Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 167293
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Do you remember the first time you saw me? | Beni ilk gördüğün zamanı hatırlıyor musun? | The Merry Gentleman-1 | 2008 | ![]() |
l found a girl under a Christmas tree. | Noel ağacının altında bir kız bulmuştum. | The Merry Gentleman-1 | 2008 | ![]() |
l looked up, and there you were. | Yukarı baktım ve seni gördüm. | The Merry Gentleman-1 | 2008 | ![]() |
What are we gonna do now, Frank? | Şimdi ne yapacağız Frank? | The Merry Gentleman-1 | 2008 | ![]() |
It's okay. Mommy's here, okay? | Birşey yok. Annen burada, tamam mı? It's okay. Mommy's here, okay? Bir şey yok. Annen burada, tamam mı? Birşey yok. Annen burada, tamam mı? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I need you to be a big boy, okay? | Yetişkin bir çocuk olmanı istiyorum, tamam mı? I need you to be a big boy, okay? Yetişkin bir çocuk olmanı istiyorum, tamam mı? Yetişkin bir çocuk olmanı istiyorum, tamam mı? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Get under the bed. Get under the bed. Right now. Quick. Quick. | Yatağın altına gir. Yatağın altına gir. Hemen. Çabuk. Çabuk. Get under the bed. Get under the bed. Right now. Quick. Quick. Yatağın altına gir. Yatağın altına gir. Hemen. Çabuk. Çabuk. Yatağın altına gir. Yatağın altına gir. Hemen. Çabuk. Çabuk. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Please, leave us alone! | Lütfen bizi rahat bırak! Please, leave us alone! Lütfen bizi rahat bırak! Lütfen bizi rahat bırak! | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Where's Mom? Where's... | Annem nerede? Nerede... Where's Mom? Where's... Annem nerede? Nerede... Annem nerede? Nerede... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Go, Michael, go! | Yürü Michael, yürü! Go, Michael, go! Yürü Michael, yürü! Yürü Michael, yürü! | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Michael, run! | Michael, kaç! Michael, run! Michael, kaç! Michael, kaç! | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
You're going to run down the battery. | Şarjını bitireceksin. You're going to run down the battery. Şarjını bitireceksin. Şarjını bitireceksin. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Like you could get a signal around here anyway. | Sanki telefonum buralarda çekiyormuş gibi konuşuyorsun. Like you could get a signal around here anyway. Sanki telefonum buralarda çekiyormuş gibi konuşuyorsun. Sanki telefonum buralarda çekiyormuş gibi konuşuyorsun. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Luckily, people out here remember you can have conversations without those things. | Allahtan buradaki insanların elinde o şeyler olmadan konuşabilmeyi unutmuyorlar. Luckily, people out here remember you can have conversations without those things. Allahtan buradaki insanların elinde o şeyler olmadan konuşabilmeyi unutmuyorlar. Allahtan buradaki insanların elinde o şeyler olmadan konuşabilmeyi unutmuyorlar. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
It's okay, buddy. | Birşey yok, canım. It's okay, buddy. Bir şey yok, canım. Birşey yok, canım. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Be careful not to unbuckle his seatbelt. | Dikkat et onun emniyet kemerinin tokasını çözme. Be careful not to unbuckle his seatbelt. Dikkat et onun emniyet kemerinin tokasını çözme. Dikkat et onun emniyet kemerinin tokasını çözme. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I'm not. | Çözmüyorum. I'm not. Çözmüyorum. Çözmüyorum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
We're here. How about that? | Geldik. Şurası nasıl? We're here. How about that? Geldik. Şurası nasıl? Geldik. Şurası nasıl? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
No going back now. | Şuan geri dönüş yok. No going back now. Şuan geri dönüş yok. Şuan geri dönüş yok. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
