüsüyle tüm girintileri ve çıkıntıları törpüleyin. Elinize metal bir törpü alın ve dişleri mümkün olduğu... Elinize metal bir törpü alın ve dişleri mümkün olduğu... Elinize metal bir törpü alın ve dişleri mümkün olduğu... Bir metal törpüsüyle tüm girintileri ve çıkıntıları törpüleyin. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
So we arrested his wife, | Karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmaktan suçlayacağız. once karisini tutukladik, simdi de adami kusmakla sucluyoruz. Önce karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmakla suçluyoruz. Karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmaktan suçlayacağız. Önce karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmakla suçluyoruz. Önce karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmakla suçluyoruz. Önce karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmakla suçluyoruz. Karısını tutukladık, şimdi de adamı kusmaktan suçlayacağız. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
It's for Carrie's birthday party. Please, come. | Carrie'nin doğum günü partisi için. Carrie'nin dogum gunu partisi icin. Gel lutfen, esinle tanismak isterim. Carrie'nin doğum günü partisi için. Gel lütfen, eşinle tanışmak isterim. Carrie'nin doğum günü partisi için. Carrie'nin doğum günü partisi için. Gel lütfen, eşinle tanışmak isterim. Carrie'nin doğum günü partisi için. Gel lütfen, eşinle tanışmak isterim. Carrie'nin doğum günü partisi için. Gel lütfen, eşinle tanışmak isterim. Carrie'nin doğum günü partisi için. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Thank you very much for the invitation. | Davetiniz için çok teşekkürler, gelmeye çalışacağız. Davetiyen icin cok tesekkur ederim. Gecmeye calisiriz. Davetiyen için çok teşekkür ederim. Geçmeye çalışırız. Davetiniz için çok teşekkürler, gelmeye çalışacağız. Davetiyen için çok teşekkür ederim. Geçmeye çalışırız. Davetiyen için çok teşekkür ederim. Geçmeye çalışırız. Davetiyen için çok teşekkür ederim. Geçmeye çalışırız. Davetiniz için çok teşekkürler, gelmeye çalışacağız. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Well, the title hasn't even been cleared yet. | Daha başlık bile belli olmadı. Elimden bir şey gelmez. Daha basligi bile belli degil, bunu yapmamin imkani yok... Daha başlığı bile belli değil, bunu yapmamın imkanı yok... Daha başlık bile belli olmadı. Elimden bir şey gelmez. Daha başlığı bile belli değil, bunu yapmamın imkanı yok... Daha başlığı bile belli değil, bunu yapmamın imkanı yok... Daha başlığı bile belli değil, bunu yapmamın imkanı yok... Daha başlık bile belli olmadı. Elimden bir şey gelmez. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
So don't be talking to me about fantasies | Mutlu sonla bitecek fantezilerden bahsetme... Bu yuzden, mutlu bitecek hayallerinden bahsetme bana... Bu yüzden, mutlu bitecek hayallerinden bahsetme bana... Mutlu sonla bitecek fantezilerden bahsetme... Bu yüzden, mutlu bitecek hayallerinden bahsetme bana... Bu yüzden, mutlu bitecek hayallerinden bahsetme bana... Bu yüzden, mutlu bitecek hayallerinden bahsetme bana... Mutlu sonla bitecek fantezilerden bahsetme... | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
I mean, what do you want me to do here? | Burada ne yapmamı istiyorsun? Seni daha iyi mi hissettireyim? Yani, ne yapmami istiyorsun? Daha iyi hissetmeni saglamami mi? Yani, ne yapmamı istiyorsun? Daha iyi hissetmeni sağlamamı mı? Burada ne yapmamı istiyorsun? Seni daha iyi mi hissettireyim? Yani, ne yapmamı istiyorsun? Daha iyi hissetmeni sağlamamı mı? Yani, ne yapmamı istiyorsun? Daha iyi hissetmeni sağlamamı mı? Yani, ne yapmamı istiyorsun? Daha iyi hissetmeni sağlamamı mı? Burada ne yapmamı istiyorsun? Seni daha iyi mi hissettireyim? | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
If I killed her. Because I know you didn't. | Ya oldurmussem? oldurmedigini biliyorum da ondan. Ya öldürmüşsem? Öldürmediğini biliyorum da ondan. Ya öldürmüşsem? Öldürmediğini biliyorum da ondan. Ya öldürmüşsem? Öldürmediğini biliyorum da ondan. Ya öldürmüşsem? Öldürmediğini biliyorum da ondan. | The Next Three Days-10 | 2010 | ![]() |
Home... | Ah evdeyim... | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Bed's kind of hard | Bu biraz sert | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
What a night | Ne geceydi | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Time to wake up | Kalkma vakti | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Come on Winston. Winston, get up, sleepyhead | Hadi Winston. Winston, kalk, seni uykucu | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Just a few more minutes, mum. Okay? | Bir kaç dakika daha, anne. Tamam mı? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Hey, kid, I hope you put it in a safe place | Hey, çocuk, umarım onu güvenli bir yere koymuşsundur | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
The money | Parayı | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
What? Money | Ne? Para | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Mon... do I know you | Seni tanıyor muyum? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Oh, very funny | Oh, çok komik | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
You're a great comedian | Büyük komedyensin | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Now... don't tell me you can't remember | Şimdi... Hatırlayamadığını söyleme | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Remember? I can't remember anything | Hatırlamak? Hiçbir şey hatırlayamıyorum | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Listen, kid, do yourself a favor | Dinle, çocuk, kendine bir iyilik yap | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Don't hang around, you sabe? | Etrafta dolanma, anladın mı? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Excuse me, do you know where we are? | Afedersin, nerede olduğumuzu biliyor musun? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
The way I look at it it's not where you are | Baktığım yol olduğun yer değil, | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
But where you're going, catchy, huh? | Ama gitmek üzere olduğun yer, çaktın mı? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I'm too smart. I should be in another business | Çok zekiyim. Başka bir meslekte olmalıydım | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
A stockbroker | Borsa simsarlığı.. | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I could buy this building, do a paint job | Bu binayı satın alabilirdim, boya işi yapabilirdim | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Maybe become a distributor | Belki bir distribütör olurdum | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I could do wonders. Berlin... | Harikalar yaratabilirdim. Berlin... | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Hold it, sir | Bekle, bayım | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I'm not from around here | Ben bu çevreden değilim | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Damn bug over there | Lanet, böcek var | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Ma'am, excuse me | Bayan, bakar mısınız? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Coffee... and a doughnut, please | Kahve... ve bir donut, lütfen | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Could you tell me where this is? | Burası nerede söyleyebilir misiniz? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I mean, where we are exactly | Yani tam olarak neredeyiz? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
It's just that I don't know where I am | Yalnızca nerede olduğumu bilmiyorum. | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
I know that sounds strange, but... | Kulağa garip geldiğini biliyorum, fakat... | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Phone company's got information | Telefon Şirketi bilgi verir | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Here we got doughnuts and coffee | Biz donut ve kahve | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
You want doughnuts and coffee, fine! | Sen de donut ve kahve istedin, güzel! | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
You want information, try 411 | Bilgi istiyorsan, 411'i dene | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Want a bib too? | Önlük de ister misin? | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
No, sorry, the coffee was hot | Hayır, üzgünüm, kahve çok sıcaktı | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |
Let it cool first, dear | Soğumasını bekle, hayatım | The Night Before-1 | 1988 | ![]() |