We couldn't afford it even if we wanted to. | İstesek bile paramız yetmeyebilir. We couldn't afford it even if we wanted to. İstesek bile paramız yetmeyebilir. İstesek bile paramız yetmeyebilir. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I know it's a bit run down, but wait till you see the inside. | Biraz köhne olduğunu biliyorum ama içini görene kadar bekleyin. I know it's a bit run down, but wait till you see the inside. Biraz köhne olduğunu biliyorum ama içini görene kadar bekleyin. Biraz köhne olduğunu biliyorum ama içini görene kadar bekleyin. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Hey, buddy. Hey, Denise, check out the water pump. | Merhaba, ahbap. Denise, su pompasını kontrol et. Hey, buddy. Hey, Denise, check out the water pump. Merhaba, ahbap. Denise, su pompasını kontrol et. Merhaba, ahbap. Denise, su pompasını kontrol et. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
You want to come see your new back yard? | Yeni arka bahçeni gelip görmek ister misin? You want to come see your new back yard? Yeni arka bahçeni gelip görmek ister misin? Yeni arka bahçeni gelip görmek ister misin? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Yeah? It's big. | Evet, mi? Çok büyük. Yeah? It's big. Evet, mi? Çok büyük. Evet, mi? Çok büyük. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Still works. Yeah, I'm impressed. | Hala çalışıyor. Evet, etkilendim. Still works. Yeah, I'm impressed. Hala çalışıyor. Evet, etkilendim. Hala çalışıyor. Evet, etkilendim. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I know you're worried. | Tasalandığını biliyorum. I know you're worried. Tasalandığını biliyorum. Tasalandığını biliyorum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
But a couple of days and I'll have everything here running like new. I promise. | Ama birkaç gün içinde buradaki her şeyi yeniymiş gibi çalıştıracağım. Söz veriyorum. But a couple of days and I'll have everything here running like new. I promise. Ama birkaç gün içinde buradaki her şeyi yeniymiş gibi çalıştıracağım. Söz veriyorum. Ama birkaç gün içinde buradaki her şeyi yeniymiş gibi çalıştıracağım. Söz veriyorum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Even that? | Şunu bile mi? Even that? Şunu bile mi? Şunu bile mi? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
All right. Maybe a week. | Pekâlâ. Bir hafta sürebilir. All right. Maybe a week. Pekâlâ. Bir hafta sürebilir. Pekâlâ. Bir hafta sürebilir. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Still think we can do this? | Hala bunu halledebileceğimizi mi düşünüyorsun? Still think we can do this? Hala bunu halledebileceğimizi mi düşünüyorsun? Hala bunu halledebileceğimizi mi düşünüyorsun? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Climate's right. The soil reports are great. | Climate haklı. Toprak raporları harika. Climate's right. The soil reports are great. Climate haklı. Toprak raporları harika. Climate haklı. Toprak raporları harika. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Listen, I know I couldn't make this work in the city. | Dinle, bu işi şehirde yapamayacağımı biliyorum. Listen, I know I couldn't make this work in the city. Dinle, bu işi şehirde yapamayacağımı biliyorum. Dinle, bu işi şehirde yapamayacağımı biliyorum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
But this is something I know. | Ama bildiğim birşey bu. But this is something I know. Ama bildiğim bir şey bu. Ama bildiğim birşey bu. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Jess, come help with these bags. | Jess, gel de şu çantalara yardım et. Jess, come help with these bags. Jess, gel de şu çantalara yardım et. Jess, gel de şu çantalara yardım et. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
What do you think of the house? | Evi nasıl buldun? What do you think of the house? Evi nasıl buldun? Evi nasıl buldun? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Neat. | Temiz. Neat. Temiz. Temiz. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Help us unload. | Boşaltmamıza yardım et. Help us unload. Boşaltmamıza yardım et. Boşaltmamıza yardım et. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
If we want anything to sleep on tonight, we got to get moving. | Bu gece birşeylerin üzerinde yatmak istiyorsak, taşınmalıyız. If we want anything to sleep on tonight, we got to get moving. Bu gece bir şeylerin üzerinde yatmak istiyorsak, taşınmalıyız. Bu gece birşeylerin üzerinde yatmak istiyorsak, taşınmalıyız. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I think she's going to be okay. | Sanırım problem etmeyecek. I think she's going to be okay. Sanırım problem etmeyecek. Sanırım problem etmeyecek. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Well, at least she's talking to us. I guess that's a start. | En azından bizimle konuşuyor. Galiba bu bir başlangıç. Well, at least she's talking to us. I guess that's a start. En azından bizimle konuşuyor. Galiba bu bir başlangıç. En azından bizimle konuşuyor. Galiba bu bir başlangıç. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I love it out here, you know. | Burayı çok sevdiğimi biliyorsun. I love it out here, you know. Burayı çok sevdiğimi biliyorsun. Burayı çok sevdiğimi biliyorsun. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Hey. Hey. | Merhaba. Merhaba. Hey. Hey. Merhaba. Merhaba. Merhaba. Merhaba. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
How's it going? | Nasılsın? How's it going? Nasılsın? Nasılsın? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
It's so quiet out here. | Burası çok sessiz. It's so quiet out here. Burası çok sessiz. Burası çok sessiz. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Yeah. It takes some getting used to, huh? | Evet. Alışmak biraz zaman alacak, ha? Yeah. It takes some getting used to, huh? Evet. Alışmak biraz zaman alacak, ha? Evet. Alışmak biraz zaman alacak, ha? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
You know, bringing you out here wasn't a punishment, Jessica. | Seni buraya getirmenin bir ceza olmadığını biliyorsun, Jessica. You know, bringing you out here wasn't a punishment, Jessica. Seni buraya getirmenin bir ceza olmadığını biliyorsun, Jessica. Seni buraya getirmenin bir ceza olmadığını biliyorsun, Jessica. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
It's an adjustment for everybody. | Herkes için bir adaptasyon. It's an adjustment for everybody. Herkes için bir adaptasyon. Herkes için bir adaptasyon. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
And the only way we're going to make this work | Ve bunu işe yarar hale getirmenin tek çaresi... And the only way we're going to make this work Ve bunu işe yarar hale getirmenin tek çaresi... Ve bunu işe yarar hale getirmenin tek çaresi... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
is if we give it a chance. | ...şansımızı denemektir. is if we give it a chance. ...şansımızı denemektir. ...şansımızı denemektir. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
"I'll take that as a good point, Dad. | "Bunu önemli bir konu olarak algılayacağım, Baba. "I'll take that as a good point, Dad. "Bunu önemli bir konu olarak algılayacağım, Baba. "Bunu önemli bir konu olarak algılayacağım, Baba. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
"You're right. You're always right." | "Haklısın. Her zaman haklısındır." "You're right. You're always right." "Haklısın. Her zaman haklısındır." "Haklısın. Her zaman haklısındır." | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Good night. | İyi geceler. Good night. İyi geceler. İyi geceler. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Get some sleep. | Biraz uyu. Get some sleep. Biraz uyu. Biraz uyu. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Don't give up, honey! | Pes etme, hayatım! Don't give up, honey! Pes etme, hayatım! Pes etme, hayatım! | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Don't worry. I'll get it. | Merak etme. Hallederim. Don't worry. I'll get it. Merak etme. Hallederim. Merak etme. Hallederim. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Come on. That's right. Come on. | Hadi. İşte böyle. Hadi. Come on. That's right. Come on. Hadi. İşte böyle. Hadi. Hadi. İşte böyle. Hadi. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
He did it! High five. High five. | Çalıştırdı. Çak bir beşlik. Çak bir beşlik. He did it! High five. High five. Çalıştırdı. Çak bir beşlik. Çak bir beşlik. Çalıştırdı. Çak bir beşlik. Çak bir beşlik. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
He did it! | Çalıştırdı. He did it! Çalıştırdı. Çalıştırdı. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Roy Solomon? | Roy Solomon? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Colby Price. Belton Savings. | Colby Price. Belton Komisyonculuk'dan. Colby Price. Belton Savings. Colby Price. Belton Komisyonculuk'dan. Colby Price. Belton Komisyonculuk'dan. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Oh, hey. Good to meet you. | Merhaba. Sizinle tanışmak harika. Oh, hey. Good to meet you. Merhaba. Sizinle tanışmak harika. Merhaba. Sizinle tanışmak harika. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
So you said your father grew sunflowers, too. | Babanızın da ayçiçeği yetiştirdiğini söylemiştiniz. So you said your father grew sunflowers, too. Babanızın da ayçiçeği yetiştirdiğini söylemiştiniz. Babanızın da ayçiçeği yetiştirdiğini söylemiştiniz. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Yeah, over in Turek County. | Evet, Turek ilçesinde. Yeah, over in Turek County. Evet, Turek ilçesinde. Evet, Turek ilçesinde. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I grew up not too far from here. | Büyüdüğüm yer buraya çok uzak değil. I grew up not too far from here. Büyüdüğüm yer buraya çok uzak değil. Büyüdüğüm yer buraya çok uzak değil. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Right. | Doğrudur. Right. Doğrudur. Doğrudur. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Look, I know you're all moved in, | Bakın, tamamen taşındığınızı biliyorum... Look, I know you're all moved in, Bakın, tamamen taşındığınızı biliyorum... Bakın, tamamen taşındığınızı biliyorum... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
but an opportunity came up at the bank that I thought you might be interested in. | ...ama bankada ilgilenebileceğinizi düşündüğüm bir olanak meydana geldi. but an opportunity came up at the bank that I thought you might be interested in. ...ama bankada ilgilenebileceğinizi düşündüğüm bir olanak meydana geldi. ...ama bankada ilgilenebileceğinizi düşündüğüm bir olanak meydana geldi. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
This place sat gathering dust for years until you came along and bought it, | Siz gelip burayı satın alana kadar burası yıllardır toz topluyordu... This place sat gathering dust for years until you came along and bought it, Siz gelip burayı satın alana kadar burası yıllardır toz topluyordu... Siz gelip burayı satın alana kadar burası yıllardır toz topluyordu... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
and now, as it happens, | ...ve şimdi, şans eseri... and now, as it happens, ...ve şimdi, şans eseri... ...ve şimdi, şans eseri... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
another party's expressed interest in the farm. | ...başka biri çiftlikle ilgilendiğini ifade etti. another party's expressed interest in the farm. ...başka biri çiftlikle ilgilendiğini ifade etti. ...başka biri çiftlikle ilgilendiğini ifade etti. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
The good news is, they're willing to pay what you paid | İyi haber, ödediğiniz fiyatı verip... The good news is, they're willing to pay what you paid İyi haber, ödediğiniz fiyatı verip... İyi haber, ödediğiniz fiyatı verip... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
and put another 15% on top of that. | ...bunun üstüne %15'ini daha vermek istiyorlar. and put another 150/0 on top of that. ...bunun üstüne %15'ini daha vermek istiyorlar. ...bunun üstüne %15'ini daha vermek istiyorlar. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
We just got here. | Buraya daha yeni geldik. We just got here. Buraya daha yeni geldik. Buraya daha yeni geldik. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
And frankly, | Ve açıkçası... And frankly, Ve açıkçası... Ve açıkçası... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
my family's looking for a little stability right now. | ...ailem şuan biraz devamlılık arıyor. my family's looking for a little stability right now. ...ailem şuan biraz devamlılık arıyor. ...ailem şuan biraz devamlılık arıyor. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Well, this will give you the details. | Burada ayrıntıları göreceksiniz. Well, this will give you the details. Burada ayrıntıları göreceksiniz. Burada ayrıntıları göreceksiniz. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Give me a call if you want to discuss it. | Görüşmek isterseniz beni ararsınız. Give me a call if you want to discuss it. Görüşmek isterseniz beni ararsınız. Görüşmek isterseniz beni ararsınız. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Thanks, I will. | Sağolun, ararım. Thanks, I will. Sağ olun, ararım. Sağolun, ararım. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Hey, Benny. | Benny. Hey, Benny. Benny. Benny. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I'm coming. | Geliyorum. I'm coming. Geliyorum. Geliyorum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
You ready? | Hazır mısın? You ready? Hazır mısın? Hazır mısın? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Oh, great. | Harika. Oh, great. Harika. Harika. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Hey, sport. | Merhaba, şakacı. Hey, sport. Merhaba, şakacı. Merhaba, şakacı. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I thought you were asleep. | Uyuduğunu sanıyordum. I thought you were asleep. Uyuduğunu sanıyordum. Uyuduğunu sanıyordum. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
How'd you get out of bed, sport? | Yatağından nasıl çıktın, şakacı? How'd you get out of bed, sport? Yatağından nasıl çıktın, şakacı? Yatağından nasıl çıktın, şakacı? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I thought you were... | Yattığını sanıyor... I thought you were... Yattığını sanıyor... Yattığını sanıyor... | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Come on. Let's get you to bed. | Hadi. Seni yatağına koyalım. Come on. Let's get you to bed. Hadi. Seni yatağına koyalım. Hadi. Seni yatağına koyalım. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
All right, Ben. Now you try to get some sleep now, okay? | Pekâlâ, Ben. Şimdi biraz uyumaya çalış, tamam mı? All right, Ben. Now you try to get some sleep now, okay? Pekâlâ, Ben. Şimdi biraz uyumaya çalış, tamam mı? Pekâlâ, Ben. Şimdi biraz uyumaya çalış, tamam mı? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Lay down. Go to sleep. Good boy. | Uzan. Uyu. Uslu çocuk. Lay down. Go to sleep. Good boy. Uzan. Uyu. Uslu çocuk. Uzan. Uyu. Uslu çocuk. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Daddy loves you. | Baban seni çok seviyor. Daddy loves you. Baban seni çok seviyor. Baban seni çok seviyor. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
What? | Bu da ne? What? Bu da ne? Bu da ne? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Going to town. I don't think so, Jess. | Kasabaya gidiyorum. Gideceğini sanmıyorum, Jess. Going to town. I don't think so, Jess. Kasabaya gidiyorum. Gideceğini sanmıyorum, Jess. Kasabaya gidiyorum. Gideceğini sanmıyorum, Jess. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Give me the keys. | Anahtarları bana ver. Give me the keys. Anahtarları bana ver. Anahtarları bana ver. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I just had them, like, two seconds ago. | Anahtarları yeni aldım, iki saniye olmadı bile. I just had them, like, two seconds ago. Anahtarları yeni aldım, iki saniye olmadı bile. Anahtarları yeni aldım, iki saniye olmadı bile. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Thanks, Jess. You ready to go? | Teşekkürler, Jess. Gitmeye hazır mısın? Thanks, Jess. You ready to go? Teşekkürler, Jess. Gitmeye hazır mısın? Teşekkürler, Jess. Gitmeye hazır mısın? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
What's up with that? | Neyi var onun? What's up with that? Neyi var onun? Neyi var onun? | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
It was me, not her. | Sorun bende, onda değil. It was me, not her. Sorun bende, onda değil. Sorun bende, onda değil. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
I thought she was taking the car. | Arabayı alacağını sandım. I thought she was taking the car. Arabayı alacağını sandım. Arabayı alacağını sandım. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
Don't beat yourself up over it. | Kabahati kendinde bulma. Don't beat yourself up over it. Kabahati kendinde bulma. Kabahati kendinde bulma. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |
By the way, your son managed to climb out of his crib last night. | Bu arada, senin oğlan dün gece beşiğinden çıkmayı başarmış. By the way, your son managed to climb out of his crib last night. Bu arada, senin oğlan dün gece beşiğinden çıkmayı başarmış. Bu arada, senin oğlan dün gece beşiğinden çıkmayı başarmış. | The Messengers-1 | 2007 | ![]() |